688
geleli 3 ay filan oldu sanırım. belki daha az belki daha fazla. bu süre içinde takıma hiçbir şey veremeyen bir teknik direktördür kendisi. artık bu çok net belli. bırakın artı değer katmayı varolan artıları bile eksiye çevirmiştir. iyi niyetinden şüphem yok ama maalesef berbat ötesi antrenörlük sergiledi. açalım biraz.
galatasaray takımı kendisinin yönetimi boyunca antremanlarda heralde hiç taktik filan çalışmıyor. duran top, korner ve kanat akını filan çalıştığını düşünmüyorum. savunmadan top çıkarma filan bunu tamamen unutturmuş takıma. kaç maç oldu bu takım hala organize bir atak yapamamış durumda. önceden çok mu yapıyorduk? çok değil ama hücumda bir akıl ortaya koyuyorduk. şimdi bu akıl da gitmiş durumda. topu alan adam sanki hayatında ilk defa topa dokunuyormuş gibi davranıyor. çünkü ne yapacağını bilmiyor. diğerleri de nereye gideceklerini bilmiyorlar.
16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı artık bana net olarak göstermiştir prandelli'den birşey olmayacağını. bugüne kadar da birşey katmadığını. bunları yazarken üzülüyorum ama durum bu maalesef. kendimize bunu itiraf etmek hayırlısı olur.
evet ilk şampiyonlar ligi maçında bütün defolar ortaya çıktı. savunmadan top çıkarmak tam bir felakete dönüştü. melo topu stoperlerden alıyor tam olarak orta yuvarlağın bizim sahamız kısmında topla buluşuyor. kafayı kaldırıyor en yakın takım arkadaşı 30 metre ileride. ne bekler yanaşıyor ne selçuk-dzemaili. tekrar stoperlere dönüyor onlarda tekrar melo'ya. melo da yerden sert pas atmaya çalışıyor. haliyle mesafe uzun olunca araya rakip oyuncular giriyor ya da ayak koyuyorlar. pas isabetli olmuyor ve hoop rakip aağa kalkıyor. eğer anderlechtli oyuncuları biraz tecrübeli olsalardı ilk yarıda 3-0 yapabilirlerdi. o kadar dengesiz yakalandık savunmada. hoca bunu gördüğü halde müdahale etmiyor. selçuk ve dzemaili'ye geriye gelip top alın demiyor. direktif verildiği melo'nun topu oyuna sokacağı söylenmiş haliyle selçuk ve dzemaili kendisine söyleneni yapıyorlar.
3 orta saha ile oynuyoruz fakat ortasahamız hiç yok gibi. ne bir direnç var ne topa sahip olma. muslera hariç geri kalan oyuncular sanki ilk defa topla oynuyorlarmış gibi acemice hareketlerde bulundular. sanki bütün futbol geçmişleri silinmiş gibiydiler. top alan da boşta olan futbolcu da ne yapacaklarını bilmiyor. topu alan adam kime pas vereceğini bilmiyor, kim kime yardıma gideceğini bilmiyor, kim nereye koşacağını bilmiyor. saha parselizasyonu denen kavram tamamen ortadan kaldırılmış gibiydi.
evet bazı oyuncular cidden formsuzlar ama bu futbolcuların futbol bilgileri silinmiş gibi. selçuk yanındaki adama pas veremeyecek, oyunu okuyamayacak kadar dibe battığını düşünmüyorum. bu kadar olmaz.
geçen sezon fırtına gibi esen sneijder bu kadar sönük oynayamaz. bu kadar maça kendisini verememezlik olamaz. bu kadar mı dibe battı?
hadi bunları geçtim melo da mı bu kadar dibe battı. kötü oynasa bile enerjisiyle ayakta kalan birisiydi. o da mı bu kadar dibe battı?
dediğim gibi bu futbolcular formsuzlar kabul ama bütün suç onlarda değil. en baştaki suç itiraf etmeliyiz prandelli'de. futbolcular ne yapacaklarını bilmiyorlar. hoca topa sahip olalım diyor sahip oluyoruz ama sonrası belli değil. ne yapacağız kimse bilmiyor. hoca da bilmiyor. bilinmezlik kadar kötü birşey yok. insana bildiğini de unutturuyor.
3 ay boyunca ne çalıştırdığını merak ediyorum. gerek hazırlık maçlarında gerekse resmi maçlarda takıma kattığı en ufak bir değeri kimse söyleyemez. gol yemiyoruz diyoruz ama bu onun değil muslera'nın üstün performansından. yoksa rakiplere çok sayıda pozisyon veriyoruz. vermiyor değiliz.
prandelli bu şekilde giderse bırakın lig arasını 8. haftayı göremez.
galatasaray takımı kendisinin yönetimi boyunca antremanlarda heralde hiç taktik filan çalışmıyor. duran top, korner ve kanat akını filan çalıştığını düşünmüyorum. savunmadan top çıkarma filan bunu tamamen unutturmuş takıma. kaç maç oldu bu takım hala organize bir atak yapamamış durumda. önceden çok mu yapıyorduk? çok değil ama hücumda bir akıl ortaya koyuyorduk. şimdi bu akıl da gitmiş durumda. topu alan adam sanki hayatında ilk defa topa dokunuyormuş gibi davranıyor. çünkü ne yapacağını bilmiyor. diğerleri de nereye gideceklerini bilmiyorlar.
16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı artık bana net olarak göstermiştir prandelli'den birşey olmayacağını. bugüne kadar da birşey katmadığını. bunları yazarken üzülüyorum ama durum bu maalesef. kendimize bunu itiraf etmek hayırlısı olur.
evet ilk şampiyonlar ligi maçında bütün defolar ortaya çıktı. savunmadan top çıkarmak tam bir felakete dönüştü. melo topu stoperlerden alıyor tam olarak orta yuvarlağın bizim sahamız kısmında topla buluşuyor. kafayı kaldırıyor en yakın takım arkadaşı 30 metre ileride. ne bekler yanaşıyor ne selçuk-dzemaili. tekrar stoperlere dönüyor onlarda tekrar melo'ya. melo da yerden sert pas atmaya çalışıyor. haliyle mesafe uzun olunca araya rakip oyuncular giriyor ya da ayak koyuyorlar. pas isabetli olmuyor ve hoop rakip aağa kalkıyor. eğer anderlechtli oyuncuları biraz tecrübeli olsalardı ilk yarıda 3-0 yapabilirlerdi. o kadar dengesiz yakalandık savunmada. hoca bunu gördüğü halde müdahale etmiyor. selçuk ve dzemaili'ye geriye gelip top alın demiyor. direktif verildiği melo'nun topu oyuna sokacağı söylenmiş haliyle selçuk ve dzemaili kendisine söyleneni yapıyorlar.
3 orta saha ile oynuyoruz fakat ortasahamız hiç yok gibi. ne bir direnç var ne topa sahip olma. muslera hariç geri kalan oyuncular sanki ilk defa topla oynuyorlarmış gibi acemice hareketlerde bulundular. sanki bütün futbol geçmişleri silinmiş gibiydiler. top alan da boşta olan futbolcu da ne yapacaklarını bilmiyor. topu alan adam kime pas vereceğini bilmiyor, kim kime yardıma gideceğini bilmiyor, kim nereye koşacağını bilmiyor. saha parselizasyonu denen kavram tamamen ortadan kaldırılmış gibiydi.
evet bazı oyuncular cidden formsuzlar ama bu futbolcuların futbol bilgileri silinmiş gibi. selçuk yanındaki adama pas veremeyecek, oyunu okuyamayacak kadar dibe battığını düşünmüyorum. bu kadar olmaz.
geçen sezon fırtına gibi esen sneijder bu kadar sönük oynayamaz. bu kadar maça kendisini verememezlik olamaz. bu kadar mı dibe battı?
hadi bunları geçtim melo da mı bu kadar dibe battı. kötü oynasa bile enerjisiyle ayakta kalan birisiydi. o da mı bu kadar dibe battı?
dediğim gibi bu futbolcular formsuzlar kabul ama bütün suç onlarda değil. en baştaki suç itiraf etmeliyiz prandelli'de. futbolcular ne yapacaklarını bilmiyorlar. hoca topa sahip olalım diyor sahip oluyoruz ama sonrası belli değil. ne yapacağız kimse bilmiyor. hoca da bilmiyor. bilinmezlik kadar kötü birşey yok. insana bildiğini de unutturuyor.
3 ay boyunca ne çalıştırdığını merak ediyorum. gerek hazırlık maçlarında gerekse resmi maçlarda takıma kattığı en ufak bir değeri kimse söyleyemez. gol yemiyoruz diyoruz ama bu onun değil muslera'nın üstün performansından. yoksa rakiplere çok sayıda pozisyon veriyoruz. vermiyor değiliz.
prandelli bu şekilde giderse bırakın lig arasını 8. haftayı göremez.