kendisinin olcan'dan fazlasının olmadığını düşünenler, geçtiğimiz sezon yasin-sneijder-telles üçlüsü arasındaki uyumu ve pas oyununu çabuk unutmuşlar. şöyle bir tekrar gözden geçirseler iyi olur bence. hadi her şeyi geçelim, olcan o göbekle ileri çıkıp geri dönene kadar telles 3 defa gider gelir sol kanatta. neymiş olcan'la aynı hataları yapıyormuş, olcan'dan daha kötü defansif yönü varmış, aynı çalımları yiyormuş... bir kere defansif olarak olcan'dan net olarak daha üstün. ofansif anlamda da yerden oynamayı seven, sol kanattaki pas trafiğimizde önemli bir dişli olan isimdi geçen sezon telles. işte problem burada başlıyor zaten. olaya bir bütün olarak bakamıyoruz. telles'ten veya bir başkasından hemen tek başına harikalar yaratmasını bekliyoruz. e haliyle tek başına harikalar yaratamadığı için "sanki roberto carlos aq" diye eleştiriliyor. sonra da kendisi açtığı isabetli orta sayısından eleştiriliyor. inanılmaz sığ bir bakış açısı. sabri 4 haftada 3 asist yaptı orta açarak, o zaman sabri şu an dünya'nın en iyi sağ beki. çünkü isabetli orta açıyor. helal sabri sana, bi 10 yıl daha bu taraftar sana ses çıkartmaz! yürü aslanım! kimse cüneyt tanman'a falan kızmasın aq o zaman, zira adam haklıymış. sabri maxi'den 10 kat daha iyi bir bek oyuncusu, çünkü efsane orta açıyor adam.
inter de ne kadar salak takımmış ya! olcan varken adamlar telles'i aldı amk iyi kakaladık. :ddd
şurada yazılan bazı yorumları okudukça hamza hocaya, yönetime vs. haksızlık ettiğimizi düşünmeye başladım. bence bu saatten sonra kimse bu isimleri, "vizyon", "yerli seviciliği" gibi şeyler üzerinden eleştirmesin. zira bir kesim taraftarımızın da vizyonu aşağı yukarı belli. bırakalım akışına, yuvarlanıp gidelim öylece.
ha tabi bir de bunları dedik diye büyük ihtimalle fanboy falan oluruz. sağlık olsun. varsın fanboy olalım.
bir de bir gözlemimi eklemek istiyorum. bu bek oyuncularındaki asist istatistiği fetişizmi,
caner erkin'in 2013-2014 sezonundaki, bir daha kendisinin bile yakalaması zor olan asist istatistiği sonrası oluştu gibi geliyor bana. o performanstan sonra sanki her bek oyuncusu çok iyi asist yapmak zorundaymış gibi bir algı oluştu. burada çok fazla yanılgıya düştüğümüz nokta var. mesela fenerbahçe o dönem webo, sow, egemen ve kuyt gibi hava toplarını çok iyi değerlendirebilen oyunculara sahipti. adamların zaten oyun anlayışı buydu. çizgiye inmeden ileride 4 forvete top şişirip karambolden gol bulmak. neticede işe yaradı ve o sezon caner'in kendisinin bile beklemediği bir performans çıktı ortaya. şimdi bizim takıma bakıyorsun, burak gibi umut gibi topa kafa vurmaktan bi haber 2 forvet var. ondan sonra gelip burada adam orta açamıyor, asist yapamıyor diye eleştiriyorsun. oysaki biz o caner'in hayvani istatistik kastığı sezondan önce de riera, eboue gibi beklerle oynuyorduk ve her ikisinin de bir sezonda ortalama asist sayısı çok çok azdı.
bakın riera 12-13 sezonunda 2 asist yapmış:
http://www.transfermarkt.com.tr/...gsdaten/spieler/7373bakın eboue 12-13 sezonunda 5 asist yapmış:
http://www.transfermarkt.com.tr/...sdaten/spieler/13058e peki neden öve öve bitiremiyorduk bu adamları? buyrun size asist sayıları işte. o zaman neden yerin dibine sokmuyorduk bu kadar az asist yaptılar diye? neden mi? çünkü 2'sinin de takım içinde farklı rolleri vardı. mesela riera geriden oyun kurmada büyük rol oynuyordu. iyi bir sol ayağı vardı. temiz paslar atıp klas çalımlar atarak alan boşaltıyordu ve pas oyununda önemli bir rol oynuyordu. böylece orta saha oyuncularını biraz rahatlatıyordu. eboue ise sağ kanadı tek başına doldurabilme özelliğiyle, doğru zamanda yaptığı bindirmeler, doğru zamanda yaptığı geri koşularla öne çıkıyordu. riera kadar klas değildi ama o da doğru yerde doğru zamanda duruyordu. ama bakıyorsunuz asist sayısı sabri'den azdır. ee şimdi hangisi daha iyi bir bek?
telles de düzgün pas atma becerisiyle, sneijder ve yasin ile yakaladığı uyumla, mücadele gücüyle, kondisyonuyla ve her şeyden önemlisi potansiyeliyle takımdaki dişli çarkların önemli bir elemanıydı. bana olcan'ın bir özelliğini söyleyin yahu! tek bir özelliğini söyleyin. ne niteliği var bu adamın? ne zaman koşacağını, ne zaman bindireceğini, ne zaman geri döneceğini bilmeyen bir adam, nasıl telles'ten iyi oluyor? bugün kaç defa sneijder'le anlaşmazlık yaşayıp top kaptırdı. kaç defa pas hatası yaptı. kaç defa geri dönmedi ve hatta bir tanesinde onun yerine sneijder 50 metre boyunca rakibi takip edip defanstan top çıkartmak zorunda kaldı.
neyse uzun uzun yazdık ama bu neyi değiştirir? hiçbir şeyi... yine katılmayanlar olacaktır elbet. canı sağ olsun herkesin. birilerinin fikirlerini değiştirebildiysek ne mutlu bize.
edit: pardon beyler. ben götümle izlediğim için maçları yanlış analiz yapmışım. sözlükteki tüm futbol ulemalarından bu entry için özür diliyorum. çok cahilce bir şey yapmışım, affedin. olcan = telles diyerek bitirmeliydim bu entry'yi ama işte ne anlarım ben yahu futboldan.