resim
Abdullah Mucib Avcı
Görev:Teknik Direktör
Takım:Trabzonspor
Yaş:60
Uyruk:Türkiye
  • 1551
    medyaya sızmasa da adebayoru teknik-taktik sebeplerden değil soyunma odasında ego çatışması sebebiyle yedek oturtan teknik direktör. merkezi afrika ve afrika kökenli futbolcularda bu yeni değil. afrika kökenli kaliteli futbolcular genellikle alfa-erkeği olurlar. bunu futbol dışı merkezi afrika ülkelerinde tek adam rejimlerine, diktatörlükleri olan rağbetten de gözlemleye bilirsiniz. tabii alfa-erkeği olmaları da bilgi ve disipline ilgili ve daha oturaklı ve olgun teknik direktörlük mevkisi ile çatışmalarına yol açıyor. pogba-mourinho, toure-guardiola, sakho-klopp, gomis-terim, adebayor-pochettino ve daha onlarca örnek verile bilir. abdullahın şansı arkasında destek olan kulübü ve galatasarayı karıştırmak isteyen medyanın onlarla ilgilenmemesi. yoksa kriz terim-gomis krizinden daha büyük. `
  • 1553
    zamanında 3-4 yıl ekmeğini yediği mehmet batdal'a adebayor transfer edildiği anda, bajiç alındıktan sonra adebayor'a, demba ba alındıktan sonra da bajiç ve adebayor'a, robinho'dan sonra arda'ya sırtını dönmesi muhtemel teknik direktör. klasik, aldığı bilete büyük ikramiye çıkınca ilk olarak karıyı boşayacak orta direk insan mantığı. sinsi bir insan olduğunu zaten biliyoruz da, daha iyisini bulduğu anda eskisine tü ka ka yapması daha da bir itici yapıyor kendisini. dilerim ki bu adam dünyada son td olsa dahi takımımızın başına gelmez.
  • 1554
    satranç turnuvalarına katılmış olanlar daha iyi anlatacaklardır:
    bazı gençler * vardır, bütün açılışları bilir çalışmıştır. belli başlı stratejileri öğrenmiştir işte merkez kareleri fil ve piyonlarla tutmak, agresif oynamak vs. o kadar çok çalışmıştır ki, karşısına gelen sıradan oyuncuları çok rahat yenmeye başlar, çünkü strateji bilmez kursunu almamıştır vs. hatta zekası bu iş için çok uygun olan ama teknik bilgisi sınırlı olan gençleri de yener.
    ekseriyetle zengin çocuğudur, şımarmaya müsaittir ve bu başarısı egosunu okşar.
    işte abdullah avcı tam olarak o çocuktur.
    ama öyle ki, karşısına kendisinin yarısı kadar teknik bilgisi olan ama gerçek bir satranç oyuncusu olan genç çıktığında kaybetmekten başka şansı, çıkar yolu yoktur.

    abdullah avcı'nın da karşısına kendisiyle eşit şartlarda gerçek bir satranç oyuncusu çıktığında kaybetmeye mahkumdur. avrupa maçlarında defalarca şahit olduğumuz gibi fatih terim de kendisine acımadan koyup geçmektedir.

    şımaradur ey geleceğin(!) antrenörü.
  • 1555
    sanırım kariyerinin bundan sonra ki döneminde de büyük takım çalıştırmaya cesaret edemeyecek.

    başakşehir' in baskıdan uzak, suyun pardon paranın oluk oluk aktığı bir kulüpte keyif yerinde gözüküyor.

    açıkçası ben merak ediyorum. fatih terim varken galatasaray' a gelmesi gibi bir şey mümkün değil zaten ancak fenerbahçe ve beşiktaş her iki kulüpte kendisi için biçilmiş kaftan durumunda.

    tabiki teknik teknik direktör için rahat bir ortamda çalışabilmesi önemlidir ama büyük takım çalıştırmanın hazzı da başka bir şey olmalıdır. sonuçta milyonları ilgilendiren bir iş yapıyorsunuz. başarılı olduğunuz anda milyonlar sizinle birlikte mutlu olup, saygı görüyorsunuz.

    başakşehir gibi proje takımlarında başarılı olsanız dahi türkiye' nin yüzde doksanlık kısmı tarafından umursanmayacaktır. hatta hükümet destekli olması sebebiyle pek çok kişi tarafından yoğun eleştirilere maruz kalacaktır.

    baskıdan bu kadar çekiniyorsa, dört büyükler yerine bursa, göztepe gibi en azından camiası, kültürü olan kulüpler de görev alması bile daha olumlu karşılanacaktır.

    not: abdullah avcı' nın yukarıda ki yazdıklarımın hiçbirini yapmayacağını düşünüyorum.
  • 1557
    siz bir üretici olarak malınızı firmalara verdiğinizde ve malınızın ederi 5000 tl olup, firmalardan birisi 1000 tl’ye satarsa malınızı kötülüyor demektir zarar pahasına.
    şimdi bu karakter sıkıntısı yaşayan teknik direktörün yaptığını görüyoruz.
    alıntı
    futbol federasyonu yönetim kurulu üyesi ufuk özerten, ziraat türkiye kupası'nda takımlara 18 milyon 460 bin dolar para ödülü dağıtılacağını bildirdi.
    alıntı
    bakın az bir para değil. tamam belki dağıtım yapıldığında yüksek bir meblağ değil büyük takımlar için ancak sen bu kupayı iplemeyerek kupaya leke sürüyorsun.
    her sene aynı teraneyi yapıyorsun kimse bir şey demiyor.
    alıntı
    kadro derinliklerinin de olduğunu ancak istemedikleri bir skorla elendiklerini aktaran avcı, buradan dersler çıkartıp, bunun üzerine çalışacaklarını sözlerine ekledi.
    alıntı

    bu kadar olmaz. insanları salak yerine koymaya kalkma. biraz edep.
    aynı boku avrupa liginde de yiyorsun.
    turnuvalara biraz saygı göstermesi gereken teknik direktördür. turnuva ruhunu bilmeden şampiyonluk yaşasan ne olur? sırf lig şampiyonluğu için çirkefliğin, böbürlenmenin sınırı yok zannediyorsun.
    acilen hem ziraat bankasının hem de avrupa ligi sponsorlarının bir yaptırım yapması gerekiyor. gerçi bizim ülkemizde bu adam övülüyor ya, o da başka konu.
    alıntı kaynakları:
    http://m.tr.beinsports.com/...f-ne-kadar-dagitacak
    https://www.fanatik.com.tr/...cezalandirir-2039693
  • 1561
    13 senedir doğru zamanda doğru yerde olmanın ekmeğini yiyen adam.

    takımının yaş ortalaması 30'u aşmışken hala 34 yaşındaki robinho'yu transfer edecek kadar kısa vadeli düşünen, tempolu oyundan ölümüne korkan, bu korkusu nedeniyle gerek milli takımda gerek başakşehir'de uluslararası müsabakalarda her defasında başarısız olmuş bir teknik direktör. oyuncuları yorulmasın diye iki sezondur türkiye kupası'nda komik takımlara elediği yaşlı takımının, bu sezonu şampiyon tamamlarsa şampiyonlar ligi temposunu nasıl kaldıracağı da ayrı bir merak konusu.

    kendi oyununu iyi oynatıyor çünkü 10 senedir mahmut'la, 5 senedir mossoro, visca ve epureanu'yla, 4 senedir emre'yle beraber çalışıyor. cengiz ünder'in satıldığı yaz hariç hiçbir zaman yeniden sistem kurmakla uğraşmadı. alın dediği adamlar alındı, satın dediği adamlar satıldı. futbolcuların maaşları bir gün geç yatmadı, taraftardan bir tane tepki görmedi. fm oynar gibi özgürce ne istiyorsa yaptı.

    bu yüzden abdullah avcı'ya "başakşehir'in diğer büyükler gibi milyonlarca taraftarı olsun ister miydin" diye sorsanız kesinlikle hayır cevabını verecektir. çünkü o taraftar 2017 türkiye kupası finali'nde konyaspor'a karşı 120 dakika boyunca bir gol bile atamayıp kupayı kaybettiği maçtan sonra veya uefa'da averaj takımı olup elenip şampiyonluğu fatih terim'e kaptırdığı zaman avcı'yı o koltukta böyle huzurlu bir şekilde oturtmazdı. avcı, büyük takım imkanları olan ama büyük takım dezavantajlarını taşımayan, belki de bu özelliğiyle dünyada eşine ender rastlanacak bir kulüp çalıştırıyor.

    istanbul büyükşehir belediyespor 2006 yılında aykut kocaman'la anlaşmış olsaydı ve bu kadar imkan 2014'ten beri onun ayağına serilseydi kanaatimce başakşehirspor'un bir şampiyonluğu olurdu. elbette bu bir varsayım ama aykut kocaman yönetiminde çok daha genç ve gelecek adına çok daha iddialı bir kadro kurulacağından %100 eminim. aykut kocaman'ın konyaspor'da gösterdiği uzun vadeli planlama vizyonunu avcı bir iki transfer haricinde hiç göstermedi.

    eğer bu sene ocak ayını en yakın takipçisinin 6 puan önde tamamlamasına rağmen şampiyon olamazsa bu terim'in başarısı değil onun başarısızlığı olur. fatih terim yanlış bir kondisyonerle çalışarak sezonun ilk yarısını adeta çöpe attı, ilk devrede yapılmayan santrfor transferi de işin tuzu biberi oldu. bu şartlar altında artık avcı'nın şampiyonluktan başka çıkar yolu yok. hapiste olması gereken bir oyuncuyu oynatarak maç kazanıyor, en yakın rakibi olan galatasaray'ı doğrayan hakemleri korumak için 17 takım birden bildiri yayınlıyor. bu şartlarda şampiyonluğu vermesi halinde son şansını da yakmış olur.

    fakat şampiyon olmanın teknik direktör için uzun vadede hiçbir şeyi garanti etmediğini, aynı başarıyı gösteren ertuğrul sağlam, hamza hamzaoğlu, şenol güneş gibi isimlerin mevcut haline bakarak kolaylıkla görebiliyoruz. dünya futbolundaki tempo giderek yükselirken, temposuz oyuna duyduğu bu sevdaya bir son vermezse avcı'nın akıbeti de bu isimlerden farklı olmaz, kariyeri boyunca kazandığı en büyük başarı türkiye ligi şampiyonluğu olur.
  • 1562
    klübün başında siyaseten güçlü bir başkan, başkanının arkasında siyasi iradenin ta kendisi olan, seyircisi olmayan ve dolaylı olarak da baskı hissetmeyen, sahada dokunulmazlığı olan futbolcuları olan, medyada, ama korkudan ama başka şeylerden eleştirilmeyen, arkasındaki bu güçle hakemler tarafından kollanan ve nasıl oluyorsa para sıkıntısı çekmeyen takımın teknik direktörü. her sezon avrupadan erken elenen, türkiye kupasında yedeklerle oynayıp kupayı lig yarışında fazlalık gören, her sezon tek kulvarda yarışıp, tek kupası olmayan teknik direktör.
  • 1564
    ülkenin milli takımı berbat halde ve ülkede rol modeli olarak sunulan ve ekranlardan övülen teknik direktöre milli takım teknik diretörlüğü için teklif yapılmıyor veya yapıldı da kendisi kabul etmedi? şayet teklif yapıldıysa ve kendisi kabul etmediyse o zaman abdullah avcı ve göksel gümüşdağ milli takımı umursamıyorlar demektir, o zaman cumhurbaşkanının milli takımı umursaması da hayal. ya da teklif edilmediyse başarının ondan kaynaklandığına inanmıyorlar demektir ki o zaman başarının kaynağı nedir?
  • 1566
    zamanında çok övdüğüm, hala da başarılı olarak gördüğüm bir teknik direktör. ama çok ciddi mental problemleri de olduğu aşikar.

    şimdi bu arkadaş, büyükşehir belediyespor zamanlarında, hükümet desteği de bu denli ayan beyan ortada değil iken herkesin takdir ettiği, başarılı bulduğu bir dönem geçirdi ve milli takım teknik direktörlüğüne kadar yükseldi. orada yaptığı, kelimenin tam anlamı ile "rezalet" futbolcu tercihleri ile kendi kuyusunu kazdı ve teneke bağlanıp gönderildi. işte bu olayın abdullah avcı'da çok büyük bir travma yarattığını düşünüyorum. taraftar desteksiz bir kulüpte at koşturup, bütün ilginç denemelerini hiçbir yargılama, yorum olmadan deneyebildiği bir kulüpten, o zamanlar hala ciddi anlamda bütün ülkenin desteklediği milli takım teknik direktörlüğüne gelince baskının altında ezim ezim ezildi. yorumcular, futbol camiası vs. herkes abdullah avcı'ya gömüyordu. ama o alışık değildi. topuklarını vura vura belediye kulübüne geri döndü.

    siyasetin gayet de kol gibi girmiş olduğu sporda, sporun siyasi ayağının en bariz temsilcisi başakşehir kulübünde yine taraftarsız, baskısız, 1-0'a yatış taktiği ile yine başarılı olmaya başladı. yalan yok bu süreçte doğru transferler yapıldı, takıma en doğru takviyeler yapıldı. bu gelenlerin, gidenlerin maliyetlerinin kamuoyu ile paylaşılmaması ayrı bir rezalet olsa da, gelen futbolcuların doğru isimler olmadığını kimse söyleyemez. abdullah avcı'nın faydalanamadığı bir transfer hatırlamıyorum doğrusu. yani zaten türkiye gibi bir ülkenin futbol liginde, alenen iktidar destekli, eli kolu oldukça uzun bir başkan ile kimselere açıklamadığınız transfer maliyeti ile başarılı olmamak zor olsa gerek. kötü teknik direktör müdür? kesinlikle değildir. ama birkaç sezon üstüste şampiyonluğa oynadıktan sonra bu adamda yeni bir huy baş gösterdi ki bu huy milli takımdan teneke bağlanıp göstermesi sonucu yılların bastırılmış duygularının bir patlaması gibi gözüküyor.

    18 şubat 2019 antalyaspor başakşehir maçından sonra yaptığı açıklamalarda, yine "%84 pas isabeti yapmışız...kanatlardan doğru oyun ile...rakibin önemli oyuncusu hakan özmert'in ters ayağı ile...doukara'nın sol kulağına üfledik..." gibi açıklamalar ile hala ülkeye "bakın ben çok büyük bir taktisyenim." mesajı verme çabası içine girmiş. bunu kazandığı her maçtan sonra kesinlikle yapıyor. 2018-2019 sezonunda kazandıkları trabzon deplasmanı sonrası diyor ki; "trabzon deplasmanının zor olacağını söylemiştim..." oooo hocam bu inanılmaz çıkarımı nasıl yaptın ya? trabzon deplasmanının zor geçeceğini önceden tahmin edebilmek için, yılların futbol ve antrenörlük tecrübesi üzerine haftalarca ayrı bir analiz üzerine çalışmak lazım. bunu beckenbauer bile söyleyemez hocam hemen. tebrikler ne diyelim. galatasaray'ı yeniyor, ayrıca programa çıkıp, ekranlar üzerinde nasıl yendiğini anlatıyor. söylediği şeyler komik olmaya başladı. "tamam kral çok iyi taktisyensin." desek maçlardan sonra biraz susar mı acaba?

    bu anlattığım şeyi 17 şubat 2019 kayserispor göztepe maçı sonrası hikmet karaman'da yaptı. "cherry ile deniz'in yerini maç içinde değiştiriyorum. hop oraya umut'u alıyorum rakip de şaşırıyor tabii :d:d:d" falan diye açıklama yapıyor. nasıl adamlarsınız lan siz? 4:30'dan sonrasını izleyin. hareketlere bakın. 1 tane maç kazanmış ya. http://tr.beinsports.com/...bu-beni-mutlu-ediyor

    bu tarz adamları gördükçe "sonuna kadar fatih terim" diyorum. kalitesi ile bu ligteki meslektaşlarından fersah fersah önde.
  • 1568
    avrupa kupalarından bilerek elenen teknik direktör. bilerek elenmese de takımını elerler zaten. iyi oynamıyor çünkü takımı.

    takımının da tek planı visca'ya uzun çapraz top atmak. bizim onyekuru'ya yapmaya çalıştığımızın aynısı. aradaki tek fark visca daha zeki, fırsatını bulunca ya da sıkışınca pas veriyor, onyekuru ya şut çekiyor ya da önündeki herkese çalım atmaya kalkıp topu kaptırıyor.
  • 1569
    elimizdekini yermek için değer hak etmeyene fazlaca değer yüklememek lazım. fatih terim’in şu maça bile bakışıyla -ilk maçta 2-1 yenilmişsin ve deplasmanda en az 2 gol atman lazım- mukayese edilmeyecek kadar değersiz görür avrupa maçlarını ve evet avrupa kupalarından bilerek elenir ya da bilerek elenmiş gibi davranır. fakat 30-31 yaş ortalaması olan kadro ve 33 yaş ortalamalı ilk 11’iyle zaten ondan 1 puan fazla toplayacak beceride değildir.
  • 1570
    bir tespit olarak erol bulut'u yetiştirmiş teknik adam diyebiliriz. erol bulut da bunu inkar etmiyor. avcı en son malatyaspor bizim 4 sene önceki halimiz demiş.

    bir atasözü vardır: "ustayım diyebilmek için önce ustanı geçeceksin sonra da kendini geçecek bir usta yetiştireceksin..."

    çok temiz bir örnek olmuyor ama sanırım avcı, istanbulspor'da aykut kocaman'ın yardımcısı olarak kariyerine başladı. sonra hiddink'in de yardımcılığını yaptı. bizim paf takımında görev aldı, şampiyon yaptı hatta. şimdi hangisi yetiştirdi deriz bilemiyorum. ama avcı belli bir seviyeye getirdi ismini. sonra da erol bulut'u çıkardı. bulut da şimdiye kadar gayet iyi iş çıkardı. avcı diyor ki erol benim 4 sene önceki şablonumda. o da ilmik ilmik dokuyup avcı'nın başakşehir'le yaptığını, malatyaspor'la deneyecek. bu tam bir el vermedir. ustandan öğrendiklerini kendin uygulamandır.

    avcı - bulut ilişkisinden usta-öğrenci- öğrencinin ustalığı hikayesi görebiliriz. bunu zaman gösterecek. ne yazık ki bunu fatih terim, şenol güneş gibi isimli teknik adamlarda göremiyoruz.

    bu kadar laf ebeliğimin özeti, gerçekten ustayım demek istiyorsan seni geçmiş öğrencin olacak.

    edit: kupabeyterim'in milli takımda hamza hamzaoğlu'nu yetiştirdiği hatırlatması geldi. doğru da biraz antitez gibi de oldu sanki. böyle yazınca da anti terimci dersiniz. bülent korkmaz, okan buruk, suat kaya gibi teknik adamlar da terim'den feyz almıştır. ben teknik direktörün yanında aktif rol almış, işi direkt ondan öğrenmiş başarılı, gelecek vaat eden örnek vermeye çalıştım.
  • 1571
    benim anlamadığım şey bu adam o kadar da iyi bir teknik direktör değil ki. hatta şu ana kadar ibb'yi çalıştırmamış olsa taraftar baskısından dolayı büyük takımlarda kovulmuştu. demem o ki herhangi bir stres, baskı da yaşamıyor. kaç senedir bir tane kupası yok. ancak kadroya bakar mısın. her sene uefa'dan ve türkiye kupasından bilerek elenen ve tek kulvarda yarışan bir takımı yönetiyor. kadrosunda kaliteli ama yaşlı oyunculardan bulunuyor. genç yetiştirme gayesi yok. amacı şampiyon olmak ve bunun için bu kaliteli ayaklara verilen maaş miktarı kesinlikle ve kesinlikle büyük takımlardan az değil. ben hatta fazla olduğunu da düşünüyorum.

    bütün bunlar çerçevesinde bir başarısı olduğundan söz etmek bence tamamen saçmalık. o kadroyla ilk 3'e girmemek için aksine çok başarısız bir teknik direktör olman lazım. kesinlikle ve kesinlike tff ve hakemler tarafından da kollanıyor. bunun en basit örneği yaşar kemal uğurlu'nun bir sezondur maçlarına atanmaması. büyük bir lobiye sahip oldukları da aşikar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın