resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 4957
    çocukluğumdan beri işkembe çorbasına bayılırım... her kurban bayramında anne ocağında kurban edilen dananın işkembesi önce anneannem tarafından adeta küçük bir mezbahaya dönüştürülen alaturka tuvalette kaynar suda bembeyaz oluncaya kadar defalarca temizlenir, sonra da dedem tarafından küçük küçük doğranarak çorba olarak hazırlanmak üzere hazır edilirdi... güzel günlerimiz tabi onlar; sanki işkembe kendi kendine geliyor, temizleniyor, doğranıyor ve çorba yapılıyor bana da sadece içmesi kalıyor... yalnız da değilim hani, en başta beni bu illete alıştıran dayım baş rolde...

    bir bayram dedem kendince bir karar almış, büyükçe kestiğinden herhalde çiğnemesi zor oluyor diye düşünerek üşenmemiş işkembeleri normalden çok daha küçük doğramış ama öyle bir boyuttalar ki ne dişe geliyorlar, ne de boğazdan rahatça geçiyorlar... ben de çocuk aklıyla zevzeklik edip gittim bunu söyledim, adamcağız "daha keyifli içersiniz diye yaptım, bir daha yine eskisi gibi yaparım" dedi, nasip olmadı... ondan sonraki bayramlarda en başta anneanneme çok zahmet oluyor diye kurban parasını bağışlar olduk, bilirsiniz ya işte sizin adınıza kurban kesilir, derisi bağışlanır ve etleri dağıtılır, en son da ufak bir miktar eti kavanoz içinde yollarlar... velhasılıkelam, bir daha anneannemde işkembe içemedim, en güzel yerde alıştığım o çorbaların tadını da bir daha hiçbir yerde bulamadım. şimdi orada ya da burada, nerede içersem içeyim ya çok yağlı olduğundan midemi ekşitir, ya da lezzeti iyi olmadığından çocukluğumdaki o keyfi tadamam... o efsane çorbalara vedam da buruk olduğu için hep bir pişmanlık, üzüntü duyarım. keşke dedem nasıl keserse kessin o çorbayı yine içebilseydim, çok isterdim...

    gheorghe hagi de bizim için sanki bu hikayemdeki işkembe çorbası gibi işte, en güzel zamanlarda rahat rahat sanki bir gün hiç gitmeyecekmiş, futbolu bırakmayacakmış gibi izledik durduk doya doya tadını çıkardık, hatta uefa finalindeki kırmızı kartını bile dert etmedik ama bir gün gitti; gitti ve onun gibisi bir daha asla gelmedi... meğer ne kıymetli, ne efsane günlermiş onlar da haberimiz yokmuş, anlayamadık... allah'ın sevgili kuluymuşuz ki sonrasında teknik direktör oldu bize, hem de iki kez... evet belki futbolculuğundan aldığımız o büyük hazzın aynısını bulamadık ama aslında güzeldi yine bir şekilde ona ulaşmak fakat çok eleştirdik, zevzeklik ettik belki de... keşke daha iyi teknik direktör olsaydın hagi, keşke kulübede o kadar fevri olmasaydın, daha iyi oyuncu değişiklikleri yapıp daha iyi oyuncuları takımımıza katsaydın, keşke, keşke, keşke... bir gün gitti, eleştiriler de bitti, artık hayatta gelmez işte gerçekten bitti galatasaray'daki uzatmalı hagi devri... evet şimdi kendisini çok özlüyorum ve şayet eleştirmişsem de pişmanlık duyuyorum. şu anki hocamızdan kötü yönetmezdi takımı ya, ama hagi olsa bir başka destek verir, bir başka pozitif sahiplenme yaşardık, belki de hep bir kenetlenirdik biliyorum ama olmayacak işte... olmadı da zaten beraber gördük işte o günleri...

    affet beni dede, affet beni hagi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın