• 1
    ülkenin ekonomik durumundan dolayı insanları tuzağına daha çok çektiğine inandığım bağımlılık. ekşi sözlükte denk geldiğim bir entry'i okuyunca, ülkenin ekonomik durumunun da insanları buna daha çok itebileceğini, son zamanlarda çevremde artan "kolay yoldan para kazanayım" fikrinin olağanüstü bir şekilde arttığını da görünce, galatasaray sözlük'te de böyle bir başlık açmak istedim, belki insanlara faydalı olur. ilgili entry şu:

    https://eksisozluk.com/...asinin-sonu--7036650

    insanlara maaşları yetmiyor. güç bela yetse bile hayalini kurdukları arabaya aldıkları maaşla ulaşamayacaklarını düşünüyorlar. özellikle son 2 yıldır bu durum aldı başını gidiyor. herkes iki günde parasını üçe dörde katlama, kolay yoldan para kazanma peşinde. hatta bitcoin piyasaları bir bahis olmamasına, birer yatırım aracı olmasına rağmen ülkemizdeki insanların çoğu bu olaya bile bahis mantığıyla yaklaşıp bir sürü para kaybediyorlar.

    alınan maaşın yetmemesi, araba/ev gibi ihtiyaçlara sahip olmanın eskisinden çok daha güç olması insanları bu tuzağa daha rahat çekiyor. özellikle de gençleri. her geçen gün zaten alım gücü azalan gelirinizin çöp olmasına ve çok daha büyük, insanı bunalıma sokacak bir borç batağına girilmesine kapı açan bir bağımlılık.

    şunu belirtmek lazım ki, bahis oynayarak asla ve asla ne bir para biriktirebilir, ne bir araba alabilir, ne de kendinize bir fayda sağlayabilirsiniz. sadece ve sadece para kaybedersiniz. bunun asla tersi gerçekleşmez.

    dikkatli olmakta, eğer böyle bir batağın içindeyseniz durumun farkına varıp bir an önce durmakta fayda var. "zaten batacağım kadar battım, bundan daha kötüsü olmaz, kaybettiğimi çıkarırım belki" gibi bahaneler de boş. her zaman daha kötüsü vardır. kredi çekerek, borç alarak olur ama her zaman olur. o yüzden çok dikkatli olmakta, "kaybettiğimi kazanayım" diye daha da bataklığın içine girmemekte fayda var.
  • 3
    doğru tanımı kumar bağımlılığıdır. bahis ile kumarı ayıran tek bir kavram vardır, keyif almak için yapılırsa bahis, para kazanmak için yapılırsa kumardır. 6 senedir neredeyse hergün at yarışı oynarım genelde 7 li plase yaparım, yaptığım kuponun tutarı nadiren 10 lirayı geçer o da sadece haftasonu, haftaiçi ise simitçi kuponu diye tabir ettiğimiz 2-3 liralık kuponlar. bu süre boyunca benden çıkan para tjk dan çıkan paradan fazla değil sıfıra sıfır ilerliyorum. para biriktirmek gibi.
  • 9
    dönemimizin en büyük hastalıklarından. çok kolay para kazanabilme imkanı, biraz da oyun oynama dürtüsü ile insanlara maalesef çok cazip geliyor.
    bu bet şirkrtlerinğn bir üstü ve daha tehlikeli olanı casino (kumarhane).

    almanya’da bulunduğum küçük şehirde birbirinden sadece 200-300 metre uzak tam 4 tane casino var. müşterilerine içecek yiyecek ikramı yapıyorlar. ve kendileri devamlı kazanıyor.
    buralara giden tanıdıklarım var, aileleri dağıldı. çocukları da maalesef aynı yolda ilerliyor.

    almanların bir sözü var.
    die bank gewinnt immer.
    yani banka (burda casino, bet şirketi anlamında) her zaman kazanır.
  • 10
    diğer bütün bağımlılıklardan (içki, sigara, alkol v.b) daha zararlı ve kurtulması zor bağımlılık türü. 2010' lu yıllardan beri internet üzerinden kaçak sitelerden mütemadiyen oynayan biri olarak tavsiyem şudur ki; uzak durun! uyuşturucuya bulusirsiniz, gider rehabilitasyon merkezinde yatar tedavi olur kurtulursunuz. yine alkolü, sigarayı bir şekilde bırakırsınız ama buna bulasirsaniz kurtulmanız imkansıza yakındır.
  • 11
    10-20 lira atıp kuponum yattığında kahrolan ben, 20-30 bin atıp yatsam intihar ederim herhalde. insanlar bahisten kazandığı paralarla ev, araba alıyor ciddi ciddi. çok acayip bir bağımlılık türü. allah düşmanımın başına vermesin. haftada yada ayda atarsın 20-30 lira, derbi maç vardır yada güvendiğin maçlar vardır işte basarsın eglencesine takip edersin o kadar. bu bahis batakligina bundan fazla anlam yüklemek çok ciddi bir hastalık.
  • 13
    çok erken yaşta bahise başladım. ilkokuldan bu yana oynarım. ama burada anlatılanları okuyunca şok oldum. dediğim gibi bağımlılık derecesinde takıntılıydım ama hiçbir zaman kendimi zora sokacak kadar yüksek meblağlar ile oynamadım. şu an bile istediğim zaman kendini frenleyip istediğim zaman oynayabiliyorum. canım sıkılıyor atıyorum nesine’ye 300-400 lira hafta sonu oynuyorum o kadar. o da ayda yılda bir. yaklaşık 12 senedir bahisin her zamanında içinde bulunan bir adam olarak ucuz kurtuldum herhalde.
  • 14
    zamanında amca çocuklarıma da bulaşmış hastalık. bir tanesinin yuvası dağıldı, arkadaşını dolandırdı, tefecilere düştü. kaybı bundan 7 sene öncesinin rakamıyla 3 milyon lira. diğerlerini de sayarsak inanılmaz rakamlar. her seferinde insanları tövbe ettiğine inandırdı ve bir şekilde paralarını aldı. babası iş buldu işyerinin parasını çaldı. son iki yıldır tedavi gördü ve görünen o ki bu bağımlılıktan kurtuldu. karısı ile yeniden barıştı, evini yeniden toparladı, tekrardan işine gücüne sarıldı ki çok da başarılı bir iş insanıydı, arabasını ve evini yeniden aldı. çevremde çok büyük şirketlerde avukatlık yapıp batan mı dersiniz, iş yerini kaybeden insanlar mı dersiniz çok fazla örnek ile karşılaştım. 3 tl 5 tl demeyin kumar denilen hastalıktan uzak durun.
  • 15
    bağımlılık eleştirilmez. galatasaray sözlükte yazıp üstüne bağımlılık hiç eleştirilmez. her bağımlı için her türlü bağımlılıktan kurtulmaları için dua etmekten başka yapabileceğim bir şey yok. kendime de...

    evet kumardır ama bağımlı olan birisinin "bu kumardır" diyerek oynamayı bırakması mümkün değil. başlamasını engelleyecek psikolojik ve ekonomik gelişimini sağlamak lazım.

    not: hayatımda hiç bahis oynamadım.
  • 16
    çok yakın bir arkadaşım yıllar boyu oynadı ve kendini bir türlü kurtaramadı. aileden oluk gibi para gelirken, öğrencilik hayatını çalışan insan seviyesinde yaşarken kaybettikçe kaybetti. arabalar, aylık harçlıklar, arada tutturduğu yüklü bahisler… neredeyse öğrenciyken kendisine alınan ev bile elden gidiyordu. yıllarca bahisten başka şey konuşmaz oldu. görüşmelerimi azalttım. 2 aylık aradan sonra iki kahve içelim dediğimizde maçlardan ve bahislerden başka bir şey konuşmazdı. geceleri uyumaz maç takip ederdi. saatlerce sistemde açık bulmaya çalışır bir sürü hesaplama yapardı. üstelik bıraktım oynamıyorum artık dediği hali buydu. uzun zamandır görüşmüyorum ama duyduğuma göre hala bırakmamış.

    kişinin kendisine verdiği zarar bir yana ekonomide de kara delik oluşturuyor. insanlar çalışıp çabalayıp değer üretiyor. birisi de hiçbir emek sarf etmeden çuval çuval parayı götürüyor. ekonomiye bir katkısı olmayan lüks eşyalara(tuğla kadar mücevherin ne katkısı var mesela) harcıyor ya da türk insanının ürettiği değerden gelmiş parayı yurt dışına çıkarıyor.

    damarlarından kumar ve bahis akan bir insan ben bağımlıyım demez zaten. ben bağımlı değilim diyorsanız kendinize inanmayın. yanınızdaki yörenizdeki insanlara bir sorun.
  • 17
    tehlikelidir. insanların hem ekonomik durumunu hem de ruh sağılığını bozar. aileleri dağılma noktasına getirir. esasında bahis kararında oynandığında zevki bir aktivitedir. fakat bir gelir kapısı ve gelecek inşası olarak görüldüğünde beraberinde büyük yıkımlar getirir. hiçbir zaman bahiste sürekli bir kazanç yoktur. totalde ise yüzde 99 olarak kazandığınızdan çok da fazlasını kaybedersiniz. fakat sanki kurtulması imkansızmış gibi görülmemesi de gerekmektedir. sağlam bir irade ile bu iletten kurtulabilirsiniz.
  • 19
    kısa ve orta vadede klinik anlamda destek birimleri kurulmasına sebep olması gerekecek gibi görünen durum. ekonomik buhran bir yandan, bahis oynamanın kolaylaşması bir yandan, para transferi işlerinin kolaylaşması bir yandan bu bağımlılığın kitlesini günden güne arttırmaktadır.

    mobil bankacılık olayı sayesinde çoğu insan eline para almadan yaşamaya başlamıştır günümüzde. maaş günü telefonuna gelen bildirime müteakiben kira, fatura ve kredi kartına bir takım transferler yapıp hayata devam ediliyor. kaldı ki zaten tüm dünya piyasasında dolaşımda olan "para" miktarı, fiziki olarak basılı olan parayı kat kat geçmiş durumdadır.

    işbu entrynin yazıldığı yerel saatle sabahın 5:25'inde bile oturduğun yerden dünyanın bir yerinde oynanan bir spor müsabakasına çok büyük paraları "basmak", muhtemelen maçı seçmek dahil 2 dakika içerisinde gerçekleşebilecek bir süreçtir. bir ay bekleyip de sadece ekranda yazı olarak okuduğun bir maaşı, hatta yerine göre daha fazlasını doksan dakika ya da bir günde kazanma şansı varken bunun insanları cezbetmemesi imkansızdır. hele hele her şeyin bu kadar zorlu olduğu bir dönemde bu kadar basite indirgenmişken bu cazibenin çok daha yüksek bir hale gelmesinden olası bir şey yoktur.

    "kasa her zaman kazanır" klişesi ve "buralar hayır kurumu olsa bunca zaman batardı" aforizması bir kenara; günün sonunda bu işten uzak durmak irade ve sağlamlık meselesidir. adına ister günah, ister ayıp, ister zaaf, isterseniz kötülük deyin. bu tarz eylemlerin hepsinin temelinde haz duyma ve bu yolla kazanç elde etme vardır. bugün bağımlılığın ne olduğundan bağımsız, en kötü durumdaki bağımlı bile bağımlılığa devam ettiğinde bir haz duyup kazanım elde eder. bağımlılıktan kurtulmanın kilit noktası da o kazanımı kendi içinde değersizleştirip bir kazanım olarak görmekten vazgeçmektir.

    ekonominin kötülüğünden dem vururken bahisten gelecek kazancı değersizleştirin demek biraz garip gibi gelebilir ilk anda. ama bahisteki asıl kazanım bahis devam ederken yaşanan heyecandır. bu kazanması uzun süreler alacak bir parayı çok kısa sürede kazanmanın o "kestirmeden gitme" hissiyatı da olabilir, sadece anlatılacak bir hikaye edinmenin hissiyatı da olabilir.

    belli bir noktadan sonra ortaya çıkan "verdiğini almak için oynama" ise tamamen bir kılıftan ibarettir ve aslında kumar bağımlılığıyla ilgisi de yoktur. sonuçta bugün bu konuda en acıklı durumdaki insan bile "kasa"yı yenemeyeceğini bilir.
  • 21
    bunun bana göre 2 sebebi var:

    1. insanlarin artik $ükür etmemesi
    2. orta diregin yava$ yava$ yok olmasi ile kolay yoldan para kazanma arzusunun iyice ayyuka çikmasi

    "insanlarin artik $ükür etmemesi"
    artik herkesin elinde iyi kötü bir cep telefonu var. dolayisi ile sosyla medya eri$imi 70 ya$ üstü hariç, 7den 70e herkes için mümkün bir hale geldi. özel hayat diye bir $ey kalmadi. insanlar artik her hallerini payla$iyorlar. burada olan da var, olmayan da var devreye giriyor. kimse göz hakkini dü$ünmüyor. herkes daha fazla begeni alma derdinde. dahasi, sosyla medyada herkes mutlu gözüküyor. araba kiralayip, kendi arabasiymi$ gibi takilip, poz veren insanlar taniyorum. bunlari sosyal medyada payla$iyorlar. e$i ile pahali bir restoranda yemek yeyip, mutlu çift pozlarinin ardindan bir kaç gün sonra solugu bo$anma avukatinda alan insanlar taniyorum. sosyal medya sanal, yapay bir dünyadir. her gördügümüze inanmamaliyiz. evvela saglik ve yaradana $ükür, arindan hayirli rizik. islamin matematigi farklidir. 3 helal lokma 30 haram lokmadan daha bereketlidir.

    "orta diregin yava$ yava$ yok olmasi ile kolay yoldan para kazanma arzusunun iyice ayyuka çikmasi"
    orta diregin sinsice yok olmasi dünya genelinde ya$anan bir durum. bir takim $irketler tarafindan pandemi, sava$ vb. gibi hadiselerle olu$turulan kriz ortami enflasyonu yüselip, dar ve sabit gelirli vatanda$larin cüzdaninin daha da küçülmesine sebep oluyor ve çali$arak bazi $eylere sahip olamama hadisesi iyice hayatin merkezine oturuyor. azla yetinmesini bilmeyen, ciddi manada yoksulluk görmemi$, önüne her türlü imkanin serildigi, tüketmeye programlanmi$ bir nesilden bahsediyoruz.

    insanlarin hayalleri olmasin demiyorum. herkesin bir hayali olmali ve hayallerinin pe$inden gitmeli. ben isviçre'de ya$iyorum ve kamuda görevliyim. özel sektöre göre daha az kazaniyorum. yillarca özel sektörde çali$tiktan sonra 7 yil önce bir karar aldim. kaptilazmin bir parçasi olmak istemiyordum ve %30luk bir maa$ kaybi ile kamuye geçtim. %30 daha az kazaniyorum. harcamalarimi kisitladim. 7 yildir ayni ceketi giyiyorum. ayakkabilarim 2. el (ayakkabi feti$iyim, en az 15 çift ayakkabim var). ali$veri$lerimi sezon sonu indirimlerinde yapiyorum ve elektrikli aletlerim 2., 3. el. 2 yil öncesine kadar iphone 6 kullaniyorudum, 2 yildir iphone 11 kullaniyorum (sifir aldim, yarisindan fazlasini i$yerim ödedi). çocuklar olana kadar 96 model 1000 motor nissan micra'ya bindim. canvas modeli idi, üstü açiliyordu, acayip rahat bir araçti. $u an 2010 model bir bmw'ye biniyorum, takometre 250bin'e dayandi. kredi ve borç ile bugüne kadar 1 igne almami$imdir. kriptopara'nin yanindan bile geçmedim. bahis haram oldugu için oynamam. cebimde ne kadar varsa, o kadar harcarim. sigara içmiyorum ve saglikli kalmak için bol bol spor yapiyorum. kahvemi evden götürür, ögle yemeginde evden götürdügüm kaynami$ yumurtalarin yaninda ceviz ve kuru incir yerim. indirime girdi ise konserve ton baligi ile protein ihtiyacimi tedarik ederim. belki de tek lüksüm budur. di$arda yemek yemem. 1 pahali, 2 isviçre'de helal restoranlar yok denilecek kadar az.

    hayattaki en büyük hayalim çocuklarimin önce hayirli evlat ve iyi bir insan olmalaridir. bunun için çabalarim. ki$isel bir hayalim yok mu? tabii ki var. bir e36 m3 veya e39 m5. üzerinde oldugum bir kaç proje var. günün birinde ek gelir elde edebilmek gayem, onun için biraz çabaliyorum. sabirliyim, kanaatkarim ve en önemlisi $ükür ediyorum. elimdeki ile yetinmesini biliyorum. belki az ama bereketli diyorum fakat hayallerimin pe$inden ko$maya devam ediyorum. günün birinde in$aallah nasip olacak diyorum, allah'tan istiyorum.

    ya$im 42. 3 yil önce 61 ya$inda babami kaybettim. mezara kendi ellerimle koydum. 3 günlük dünyada birbirimizi yemeyi birakalim. dünyevi ihtiraslarimiz olmayacak mi? elbette olacak ancak kendimizi kaptirmayalim. hepimiz yolcusuyuz. dü$ünmemiz, ön planda tutmamiz gerek ahirettir. namazimizi dosdogru kilalim. fakiri gözetelim, yoksulu giydirelim. açik açik konu$ucam. dünya bombok bir yere gidiyor. bu gidi$e bir dur dememiz gerekiyor! insanlari fakirle$tirip kendilerinin kulu kölesi yapmak isteyen $eytani bir akil var ortada. lütfen gözümüzü açalim. kapitalizmin daha fazla kölesi olmayalim. dünyevi ihtiraslarimizin bizi ele geçirmesine izin vermeyelim.

    bu dünya bize emanet. ona üzerinde ya$ayanlarla iyi sahip çikalim.
  • 24
    dünya üzerindeki en kötü bağımlılık türü. millet tonali'ye saydiriyorken, benim gibi bu bagimliligi yaşayıp ağır bedeller ödemiş insanlar eminim ki tonali'ye ağzını acmiyordur. çünkü bilirler ki; yüksek derecede bagimliysan milyon dolarlarinin olması ya da paranin olmaması bişey ifade etmez. ne sigara, ne içki ne de uyuşturucu... bahis bağımlılığı bu saydiklarimdan çok daha beter bir illettir.

    sözlükte yazıyoruz, çiziyoruz; entrylerimizi yüzlerce kişi görüyor, okuyor. umarım bu entryim bi işe yarar ve bu bahis olayının yanında yöresinde olanlari bu bataklıktan uzakta tutar. sakın 'butcemi sarsmayacak şekilde oynuyorum' 'tadinda bırakıyorum' demeyin. bu dipsiz kuyuya düşen çıkamaz.

    şimdi diyeceksiniz ki; sen kurtardın mı paçayı? yok! hâlâ oynuyorum.
    diyeceksiniz ki; bre mkdm! ne diye vaaz veriyorsun o zaman? anlatamam. anlatsam da anlamazsınız. anlamaniz için bu bataklığı yaşamanız gerek. umarım bu bataklığı hiç yasamazsiniz ve beni ömür boyunca hiç anlamazsınız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın