• 2
    (bkz: #155503) no'lu daniel tozser entry'sinde adı geçen talihsiz televizyon zırvasında, masanın etrafında oturan 4 erkek futbol adamından(!) çok daha "adamca" bir duruş sergilemiş, iyi bir galatasaraylı olduğu anlaşılan, o kültürü ve o ruha sahip olduğu her halinden belli altyapı psikoloğudur.

    ayhan akbin, güvenç kurtar ve orada ne işi olduğuna hala aklımın ermediği bir fenerbahçe yorumcusuna, elinden geldiğince doğru bildiklerini aktarmaya çalışmıştır.

    sözgelimi; gençlerin resmi bir avrupa kupası maçına çıkartılması eleştirilirken, "o oyuncular, hep o günü bekliyorlar, ne denli mutlu olduklarını bilemezsiniz" diyerek, empatiyi çok yerinde ve doğru olarak kullanmıştır.

    arda turan'ın kaptanlığı konusunda, o masanın etrafında oturup, tanıyan-tanımayan herkes, "bunun için vakit çok erkendi", "zaten çok fazla konuşuyor ve boş konuşuyor" dediğinde; "onu çok iyi tanıyorum, 15 yaşından beri onunla ben ilgilendim, lider vasıflı bir oyuncudur ve ışığı ile bu ağır görevi yerine getirebilecek çaptadır" cevabını yapıştırmıştır.

    yine, içinde ukte mi kaldı nedir anlayamadığım bir şekilde arda'nın yeni aldığı aston martin marka arabası eleştirildiğinde; "hepimiz biraz para görünce önce standartlarımızı yükseltiriz, bu insanlığın doğasında var, üstelik bu çocuk daha 22 yaşında ve bunları şimdi yapmazsa, ileride de çok geç kaldığı için eleştireceksiniz" diye ayar vermiştir.

    malesef erkek egemen bir toplum olmamızdan mütevellit, bu eksik eteğin(!) her lafı oradaki, kelli felli adamlara batmış olup, her daim laf sokmaya, konuşturtulmamaya çalışılmıştır.

    öyle ya da böyle, galatasaray spor kulübünde 4 seneyi aşkın bir süredir hizmet vermektedir. o masanın etrafındaki insanların hepsinin toplam hizmet süresi, bu hanımefendinin tecrübesi ve bilgisine ulaşmaya yetmemektedir.

    hani derler ya "adam gibi kadın" diye. o akşam o masanın etrafında bulunan, bu sabah taktığım kravatın rengine dönen yüzlere sahip adamların yerinde olmayı hiç istemezdim.

    ağzına ve yüreğine sağlık.
  • 3
    hürriyet'te kendisiyle yapılan bir röportaj yayımlanmış...

    --- alıntı ---

    10 yıl önce galatasaray genç takımlarında psikolojik danışmanlık görevine başladığında türkiye’de bir ilkti ceren tokdemir. hele bir kadın olarak bu erkek dünyasında sorunlara çözüm araması yadırganmıştı. ama o yılmadı, kendine önemli bir yer edindi. tokdemir, türk futbolundaki gerginliğe çare olarak düzenli psikoloji eğitimini öneriyor, yatıştırıcı lider ihtiyacının önemini anlatıyor.

    ...

    10 yıldır spor psikoloğu olarak futbolun içindesiniz. bu sürede böyle yatıştırıcı rol üstlenen kimseyle karşılaştınız mı?
    - isim vermeyeyim, böyle kişiler vardı tabii ki. ama bir noktadan sonra ortam onları reddediyor. mesela eski galatasaray başkanı özhan canaydın rakibinin galibiyetini alkışladı diye sonradan ne kadar eleştirildi. onu bile değişmeye zorladılar. taraftar da baskın yani konuşan lider seviyor. “siz de bağırın, siz de konuşun, tepkiniz gösterin” diye bastırıyor. padişahlar gibi asan kesen lider istiyorlar.

    galatasaray kulübü’nde 10 yıldır psikoloji eğitimi veriyorsunuz. ilk dönemden bu yana eğitimin içeriği değişti mi?
    - türkiye’de bu işi tam zamanlı yapan ilk kişiyim. dünyada bile futbol kulübü bünyesinde tam zamanlı psikolog örneği pek yok. yurtdışına da takımla gittiğimde çok övgü alıyorum. bir psikolog ne yapıyorsa aynısını yapıyorum. genç futbolcularla çalıştığım için onların ergenlik, aile okul sorunlarıyla ilgileniyorum. psikolojik dosyalarını hazırlıyorum.

    ilk başladığınız kuşakla bugünkü arasında fark görüyor musunuz?
    - kişisel değişiklik yok ama şu var: futbol her geçen gün daha çok bir meslek haline geliyor. oyuncuların omzuna genç yaşta bile daha fazla yük biniyor, üzerlerinde baskı oluyor. 12 yaşındaki çocuk bile bunu meslek olarak görüyor. eskiden daha büyük yaşlara kadar eğlenirlerdi, futbolu zevk için oynarlardı. artık küçük yaştan itibaren profesyonel kaygılar var.

    sezon içinde nasıl bir çalışma planınız var?
    - altyapıdaki her çocukla ilgili bir psikolojik dosya hazırlarız. her çocuğun gelişimini bu dosyaya göre takip ederiz. a takıma çıktığı zaman özelliklerini antrenöre saymak isterim. sezon içinde her futbolcuyla en az birkaç kez yüz yüze görüşme yapıyorum. birkaç görüşmeden sonra oyuncunun güvenini de kazanıyorsunuz. konuştuklarımızın hep aramızda kalacağını anlayınca da yavaş yavaş açılıyorlar. bir de futbol bilmeyeni reddediyorlar. futbol bilginizi sınıyorlar. yabancı liglerden oyuncuları ve takımları bile soruyorlar.

    ...

    yeni sezonda yeni bir antrenman yöntemi deneyeceğiz. genç takım antrenmanlarında kenardaki hoparlörlerden bir saat boyunca çok yüksek sesli tezahürat sesi vereceğiz. bunu beş - altı kez yaptıktan sonra futbolcuların hiçbir maçta yüksek tezahürattan etkilenmeyeceğini düşünüyorum.

    --- alıntı ---

    http://www.hurriyet.com.tr/cumartesi/20630291.asp
  • 6
    az önce yılmaz vural ve ahmet çakar tarafından köşeye sıkıştırılan bayandır. kendisi futbol üstüne tez yazdığını, türkiye'nin en iyi 50 futbolcusuyla görüştüğünü vs anlattı. daha sonra ben her şeyi çözdüm edasıyla futbolcuların antremandan sonra çalışması gerektiğine dair öğütler verdi. (bu öğütü verdiği adam da burak yılmaz, her neyse) yılmaz vural ve ahmet çakar antremandan sonra çalışılmayacağını söyleyince üste çıkmak için saçmalayıp programı reklama soktu, reklam sonrası da ekstra çalışma demiştim ben yaa :( diyerek toparladı olayı. gerçekten bir şeyden anlamıyor, bi de tez yazmış. püü.
  • 7
    bugünkü ya da dünkü * programda söylediklerinden bazı satırbaşları;

    ''sadece yetenekle iyi futbolcu olunmuyor. çalışmak da lazım.'' (u: :()

    ''messi, çok çalışıyor. o yüzden buralarda.''

    ''ekstra idman yapmalı bütün futbolcular. tanju yapmış. 39 golü var.''

    ''futbolcunun hedefi olmalı.''

    ''bekar, evli olmayandır'

    ay yemin ediyorum sinirlerim bozuldu :( sonuncusunu o söylemedi ama program evlilik ve düzenli hayat üzerine olsaydı herhalde onu da söylerdi.

    tam, evlendikten sonra kilo alan, sonra o kilolardan kurtulmak için de oryantale başlayan kadın tipi. nasıl sevmedim anlatamam..
  • 10
    "şimdi burda isimlerini yazmaya kalksam 3 sayfalık bir entryi kapsayacak kadar çok, gereksiz ve saçma sapan insan tv ye çıkıp futbol konuşurken bir de bu abla konuşmuş çok mu ?" dediğim, kendini futbol psikoloğu* olarak tanıtan hatun kişi. valla çavuş ömer in o mendebur suratını görmektense bu hatunu izlerim daha iyi. sesi kapatırım o ayrı.

    altan tanrıkulu fener in önünü kestiler* deyince bir şey yok ceren tokdemir çalışmak lazım deyince aauuvv.
  • 11
    bu kadının genç çocukların yanında ne kadar saçma triplere girdiğini tahmin edebiliyorum.

    "probleminiz varsa benimle konuşmaktan çekinmeyin."

    "çok çalışmanız lazım."

    "x abinizi örnek alın, bakın nasıl çalışıyor."

    "y abiniz gibi olmamanız için hiçbir neden yok. yeter ki kendinize güvenin ve çalışın."

    psikologdan çok ilkokul rehberlik öğretmenlerine benziyor. ve elbette devlet okulunun değil, kolejin rehberlik öğretmeni.
  • 13
    şu an gs tv'de kendisi ile yapılan program yayınlanmakta. konuşmalarından da anlaşılacağı gibi futbol hakkında hiçbir şey bilmiyor. akdeniz ülkeleri daha sıcak kanlıymış, iskandinav ülkeleri soğuk kanlıymış. bak sen şu işe. bütün psikolojiyi 1 cümlede çözdük yemin ederim.

    10 seneden beri altyapıda görev alıyormuş. o zaman sormazlar mı bu emre çolak'ın hali ne diye? *
App Store'dan indirin Google Play'den alın