resim
Alex Nicolao Telles
Takım:Botafogo
Mevki:Sol Bek
Yaş:32
Boy:1.81
Uyruk:Brezilya
  • 2955
    karakter..evet safi karaktermişsin sen be kardeşim alex. ilk geldiğin dönem, dğer transferlerin yanında en çok sana inanmıştım. inandığımın belki yarısı kadar oynadın bizde ama nazarımda 'galatasaraylılık' denen o şuuru kaptın bizden, o bana yeter.

    emre çolaklar, arda turanlar,buraklar vs. kalmayacak geriye, sen ve senin gibi olanlar, yani ciğerimize soktuklarımız, yani sino'lar, drogba'lar, melo'lar, poldi'ler,elmander'ler,ujfa'lar ve allah geçinden versin muslera'lar kalacak aklımızda!
  • 2956
    mancini döneminde transfer ettiğimiz eski oyuncumuz. kendisi bize gelirken uçağını canlı olarak takip edenlerden biriydim, yıllar sonra gerçek bir sol bel gelecek diye seviniyorduk. ilk maçında ki ve sonra chelsea maçında ki performansları bizi çok heyecanlandırmıştı fakat savunma yönünde ki eksiklikleri de bir o kadar üzmüştü. zamanla düzelir diye sabrediyorduk derken hamzaoğlu kendisini yolladı ve ordan kendine yeni bir kariyer çizdi. şimdi baktığımızda istenilen bir sol bek olduğunu ve kendini çok iyi bir şekilde geliştirdiğini görüyoruz. kendisi de hala bizi unutamamış ki porto'da ki şampiyonluk gecesinde bizi andı. yolu açık olsun.
  • 2957
    scout ekibimizin başarılı transferidir. yirmi üç ocak iki bin on dörtte galatasarayımıza, on iki temmuz iki bin on altıda galatasaray' ımızdan porto takımına transfer olmuştur. bu ikisinin arasında bir yerlerde de inter takımında kiralık olarak forma giymiştir.

    ancak kendisine "başarılı " dedirten performansın değerini biz değil başkaları bilmiştir. bunun sebepleri çok çeşitli sıralanabilir. özellikle yabancı kontenjanı saçmalıkları, ligimizin kalitesi ve galatasaray' ımızın kendi içindeki hem teknik direktör hem de takım performansıyla ilgili istikrarsızlık başlıkları uzun uzadıya anlatılabilir. anlatılmıştır da. lakin ben bu tarz futbolcuların takımımızda, gittikleri takımlarla kıyaslandığında, daha başarısız olma sebeplerinden veya potansiyellerini tam olarak ortaya koyamama sebeplerinden olan konu başlıkları içerisinde, en bizimle alakalı olan boyutuna değinmek istiyorum: taraftar boyutu.

    ülkemizde "sırtlan" olarak nam salmış menajerler bulunmaktadır. herkesin malumudur artık bu sırtlan menajerler. bu sırtlan menajerlerin, basında çalışan ve yine sırtlan türünden gelen genel yayın yönetmenleri, yorumcular ve gazeteci demekten utandığım envayi çeşit mertebeden, çok çeşitli arkadaşları vardır. bu sırtlan menajerler, kendilerinin pay alamadığı, erişmeye çaplarının yetmediği(u: ya keşfedemediklerinden yada futbolcunun menajerlik şirketiyle anlaşamadığından yada kendi içlerinde diğer sırtlan menajerlere oyuncuyu kaptırdıklarından) futbolcuların, transferinin gerçekleşmesinden hemen sonra, "kötü futbolcu" olduklarıyla ilgili, sistematik olarak, olumsuz haber yaptırmaya başlarlar. basın-yayın organlarında konuşan arkadaşlarını o futbolcuyla ilgili olarak "yeteneksiz" "yetersiz" "x takımın futbolcusu değil" tarzında (oyuncunun içtiği suyu da hesaba katarak yaptığı maliyet tablosunu görsel şölen içeren sunumlar hazırlayarak) konuşmalar yapmaya sevk ederler.

    buraya kadar hikaye bilindik ve tahmin edilebilir ve hatta anlaşılabilir...

    ancak;

    buradan sonrasını hiç bir şekilde anlayamıyorum. anlasam da anlamıyorum...

    bu noktadan sonra bizim güzide taraftarımız bu tarz haberlere, ulaşabileceği tüm kanallardan, reaksiyon vermeye başlıyor. kimisi habere fanatik* bir şekilde katılım gösterirken, kimisi de bu fanatik arkadaşların inadına olacak şekilde katılmıyor ve hatta haberde ne söyleniyorsa tam zıttını savunuyor, olmayacak futbolcuyu "yüz elli milyon mk" mertebesine çıkarıyor.

    bunu gören diğer basın yayın organı çalışanları*, her gün spor, daha doğrusu futbol haberi yapmak, yazmak, sunmak ve yorumlamak zorunda olduklarından dolayı, ilgili futbolcuyla alakalı tartışmaları köpür köpür köpür köpürtüyor. bu vesileyle haberler daha fazla sayıda taraftara ulaştıkça tabii ki daha çok kişi tepki veriyor ve o futbolcu hakkında, küfürleşmeye varacak düzeyde, tartışmalar çıkıyor. futbolcudan nefret edenler ve futbolcuya aşık olanlar olmak üzere iki grup oluşuyor.

    bence bu hikaye tanıdık...

    sezon başında damarlı başkanımız* takımdan ayrıldığında bunu bize yaptılar arkadaşlar (bkz: younès belhanda). bruma ilk geldiğinde de yaptılar. linnes' e(u: ta ki fatih terim gelene kadar. ki bu süreçte harika oynamasaydı basında çoktan kurtulmaya çalıştığımız oyuncular listesine girmişti.) yaptılar. ve tabi ki şuan başlığında bulunduğumuz alex telles'e de yaptılar. tek çırpıda bunlar geliyor aklıma. isimler pekala arttırılabilir. belki içinizden sayıyorsunuzdur hatta sizde.

    galatasaray'ımız ekonomik anlamda zarar etmedi alex telles' ten... bruma' dan da etmedi. belki linnes' ten de etmeyecek. hatta belki kar edecek mantıklımsı bir satıştan. ancak hakkında "chelsea" gibi premier league' de şampiyonluk hedefleyen bir takıma transferi konuşulan futbolcuysa mevzu bahis, kardan zarar ettiğimizi rakamlarla da göreceğimiz günler maalesef yakındır...

    çok havada kalmasın sırtlan menajerler konusu;
    bu süreç bu sırtlanların "benim dediğim olur" mesajını istedikleri mertebelere iletirken, senin kalbini verdiğin, her ortamda düşünmekten imtina etmediğin, içinden söküp atamadığın ve artık tıpkı kalp gibi karaciğer gibi o olmadan yaşayamacağın güzide parçan kendi elinle ve kendi futbolcun üzerinden yıpratılmış oluyor.

    sana ne oluyor, bize ne oluyor peki...

    "maşa", "araç", "aracı", "vesile" olarak bulunmuş oluyoruz hadisede...

    zarar yine sadece galatasaray' a. yani sadece galatasaray' a gönül verenlere. zarar yine kendi topuğumuza...

    edit: minik kelime düzenlemeleri...
  • 2964
    formamızı giydiği dönem savunma anlamında sıkıntılı performanslar verse de, sneijder ve yasin ile birlikte yakaladığı uyum ile 2014-2015 sezonu şampiyonluğumuzda ciddi katkısı olan oyuncudur. bir sonra ki sezon sürpriz biçimde dursun özbek ve hamza hamzaoğlu tarafından gönderildiğinde, herkes yeni gelen carole'ün daha iyi bir bek olduğunu iddia ediyordu. çok değil 6 ay sonra kendisinin iyi bir futbolcu olmadığı ortaya çıktığında bu kez de telles övülmeye başlandı.

    asıl gerçek ise telles'in o dönem eksikleri olan, ama umut vaat eden bir futbolcu olduğuydu. dünya futbolunda bek mevkisinde yaşanan kısırlık düşünüldüğünde elimizde 1-2 sene daha tutabilsek, şimdi 30 milyon euro gibi paralara belki de biz satıyor olacaktık. ayrıca onun yerine carole'ün olduğu iki senede yaşanan sıkıntıları da yaşamayacaktık belki de. geleceği görmek, doğru zamanda doğru aksiyonu alabilmek ve vizyon biraz da bu. şimdi ise elimizin biraz olsun rahatlaması için kendisinin birinci sınıf bir takıma transfer yapmasını bekliyoruz.
  • 2966
    sözleşmesinde 40 milyon €’ya serbest kalır maddesi olduğundan bu ücrete transfer olacaktır. juventus’un teklif ettiği 30 m €’yu porto reddetti. şimdi 18 ağustos’u bekliyorlar. indirim yapmazsa porto, basıp alacaktır juventus bu çok net. çünkü şampiyonlar ligi şampiyonluğunu hedefleyen juventus sol beki tek adama emanet etmez/edemez.

    bize de bu arada yaklaşık 3,5 m € gelecektir. gelecektir ama bu beni sevindirmeyecek aksine üzecektir. çünkü alex telles’i satmayın diye çok yalvarmıştım dursun bakkal’a. ahım var yani...
  • 2967
    en az kendi transferlerimiz kadar kendisinin de transferini heyecanla takip ediyorum. sözleşme fesih bedeli olan 40 milyon euro ile transfer olması durumunda kasamıza 3.5 milyon euro girecek ve dolaylı yoldan emre akbaba transferini kendisi sağlamış olacaktır.

    bu ekonomik ilişkinin dışında yolunun açık olmasını diliyorum. umarım dünyanın en iyi sol beklerinden biri olur.
  • 2969
    yönetimimizin mevcut kadromuzda yer alan ve oynayan oyuncularımızdan birini elden çıkarmaya niyeti yok gibi. emre akbaba'yı alacağız tamam da yerine birini(ya da birilerini) göndermemiz gerektiğini unutuyoruz bazen. tolga, tarık ve carole üçlüsünün hepsini satabilsek(-ki zor) emre akbaba'yı karşılayabilecek mi? açıkçası hiç sanmıyorum.

    tüm bu dediklerimi düşündüğümüzde olabilitesi en yüksek durum alex telles'in satışından alacağımız pay olacak gibi görünüyor. alex telles'e o bonservis ücretini verebilecek takımların ise ingiltere'de olduğunu düşünürsek 9 ağustos tarihi büyük önem kazanıyor. malumunuz ingiltere'de son transfer tarihi. eğer yönetimimiz bu satıştan gelecek paya bel bağlamışsa 9 ağustosun sonuna kadar bekleyeceklerdir. emre'nin de bu tarihten önce kap'a bildirileceğini düşünmüyorum bu yüzden. oldu ki alex telles satılmadı; umarım bir b planı vardır bizimkilerin.
  • 2974
    2018-2019 yaz transfer döneminde ingiltere transfer dönemini kapattığından, barcelona'nın jordi alba, real madrid'in marcelo, atletico madrid'in filipe luis, bayern münih'in alaba, juventus'un da alex sandro gibi beklere sahip olmasından dolayı kallavi bütçeli bir transfer yapması çok zor.

    şu şartlarda kendisinden gelecek para ancak mucize kabilinden olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın