1
bizim ülkemizde bolca bulunan tiptir bu. "futbolsever" olarak tanımlanamaz, zira kendisi ülke futbolundaki çarpıklıkların düzelmesi konusunda isteksizdir. sorsan, lafta ister tabi. ama icraata geçince o çarpıklıkların en baş savunucusudur. sevdiği futbol değil, türk futboludur.
peki ne gibi çarpıklıklar bunlar? birkaç örnek vereyim. takımın ölüsünün 2-3 yılda bir en az kazandığı türksel süper ligini, avrupada esamemizin okunmadığı senelerden çok daha fazla yada en azından eşit* önemser bunlar. en önemli şey skordur, tabeladır, o yüzden zamanında tabelada takımımızı yükseklerde tutmuş adamlar, sonra ağzımıza sıçsa yine de kutsaldır, tartışılmazdır, candır, bokunu yerler onların. senelerdir "x hoca değil, galatasaray'ın büyüklüğünü anlayamamış." tarzı yorumların gazına geldiler, bu sene için artık çoğu-hepsi değil-kendilerini bir zahmet tutuyorlar şimdilik, seneye sezona bir kötü girelim bak, nasıl dökecekler incilerini. büyük takım tek forvet oynamaz onlar için, on numaralarla, hakan şükür tipi santraforlarla, ruh safsatalarıyla, ısıran takım fantezileriyle yaşarlar. çoğu sahada "alan daraltma" gördümü anlamaz, yani göremez. idman kaçırmayan, maçta elinden geleni yapan oyuncuların özel hayatında yaptıklarıyla ilgilenirler, elbette tabela istenileni vermiyorsa. elano'dan büyük bir mallıkla, hala, hala 10 numara işleri yapmasını beklerler.* basına söverler ama onsuzda hiç ama hiç yapamazlar.
biliyorum, gereğinden fazla genelleme yaptığım bir entry oldu. yukarıda yazdıklarımın birini, ikisini yapanlar olabilir, onlar alınıp alınmamaya aklını kullanarak karar versin. bence nasıl adamları kastettiğim belli oluyor.
işte bu adamlardır bir arpa boyu yol gidemeyişimizin, ve ne yazık ki gidemeyecek oluşumuzun başlıca sebepleri. bunlar böyle olmassa, yani talep böyle olmassa arzda böyle olmaz...
peki ne gibi çarpıklıklar bunlar? birkaç örnek vereyim. takımın ölüsünün 2-3 yılda bir en az kazandığı türksel süper ligini, avrupada esamemizin okunmadığı senelerden çok daha fazla yada en azından eşit* önemser bunlar. en önemli şey skordur, tabeladır, o yüzden zamanında tabelada takımımızı yükseklerde tutmuş adamlar, sonra ağzımıza sıçsa yine de kutsaldır, tartışılmazdır, candır, bokunu yerler onların. senelerdir "x hoca değil, galatasaray'ın büyüklüğünü anlayamamış." tarzı yorumların gazına geldiler, bu sene için artık çoğu-hepsi değil-kendilerini bir zahmet tutuyorlar şimdilik, seneye sezona bir kötü girelim bak, nasıl dökecekler incilerini. büyük takım tek forvet oynamaz onlar için, on numaralarla, hakan şükür tipi santraforlarla, ruh safsatalarıyla, ısıran takım fantezileriyle yaşarlar. çoğu sahada "alan daraltma" gördümü anlamaz, yani göremez. idman kaçırmayan, maçta elinden geleni yapan oyuncuların özel hayatında yaptıklarıyla ilgilenirler, elbette tabela istenileni vermiyorsa. elano'dan büyük bir mallıkla, hala, hala 10 numara işleri yapmasını beklerler.* basına söverler ama onsuzda hiç ama hiç yapamazlar.
biliyorum, gereğinden fazla genelleme yaptığım bir entry oldu. yukarıda yazdıklarımın birini, ikisini yapanlar olabilir, onlar alınıp alınmamaya aklını kullanarak karar versin. bence nasıl adamları kastettiğim belli oluyor.
işte bu adamlardır bir arpa boyu yol gidemeyişimizin, ve ne yazık ki gidemeyecek oluşumuzun başlıca sebepleri. bunlar böyle olmassa, yani talep böyle olmassa arzda böyle olmaz...