resim
Abdurrahim Albayrak
Görev:As Başkan
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 3651
    sırf kasa kolaylığı sağlıyor diye kulübün bütün transfer olayını kendisine vermiş durumdayız.
    abdürrahim albayrak da parayı ben veriyorsam ben görüşmelere gidip benim reklamım olmalı diyor.
    sonucunda her sezon berbat transfer dönemleri geçiriyoruz.

    neden halen transfer işlerini kendisi yapıyor diye soranlara.

    edit: ama şuan kasa kolaylığı sağlamıyor tabi. kendileri de biliyor yeni seçimde o koltukta oturamayacaklarını o yüzden ceplerinden para verip sonra alırız riskine girmiyorlar. yoksa 10 milyon euro havale yapan adam 2 milyon euroyu anında çıkarırdı veya şuan konuşulan scout transferlerini anında bitirirdi.

    edit 2: mustafa cengiz yönetimine ne toz kondurmayan adamlar var ya. burada fatih terim bu kadar eleştrilecek adam değil dediğimizde terimsporlu oluyoruz şu oluyoruz bu oluyoruz. neyse en azından 2 yıllık reklam için koltukta duranlara köle olmuyoruz en azından.
  • 3653
    galatsaray'da başkan olması için bir liseli başkanın gelip mali olarak klubu batma noktasına getirmesi, saçma sapan sportif icraatler yapması ve klüp biraz olup burnunu kaldırana kadar başka liseli aday çıkmaması lazim. ancak böyle bir durumda geçici süre ile parası olduğu için klübe başkanlığına güiza gösterilebilir. ben bu ülkede bir alanda iyi olan birilerinin hemen yetkinliklerinin olmadığı başka alanlara atlamalarina ayar oluyorum. kendisi iyi bir üçüncü adamdır (bakın ikinci de demiyorum) daha ötesi yok. daha ötesi olunca son 2 yılda transfer süreçlerindeki rezilliği yaşıyoruz. eğer yerini bilir, benimser ve orada kalırsa bu taraftar tarafından her zaman efsane olarak anılacaktır. kasa kolaylığı da istemiyorum kendisinden en iyi yaptığı işi florya'nın ve oyuncuların huzurunu, rahatını tesis etsin yeter. kendisi benim için her zaman abdurrahim başkan olarak kalır. ama ötesine yeltendimi veya son 2 yılda olduğu gibi fazlasına soyundumu "resmen fazia" durumuna düşüyor...
  • 3654
    transfer görüşmelerinde sıcak kanlılık, komiklikler, öpüş-koklaş, türk ahlak değerleri, basit kapalı çarşı esnafı pazarlığı gibi şeyleri yapabildiğinden türk takımlarındaki oyuncuları almaya bayılan yöneticimiz.

    profesyonellik, futbol bilgisi, sınırlı yabancı dil, uluslararası futbol pazarı v.s. gibi konulardan uzak olduğundan yurtdışı transferlerinde bocalaması veya kazıklanması kaçınılmazdır.
  • 3655
    kişilere yüklenmek yerine yönetimin bütününe yüklenme taraftarıyım normalde ama yahu en az beşinci,altıncı transfer dönemin bu. nasıl hala aynı hataları yapabiliyorsun anlam veremiyorum. yapamıyorsan yapamıyorum demek zor bir şey değil. seni yönetimdeki yerinden de etmeyecek kimse. koskoca kulübün transfer işlerine bakan yöneticisi görüşmeye yanında ingilizce diyalog için çevirmen götürüyorsa kapatalım kulübü yerine avm yapalım.
  • 3657
    galatasaray futbol takımı 'nın kendisinin hiçbir şekilde işin içinde olmadığı halde şampiyon olabildiği son sezon; süper lig 2007-2008 sezonu.

    kendisi hakkında yazarken maalesef bu bilgiyi de gözönünde bulundurmakta fayda var. 2008'den sonra tamamen kişilere bağımlı * bir kulüp olduk çıktık, üretici kimliğimizi kaybedip popülizme yenildik. bu adamlar bu işi bıraktıktan sonra ferguson sonrası united gibi olmamız çok yüksek ihtimal gibi duruyor şu anda. dursun özbek dönemi'nde vs. bunun ilk belirtilerini görmüştük zaten.
  • 3659
    parayı verdiği için düdüğü çalıyormuş gibi bir intiba uyandırmış rizeli. anladık kasa kolaylığı sağlıyorsun ama herkes bildiği işi yapsa güzel olmaz mı? ha böyle iyi diyorsanız, yarın geleyim şirketlerinizin alım-satım işlerinin başına geçeyim olur mu? yurt dışında bitirilmesi gereken bir iş mi oldu ona da ben gideyim dil filan da bilmiyorum ama olsun, ne dersiniz sayın abdurrahim?
    mahalle maçı değil bu top senin diye istediğini yapabilesin, her transfer döneminde ayrı bir skandal. gerçi tek skandala amenna diyorduk ama skandal sayısı da her transfer döneminde katlanarak artıyor.
    kimse kulüpten aforoz edilsin demiyor ama senin ne işin var bilmediğin denizde?
  • 3662
    plansızlıgın, kontrolsuzlugun, farkındalık eksikliginin vucut bulmus hali.
    gercekten galatasaraylı olduguna bir sn suphem yok ama bu gune kadar kullanarak is bitirdigi ikili ilişkileri su an diger yonetimlerin lobileri sayesinde terse donunce yapamadıgı transferlerde futbolcuları suclayan bir karaktere donustu
    bknz: gomis, muric, mert hakan, lemina vs vs
    zaten galatasarayı herseyin onune koyan adamı takıma getirmek icin bir sey yapmaya gerek yok gel diyorsun geliyor. ama beceremedigin her transferde karsıyı karaktersizlikle suclayıp kendini sutten cıkmıs ak kasık olarak beyan etmek de mantıksız sanki.
    tamam turkiyede karsında senden guclu lobiler var, anadolu takımları ile birlesmisler sana turkiye liginin iyi oyuncularını yedirmiyorlar ama dunya turkiyeden buyuk, becerebiliyorsan cok daha ucuza iyi oyuncular alabilirsin
    beceremiyorsan da cıkıp para yoktu kimse bize oyuncu vermiyor diye aglamaya gerek yok , istifa edersin yapabilecek birisi varsa o gelir.
  • 3663
    yönetici olarak eh, transfer becerisinde kötü rizeli ve galatasaraylı iş adamı.

    kimse kendine "yönetici olmasın" demiyor, öyle bir lüksümüz yok zaten. yöneticilik yapmak istiyorsa buyursun yapsın ama yöneticilik yapacağım diye bu takımı transfer anlamında her defasında daha dip noktalara götürmesi kabul edilebilir bir şey değildir. galatasaray isminin ağırlığını kullanamayan kişi öncelikle bunu kullanmayı öğrenmeli.

    ilk transfer döneminde bafetimbi gomis'i sat sonra sezona forvetsiz (eren'i pek forvetten sayamıyorum maalesef) başladıktan sonra işler kötü gidince "bir değil iki forvet alacağız" açıklaması yap, devre arası son gün bu sözü yememek için 13 milyon euro'ya mbaye diagne'yi al ve oynamayan kostas mitroglou'ı kiralık getir.

    ikinci transfer döneminde diagne'yi satmayı (30 gol atmış adamı satamamak da artık yöneticilik başarısı mı denilmeli bilemiyorum) becereme, zorla kiraya gönder. radamel falcao'nun peşinde bir transfer döneminin tamamını ye, eli omuzunda yanak yanağa fotoğrafın basına sızsın sonra basın ve taraftarın baskısı ile son güne ancak yetiştir, bu arada birisi ile küfürleştiğin bir video ortamlara düşsün.

    kötü geçen sezonda, başkanın mustafa cengiz canı ile uğraşırken çıkıp takımın hakkını savunmaktan aciz ol ve bununla da kalmayıp koskoca galatasaray'ı, mekteb-i sultani geçmişini de sayarsak bu ülkenin en köklü kurumunu 6 senelik bir takımın başkanı karşısında boynu bükük duruma getir ama sosyal medyada "ilk yarıdan görseller" fotoğrafında ilk seni paylaşsınlar.

