• 176
    ahımız varmış, bizde kimin ahı vardı da bu hale geldik acaba?

    ahımız var diye tuturmuşsunuz, hala daha söylediğimizin arkasındayız diyerek ilkeli bir profil çizmeye çalışıyorsunuz orası tamam da bu fikri yasladığınız "ahımız var." cümlesi bir şeye benzese, bir anlamı falan olsa bari.

    son 3 sezondur başımıza gelmeyen kalmadı, derbi galibiyetini unuttuk, uefa'dan 1 sene ceza yedik avrupa göremedik, 1 sene östersunds'a elendik, hayır gören de biz uçtuk kaçtık, hocanın da yüzü gülmedi perişan oldu sanacak. terim de gitti çöp takımı euro 2016'ya götürdü.

    yaşadığımız şeylerden çıkacak sonuç "ahımız var" olmamalıdır. terim ve galatasaray'ın beraberliğinin her 2 taraf için de ne kadar güzel olduğunun farkına varmaktır. şimdi bugün ahımız var diyen kişilerin büyük kısmı da 3.terim dönemi biterken madrid maçından dolayı terim'in miadının dolduğunu söylüyor, taktik bilgisi yok, gazla buraya kadar diyordu bunu da kimse yok gibi göstermeye çalışmasın.

    yani demeyeyim demeyeyim diyorum da altımızda don kalmamış hala ahımız var diye terim'i işaret etmeye çalışmak komiklikten başka bir şey değil. ne olduysa oldu diyip 21.şampiyonluğa odaklanmak varken, şunu gündeme getirmekle ne amaçladığınızı da anlamadım, manasız bir çırpınış.
  • 177
    ah ettim, milli takım başarısız olsun istedim çünkü bizimleyken çok güzeldi. ama biliyorum o da istemedi gitmek, ünal aysal’ın oyununa geldi. giderkenki gözyaşları asla sahte değildi.

    evet ah ettim, bin kere de pişmanım. kısa sürdü birleştirmem parçaları. eminim o da böyle olsun istememiştir. hocam da zaten imza töreninde benim de hatalarım olmuştur dedi. babalar ile evlatları yeri gelir küser ama en sonunda babalar affeder.

    kimse şunu unutmasın ki fatih terim, 4.gelişinde hiç ihtiyacı olmamasına rağmen elini taşın altına koydu ve imparator olarak anıldığı bir camiaya kariyerini riske atarak geldi. büyük bir meydan okumadır bu, karşısında tff ve hakemler gibi büyük güçlerin olacağını bile bile geldi. ne için, bizler için, galatasaray için. son bir kez olsun galatasaray’lıların sevgisini yüreğinde hissetmek, onları mutlu etmek istedi ve altını çizerek söylüyorum hiç ihtiyacı yokken elini taşın altına koydu. gelmese de o hala imparatordu.

    ve başarıyor. tüm büyük rakiplerini geçerek, hem de net bir oyunla geçerek şampiyonluğa yürüyor. hepimizin içindeki, hayalindeki galatasaray’ı tekrar kıpırdatarak ayağa kaldırıyor. aklında tek bir cümle olduğuna eminim, önce şampiyonluk, sonra avrupa..

    o yüzden böyle başlıkların hortlatılması, hele ki böyle bir sinerji içerisindeyken bunu kıracak nahoş durumların ortaya çıkmasının önünü kapamalıyız. hocanın da hedefi bir, bizim de hedefimiz bir.

    iyi ki varsın hocam..
  • 179
    milli takıma gitme olayında %100 hocayı haksız bulanlar yine aynı takıntılı kitle hiç sekmiyor. beğenin beğenmeyin bu sene fikret orman'ın şenol güneş'e sahip çıktığı gibi çıkıldı mı? ünal aysal kovmak için fırsat kollamıyor muydu yönetimi dağıtıp hocayı yalnızlaştırdıktan sonra? ben de hoca %100 suçsuz demiyorum ama sanki başkan çok fazla sahip çıkıp takımda tutmak istedi de hoca gitmek için elinden geleni yaptı. hadi ordan.
  • 180
    fatih terim, şu aralar çoğumuzun nefret ettiği şenol güneş gibi ben takımımda kalacağım diye dik dursaydı. bunların hiçbiri yaşanmazdı. egosuna yenilip milli takım ile galatasaray'ı beraber çalıştırma isteğinin sonucunda gerekenin yapıldığını düşünüyorum. galatasaray milli takımdan daha değersiz değil.

    kendisine göre haklıdır buna saygı duyarım. kulüp ile milli takımı çalıştıracak ülkede bir insan varsa o da fatih terim'dir. ama galatasaray'a hizmet benim gözümde çok çok çok daha önde gelir milli takımdan. ayrıca futbol buna hiç müsait bir spor da değil. her şekilde düşmanımız olan medya bu olayların yaşanma ihtimalinin her evresini aleyhimize kullanacaktı. hangi seçenek gerçekleşirse gerçekleşsin bu süreç başladığı andan itibaren galatasaray zarar görmeye başlamıştır. dolayısıyla kendisi iradesini bizden yana kullanmayarak pusuda bekleyenlere müthiş bir koz vermiştir. galatasaray'ımı zor durumda bırakmıştır.

    zaten hoca da bazı hatalarının farkında gibi hissettiriyor. gerekiyorsa zamanı gelince konuşur. konuşmazsa da konuyu gündeme getirmeye gerek yok. zira başarısız olduğu zamanda bu başlık aynı şartlarda tersini savunarak tekrar hortlayacak. bunlara gerek yok.

    öyle yada böyle aslolan olan galatasaray değil mi bizler için. şu an hoca takımın başında ve 17-18 sezonunun son 3 maçına konsantre oluyor. bazı yazar arkadaşların dediği gibi zamanı değil bu başlığın.

    madem geldi bize destek olmak düşer. hocanın da bundan sonra uzun yıllar kalması gerek.
  • 182
    ben de bu tayfadanım. halen de derim bunu. ancak galatasaray'ın menfaatleri önce gelir. hoca çıksa ve dese ki 'son gidişimde hatalarımız oldu, kırılan taraftarlarımız oldu. ben onlardan özür dilerim benim hakkım helal olsun onlar da hakkını helal etsin' benim için konu orada kapanır. fatih hoca ailedendir çünkü. küseriz, ahımız kalır ama çabuk unuturuz. bizim ahımız var diye de aileyi yakmayız.
  • 184
    evet ahımız vardı evet kızdık. ve bu sefer fatih terim yuvasına evin babası olarak değil evin büyük oğlu olarak döndü hatalarının farkında olarak. ve bu sefer baba galatasaray camiasiydi. evet evin büyük evlada ihtiyacı vardı ama asıl evladın yuvadaki sevgiye ihtiyacı vardı.
    bu sefer sahip çıkan biz olduk.
    adamlarını kullanıp yemeye çalışanlara karşı camia evladına sahip çıktı.
    işin özeti budur.
  • 186
    geçerliliği kalmayan söz.
    bir ah varsa da yerini bulmuştur. fatih terim 2013'te milli takımın başına geçtiğinden beri yüzü gülmemiş, maaşı dillere dolanmış, futbolcuların ihanetine uğramış ve oğuz çetin, rüştü rençber, uğur meleke vs. nice sinsilerin ağzına sakız olmuş ve milli takımdan sürülmüştür.
    galatasaray ise yabancı sınırının esiri olmuş, italyan hocaların elinde tanınmaz hale düşmüş, şampiyonlar ligi'nde 0 çekmekten son dakika golüyle kurtulmuş, son 2 sene resmen trabzonspor'a evrilmiştir.
    aşkta gurur olmaz. iki taraf da çok üzüldü çok kırıldı. bu süreçte kazanan hep çakallar oldu. ama aralık 2017'deki imzayla hasret bitti ve barış başladı. allah'ın izniyle bu sezon şampiyon olacağız, olamasak da fatih hocamla kutlu bir yürüyüşün başladığına inanıyorum. artık bu konular açılmamalı.
  • 187
    kimse fatih terim'e hatası yok demiyor. ortada bir ego savaşı var ve bu tayfa olayları öyle lanse ediyor ki sanki fatih terim kendi kendine ego savaşı verdi. bu savaşta iki tarafın da suçu oldu. hem ünal aysal hem fatih terim suçlu. ancak fatih terim'in durumu göze battı. çünkü fatih terim teknik direktördü, ünsal aysal başkan. ünal aysal'ın gidip beşiktaş'a ya da tff'ye başkan olacak hali yoktu. ama zaten milliyetçi yönü ile bilinen fatih terim'in milli takımla başarılarına yenilerini ekleme ve para kazanma şansı vardı. yani tam tersi durumda ünal aysal olsa o da milli takım teknik direktörü olurdu. o yüzden bu tayfadan sadece ünal aysal'a da suç bulanlara hak veriyorum ama ünal aysal'ı sütten çıkmış ak kaşık olarak görenlere götümle gülüyorum.
  • 190
    evet lan ahımız vardı. ahımız var diye de dolaştık aylarca. galatasaray'ın başındayken kendisine 9 maç ceza verdiren yıldırım demirören'le can yoldaşlığı yaptı fatih terim. ne oldu sonunda? ahımız tutmadı mı? arda diye bir şımarık sonradan görme uğruna satmadı mı demirören terim'i?

    ahımız vardı. tuttu. iyi ki de tuttu. fatih terim galatasaray camiası dışında bir can yoldaşı olmadığını gördü.
  • 192
    ahlara vahlara inanmam ama hocaya pek kızdım zamanında. nitekim terim çapında bir teknik direktör milli takımda çoluk çocuğun oyuncağı oldu. başarılardan çok skandallar bu dönemde konuşuldu. eğer ortada bir ah varsa tutmuşa benziyor, bence oraları hiç kurcalamamak lazım. bunu terim'e taparcasına sevenlere söylüyorum.

    terim galatasaray'ın ideal teknik direktörüdür. galatasaray'ın ondan daha iyi bir teknik direktöre sahip olması pratikte mümkün gözükmemektedir. mourinho gelse, guardiola gelse 10 senede bu güveni inşa edemez. bu işin sırrı hocaya olan güvendir. zannetmiyorum ki terim'i eleştirenler, onun teknik direktörlüğüne laf etsinler. dolayısıyla onun şu an başarılı olması sizi haklı çıkartmıyor. sonuç olarak bizim kendisine mecbur kaldığımız kadar terim de mecbur kaldı galatasaray'a. o malum ayrılıktan sonra iki tarafın da işleri yolunda gitmedi. keşke bu egolar şişmeseydi de bu kaos yaşanmasaydı diyebiliyorum. kendisi de söyledi, bende de hata var dedi. buna rağmen biz yüzde yüz haklıyız yaklaşımı bu polemik açısından geçersizdir. artık işimize konsantre olma zamanı. ve rica ediyorum, insanların elinden eleştirme hakkını almaya çalışmayın. yoksa insanları tanrılaştırırsınız. yoksa insanları sabit fikirliliğe, biatçılığa ve ezberciliğe mahkum edersiniz.
  • 193
    sayıları azalarak bitmemektedir. sadece söz konusu galatasaray olduğundan susmaktadırlar.

    bu lafı eden adam fatih terim'in teknik direktörlüğünü mü eleştirdi ki 2 derbi kazanınca azalsın? bu laf galatasaray başkanı ile olan anlaşmazlığını camianın en büyük düşmanlarından biriyle kader birliği yapıp taraftara ihanet ederek çözdüğü için söylendi. hiç bir galatasaray taraftarının o sahnede içinin kanamadığını tahmin etmiyorum.

    benim ahım var. o ihaneti affetmedim ama şu saatte temcit pilavı gibi gündeme getirerek de sersemlik etmem. benim gibi insanların ortada görünmemesinin sebebi galatasaray sevgisidir. yoksa iki galibiyette "işte fatih terim bu" demeyeceğim gibi başarısız bir sezonun ardından da terim'in teknik direktörlüğüne laf etmem.

    umarım bir gün fatih terim sezonu 4. veya 5. tamamlarsa aynı vefayı herkes gösterebilir.
  • 196
    hala pek çok galatasaray taraftarı tarafından belki sesli olmasa da terim için içten dillendirilen cümle.

    ahı olanların hiçbiri terim başarısız diye ah etmedi. terim bulduğu her fırsatta galatasaray'ı satıp gitmiştir. bakmayın şimdi gidecek yeri yok o yüzden olgun davranışlarına. terim için galatasaray her düştüğünde onu kaldırandır. ama terim uyumsuz bir adamdır. daha iyi gördüğü fırsat olursa basıp gider. yönetimle en ufak uyumsuzluğunda basıp gider. asla aslolan galatasaraydır sineye çekeyim demez. siyaseten linç yemeseydi, rüzgar terse dönmeseydi bırakacak mıydı ballı koltuğu? galatasaray zor durumda deyip gelecek miydi?

    senin karakterin bunları hazmedebilir. iki şampiyonluğa satabilirsin de kendini ama benim karakterim buna izin vermiyor kardeşim. ben şu saatten sonra hiçbir zaman terimci olmam. benim için galatasaray var. ben galatasaray'ı destekliyorum onun için heyecanlanıyorum. yemişim terim'i aysal'ı. kişiler gelir gider asıl olan galatasaray'dır.

    benim ahım var hala sonuna kadar. onu adam eden adanalı terimden bugüne getiren camiaya haksızlık etmiştir ve bir özür bile dilememiştir. gerçek olan budur. elli kere şampiyon olsun değişmeyecektir.
  • 197
    bu ahımız varcıları hiç anlayamamışımdır ve anlamam da mümkün değildir. şimdi nedenlerini izah edeyim: bir kere hayatın gerçekleriyle yüzleşmeden hüküm verenlere hele bir durun pehlivanlar diyorum. hayatı bir yudumlayın, aile, ev, çocuk, sorumluluk, kitlelerle muhatap olma, ülke gerçekleri, rekabet vs vs.

    fatih terim dördüncü kez galatasaray’ın başında. ilkinde dört yıl üst üste şampiyonluk, uefa kupası, mükemmel bir kadro oluşturmuşsun ve değil türkiye’nin tüm asya ve afrikanın bile başarması imkansız gözüken bir zafer kazanmışsın. bu zaferin sonunda sana teklifler var ve avrupaya açılmak da o dönemde aynen ikinci bir uefa kupası kazanmak gibi. nitekim türkiye’den avrupa’nın major liglerine transfer olan ikinci bir türk teknik direktör hala yok. olması da zor gözüküyor. ben o dönemde fatih terim’in galatasaray’dan ayrılması nedeniyle buruktum ama türk sporu ve ülkem adına çok gururluydum. hala da gururluyum. avrupa’ya gitmeden, avrupalının türklere nasıl baktığını anlamadan bir türk teknik direktörün italya ligine transfer olmasının ne demek olduğunu algılamak, idrak etmek mümkün değildir. evet açık söylüyorum, ikinci bir uefa kupası kazanmak kadar değerlidir.

    ikinci döneminde, bence italya’dan erken dönmesi nedeniyle motivasyon düşüklüğü yaşamış ve yönetimle anlaşarak ayrılmıştı. bunda ah edecek bir şey yoktur ve kimse de etmiyordur zaten.

    asıl ah konusu 2013’deki ayrılığıyla ilgili bence. ünal aysal mı gönderdi, kendisi mi ayrıldı hala tartışılıyor. ama ben 2013’te ayrılmasından da hiç rahatsız olmadım. nedeni de şu: üst üste iki yıl şampiyonluk ve ardından avrupa’da çeyrek final. fenerbahçe ve beşiktaş tir tir titriyorlar fatih terim yine dört yıl üst üste şampiyon olacak, yine avrupada esecek ve bizi silecek diye. işbirliği yapmışlar ve fatih terim’i bitirmek için saldırıyorlar. bir hareketinden dolayı 9 maç ceza. milli takım başarısız ve de kaynıyor. o dönem herkesin dolaylı ya da doğrudan desteğini almış recep tayyip erdoğan da terim’i milli takımın başına istiyor. ünal aysal bu kaotik ortamın farkında değil ve terim ile küsüyor, eleman falan diyerek bilinçaltını açık ediyor. sağ kolu bülent tulun direkt fatih terim’i hedef alıyor. sneijderle ilgili yanılgısı köpürtülüp terim’i gömmek için malzeme yapılıyor. derken milli takıma transfer oluyor. (evet fatih terim sneijder konusunda kısmen yanılmıştır ama bu benim nazarımda çok önemsizdir. çünkü onu oynatmaktan bir dakika bile tereddüt etmedi)

    ünla aysal mı gönderdi, fatih terim mi gitti sorusunun cevabı bence bizzat ünal aysal’ın ağzından arşivlerde mevcut, inanmayan açıp izlesin. amerikadan gelen bir gazeteci grubu ünal aysal ile röportaj yapıyor ve ünal aysal’a soruyorlar: fatih terim’i bu kadar başarılı olmasına rağmen gönderdiniz bu nasıl oluyor? aysal cevap veriyor: burası türkiye burada oluyor böyle şeyler. (ve herkes gülüyor tabi, aysal dahil) ünal aysal o dönem kabarmış, avrupa’da bir takım almaktan, futbola yatırım yapmaktan bahsediyor. sağ kolu bülent tulun’a sonsuz güven duyuyor ve dünya’nın en iyi teknik adamını getireceğim diyor. nitekim gidip mancini’yi getiriyor.

    şimdi bu yazdıklarımdan benim ünal aysal’a kızdığımı falan çıkarmasın kimse. aysal futbolun içinden gelen birisi değildi ve bazı hatalar yaptı. ancak bu onun galatasaray’ın aleyhine bilerek hareket ettiği anlamına gelmez. acemiydi, bülent tulun’a kandı ve yanlış kararlar verdi o kadar. onun için şunu daima söylemişimdir. galatasaray kulübünün başkanı, futbolun içinde olan, hobisi futbol olan, futbolcu, menejer, spor basını, hakemler pfdk ve federasyon ilişkilerini iyi bilen birisi olmalı. para babası olmadan önce bu şartları haiz olmalı. çünkü aksi taktirde hata yapıyor, bocalıyor. yanına yardımcı almakla da yürümez bu işler çünkü taşıma suyla değirmen dönmüyor.

    şimdi ahı olanlara soruyorum, böyle kaotik bir ortamda, sizin geçmişinizi silip ya da bilmeyip sizinle en azından didişen bülent tulun ve ünal aysal ikilisine karşı ne yapardınız? ben de fatih terim’in yerinde olsam galatasaray’ın menfaati için galatasaray’dan ayrılırdım. (buna rağmen fatih terim son ana kadar direndi, ayrılmadı) nitekim fatih terim ayrıldıktan sonra mancini, prandelli ve tudor’a rağmen galatasaray’ımızın halini herkes gördü. terim’in değerini bilmeyenlere her şeyi açık ve net olarak gösterdi bu ara. fatih terim ayrıldıktan sonra tek başarımız hamza hamzaoğlu ile gelen şampiyonluk ve o da bence büyük ölçüde fatih terim’in desteğiyle. yani yine terim’in dolaylı katkısıyla.

    ben şuna kesinlikle inanırım. fatih terim ne yapmışsa galatasaray’ın menfaati için yapmıştır ve galatasarayına hiç ama hiç küsmemiştir. yönetimle kişilerle sorunu olmuştur, hatalar yapmıştır ama bunların hiçbirinde galatasaray’a zarar kastı ile hareket etmemiş, kişisel menfaatini asla galatasaray’ın önüne koymamıştır. çünkü istese de koyamaz. tıpkı abdurrahim albayrak gibi.

    artı bir hususu daha belirtmekte fayda görüyorum. ayrılıklar yeni başarılar için gereklidir ve elzemdir. yeniden motive olmak, dinlenmek, enerji toplamak ve tazelenmek için şarttır. aksi halde çürürsün, kanıksarsın, atalete düşer yavaş yavaş solarsın. fatih terim de her gelmesinde böyle enerjik gelmiş, motive gelmiş ve başarmıştır.

    ancak bundan sonrası için fatih terim’in karar vermesi gerekir. artık galatasaray’dan ayrılması mümkün değildir. kaç yaşına kadar aktif çalışır bilmiyorum. ancak bence beş yıl daha çalıştıktan sonra galatasaray’da başkanlığı düşünmesi gerekir. mustafa cengiz’i seçen genel kurul fatih terim’e daha bir severek oy verir. bu süre içinde de yerine yeni isimler yetiştirmeli. hasan şaş ve ümit davala birinci adam olacak kapasitede mi bilemiyorum. onların kendilerini bir test etmeleri lazım. levent şahin’den ümitliyim çünkü adanaspor’da iyi bir sınav verdiğini düşünüyorum. ancak yeni bir-iki isim daha yetiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. isim vermek zor ama karizması ve zekası iyi isimler olmalıdır. aklımda bir-iki isim var lakin şu anda yazmak istemiyorum. ancak kriterler gayet net; zeki ve karizmatik olmalılar.

    sonuç olarak, fatih terim’e karşı asla ahım yok, tam aksine bu ayrılışların gerekli ve faydalı olduğuna inanıyorum. aksini düşünen arkadaşları da suçlamıyorum ama çok detaylı düşünmediklerinden ve belki de galatasaray’a olan aşırı sevgilerinden dolayı bu hataya düştüklerine inanıyorum.
  • 199
    iki sene evvel fatih hoca galatasaray’a 4.kez imza atmadan önce çoğu galatasaray taraftarı hoca hakkında böyle düşünüyordu. hoca başarısız olsun istiyorlardı yarı yolda bırakıp gittiği için şimdi çoğu taraftarımız arda’yı komik teklif üzerinden vuruyor fatih hoca zamanında galatasaray’ın teklifini kabul etmediği zamanlarda oldu adnan polat döneminde arda gitmiş gazeteci dövmüş, silahla hastaneye gitmiş fatih hoca bu konuda çok mu temiz arkadaşlar fatih hocayı sindiren tüm galatasaraylı arkadaşlar arda turan’ı da sindirecektir buna ben eminim. sorun sahada başarı diyorsanız saha dışına bakmayacaksınız oyununa bakacaksınız saygıya, sevgiye, duruşa bakıyorsanız riekerink, mancini gibi hocalarınızın arkasında duracaktınız hepimiz başarıya bakıyoruz karektere kimse bakmıyor. bütün beşiktaş burak yılmaza sırtını dönmüyor, fenerbahçe emre belözoğluna sırtını dönmüyor. çünkü başarılı oldular. hepimiz sonuç odaklıyız, arda turan’ı da hazmederiz, fatih terim’i de bir futbolcu galatasaray ambleminin olduğu formayı giyiyorsa ve takımı şampiyon yapıyorsa başarılıysa hepimiz geçmişe olanlara bakmayız.
  • 200
    sözün asıl sahibini geçiyorum. o dangalak, bir kısım galatasaray taraftarının üzerine atladığı manada söylememişti bu sözü. 2010-11'de takılmış trabzonsporlulardan biriydi, orada derdi milli takım değil trabzonspor'du. ve o dangalağın "ahımız var" diye zırladığı elemelerden milli takım euro 2016 biletini kazanmayı başardı (tarihinde 4. kez. 3'ü fatih hoca'yla). benim derdim esas bu sözü alıp 40 yıllık efsanesine yalan yanlış bilgilerle inşa edilmiş bir nefreti kusarken kullananlarla. koca galatasaray'ın, rasim ozan kütahyalı'ya özel konuşmaları servis edip kamuoyu oluşturmaya çalışacak kadar düşen başkanının yönettiği algıya kapılıp abalıya vurma kolaycılığına kaçanlarla.

    çok seviyorum böyle başlıkları okumayı. neyle karşı karşıya olduğumuz noktasında insanın bilincini diri tutuyor. yarın sezon başlasın, hasbelkader şampiyonluk kaçsın yine çıkacaklar çünkü meydana. iki transferi beğenmesinler, alttan alttan başlayacak "terim de transfer yapmayı bilmiyor zaten ağbi ya" zırvaları. eylül'de ekim'de, en az 5 oyuncusu yine yeni oyuncu olacak takımın muhtemel uyumsuzluğunu "terim taktik çalıştırmıyor" tezlerine destek yapacaklar.

    ahın mı var güzel kardeşim? gel bi bakalım ayrılıktan sonra ah edenle ah edilenin haline. sen 2013 eylül ayından sonra gün yüzünü, ayrılığın hemen arkasından gelen bir şampiyonlar ligi son 16 başarısı ve 2014-15'teki yalancı bahar şampiyonluğu haricinde görememişsin. 3 başkan değiştirmişsin. 2013'ten 2017'ye 4 yılda; yerlisinden yabancısına, çaylağından ustasına 6 hoca eskitmişsin. her yeni hoca'da terim'e nanik yaparak "çok mutluyuz ki biz, yok sana ihtiyacımız :dd" pozları kesmişsin. sayısız transfer yapmışsın. avrupa'yı zaten geçtim de doğru dürüst derbi galibiyeti göremez olmuşsun. 100 yılda bir gerçekleşen doğa olaylarından birine, beşiktaş'ın dominasyonuna şahitlik etmişsin.

    ah edenin hali buyken, edilenin böyle elde köpeköldüren cinsten şarap şişesi, kovada yakılmış ateşte ısınmaya çalışan perperişan bir halde olmasını bekliyor tabii insan ama değil. 2014'teki turnuvaya katılma yolunda mucizeyi zorlamış ama olmamış. 2016'da milli takımı turnuvaya götürmüş. turnuvada ve sonrasında bazı sorunlar yaşamış, en sonunda da görevden alınmış. sonra da dönmüş, seyircisi olduğun beşiktaş dominasyonunu yerle bir edip yine yüzünü güldürmüş. 2 sene üst üste şampiyon yapmış. 2 sene üst üste şampiyonluk deyip de geçme, fatih hoca'nın kazandırdıkları hariç bunu son kez başardığında tarih 1994 idi.

    allah herkese senin gibi "ah eden" versin. geç aynanın karşısına da azıcık kendine ah et, belki düzelirsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın