1
2001 yılı başında gerçekleşmiş olan durumdur. gerçi kendi taraftarımız bugünlerde bunu kabul etmese de tüm dünya 2000 yılında galatasarayın dünyanın en iyisi olduğunu kabul eder.
mevzu kalıcı olarak 1 numarada kalabilmektir. yeniden dünyanın bir numarası olmamız için yapmamız gerekenler de öyle çok zor işler değil galatasaray gibi 550 yıllık bir camia için yeter ki geçmişin üstüne geleceği inşa edip popüler olandan kaçınalım ve amerikayı yeniden keşfetmeden daha önce yaptıklarımızı tekrar edelim;
1) borcu sıfırlamak riva'yı hemen paraya çevirip 2019'u beklemeden 250 trilyonumuzu almak, florya'yı direkt satmak herhangi bir gayrimenkul geliştirme projesine girmeden asgari 600 trilyona satmak, sermaye artışıyla gelen parayla geçmiş bonservis-maaş-sgk-vergi ödemeleri yapıldığından ilk etapta şampiyonlar ligi gelirini blok halinde borç ödemeye ayırmak ve kalacak olan 100-150 trilyonluk borç alacak farkını son sermaye artışıyla %68'e çıkan hisselerimizden satış yapmak ve son olarak da mağazacılık aş'yi derneğe satarak sıfıra indirmek (alp yalman başkanımız faruk süren başkanımıza sıfır tl borç bıraktı)
2) bonservis vaat eden yıldızları hemen satmak bu minvalde rodrigues-belhanda-ozan-maicon satmak, maaş bütçesi için de çalık-eren-selçuk'u kovmak (ilie-flipescu böyle satıldı)
3) futbolu tamamen fatih terime bırakmak gibi sonunda bırakıldı (96-00'de olduğu gibi...)
4) ve en önemlisi yaşlı, dünya kupası kariyerli dünya yıldızlarını transfer etmek (hagi-popescu-taffarel)
5) taraftar olarak tek yürek ikiliğe düşmeden gavura kitlenmek (ali sami yen cehenneminin zirvesiydi 96-00 dönemi)...
reçete bence basit yapılacaklar belli ancak bir ahmak işe yarayan modeli, kendisini muvaffak eden araçlar dışında macera arayışına girer. yani demem o ki ünal aysal gibi çöplere para bağlayıp 40 kişilik kadrolar kuracağımıza yaşlı ve dünya yıldızlarını 2-3 seneliğine transfer ederek altyapı ile harmanlayıp 22-23 kişilik futbol kadroları kurmamız gerek.
mevzu kalıcı olarak 1 numarada kalabilmektir. yeniden dünyanın bir numarası olmamız için yapmamız gerekenler de öyle çok zor işler değil galatasaray gibi 550 yıllık bir camia için yeter ki geçmişin üstüne geleceği inşa edip popüler olandan kaçınalım ve amerikayı yeniden keşfetmeden daha önce yaptıklarımızı tekrar edelim;
1) borcu sıfırlamak riva'yı hemen paraya çevirip 2019'u beklemeden 250 trilyonumuzu almak, florya'yı direkt satmak herhangi bir gayrimenkul geliştirme projesine girmeden asgari 600 trilyona satmak, sermaye artışıyla gelen parayla geçmiş bonservis-maaş-sgk-vergi ödemeleri yapıldığından ilk etapta şampiyonlar ligi gelirini blok halinde borç ödemeye ayırmak ve kalacak olan 100-150 trilyonluk borç alacak farkını son sermaye artışıyla %68'e çıkan hisselerimizden satış yapmak ve son olarak da mağazacılık aş'yi derneğe satarak sıfıra indirmek (alp yalman başkanımız faruk süren başkanımıza sıfır tl borç bıraktı)
2) bonservis vaat eden yıldızları hemen satmak bu minvalde rodrigues-belhanda-ozan-maicon satmak, maaş bütçesi için de çalık-eren-selçuk'u kovmak (ilie-flipescu böyle satıldı)
3) futbolu tamamen fatih terime bırakmak gibi sonunda bırakıldı (96-00'de olduğu gibi...)
4) ve en önemlisi yaşlı, dünya kupası kariyerli dünya yıldızlarını transfer etmek (hagi-popescu-taffarel)
5) taraftar olarak tek yürek ikiliğe düşmeden gavura kitlenmek (ali sami yen cehenneminin zirvesiydi 96-00 dönemi)...
reçete bence basit yapılacaklar belli ancak bir ahmak işe yarayan modeli, kendisini muvaffak eden araçlar dışında macera arayışına girer. yani demem o ki ünal aysal gibi çöplere para bağlayıp 40 kişilik kadrolar kuracağımıza yaşlı ve dünya yıldızlarını 2-3 seneliğine transfer ederek altyapı ile harmanlayıp 22-23 kişilik futbol kadroları kurmamız gerek.