resim
Ali Yıldırım Koç
Görev:Başkan
Takım:Fenerbahçe
Yaş:57
Uyruk:Türkiye
  • 6701
    seçilmesi çok kötü oldu.

    biz bir şekilde yine kazanırız da acı çekiyoruz. geçen sene nisan ayında bitecek lig son maça kadar oynandı. ondan önceki sene de aynı şekilde. es kasa ayağımız kaysa neler olabilirdi kimse düşünmüyor.

    önümüzde bir de transfer dönemi var. taraftarın sinir uçlarıyla oynayacaklar. zor günler geride kaldı sırada daha zor günler var.
  • 6702
    fenerbahçe camiasına inkar psikolojisini ilmek ilmek işletebilmesi bile başarı doğruya doğru. adamlar galatasaray şampiyonluk farkını ikiye çıkardı diye aziz yıldırım gibi dominant fenerbahçe yaratmış 20 yıllık baskanlarini teneke bağlayarak göndermişti. ali koç ise bunun üstüne 0 fenerbahçe şampiyonluğu 3 galatasaray şampiyonluğu görmesine rağmen taraftarlarını 59 öncesi şampiyonluk masalları ve yapı bizi sampiyon yapmıyor algısıyla uyutmaya devam ediyor. arada da mesut ozil, jorge jesus, dzeko, fred şimdide mourinho gibi sansasyonel hamlelerle dikkat dağıtıp olası sezon sonu tepkileri onleyebiliyor.

    aynı durum bizde olsa ali koç değil başkanlık camiadan içeri bile giremezdi. ailesi güçlü de olsa, liseli de olsa böyle olurdu. bu camiada liseli bile olsan taraftara karşı gelemiyorsun. kulübün ve lisenin en ağır figürlerinden rahmetli özhan canaydın bile girdiği tüm seçimleri kazanmasına rağmen tepkilerden ve kanser hastalığından 2008 seçimleri sonrası başkanlığı bıraktı. 20:45 aforizmasiyla kulübümüzün tarihine geçen adnan polat’in 2011 faciasından sonra esamesi okunmadı.
    şimdiki başkan dursun özbek o dönem fatih terim
    hamlesine rağmen seçimi mustafa cengiz’e kaybetti.

    bizde başarısızlığın hesabı her zaman sorulmuştur. fenerbahce’de ise tek adam düzeni ve kişiye tapma kültürlü ağır bastigi için hiçbir zaman adam akıllı hesap soramazlar. biz beşinci yildizi taksak bizim 28 şampiyonluğumuz var türkiye’nin en iyisiyiz yalanına sarılacaklar.

    o yuzden ali koc bana göre başarılı. geçen sene kazandığı türkiye kupası disinda kupası yok kulüp tarihine geçen elle tutulur bir avrupa serüveni, büyük maç zaferi vs. hiç yok. ama beş yıldız, bizi sampiyon yapmazlar hocu geyiğiyle tüm camiayı kendinde toplamayı biliyor. mourinho’ya servet dökmese bile yukarıdaki bahanelerle yine seçilecekti.
  • 6707
    " ben başkan olduğum müddetçe fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar." söyleminin üzerinden vakit geçmeden başkanlığa adaylığını koyuyorsun. hemen peşinden jose mourinho ile anlaşıyorsun. sonra da başkan olup meşale yakıyorsun.

    en çok da meşaleye üzüldüm. neden yakıldığını kendi bile anlayamadan söndü gitti. halbuki biz tüm meşalelere, yandıklarında onları 52.000 kişi ile karşılamayı öğretmiştik. muhtar ve ihtiyar heyeti gibi karşıladınız garibimi. içli içli yandı hep, bahtına küskün bir şekilde.
  • 6708
    1967 doğumlu olduğunu görünce şok geçirdiğim zat. ben kendisini max 50 falan zannediyordum. 57 yaşına gelip hala kocaman bir şımarık ergen olmak inanılmaz bir olay ya. babam 1965 doğumlu, kıyaslayınca kafayı yedim. 57 yaşına gelip hala holdingin emanet edilememesi de ayrı bir rezillik. ali yiğit buruk muhtemelen kendisinden daha aklı başında ve daha yüksek bir olgunluk seviyesine erişmiştir. ya da 1-2 seneye kendisini geçer diye tahmin ediyorum. erden timur da kendisinden fiziksel olarak 15 yaş küçük olup, zihinsel olarak 50 yaş falan daha ileride.
  • 6710
    başlığında erden timur, ali yiğit buruk gibi kişilerle mukayese edilmemesi, karşılaştırılmaması gereken fenerbahçe başkanı. bu karşılaştırmalar bana hagi vs tayfur bingöl karşılaştırması kadar absürt ve anlamsız geliyor.

    gerçek bir karşılaştırma ve galibinin kim olduğunu bilmediğimiz bir vs. istiyorsak, rambo okan'la karşılaştırabiliriz. bence kafa kafaya bir mücadele olur.
  • 6712
    fatih altaylı'nın kendisine bir açık mektup yazıp yerden yere vurduğu şahıs... sadece şahıs. başka bir şey değil gözümde. söz konusu yazı aşağıdadır. biraz uzun ama fena eğlenceli bir galatasaraylı gözünden bakınca.

    --- alıntı ---
    fatih altaylı'dan, ali koç'a açık mektup:

    "sayın ali koç,

    size yazdığım bu satırlara “sayın” diye başlamamın nedeni siz değilsiniz.

    ailenizin, dedenizin, babanızın, ağabeylerinizin türkiye için yaptıklarıdır.

    siz benim için bırakın “sayın” olmayı, yok hükmündesiniz.

    tavrınız ve yaptıklarınızla benim değil ancak psikoloji hatta psikiyatrinin ilgi alanına girersiniz.

    ve emin olunuz ki, bu yüzden size bu satırları yazmama kararı almıştım.

    ama yine de kendinize gelmeniz için birilerinin sizi uyarması gerek.

    ali koç bey, siz de, ben de ve herkes de biliyor ki, sizin hayatta şahsi hiçbir başarınız yok.

    rahmetli dedenizin yarattığı, babanızın yaşattığı, kardeşlerinizin büyüttüğü bir servetin varisi olmaktan öte bir değer de yaratmadınız.

    büyük ihtimalle de, varisi olduğunuz holdingin yöneticileri de bunu gördükleri için, aile şirketinizde dahi kritik bir pozisyona layık görülmediniz.

    bu yüzden de bir ömür boyudur mensubu olmaktan gurur duyduğum camiama yönelik ağır hakaretleriniz ve haksız ve terbiyesiz ithamlarınıza karşı yazmayı vadettiğim bu satırları yazmaktan vazgeçmiştim.

    değmezdiniz.

    psikolog acar baltaş çok bilinen bir konuşmasında bakın ne anlatıyor:

    “bazıları çocuklarına bir özgüven aşılamaya çalışıyor, özgüvenle her şeyin çözüleceğini öğretmekle çocuk yetiştirilebileceğini zannediyorlar. istemekle ve kendine güvenmesini sağlamakla sorunların çözüleceğini zannediyorlar. bakın etrafınıza, bunlar sahip olmadıkları özelliklere sahip olduklarını düşünürler, sahip oldukları özellikleri abartırlar ve işler kötüye gittiği zaman başkalarını suçlarlar. bir hayatın içinde başarısızlık, hayal kırıklığı, düştüğü yerden kalkmak yoksa o hayat mantar bir hayattır. o hayatın hikayesi yoktur. düz giden bir hayatın hikayesi olmaz. hayat başarılar değil, başarısızlıklardan öğrenilir. başarısızlık yoksa, kayıplar yoksa, düşerek, kaybederek öğrenmek yoksa hayat da yoktur. hayatın hikayesi de yoktur. bunu öğrenmemiş olanlar yok mudur, vardır elbette. bunlar işte patron çocuklarıdır. hepsi değil ama çok büyük çoğunluğu hayatında bir zorlukla karşılaşmamış, her istediği olmuş, olmadığı zaman öfke nöbetleri geçirmiş insanlardır. bunlar insanlara değer vermez ve kolay harcarlar.”

    bu sözler benim size yönelik bir şey söylememe gerek bıraktırmayacak kadar açık bir tarif içeriyordu.

    ötesini söylememe gerek yoktu.

    sizin işiniz benimle değil, psikologlarla olabilirdi. sizi onların eline bırakmak daha doğru olurdu.

    ama anladım ki, birinin size bir ayna tutması gerek, birinin size bazı gerçekleri hatırlatması gerek, çünkü parasal gücünüz hekimlerin bile size gerçeği söylemesini engelleyecek kadar fazla.

    ve bu iş bana düşüyor.

    ali bey,

    çok büyük bir spor camiasının başındasınız.

    kendi başarılarınızdan değil, soyadınızdan ve aile büyüklerinin başarılarından ve servetinizin büyüklüğünden dolayı orada olduğunuzu siz de, ben de ve sizin için ne acı ki, bütün toplum da biliyor.

    soyadınız koç olmasa idi, fenerbahçe spor kulübü’ne başkan olamayacaktınız.

    gün gibi aşikar.

    ve şimdi kendi başarısızlığınızı örtbas etmek için, birbirine saygılı iki rakip olan iki büyük camiayı, birbirine düşman etmeye hakkınız yok.

    o iş sizi de, taşıdığınız soyadını da aşar.

    keşke rahmetli ağabeyiniz mustafa koç hayatta olsaydı da, size anlatsaydı.

    en az sizin kadar iyi hatta muhtemelen sizden daha iyi bir fenerbahçeli olan ağabeyiniz, yıllarca galatasaray forması ile galatasaray binicilik takımı’nın sporcusu oldu, galatasaray forması altında kupalar kazandı.

    yönetiminizde olan bazı kişilerin galatasaray spor kulübü üyesi oldukları da bilinen bir gerçek.

    çünkü biz asla düşman olmadık.

    ne sahada, ne dışarda.

    ben galatasaraylıyım, sizin o “malum camia” dediğiniz camianın üyesiyim ama en yakın dostlarımın bazıları sizin kulübünüzün üyesi.

    muhtemelen, siz doğmadan önce üyelerdi üstelik.

    ilk aklıma gelenler, satvet çiftçi, ekber onuk, faruk bayhan, yönetim kurulunuzdaki ergun özen, hamdi akın ve adını burada saymadığım pek çok fenerbahçeli dostum, arkadaşım yine yönetiminizdeki fethi pekin sevdiğim bir kardeşim ve hepsi benim için çoğu galatasaraylıdan daha değerli.

    32 yıllık asistanım gülay, fenerbahçe şampiyon olunca odamdaki koltuğumu sarı laciverte boyayacak, odamı sarı lacivertle donatacak kadar fenerbahçeli.

    habertürk gazetesini kurarken, spor müdürlüğüne sizin kadar fenerbahçeli halil özer’i oturtmaktan çekinmedim, bugün milliyet gazetesi’nin yayın yönetmeni kardeşim özay şendir yıllarca hem yardımcım hem en yakın çalışma arkadaşım oldu.

    kazanıp kaybetmek bizim için birbirimizle dalga geçip ertesi gün yine birlikte eğlenmekten ibaret.

    biz rakibiz ali bey, sizin zannettiğiniz ya da insanları inandırmaya çalıştığınız gibi düşman değil.

    biri olmadan diğerinin de değerinin olmayacağı iki muhteşem rakip.

    bu yüzden şike ile suçlandığınız zaman “fenerbahçe küme düşürülmemeli, fenerbahçe 2. lig’e düşerse 2. lig 1. lig olur” diye yazan ilk ve galiba tek kişiyim.

    galatasaraylı babaların fenerbahçeli çocukları, fenerbahçeli babaların galatasaraylı çocukları var.

    sizin de ailenizde farklı kulüplere gönül verenler var ve sizinki gibi aileler az değil ali koç.

    sizi takip edip, icabında aile fertlerimize de düşman mı olmalıyız!

    rekabet düşmanlık değildir ama siz bunu anlayacak olgunlukta olamadınız. belli ki olamayacaksınız da!

    fenerbahçe’ye başkan adayı olduğunuz zaman “müthiş bir fanatik başkan geliyor. türk sporu için zor bir dönem olacak. en fanatik bildiğiniz başkanı bile ararsınız” dedim, kayıtlarda duruyor.

    ama ben bile bu kadarını beklemiyordum.

    taşıdığınız soyadının ağırlığını hissederek, kendinizi dizginleyeceğini, taç giyen başın akıllanacağını düşünüyordum.

    yanılmışım.

    tam aksi oldu.

    ali bey, fenerbahçe kendine başkan seçti sizi. en iyi amigo en iyi başkan değildir.

    o zaman yakın dostunuz rambo okan’ı seçerlerdi başkan olarak ya da yönetiminizde yer alırdı. ama almadınız değil mi!

    çünkü aslında siz de içten içe önemli olanın amigo gibi davranmak olmadığını biliyor, yönetime amigoları değil, saygın isimleri almaya çalışıyorsunuz.

    ali bey, “galatasaray türk sporu için beka sorunudur” dediniz.

    bence türk sporu için beka sorunu olan galatasaray değil, sizsiniz.

    sadece ve sadece şahsi ikbali için ülkeye nifak tohumları eken siyasetçiler gibisiniz.

    herkesi birbirine düşmanlaştırarak arada kendi başarısızlıklarınızı örtüyor, sıkıştığınız yerde hayali düşmanlar, dış güçler yaratıyor, bitmeyen bir devri sabık hikayesi anlatıyorsunuz.

    ülkeyi bölüyor, kamplaştırıyor, düşmanlaştırıyorsunuz.

    bana nedense hep dış güçler, hayali düşmanlar yaratarak seçmenini konsolide etmeye çalışan bazı politikacıları hatırlatıyorsunuz.

    emin olun türkiye’de biraz okkalı bir savcı, biraz bağımsız bir yargı olsa 6222 sayılı yasadan yargılanırsınız.

    benim camiama “malum camia” diyerek aşağılamaya çalışıyorsunuz.

    o iş sizi çok ama çok aşar ali bey.

    malum camianın fertlerinden biri, sultan abdülaziz’in torunu, halife abdülmecit efendi’nin oğlu galatasaray lisesi mezunu şehzade ömer faruk efendi kulübünüzün başkanlığını yapmıştır. muhtemelen bunu bile bilmeyecek kadar spor kültüründen yoksun bir durumdasınız.

    o camia diye karalamaya çalıştığınız camia sizden de, sizin servetinizden de eskidir ve siz yokken de olmaya devam edecektir.

    ona buna mesnetsiz fetö’cü suçlamaları yaparken de dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

    bir dönem türkiye’nin her yerine bulaşan fetö virüsü galatasaray’a bulaştığı kadar diğer kulüplere de bulaşmıştır, yargı süreçlerine bakıldığında hiçbir kulübün bundan azade olmadığı aşikardır.

    türkçe olimpiyatları’nın sponsoru olarak bu konuda başkalarını suçlarken daha derli toplu sözler söylemeniz yeğdir. ama başkalarını suçlayarak kendinizi aklama konusunda örnek aldığınız siyaseti burada da sürdürmek niyetinde iseniz o siyasetin alıcısı sizin kulübünüzün saygıdeğer üyeleri ve cumhuriyet’e sahip çıkma konusundaki duyarlılıklarını tüm kulüplerden daha fazla kanıtlamış taraftarları olamaz, onu da biliniz.

    gezi döneminde, sizi tutuklatmak, şirketlerinizi batırmak için plan yapanlarla bugün ele ele olmak ise başka bir kişilik analizinin konusudur ki, onu da benim değil klinik psikologların yapması yeğdir.

    ali bey, sonuç olarak “narsistik” tavrınızla benim açımdan çok kayda değer biri değilsiniz.

    ailenizin büyük bağışı ile harvard’a kabul edilmiş olmanız bile sizi ciddiye almama neden olmaz.

    ama bundan böyle sözlerinize dikkat etmenizi tavsiye ederim.

    hem temsil ettiğiniz ailenin saygınlığı hem de türk sporunun ve türkiye’nin huzuru, barışı açısından.

    tabii asıl maksadınız o huzuru kaçırmak ve barışı bozmak değilse.

    aklınızı başınıza alınız.

    herkes sizin düşmanınız değil ali bey, psikolojik teşhisi koyulmuş hastalıktan mustarip değilseniz, herkesin size düşman olmak bir yana saygı duymak istediğini ama siz bunu hak etmediğiniz için duyulamadığını biliniz!

    not: bu yazıyı gece habertürk’teki yayını izlemeden yazdım. ali koç’un halini görünce hafif bir yazı olduğuna kanaat getirdim. yazık. belli ki travmalarla dolu bir hayatı olmuş. galatasaray başkanı hakkında kullandığı ifadeyi, her hangi birini karyı kullanmak büyük bir terbiyesizliktir."

    --- alıntı ---
  • 6713
    sporu çirkinleştiren adam. lan ben fener'e bu kadar nefret duymuyordum. fener daha başarılıydı ama bu nefret yoktu aq. görevinde başarısız bir başkan evet ama yok abi ben bu kadar negatif yükle maç filan izlemek istemiyorum.
    ancak önümüzdeki sezon her şeylerini ortaya koyacaklar. daha kötü bir lig ortamı bizi bekliyor.
    şampiyon olursak gerçekten çok büyük göt olacaklar.
    bizdeki motivasyona bak aq. leş.
  • 6715
    çok üzgünüm ama fenerbahçe camiasının, kültürünün, dna'sının vücut bulmuş halidir kendisi. herkes hak ettiği gibi yönetilirmiş, eğer fenerbahçe kongresi, başarısız 2 dönemine rağmen hala kendisini başkan seçiyor ve başkan olarak görmek istiyorsa, burada tek suçlu ve şuursuz şahıs ali koç olamaz.

    umarım seri şampiyonluklarımızı görmeye devam eder.
    hatta avrupa'dan 2. kupayı getireceksek bu mutlak suretle kendisinin başkanlığı döneminde olmalıdır.
  • 6716
    sadece başka takım taraftarlarına değil kendi taraftarlarına da yalan söyleyen başkan. üstelik bunu hiç çekinmeden hiç takılmadan yapabiliyor. aday olmayacağım ile başlayan süreç adaylığı değerlendireceğime oradan da adayım açıklamasına evirildi.

    2 transfere koyun gibi peşinden gidecek güruh var zaten. fenerbahçe'yi en az 10 sene daha yönetir. galatasaray'ın başarısındaki emekleri için teşekkür ederim.
  • 6718
    dünkü kongrede aziz yıldırım seçilip sene içerisinde tökezleseydi ve erken seçime gidilseydi muhtemelen kendisi daha güçlü bir şekilde dönecekti. ama ben hep kendisinin gönderilişinin çok daha kavga kıyamet şeklinde olacağını düşünüyorum. karma, yazgı ne derseniz, kendisinin başkanlık kariyerinin sonunu öyle getirecek, yoksa şu anda kendisi gerçekten çok güçlü, bu gücün karşısında duracak olan da bizim lobimiz değil, hele dursun özbek varken hiç değil, ancak ve ancak bu güçten rahatsız olan kişiler olacaktır. kendini türkiye'nin en güçlü şirketinin altına ipotek ettirirsen, o gücü arkana alırsın ama o gücün karşısındakileri de karşına alırsın. hayatta her konuda olduğu gibi, bunun da getirisi götürüsü var. ben genel resme bakıyorum, kurumsal kimliğini kaybetmiş, akıbetini şimdiki patronun, olmadı başka bir patronun belirleyeceği, boss galacticos olmakla övünen bir camia haline gelen fenerbahçe'nin sonunu hiç iyi görmüyorum.
  • 6722
    https://x.com/.../1801337214330085664

    --- alıntı ---

    yeter ali.

    lig devam ederken ali koç.
    "yeter! gerçek anlamda yeter. o yeterlerden değil bizim söylediğimiz... bunu devlet için de söylüyorum, tff için de söylüyorum, medya için de söylüyorum."

    lig bitince ali koç
    "devlet ile iç içeyiz. bizi şampiyon yapmazlar yeter artık söylemiydi"

    --- alıntı ---

    tarihe not düşmek adına.
  • 6723
    ağzına bu camia ve insanlarını almak düşüncesiyle politika yapmak istiyorsa şayet en başında mevcut bu konumlarını dede servetini kullanarak değil, yaşamında kendi başına başarabildikleri sayesinde orada oturması gerektiğini bilmesi gerek.

    bu politikayı devam ettirme düşüncesinde hala niyetliyse; başkanlık yapmaya çalıştığı ve eline yüzüne bulaştırdığı altı yıl neticesinde kendi beceriksizliğini gizleyebilmek açısından kendi şımarık dünyasında yaratmış olduğu hayali,uydurma düşmanları bir kenara bırakıp o serveti ahlaki açıdan da hakettiğini ispatlayacak zeka da hareket etmesi gerekmektedir.

    çamur at izi kalsın düşüncesiyle; 1481 den beri bu coğrafya içerisinde bulunan milletin çağı yakalamasına, toplumun geri kalmamasına fazlaca emek vermiş, yokluklar bir çok zorluklar sonucunda alın teri ve mücadele ile gelen tevfik fikret; onun da sonrasında yetiştirdiği ve yetiştimesine öncülük ettiği bu ülkenin ilerlemesi için içersinde bir çok aydın insan ortaya çıkarmış bunu hakkıyla başarmış bir camiaya öyle kolay kolay dil uzatmamayı öğrenmesi gerekir.

    kendi ailesinin ülke kalkınmasında emeği olduğunu düşünüyor ise ailelerinin mevcudiyeti bu ülkenin ilerlemesinde yapabileceklerinin çok daha azını yapmasına neden olan şirketlerin başında geldiğini düşünüyorum.

    bu camia daima bu ülkenin aydınlık yüzü olmaya devam edecektir. bunu aklında bulundurması kendi yararınadır.

    bu camianın hakkı maalesef ki sizin gibi şımarık ve cahil biri tarafından yönetilen rakip değil çok daha akılcı ve ahlaki davranan bir başkan olmasıydı. bunun karşımızda olmasını sağlayamayışımız da bizim eksikliğimiz olsun.

    kendisine tavsiyem; en başında sporun ne demek olduğunu ve ne için yapıldığının tanımını öğrenmesidir. akl-ı selim tüm fenerbahçe taraftarlarına üzüntülerimi sunarım. sizi daha iyi bir rakip olarak görmek isterdim. bizim şampiyonluklarımızı bir süre daha görmeye devam edeceksiniz.

    #hedef25
App Store'dan indirin Google Play'den alın