• 2
    --- alıntı ---

    aziz yıldırım istifa etseydi...

    f.bahçe kulübü’nün beyni aziz yıldırım ise, kalbi şekip mosturoğlu, akciğerleri ise muhasebeden sorumlu idareci tamer yelkovan’dı.
    kulübü kendi aralarında paslaşarak yöneten bu üçlü tutuklanınca, f.bahçe kulübü’nde büyük bir boşluk oluştu.
    milyar dolarlık hacimdeki şirketleri yöneten öteki yöneticiler; nihat özdemir, ali koç, serhat çeçen üç hayati organını kaybetmiş bedeni canlı tutamadılar doğal olarak.
    aziz yıldırım istifa etmediği için kurduğu “tek adam” sistemi, kendisi olmadan yürümedi.
    oysa aziz bey görevi bıraksa hem kendini daha iyi savunabilir hem de f.bahçe’yi rahatlatırdı.
    yeni seçilen başkan f.bahçe’yi bütün tartışmalardan soyutlayabilirdi. en azından kendi kararlarını alırdı.
    nihat özdemir’in istifasını ben böyle okuyorum.
    bu bir “madem sen istifa etmedin, ihale bana kalacak, ben istifa ederim o zaman” hareketidir...
    size de öyle gelmiyor mu?

    --- alıntı ---

    http://haber.gazetevatan.com/Haber/396332/1/Gundem
  • 4
    --- alıntı ---
    geçen gece sıcak yüzünden koltukta yerimden kalkamayacak kadar bezgin bir şekilde televizyon seyrederken f.bahçe tv’de aziz yıldırım’ı gödüm...

    divan kurulu toplantısında yaptığı o oldukça uzun konuşmayı, bezgin ama pür dikkat bir biçimde sonuna kadar izledim.

    aziz yıldırım’ı en son metris’ten tahliye olurken yine televizyonda görmüş ve “yaşlanmış, yorgun, kırgın” gözüktüğünü düşünmüştüm.

    şimdi televizyonda gördüğüm aziz yıldırım ise kendini tazelemiş, dinlenmiş, dinç gözüküyordu.

    buna sevindim…

    ama izlemeye devam ettikçe bu dinçleşmenin dinlenmeyle ya da özgürlükle ilgisinin olmadığını düşündüm.

    aziz yıldırım negatif söylemden, düşmandan, nefrettten beslenen biri sanki.

    çünkü normal tempoda konuşurken eski “delici” etkisinin çok uzağında gözüküyor. ancak ne zaman hedefine, “düşman” bellediği bir kişi veya kurumu alıyor, birden vücut dili coşuyor ve sözlerinin ağırlığı artıyor, güçleniyor…

    bir mesaj verecekse altında “tehditvari” bir ima kullanmazsa, f.bahçe’nin o büyük enerjisini arkasına almazsa rahat edemiyor.

    aziz gibi konuşuyor ama bir bakıyorsunuz söylediği her laf f.bahçe’yi bağlıyor.

    dolayısıyla f.bahçe başkanı mı, aziz yıldırım mı, bir yıl hapis yatmış, suçsuzluğuna inanan bir kader kurbanı mı, yoksa şike cezası aldığı halde bağırarak kendini her şeyden soyutlayan biri mi, dinlerken kafası karışıyor insanın.

    gerçekten de aziz yıldırım aslında hangisi… bu da başka bir yazı konusu...

    ***

    aziz yıldırım’ın söylediklerine gelirsek, yakın bir dostum o konuşmanın ertesi günü trabzonspor başkanı sadri şener ile konuşmuş.

    şener şöyle yorumlamış aziz yıldırım’ın dediklerini:

    - yahu tek cümlesinde bile “biz şike yapmadık” demiyor. sadece “tencere dibin kara, seninki benden kara” şeklinde bir söylemi var. ama şike yaptıkları bu kadar ortadayken, bizi ve g.saray’ı hedef alması beni güldürüyor. o nedenle de ciddiye alamıyorum, ne söylerse söylesin...

    aziz yıldırım gibi kendini ‘tanrı’ zanneden bir futbol figürü için talihsiz bir durum içine düştüğü bana sorarsanız...

    çünkü şikeden hüküm giyiyorsunuz çıkıp “bütün takımlar şike yapıyor” diyorsunuz.

    ama sözlerine bakarsanız, şike yapmayan tek takım var: o da f.bahçe...

    işte işin acıklı noktası burası zaten…

    ***

    - aziz yıldırım, hıncal uluç’un “milattan önce” kaleme aldığı bir yazısını kürsüde okurken, zamanın göztepe-g.saray maçında fatih terim’in şike yaptığından da dem vurdu.

    - ertesi gün ünal aysal’ı kastederek “g.saray üzerinden para kazanan adam” yakıştırmasını yaptı.

    - g.saray’ın son anda şampiyon olduğu sezon, g.saray’ın denizli’ye para yolladığını iddia etti. üstelik bu konudaki en önemli referans olarak, her zaman eleştirdiği ahmet çakar’ı gösterdi.

    - trabzon’un teşvik ve şikeye karıştığını ama polis ile savcının bunları hasıraltı ettiğini belirtti.

    kısaca mahkemede ne söylediyse, bu kez f.bahçe divan kurulu’nda tekrarladı.

    yine “sopa”yı göstermekten imtina etmedi. “madem biz şikeciyiz, o zaman havuzdan çıkarız arkadaş” dedi...

    ama bu sefer pek korkan olmadı galiba…

    ayrıca “kişilere ceza verip kulüplere vermemek nerden çıktı? ben şike yaptıysam f.bahçe için yapmışımdır” dedi.

    burası benim en ilgimi çeken bölümdü… taraftar ve fenerbahçe yöneticileri ne düşündüler, çok merak ettim…

    aralarında cesur olan birileri varsa bilmek isteriz doğrusu…

    ***

    aziz yıldırım metris’te iken adnan öztürk kanalıyla g.saray’ın, sadri şener’le trabzonspor’un f.bahçe’ye saldırmasından ötürü, aziz yıldırım’ın iki camiaya da karşılık verme hakkı var bence.

    ama yöntemi çok çocukça…

    muhatapları da pek matah değil…aziz yıldırım ne söylerse söylesin, hemen,

    - sen şikecisin, biz seni muhatap almayız... diyorlar…

    100’er yıllık camiaların birbirlerini böyle belaltı, kahvehane söylemleriyle yaralaması insanda kekremsi bir tat bırakıyor…

    bu nedenle aziz yıldırım artık şunu anlamalı: kendi üslubunu düzeltmediği sürece, aynı sığlıkta yanıtlar alacak ve bu da en fazla kendisini kötü duruma düşürecek.

    ***

    belki, türkiye’de her takım şike yaptı, bizim de büyük hatalarımız oldu bu konuda...

    - madem futbolda temizlik benim üzerimden başladı, bundan sonra futbolun temiz kalması için en başta ben uğraşacağım dese, kimsenin söyleyecek lafı kalmaz emin olun.

    ama bunların yerine “polis operasyon yaptı, savcı fethullah cemaati’nin maşası, g.saray onlarla birlikte hareket ediyor, trabzon zaten şikeci” deyip ve “bir tek biz temiziz, çünkü kuva-i milliye’yiz” cümlesiyle kendini savununca kimse dediklerine aldırmıyor doğrusu…

    --- alıntı ---

    http://haber.gazetevatan.com/Haber/469683/1/Gundem
  • 8
    http://www.gazetevatan.com/...assas-mi-gercekten-/

    hiç şüphesiz, farkında olmadığı bir konu var kendisinin. türk futbolu, bu sözlükteki birçok insanı da içine alan ve sayısı azımsanmayacak kadar fazla olan, farklı renklere gönül vermiş birçok taraftarın sikinde değil artık. benim için türkiye a milli futbol takımı galatasaray futbol takımı'ndan önce gelir. ben galatasaraylı doğmadım. türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak doğdum.

    gel gelelim bu bilinci, götüyle top tutan, gazeteciyi tehdit etmeyi marifet sayan ve bu şekilde fenerbahçe cumhuriyeti kahramanı haline gelmiş bir adama ve hatta ona, üzerinde milli forma varken ana avrat söven diğer kimselere aşılamak için fazlasıyla geç kalındı. daha 6 sene önce her şeyimiz olan millilerin rakiplerini tutar olduk. suçlu topçular değil arkadaşım. suçlu yönetenler ve onların cebini dolduran bizleriz.

    ve biz, gereken tepkiyi vermemeye devam ettikçe bu deve bu şekilde güdülmeye ve güdülenmeye devam edecek. pasosikileceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın