• 1
    galatasaray başta olmak üzere türk takımları için zorunluluk olması gereken ticari taktik. değerini bulduğu an oyuncuyu satacaksın arkadaş. bizim öyle tok satıcı olma gibi bir pozisyonumuz yok ki. euronun 30’a tırmandığı bu günlerde böyle büyük satışlar yapmak elzemdir. nelsson 20-25 mi ediyor hemen sat, boey müthiş bir sezon geçirip 20 milyon mu ediyor sat, zaniolo’ya 30 civarı cash teklif mi var bir saniye durma sat. fenerbahçe gibi yerlerini saçma sapan adamlarla dolduracaksak da yukarıda yazdıklarım boşa çıkar. aman haaa onlar gibi olmayalım.

    önceki yıllarda belhanda’ya 9-10 milyon euroluk teklifler geldiği söylendi ama fatih hoca nedense satmadı. satmayınca da adam bonservis kazandırmadı hatta sözleşmesi feshedildi diye tazminat bile kazandı. yine uğurcan çakır ve abdülkadir ömür’e müthiş paralar teklif edildi ama trabzon tok satıcı olunca ve abdülkadir sakatlanıp performansı düşünce o teklifler de hayal oldu hâliyle. yalnızca bu üç örnek bile neden satmanız gerektiğini gözler önüne seriyor ki böyle yığınla hikâye vardır.

    nelson ve boey için yirmişer, zaniolo için 30 gelse tek kalemde 70 milyon euro yapar. türk parasıyla da 1 milyar 820 milyon lira yapar. borcumuzun 6 milyar lira civarında olduğunu düşünürsek müthiş para.
  • 2
    galatasaray taraftarı başarıyı değil de finansal istikrarı öncelikli gözetecekse uygulanabilir. ancak bu kulüpte olası bir başarısızlıkta çarmıha gerilecek birçok insan listeye girer.

    o yüzden 96-2000 modelini uygulamak durumundayız. yani kademeli kadro revizyonu. o dönem de öncelikli olarak ilie'yi valencia'ya satmıştık, sonraki yıl filipescu'yu betis'e satmıştık, bir sonraki yıl şükür'ün yılan hikayesine dönen juve macerası gündem olmuştu.

    bu yıl, yaptığı demeçleri esas aldığımızda boey'le devam etme şansı görünmüyor. 25 milyon euro civarı bir rakamla boey'i elden çıkarmak, bizim açımızdan fena sayılmayacak bir anlaşma olur.

    mesela bu noktada nelsson'un bir yıl daha kalması için gerekli adımlar atılabilir. gerekiyorsa maaşında iyileştirme yapılır. takımın yakaladığı uyumu, oyuncuların belli bir süreden sonra sahada birbirlerinden ne istediklerini anlamalarını gözden kaçırmamalı. başarı, istikrarla gelir. üstüne koya koya ilerleyerek gelir.

    diyelim ki söylendiği gibi nelsson, boey, zaniolo elden çıkarıldı. mertens yerine alternatif bakılması istenecek, oliviera yerine daha dinamik ve çift yönlü bir isim istenecek, icardi ve rachica'nın durumları da belirsizken takımın iskeleti sil baştan oluşturulacak. birbirine yabancı bir takımla da erken başlayacak şampiyonlar ligi elemelerinde hüsran yaşama olasılığı artacak.

    yani oyuncu satışından elde edilecek rakamlara odaklanırken olası şampiyonlar ligi gelirinden mahrum kalıp belki de bir oyuncuyu bedavaya kaybetmiş gibi zarar etmiş olacağız.

    bu nedenle oyuncuların takımdan ayrılma isteği, kalan kontrat süreleri gibi konulara göre bir sıralama yapıp mümkünse bu yıl yalnızca boey'in satışıyla önümüzdeki yıl planlamasını yapmak güzel olur.
  • 3
    çinlilerin bir sözü var, "evin yanıyorsa balık tutmaya gitme" derler.

    hepimiz avrupa'da başarı ve kadro istikrarı isteriz ama ülkemiz her açıdan işgal ve kuşatma altında. böyle bir iklimde hayatta kalmak, ayakta kalmak; balık tutmaktan önemli. akılcı ve sabırlı olmalı, doğru adımları atmalıyız. uefa kupası 1 senede alınmadı. 6-7 senelik, 3 büyük teknik direktörün emeğinin kademe kademe, ilmek ilmek işlenmesiyle geldi.

    dolayısıyla takım için istikrardan bahsediyorsak, düşükten alıp yüksekten satmaya alışmalıyız. bu döngü, bizi yaşatır. aksi her durum, aşağı çeker.
App Store'dan indirin Google Play'den alın