öncelikle bakmak lazım, neden "
ahımız var hocam" dedik?
o ah'ın olmasının sebebi hepimizdeki
galatasaray sevgisiydi.
geldiğinde müjde verir gibi "
galatasaray'lı fatih yuvasına dönmüştür" demişti. "yuvasına" yani "evine". biz onun eviydik. ve büyük bir çoğunluğumuz da onu evin, ailenin babası olarak görmüştü.
"biz bir aileyiz" dedikçe buna inandık o zamanlarda geçen iki senede.
ancak; ailenin babasının sadece bir telefon, bir prim, dış etmenler tarafından yapılan bir plan neticesinde ailenin düşmanının yanına gidip evini, ailesini bırakmasını sindiremedik, kaldıramadık.
gelin bakın profilime, en ofsayt 5 entrymin içerisinde ikisi fatih terim başlığına yazdığım yazılar. hatta başlığın içinde komple aratın, yazar olduğumdan beridir olumlu bir tek entry bulamazsınız hakkında.
çünkü ahım vardı.
-dı diyorum. geçmiş zaman.
düşünün babanız sizi bırakıp gitse, yıllar sonra kapı çaldığında açsanız ve gittiği yerlerde yenilmiş, girdiği savaşları kaybetmiş, üç beş tane dünkü çocuk bile denilemeyecek elinin altında yetişmiş dönemin siyasi erkinden güç alan kişilere yenilmiş babanızı görseniz suratına kapıyı mı kapatırsınız yoksa boynuna atlar "babam" diye sarılır mısınız?
hissiyat budur. kırgınlıklar, kızgınlıklar, sıkıntılar, problemler, dertler hepsi konuşulur. hepsi halledilir. öncelik babaya olan sevgi ve saygıdadır.
hocanın sadece iki kızı yok. hocanın 25 milyon da evladı var.
o dönemde yaptığı hataları elbet bir gün sorarız, sormasak da elbet bir gün kendisi anlatır.
ancak aile hayattaki her şeyden önemlidir.
biz bir aileyiz kenetlendikçe daha da büyüyen ve bizim kenetlenmemizi sağlayacak babamız evine, yuvasına dönmüştür.
umarım bir daha terk etmemecesine.
ahımız var, amenna. ama her şeyin de bir yeri ve zamanı var. umuyorum ki hoca da o dönemde yaşananlara da, bunlara da bir karşılık verecek ve konuşacaktır. özür diler mi, bilmiyorum. ama konuşacaktır. umudum bu yönde.