• 47500
    geçtiğimiz yıllarda, türk futbol kamuoyunda oluşan bir fikir neredeyse tamamen ters şekilde gelişti. hep birlikte yanıldık.

    neredeyse hepimiz, genç yaşta avrupa'ya transfer olan lejyonerlerimizin türkiye'de kalmaktansa avrupa'da daha iyi gelişeceğini düşündük. futbolu daha iyi öğrenecekler ve daha çok gelişebileceklerdi. orada antrenman kalitesi de daha iyiydi. kısa vadede juventus'lara kadar da yükseldiler.

    fakat son 2 yılda, gs ve fb'de oynayan yerliler, avrupa'daki lejyonerlerden çok daha güçlü bir gelişim içindeler.

    örneğin 5 sezondur ligue 1 ve serie a'da lille ve roma'da oynayan zeki, fb'de ferdi'nin gelişiminin oldukça altında kaldı.

    çok genç yaşta bundesliga'ya oradan liverpool'a kadar giden ozan; konya'da, gs'de oynayan abdülkerim'in altında. merih ve çağlar da, abdülkerim'in aksine benzer bir düşüşte.

    direkt alman altyapısı alan, hiç tr görmeyen salih bile, mental ve teknik olarak çok güçlü olsa da atletizm olarak, çabukluk olarak ismail'i aratabiliyor. özellikle almanya'da yetişen bir oyuncunun türkiye'de yetişen aynı yaştaki bir oyuncuya göre fiziksel bazı özelliklerde geri kalması çok çarpıcı bizim açımızdan.

    22 yaşında ts'den 18 milyona lille'e giden yusuf yazıcı da, 22 yaşında erzincan'dan gs'ye gelen kerem aktürkoğlu'nun gelişiminin oldukça altında gidiyor.

    sözün özü. gs ve fb arasında son 1.5 sezondur devam eden güçlü yarış, özellikle yerli oyuncuları çok geliştirdi. lejyonerler ise yükselmeyi başardı ama yükseldikleri yerde kalmak için yeterli motivasyonu bulamamış olabilirler. halbuki bütün büyük oyuncular der ki "yükselmek zor ama esas zor olan, yükseldiğin yerde kalabilmek."

    sinan yılmaz
App Store'dan indirin Google Play'den alın