• 130
    pva - jelert - adu - aurirer - köhn - boey - dubios - bay - berkan - kaan - angelino - kazımcan - emre taşdemir...

    tam 13 isim.
    sol bek ve sağ bek için transfer ettiğimiz, kadromuzda alternatif üreterek içimizde çözmeye çalışırken kullandığımız tam 13 isim...

    hala bek sorunumuz var.

    bekleri bu kadar yüksekte konumlandıran bir takım iken sol stoperimiz geçen sezonun yarısından bugüne kadar enjektörlerinde problem olduğu için gaz yemeyen şahin gibi yavaşlamışken neden bir pivot ile oynamadığımızı bana açıklayabilecek biri yok mesela.

    4-3-1-2 oynadığımız yıllarda beklerin kanat gibi hareket etmesi için ileri gönderdiğimiz de iki stoperin arasına melo sokardık... biz hala thor'u öne atıyoruz 8 gibi arkasında holdingvari sara kullanıyoruz. neden??

    yani hala orta saha sorunumuz var.

    kanatlarımızda zaha - ziyech - barış - kerem - yunus var bugün itibariyle. sadece barış'ın ne vereceğini biliyoruz. solda gönlü olsun diye kerem'i oynatıyoruz. zaha'yı hiç düşünmüyoruz... mobbing uyguluyoruz.

    barış, çok doğru koşular atıyor ama topu alınca bomba sanıp karakola götürecek diye korkuyorum. nihayetinde son pası bir türlü doğru veremiyor. dün gece de böyleydi, son pası doğru verse 1-0'dan sonra 3-1 yapmak işten bile değildi.

    barış'ın sadece kendisinin çalışması yetmez "teknik heyet" olarak barış'a ekstra idman yaptırıp, bu sorununu çözmeniz gerek. var mı böyle bir çalışma? sahaya bakınca yok gibi görünüyor. barış bu pasları atabilse pasaportuna bakmadan 60 milyon yazarsın kimse de "ne diyorsun sen kardeşim" demez...

    yani kanatlarda da göreceli bir ego, mobbing sorunumuz var.

    forvete geliyoruz. belki de tek düzgün yer burası.
    mertens, icardi, batşu...

    şu anda bu üçlü ile yürüyor gemi. bir şekilde skoru yapıyorlar ve boğulmamızı engelliyorlar.

    şimdi burada suçlu kim?

    abdulkerim'in durumu ortadayken stoper istemeyen, elindeki stoperin "zaten ne yaparsa yapsın o oynar bize güvenmiyor" diye belçika'nın boktan bir takımına gitmesine müsaade edenler mi?

    yoksa, bekte 13 farklı oyuncu deneyip boey dışında bir tane sabit adam bulamamış, aldırdıklarını beğenmemiş, alınanları sevmemiş, kenarda duran gençlere güvenmeyenler mi?

    yoksa, yerli kanatlardan biri mayıs ayında "ben gidiyorum" demiş ama gitmemiş, gitmemesi içinde kötü oynasa da sahada tutanlar mı?

    yoksa, "fiziksel bir takımla oynuyorsan ya daha fazla koşacaksın ya daha çok topu ayağında tutacaksın" kaidesini hiçe sayıp ne topu tutabilen, ne rakibinden daha fiziksel hareket edebilen bir takımla deplasmana giden mi?

    yoksa, bu takımın top ayağındayken yaptığı tek şeyin barış'ı sağ kanattan uzun topla kaçırmaya çalışması mı?

    ben aralarından karar veremiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın