1
günümüz futbolunda önemli notlardan biri afrika temelli stoperlere top class takımların neredeyse hiç yer vermemesi.
ön yargı değil yer vermemeleri çünkü on yıllarca afrika temelli stoperlere şans verildi. günümüzdeyse görüldü ki iş böyle gitmiyor.
eski dönem futbolu daha az konsantrasyon isteyen bir futboldu. hızlı bir stopersen pozisyon bilgisi daha iyi olup yavaş olana tercih edilirdin.
çünkü daha bireysel oynanan bir spordu o zamanlar futbol. çalıma dayalı, sistemin ve taktiğin daha geri planda kaldığı, yetenek ve hızın birleşimi bir oyundu.
bu nedenle de atletik yapılı, hızlı, güçlü afrika temelli stoperler tercih edilen bir grup oldu. sonraysa futbol sistemleşti.
kanatlardan yapılacak ortalar bile ezber hale geldi. hatta guardiola denen adam işin ezber boyutunu o kadar abarttı ki,
sahayı bölümlere ayırıp hangi bölümün içinde olduğuna bağlı olarak ezber pas opsiyonları üretti. sahadaki takımına da bunları uygulattı.
hal böyleyken savunmada yapılacak en önemli bir hata bile gole sebebiyet verir oldu. dikkat ve pozisyon bilgisi öne çıktı. atletizm ise olsa da olur
olmasa da olur oldu.
afrika modeli stoperlerden afrika temelli olmayanlara giden bu evrimsel süreci yukarıdaki gibi açıklayabiliriz. şimdi ilgi çekebilecek istatistiklere yer vermek istiyorum.
2016-2017 sezonu şampiyonlar ligi'nde son 8'e kalan takımların stoper rotasyonunu inceleyeceğiz.
1) atletico madrid: rotasyonları diego godin, stefan savic ve jose gimenez şeklinde. godin ve gimenez uruguaylıyken savic de karadağlı.
2) leicester city: robert huth, wes morgan, yohan benalouane ve marcin wasilewski. robert huth ve wasilewski avrupalı. benalouane tunus kökenli olmasına rağmen fransa'da doğup eğitimini orada alırken wes morgan ise jamaika kökenli olup nottingham doğumlu. morgan da altyapısını ingiltere'de alıyor. ancak ufak çaplı bir genetik sorunları var bu ikilinin, kökenleri afrika olduğu için küçük de olsa atalarından gelen özellikleri var. bu da sahaya yansıdı dönem dönem sene içinde. eh o kadarı da olsun artık değil mi?
3) dortmund: rotasyonlarını saf kan avrupalılardan kurmayı tercih ediyorlar. bartra, sokratis, sven bender, matthias ginter. bartra ispanyol, sokratis yunanlı, bender ve ginter'se alman. sıfır afrika!
4) monaco: kamil glik polonyalı, jemerson brezilyalı, raggi italyan ve abdou diallo ise senegal- fransa karışımı. içlerinde en az oynayan zaten diallo.
ayrıca yine diallo da fransa doğumlu.
5) bayern münih: javi martinez, jerome boateng, mats hummels... içlerinde bir tek boateng afrika kökenli ama o da berlin doğumlu. alman altyapılı.
6) real madrid: sergio ramos, raphael varane, nacho fernandez. iki ispanyol bir fransız.
7) juventus: chiellini, bonucci, barzagli, rugani ve benatia. 4 italyana ek olarak bir fas- fransa karışımı benatia var. o da sezonun en az yarısında tercih edilmedi. ek olarak benatia da fransa doğumlu.
8) barcelona: gerard pique, javier mascherano, jeremy mathieu, samuel umtiti. pique ispanyol, mascherano arjantinli, mathieu fransız. ve boom.
samuel umtiti kamerun doğumlu. altyapısını orada alıyor, temel bilimleri orada öğrenebiliyor.
ayağı iyi, tekniği yüksek diye alınan bir oyuncu. ne var ki pozisyon bilgisi çok kötü. barcelona maçlarını izleyenler umtiti'nin akıl almaz duruş hatalarını
gözünün önüne getirecektir. evet ayağı iyi ama gol yedirdikten sonra ne anlamı var ki. konsantrasyonu da kötü. ve 2016-2017 sezonunda barcelona'ya kötü anlar yaşattı. zaten yukarıdaki 8 takımın içinde sezonun en büyük hayal kırıklığını yaşayan kim diye sorsak çoğunluk barcelona der. ilginçtir ki rotasyonunda afrika altyapılı stoper bulunduran tek takım da barcelona. rotasyonda bulundurmakla da kalmadılar, umtiti'yi sezon içinde 43 maçta oynattılar.
durumları ortada.
buradan bazı sonuçlar çıkartılabilir.
birincisi, artık büyük kulüpler neredeyse hiç afrika altyapılı stoper oynatmıyor tercih etmiyor. son 8'e kalan takımların çok az bir kısmında afrika kökenli stoper vardı ve bunların da bir tanesi hariç hepsi avrupa altyapılıydı.
ikincisi, afrika eğitimli stoper kullananlar başarılı olamıyor.
üçüncüsü, bazı oyuncular avrupa'da doğsa bile genetik yapılarından dolayı yeterli seviyeye ulaşamıyor. buna örneğimse kurt zouma'dır. onun çoğunluk oynadığı tek sezonda chelsea neredeyse küme düşüyordu. chelsea'nin açık ara şampiyon olduğu 2016-2017 sezonundaysa neredeyse hiç tercih edilmedi.
not: dikkat edilmesi gereken nokta, afrikalı olmakta sorun yok. afrika altyapılı olmakta sorun var çünkü o coğrafyanın hem eğitim sistemi çok zayıf hem de kültürel etkenleri nedeniyle modern futbola dezavantajlı. yaşam biçimlerinden gelen bir konsantrasyon sorunları var. hani bu entryden farklı anlamlar çıkmasın diye söylüyorum bunu.
not2: top class takımlar baz alınarak yazılmıştır. yoksa elbette bir umtiti baş altı takımda sırıtmayabilir.
ön yargı değil yer vermemeleri çünkü on yıllarca afrika temelli stoperlere şans verildi. günümüzdeyse görüldü ki iş böyle gitmiyor.
eski dönem futbolu daha az konsantrasyon isteyen bir futboldu. hızlı bir stopersen pozisyon bilgisi daha iyi olup yavaş olana tercih edilirdin.
çünkü daha bireysel oynanan bir spordu o zamanlar futbol. çalıma dayalı, sistemin ve taktiğin daha geri planda kaldığı, yetenek ve hızın birleşimi bir oyundu.
bu nedenle de atletik yapılı, hızlı, güçlü afrika temelli stoperler tercih edilen bir grup oldu. sonraysa futbol sistemleşti.
kanatlardan yapılacak ortalar bile ezber hale geldi. hatta guardiola denen adam işin ezber boyutunu o kadar abarttı ki,
sahayı bölümlere ayırıp hangi bölümün içinde olduğuna bağlı olarak ezber pas opsiyonları üretti. sahadaki takımına da bunları uygulattı.
hal böyleyken savunmada yapılacak en önemli bir hata bile gole sebebiyet verir oldu. dikkat ve pozisyon bilgisi öne çıktı. atletizm ise olsa da olur
olmasa da olur oldu.
afrika modeli stoperlerden afrika temelli olmayanlara giden bu evrimsel süreci yukarıdaki gibi açıklayabiliriz. şimdi ilgi çekebilecek istatistiklere yer vermek istiyorum.
2016-2017 sezonu şampiyonlar ligi'nde son 8'e kalan takımların stoper rotasyonunu inceleyeceğiz.
1) atletico madrid: rotasyonları diego godin, stefan savic ve jose gimenez şeklinde. godin ve gimenez uruguaylıyken savic de karadağlı.
2) leicester city: robert huth, wes morgan, yohan benalouane ve marcin wasilewski. robert huth ve wasilewski avrupalı. benalouane tunus kökenli olmasına rağmen fransa'da doğup eğitimini orada alırken wes morgan ise jamaika kökenli olup nottingham doğumlu. morgan da altyapısını ingiltere'de alıyor. ancak ufak çaplı bir genetik sorunları var bu ikilinin, kökenleri afrika olduğu için küçük de olsa atalarından gelen özellikleri var. bu da sahaya yansıdı dönem dönem sene içinde. eh o kadarı da olsun artık değil mi?
3) dortmund: rotasyonlarını saf kan avrupalılardan kurmayı tercih ediyorlar. bartra, sokratis, sven bender, matthias ginter. bartra ispanyol, sokratis yunanlı, bender ve ginter'se alman. sıfır afrika!
4) monaco: kamil glik polonyalı, jemerson brezilyalı, raggi italyan ve abdou diallo ise senegal- fransa karışımı. içlerinde en az oynayan zaten diallo.
ayrıca yine diallo da fransa doğumlu.
5) bayern münih: javi martinez, jerome boateng, mats hummels... içlerinde bir tek boateng afrika kökenli ama o da berlin doğumlu. alman altyapılı.
6) real madrid: sergio ramos, raphael varane, nacho fernandez. iki ispanyol bir fransız.
7) juventus: chiellini, bonucci, barzagli, rugani ve benatia. 4 italyana ek olarak bir fas- fransa karışımı benatia var. o da sezonun en az yarısında tercih edilmedi. ek olarak benatia da fransa doğumlu.
8) barcelona: gerard pique, javier mascherano, jeremy mathieu, samuel umtiti. pique ispanyol, mascherano arjantinli, mathieu fransız. ve boom.
samuel umtiti kamerun doğumlu. altyapısını orada alıyor, temel bilimleri orada öğrenebiliyor.
ayağı iyi, tekniği yüksek diye alınan bir oyuncu. ne var ki pozisyon bilgisi çok kötü. barcelona maçlarını izleyenler umtiti'nin akıl almaz duruş hatalarını
gözünün önüne getirecektir. evet ayağı iyi ama gol yedirdikten sonra ne anlamı var ki. konsantrasyonu da kötü. ve 2016-2017 sezonunda barcelona'ya kötü anlar yaşattı. zaten yukarıdaki 8 takımın içinde sezonun en büyük hayal kırıklığını yaşayan kim diye sorsak çoğunluk barcelona der. ilginçtir ki rotasyonunda afrika altyapılı stoper bulunduran tek takım da barcelona. rotasyonda bulundurmakla da kalmadılar, umtiti'yi sezon içinde 43 maçta oynattılar.
durumları ortada.
buradan bazı sonuçlar çıkartılabilir.
birincisi, artık büyük kulüpler neredeyse hiç afrika altyapılı stoper oynatmıyor tercih etmiyor. son 8'e kalan takımların çok az bir kısmında afrika kökenli stoper vardı ve bunların da bir tanesi hariç hepsi avrupa altyapılıydı.
ikincisi, afrika eğitimli stoper kullananlar başarılı olamıyor.
üçüncüsü, bazı oyuncular avrupa'da doğsa bile genetik yapılarından dolayı yeterli seviyeye ulaşamıyor. buna örneğimse kurt zouma'dır. onun çoğunluk oynadığı tek sezonda chelsea neredeyse küme düşüyordu. chelsea'nin açık ara şampiyon olduğu 2016-2017 sezonundaysa neredeyse hiç tercih edilmedi.
not: dikkat edilmesi gereken nokta, afrikalı olmakta sorun yok. afrika altyapılı olmakta sorun var çünkü o coğrafyanın hem eğitim sistemi çok zayıf hem de kültürel etkenleri nedeniyle modern futbola dezavantajlı. yaşam biçimlerinden gelen bir konsantrasyon sorunları var. hani bu entryden farklı anlamlar çıkmasın diye söylüyorum bunu.
not2: top class takımlar baz alınarak yazılmıştır. yoksa elbette bir umtiti baş altı takımda sırıtmayabilir.