kulüple yaşadığı özel durumlar başka, kulüpten ilişiğinin kesilme sebebi başka. kulüple arasındaki konularda haklı olup olmadığı tartışılır. ama bence attığı tweet ile hakettiği cezayı almıştır. aynı 8-0 resmini bir galatasaray altyapı oyuncusu paylaşsaydı da ahlaksızlık olurdu ve bence bu gencin yaşadığı sonu yaşaması gerekirdi. çünkü ahlaklı sporcu yetiştirirken renge bakarsanız, ancak kendinizi kandırırsınız. yetiştirdiğiniz sporcular da ancak sizin kadar cahil ve sığ olur; siz de altyapıdan adam gelmiyor diye yabancı sınırı falan olmayan beyninizi yormaya çalışırsınız.
sen galatasaray'ın g'sini 6 diye yazıp sosyal medyada paylaşan
ibrahim demirbağ'a galatasaray kulübü olarak kucak açarak adamı ödüllendirirsen, ülkede başka çocuklar tabi profesyonel olamaz. içindeki amatör ruhla, taraftarlık kafasıyla; ya futbolun ülkemizde ne yazık ki var olan çirkin tarafının içinde, ya da magazin tarafında koybolup gider. gerçi önlerinde işine saygısız ve ahlaksız olup yolunu bulan o kadar çok örnek var ki, adamlar kendini sakınmıyor. ülkede sporcu olmanın tek şartının o sporu tabiri caizse bir şekilde becermek ve biraz da torpil, şans olduğuna ikna olmuş durumdalar. bunun sorumlusu hepimiziz. bu zihniyeti profesyonel spora kazandıranlardan, tribünde sevgi gösterilerinde bulunan bize kadar herkes. çok yazık! bu gençlere yeteri kadar sosyal ve felsefi eğitim verilmiyor. kitap okuyarak geçirecekleri tonla zamanı twitter'la, otla bokla harcıyorlar. altyapı oyuncularına, odada play station oynamalarındansa, kitabı teşvik et. yabancı dil öğrensinler. bir kütüphane yap tesise. kant okusun, bacon okusun, bruno okusun. zidane'in, hagi'nin, marcel desailly'nin hayatlarını okusun.
kutay'ın daha 16 yaşında elinde tuttuğu sporcu olma fırsatını bu kadar ucuzca harcaması maalesef acı. ancak bu kaçınılmaz olmalı. gençliğe falan verilecek bir durum yok. biz hep böyleyiz zaten. gençliğine verelim, yok yeni bir fırsat verelim, yok beyaz sayfa açalım. böyle diye diye batuhan karadeniz'den bir adım ileri gidemez bu çocuklar. 'vaay koçum galatasaraylı'ymış, alın bunu.' zihniyeti bugün kutay'a beşiktaş kulübüne atarlı açıklamayı yaptırandır. halbuki, profesyonelliğe aday bir sporcu olarak yapmamam gereken bir hata yaptım. özür dilerim' gibi bir açıklama yaparak örnek olması gerekirdi. bu açıklamayı yaparken yalnız olmayışı da çok olası tabi. bu da işin diğer acı yönü.
aklıma gelmişken: rüştü reçber... kariyerinin en parlak dönemini fenerbahçe'de yaşadı. futbolu beşiktaş'ta bıraktı. son derece sportmen; iyi bir profesyoneldi ve 'galatasaraylı'ydı. 38 yaşında kalecilik yapabiliyordu. bırak sevmeyeni olup olmamasını; kendisinin ahlakından, profesyonelliğinden şüphe eden var mıydı?