    hiç ortalıkta görünmediğin yetmezmiş gibi 2 tane transfer yapınca imza törenlerinde ilk sen yer al. ama bu 2 transferi yaparken takımın eksik bölgelerine yapamadığın transferler için sağı solu suçla (mert hakan yandaş suçsuzdur demiyorum, bernard mensah'ı hiç birimiz doğru düzgün istemedik zaten ama 2 orta saha hedefinin ikisinde de karavana atmışsın) sen sütten çıkmış ak kaşıkgibi açıklamalar yap.

    daha da neler neler. var kayıtları konusunu açmak bile içimden gelmiyor siz düşünün gerisini.

    tamam, hepimizden iyi galatasaraylıdır belki kabul. evet, elinde parası olduğu için kasa kolaylığı konusunda kulübe ciddi yardımlar yapıyor da olabilir bu da kabul. ama be arkadaş, yöneticilik böyle bir şey değil ki.

    takımın hakkını çık savun diyince ses yok, en ufak bir başarı kırıntısı sayılabilecek bir şeyde en önde kendini göster kameraların dibine sok kendini böyle yöneticiliği kahvedeki dayı da yapar valla.

    kendisi hangi konuda yetkindir soruyorum size , bana diyin ki "şu alanda çok iyi" kabulüm. diyebileceğiniz tek alan kendisinin galatasaray taraftarlığı. bir de rizeli olmasından ve zengin olmasından dolayı şu andaki cumhurbaşkanı ile arasının iyi olması, bu kadar basit. ona da ne kadar iyi bir alan olarak bakılabilir, tartışmalı.

    yöneticilik yapacak mı? yapsın. ama anladığı şey ne ise onu yapsın. ben grafik tasarımcıyım, tıp mezunu doktoru getir benim yerime otursun, işimi yapabilir mi? yapamaz. beni götür onun yerine oturayım, onun yaptığı işi asla yapamam.

    iş bu kadar basit aslında, biz sadece bakarken yanlış bakıyoruz her konuya.
  • 3664
    kendisi yöneticilik yapsın yapmasına da futbol takımı insan kaynakları sorumlusu olsun. oyuncularla, takımla, fatih hoca ile içli dışlı olsun. onların gereksinimlerini iyi biliyor. o konuyla yatıp kalksın. lütfen ama lütfen artık transfer konularına girmesin. her yapılamayan transferde sporcu suçlaya suçlaya iyice antipatik görünmeye başladık.
    nasıl ki fatih hoca yüzme takımı çalıştırmıyor, futbol takımı çalıştırıyorsa, albayrak da futbolcu ve teknik ekip ilişkilerinde varlığını sürdürsün, transfer toplarına girmesin. ha fatih hoca bu konuya ne der bilinmez. belki fatih terim de takım içine yakın olmasını istemiyordur bilemiyorum.
  • 3669
    başkana laf söylemeye gönlü el vermeyen taraftarlarımızın durup durup sardığı yöneticimiz. neymiş kasa kolaylığı sağlıyormuş da şart olarak transferde bütün yetki bende olacak diyormuş. bir yönetici bunu yapıp bunu diyebiliyorsa başkan neden var o zaman diye sormazlar mı? ya da başkan neden kasa kolaylığı sağlamıyor diye? şu konuda abdurrahim albayrak'ı yöneltilen ithamların ucunun güçlü bir başkan otoritesi eksikliğine gittiğinin farkında bile değil kimse. burada albayrak'a bir vuruyorlarsa başkana 3 vuruyorlar farkında olmadan. neymiş ak partiliymiş, yalıyormuş. bunun artık bu ülkede bir eleştiri konusu olması bile komik. bunu eleştiren adam bu ülkede işlerin nasıl yürüdüğünü, yaşadığı ülkenin dinamiklerini hiç öğrenememiştir. bu insanlar kişilerden çok mevkileri yalar ve her mevki ile iyi geçinmeye özen gösterir. bu adamı iktidara yakın diye, yalıyor diye eleştiren adamlar her şeyi geçtim başkanın 19.08.2020 tarihinde yaptığı basın toplantısındaki konuşmalara baksınlar. abdurrahim albayrak erdoğancı olabilir, lakin henüz erdoğan olmasa bu fiziksel mekan olmazdı diye de bir cümle kurmadı. 20 milyon galatasaraylı ak partiye oy verdi diye bir cümle de kurmadı. ama bu cümleleri kuranlardan daha çok eleştirilmesi cidden komik yani.
  • 3672
    https://twitter.com/...161872706285569?s=19

