öcü değildir. dün bir yazı yazdım (bkz:
#334749), o yazımın amacını aştığının farkındayım
*, ama orada söylediklerim sözlüğün genel tavrına değil de,
adnan öztürk'e yapıştırılmaya çalışılan
yobaz, galatasaraylılığından utanma yaftalarınaydı. benim başkanlığa bakışımı,
adnan polat'ın bir dönem daha başkan seçilmesini istediğimi, özelden görüştüğümüz yazar arkadaşlarım bilir. bunu 1-2 defa sözlüğe de aktardım, ama buralarda son zamanlarda öyle bir hava oluştu ki,
adnan polat'ın karşısına aday olarak çıkan kişi haindir, dombilidir. hele bu aday lise mezunuysa, biz çünkü özhan canaydın'la ızdırap çekmiş
galatasaraylılar olduğumuz için, bize uzak allah'a yakın olsun demeye başladık.
benim adnan öztürk'ten haberdar olmam, bundan 5-6 sene öncesine tekabül ediyor. özhan canaydın 2004 yılında tekrar aday olduğunda listesinde olan birisiydi, sadece adını duymuştum. çok ön planda olan birisi olmadı hiç, televizyonlarda görmemiştim. ya da o zamanlar küçücüktüm fıçıcıktım içi dolu turşucuktum, ben çok hatırlamıyorum. o seçimleri hatırlıyorum ama. mehmet cansun vardı, bir aday daha vardı özhan başkan'ın karşısında. özhan canaydın seçilmesin diye dua ettiğimi hatırlıyorum. çok büyük bir farkla kazanmadı seçimleri, hatta sonra bu kadar az fark olmasını bir ihtar olarak algılıyorum diye de bir açıklama yapmıştı.
o zamanlarda yönetimde ne görev aldığını bilmiyordum, çünkü benim için önemli olan o günlerde projeler, atılacak adımlar, yapılacak yatırımlar falan değildi. ben her gün gazetelere bakardım, futbol takımından ibaretti galatasaray sevgim. istanbul'a yeni gelmişim, maçlara giderdim, bağırır çağırırdım. olimpiyat stadına taşındığımızda hiç gocunmadım oraya gitmeye. hatta 1-2 maça gittiğimde 150-200 kişi falan vardı stadda. o sıralarda
seyrantepe projesi artık gündeme gelmiş, yıllardır dillerde olan o stad projesi ilk defa somut olarak gerçekleştirilmeye başlanmış. işte o projenin başında olan heyetteki 4 kişiden birisidir
adnan öztürk. futbol takımıyla çok içli dışlı olmadığı için adını çok duymamışım ben. sessiz sedasız, ön plana çıkmadan çalışmış yönetimde.
tabii sonraları, bizim için olimpiyat'ın zulümpiyat olduğu dönemler, özhan canaydın'a içten içe küfür ettiğimiz günler, ali sami yen'e dönmek için can attığımız zamanlar. oraya stad yapana ana avrat küfrettiğimiz, ölelim de kurtulalım dediğimiz günler var. o zamanlarda da, olimpiyat stadı'dan tekrar ali sami yen'e dönmemizi sağlayan yöneticidir
adnan öztürk.
ilk adaylığını 2008 senesinde koydu adnan öztürk. o günlerde
özhan canaydın tekrar başkan seçilmesin,
adnan öztürk seçilsin diye adaklar adıyorduk, dilek ağaçlarına bez bağlıyorduk. özhan başkan hakkında da bir gün aday olmayacak diye haber çıkıyordu, ertesi gün flaş haber! özhan başkan adaylığa tekrar göz kırptı diye bizleri kederlere sürükleyen haberler. sonra bir gün geldi,
özhan canaydın kesin bir dille aday olmayacağını açıkladı, ohh dedik. sonra
adnan öztürk adaylıktan çekildi, noluyo lan? noluyo laan? diye kalakaldık. anlamadık neden çekildiğini, ama o günlerde çıkan bir haber vardı, adaylıktan çekilme açıklamasını yaparken şöyle bir laf etti : "
bugünden itibaren aday değilim. herkesin gözü aydın."
adnan polat'ın ilk aday olduğu günü hatırlıyorum, sevinmiştim çok. çünkü benim adnan polat sevgim yaptığı transferlere, veya çıkıp 20.45 diye saat göstermesine değildi. ben adnan polat'ı
alp yalman zamanında çok severdim. çünkü benim gözümdeki
efsane başkan kim diye soracak olursanız,
alp yalman'dır ve adnan polat,
galatasaray kültürünü, galatasaraylılığı alp yalman'ın yanında solumuş birisidir.
adnan öztürk için de, o günlerde adnan polat'la birleşecek diye haberler çıkmıştı, bu haberleri de duyunca daha çok sevindim. zaten özhan canaydın başkan olmasın da, kim olursa olsun, özhan başkan'dan kurtulalım zihniyeti hakimdi herkeste o sıralar. ee bir de, güçlü iki adayın birleşip seçime gireceği dedikodusu sevincimi ikiye katlamıştı.
sonra artık neler oldu neler bitti, kapalı kapılar ardında neler görüşüldü bunları bilemeyiz elbette ama seçime girmedi, adaylıktan çekildi.
adnan polat'ın karşısına
nazım durak çıktı. ee haliyle, adnan polat açık bir farkla başkanlığa seçildi. listesi çok kuvvetliydi. eski başkan adaylarından
yiğit şardan vardı listede. o günlerde çok bilinmeyen, ama bugünlerde efsane olma yolunda ilerleyen
haldun üstünel vardı.
mehmet helvacı vardı, 2004 yılında
adnan öztürk'le birlikte
özhan canaydın yönetiminde olan.
ışın çelebi,
mümtaz tahincioğlu,
cemal özgörkey,
faruk bil,
ali haşhaş. hakikaten çok güçlü bir kadro.
sonra 2 senelik başkanlık dönemi geldi adnan polat'ın. yıldız transferler yapıldı. pazarlama, ve yeni gelir yaratma konusunda muhteşem projeler hayata geçirildi. gs bilyoner, gs bonus, gs mobile vs. ve en önemlisi, 4 sene önce başlayan ama ne olacağını eminim kimsenin bilmediği
aslantepe projesi kesintilere rağmen devam etti. bugünlerde de bitme aşamasına geldi. şirket birleşmesinde sona doğru yaklaşıldı, riva projesinde ruhsatlar alındı, büyükçekmece projesi hayata geçirilecek, florya başka bir gelir kapısı olacak.
ben
sportif açıdan bakıyorum şu anda, geçen sene yaşananları, ligdeki başarısızlığı falan göz ardı edebiliyorum. batak oynayanlar bilirler, bir tabir vardır, ilk elin günahı olmaz diye. o yüzden adnan polat'ı suçlayamam. ki bu sene vizyonunu da göstermiştir, her türlü platformda desteklerim, desteklemişimdir. bir dönem daha devam etmesi gerektiğine inananlardanım.
mali açıdan bakıyorum, hayata geçirilen projeler, yeni yapılan projeler, eskiden süregelen ve yavaş ilerleyen projelerin tekrar hızlandırılması, yılların kanayan yarası şirket birleşmesi konusunda atılan adımlar. tek kelimeyle mükemmel.
idari açıdan bakıyorum, yönetimdeki görev dağılımı, yönetimdeki kişilerin sorumluluk duygusu, çalışma azmi ve gösterdikleri performans takdire şayan. ama.. işte burada bir ama var. cemal nalga skandalı yönetime olan o güveni biraz sarsmış durumda. her ne kadar skandalın patlak vermesinden sonra, yönetim çok hızlı bir şekilde refleks göstererek sorumluları görevlerinden uzaklaştırsa da, adnan polat bu konuda 1. dereceden sorumlu tutulmasa da, ki ben de 1. dereceden sorumlu tutmuyorum kendisini ama divan olağanüstü toplandığında faruk süren'in açıklamasına bir kulak vermek gerekiyor. kurula girerken, kapıda ayaküstü gazetecilere bir şey demişti
faruk süren; "hızlı bir şekilde refleks gösterildi, sorumlular kulüpten uzaklaştırıldı, adnan polat'ın 1. dereceden sorumlu olmadığını ve istifa etmemesinin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum, ama
adnan polat'ın sorumluluğu da kongrede ortaya çıkacaktır."
bu
cemal nalga skandalı hiç yaşanmamış olsaydı,
adnan polat'ın karşısına bir adayın çıkabileceğine ihtimal dahi vermezdim. çünkü kendisi yapması gereken her şeyi yaptı. bugün eğer bir aday karşısına çıkabiliyorsa, bunu cemal nalga skandalından güç alarak yapıyor. haklı mı haksız mı, onu oturalım düşünelim. biz
taraftarlar adnan polat'tan başka bir başkan görmek istemiyoruz. adnan polat'ı çok seviyoruz falan filan. dünkü yazımda dediğim gibi, adnan öztürk hazıra konmak için gelmemiştir benim gözümde. 2 sene önceki seçimlerde aday olmuştur, ondan sonra bir şekilde adaylıktan çekilmiştir. nedenini bizim bilme imkanımız yok. eğer 2 sene önceki seçimlere katılmış olsa, ve adnan polat'a yenilmiş olsaydı, bugün aday olduğunda bu kadar tepki çekmezdi, eminim. çünkü biz adnan polat'ı zor zamanda taşın altına elini koydu, kulübü düzlüğe çıkardı diye tutuyoruz, seviyoruz. ona karşı çıkan adayları da hazıra konmaya çalışıyor diye yerin dibine sokuyoruz.
adnan öztürk geçen seçimlerde aday olmadan evvel, o zamanlarda gazetelerde bir haber çıkmıştı 2007 yılında. daha adaylığını falan açıklamadan önce, çalışmalarını başlattığını ve projeler geliştirdiğini yazıyordu haberlerde.
---
alıntı ---
dünya çelik devi arcelor - mittal'ın önemli isimlerinden birisi olan adnan öztürk; birçok kuzey afrika ülkesi, ortadoğu ve türki cumhuriyetlerin bir kısmının sorumluluğunu şirket adına üzerinde taşıyor.
bu ülkelerin şirket adına ceo'su pozisyonunda olan öztürk, elindeki bu fırsatı galatasaray için kullanmayı planlıyor. yıllık bilançosu 100 milyar euro olan ve futbola sponsor olarak girme kararı alan arcelor - mittal, adnan öztürk'ün isteğiyle galatasaray'ı da seçmiş durumda.
---
alıntı ---
aramızda kendisinin toplantılarına giren, ve projelerini daha yakından takip eden arkadaşlar var. hatta elindeki bazı projeleri
adnan polat seçildikten sonra onunla paylaştığını söylüyorlar. onlar daha güzel anlatırlar planlarını projelerini. yani 2 günde plan proje hazırlayıp, göz boyamak için ortaya bir şeyler koyacağı çok doğru gelmiyor bana.
ayrıca kendisinin bazı açıklamalarında da,
liseli -
alaylı ayrımından rahatsız olduğunu söylediğini de gördüm. ama kendisinin liseli olması, özhan canaydın'dan kaynaklanan liselilere karşı nefret duygusuyla birleşince, daha adaylığını koyduğu andan itibaren önyargı oluşturmakta. hele bir de bunlara, adnan polat dönemi hakkında yaptığı
eleştiriler eklenince
*, bu önyargı kendisine karşı nefrete dönüşmekte. daha projelerini açıklamadan, listesini açıklamadan sadece kulaktan dolma bilgilerle de yerin dibine sokulmasını anlamıyorum.
bekleyelim 20 mart'ı. açıklasın listesini. bakalım listesine, eğer dedikleri gibi, fatih gökşenler, ali dürüstler, hakan ünsallar falan olursa listesinde, burada otururuz beraber eleştiririz. projelerini anlatsın, bakalım projelerine, eğer gerçekten göz boyamak için ortaya projeler atıyorsa, oturalım beraber eleştirelim. ama önce bir bekleyelim. görelim neler açıklayacak, neler anlatacak.
bundan önceki seçimlerde, adnan polat'ın karşısına nazım durak çıkmıştı. ondan önceki seçimlerde özhan canaydın karşısına yiğit şardan çıkmıştı. ondan önceki seçimlerde özhan canaydın'ın karşısına mehmet cansun çıkmıştı. şimdi baktığımızda, belki de uzun yıllar sonra ilk defa 2 tane potansiyelli aday yarışacak. bu rekabet, bize zarar değil yarar getirecektir. bundan şüphem yok. kaybeden tarafın, kazanan tarafa seçimden sonra destek olacağına da inanıyorum. güzel, tatlı bir rekabet yaşansın. kazanan şüphesiz ki galatasaray olacaktır.
galatasaray zaten artık bir sürece girmiştir. kendisinin vaad ettiği, süratle en büyük 10 kulüp arasına gireceğiz söylemi, sadece kendisinin değil, bütün
başkan adaylarının hedefidir.
galatasaray spor kulübü en zor dönemlerinde bile dünyanın en zengin kulüplerinden birisiydi. bunu göz ardı etmemek gerek. biz dünyanın
gayrimenkul açısından en zengin kulüplerinden birisiyiz. ve bu potansiyeli artık aktif hale geçirmeye başladık. projeler devam ediyor, yeni projeler var, ve bu süreç kolay kolay bozulacak bir mekanizma değil. yani şu andan itibaren, biraz mübalağa yapalım, şu sözlükteki en vasıfsız adamı
* alalım, kulübün başına geçirelim, 5-6 sene sonra galatasaray yine dünyanın en zengin kulüplerinden birisi olacaktır. bu başlayan sürecin hepsini adnan polat'a maledemesek de, bu sürecin işlemesi için en büyük paylardan birisi de şüphesiz ki adnan polat'ındır.
bu arada en başta da belirttim, kendisi için yapılan yobaz, veya galatasaraylı olduğuna utanıyorum gibi söylemlere karşı bir tepkim var sadece. adnan öztürk'ün galatasaraylı olmasından utanan kişiler için şunu söyleyeyim, kendisi sadece 21 kişide olan
galatasaray onur madalyası* sahibidir. yani anlayacağınız, galatasaraylı olmasından utanılacak bir kişi değildir.
özet geç lan piç diyen incicilere özet: boş adam değildir benim gözümde. adnan polat'ın başkan olmasını isteyen ben, kendisinin şu an için adnan polat karşısında şansı olduğunu düşünmüyorum. hele o söylenen kişiler falan olacaksa yönetim listesinde, kendisine yolun açık olsun diyorum şimdiden.