    galatasaray yönetimi'nin neden profesyonellere bırakılması gerektiğini gözler önüne seren bir açıklama yapmış. 6 saatlik çalışmayı fedakarlık gibi göstermesi bir tarafa, transfer konusunda neden bu kadar yavaş davranıldığını da kanıtlıyor bu ifadeler. bu insanların hepsinin kendi şirketlerinin olması galatasaray'a yarı zamanlı mesai ayırmalarına sebep oluyor belli ki. ali koç gibi vasıfsız olduğunuz için aile şirketinizden uzaklaştırılmış bir isim değilseniz tüm enerjinizi kulüp yönetimine ayırmanız zor.

    demek ki galatasaray'a maaşlı bir ceo ve bir futbol direktörü lazım.

    edit: albayrak'ı eleştirmişim gibi görünüyor, fakat söylemek istediğim daha açık bir ifadeyle kulüp yönetiminin tam zamanlı bir iş olması gerektiği. özel üniversite gibi düşünün, bir mütevelli heyeti var, bunun atadığı bir rektör ve akademik kurul var. tek işleri de üniversiteyi yönetmek. ben türkiye'deki kulüplerin satılmaya gerek kalmadan da bu şekilde yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. türkiye'deki kulüp yönetim modeli sıkıntılı olduğu için zaten işi gücü olan adamlar bir de galatasaray'a vakit ayırmak zorunda kalıyor gibi bir tablo var. bu noktada onları suçlayamayız tabii, sistem problemli.

    öte yandan galatasaray yöneticisi olmakla hiçbir kazanç elde etmiyorlar gibi bir görüşü hiç kabul etmiyorum. fikret orman ya da dursun özbek gibi hiç adı sanı duyulmamış insanlar kulüp yöneticiliği sayesinde meşhur oluyor, bu vesileyle diğer iş adamlarıyla görüşme, tanışma iş yapma olanağı sağlıyor. kulüplere sağladıkları kasa kolaylığı denilen şey kulüplere uzun vadeli borç olarak geri dönüyor, kuruşuna kadar ödeniyor. mesela yusuf günay galatasaray'ı kendi reklamını yapmak için kullanıyor. zaten türkiye'de pek çok yönetici, istisnalar dışında bu amaçla kulüp yöneticiliğine talip oluyor. yöneticileri tek kuruş çıkarları olmadan bütün enerjilerini kulübe ayıran fedakar şahsiyetler olarak görmek çok naif bir bakış açısı. abdürrahim albayrak'ın galatasaray sevgisinden ve iyi niyetinden şüphem yok, fakat bana kalırsa galatasaray spor kulübü yöneticiliği tam zamanlı olması gereken ciddi bir iş. aksi halde son dakikada yetişmeyen evraklar yüzünden lisansı çıkaralamayan futbolcular ya da yanlış hesaplanan ffp limitleri gibi hatalar rutinleşiyor.
  • 3675
    bir şey dese de gereksiz gereksiz eleştirsek diye hazırda bekleyenleri divan toplantısındaki konuşmasıyla mutlu etmiş yöneticimiz. vay efendim neymiş 1'de geliyormuş mesaiye. kardeşim sen bu adama bir allah kuruşu para mı veriyorsun ki mesai saati olsun? gel gelelim iş hayatında belirli bir sorumluluğu olan her başkan, yönetici bütün gününü kulüpte geçiriyor mu zannediyorsunuz? albayrak iş adamı eyvallah, altında çalışan adamları var fakat gelgelelim akademisyen yönetici de var mesela. ne yapacak şimdi?

    bu adamlar sizin köleniz değil, ne kadar çirkin yorumlar yapılıyor bu adamlara ya. bana kalırsa terbiyesizlik. hele bir de toplantıda "her çıkan bize vurmasın. her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var" demişken hakkında saçma eleştiriler duyunca gerçekten sinirlerim zıplıyor. tamamen gönüllülük esasına göre çalışıyorlar. vah vah 1'de geliyormuş, nasıl 1'de gelebilir? aman yarabbi.

    gecenin bir yarısı futbolcuların canı çekti diye gidip baklavacı açtıran bir adam albayrak. altı bomboş laflarla yıpratmayalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın