2009-10 Türkiye Basketbol Süper Ligi 21.Hafta Maçı
13:00 Abdi İpekçi Spor Salonu
89 - 76
  • 6
    kağıt üstünde efes pilsen'in favori olduğu maç. son yıllarda hiç galibiyet alamamamız ve cemal nalga skandalı sonrası verilen cezadan -5 puanın iade edilmesi sonrası takımımızın performası düşünüldüğünde gerçekten de işimizin zor olduğu aşikar. ama ne diyoruz; galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır. tribünlerde olacak 5-6 bin taraftar işin seyrini tamamen değiştirecektir.

    maçın benim açımdan önemi ise; minik "can"ımı götüreceğim ilk maç olacak*. umarım miniğimin ilk maçında ona bir galibiyet hediye ederler.
  • 41
    fatih sultan mehmet köprüsündeki lüzumsuz çalışma nedeniyle maça ucu ucuna anca yetiştik ve benchimizin arka çaprazına konuşlandık, can'ım, eşim, annem ve ben. daha salona gimeden arifsadecekendiniatmazdi ve - tahmin ediyorum - kız arkadaşı ile karşılaştık. saha içindelermiş, elit adamın hali başka tabi*. yerimizi aldığımızda 6 - 2 öndeydik. maçın güzel olacağı tribündeki kalabalıktan belliydi. her zaman söylüyoruz, bu takım dolu tribünlere oynasa bileği bükülmez.

    ilk yarıdaki hafif kıpırdanmalara rağmen, yarının sonunda efes'in tempoyu artırması ile devreye geride girdik. ancak üçüncü periyoddaki istekli oyun, sert savunma ve akıllı fast-breaklerle fark bir anda 16 sayıya fırladı. işte bu bölümde seyirci resmen parkedeydi. savunmada her oyuncumuzun yanında arkasında sanki birileri vardı, ikili sıkıştırmaya giden savunmacılar sanki 10 kişi gitti ikili sıkıştırmaya. daha sonra efes toparlanmaya çalışsa da farkı 8'e kadar indirmekten öteye geçemediler.

    can'ımı götürdüğüm ilk maçta o'na galibiyet eden takıma ayrıca teşekkür etmem lazım.

    can'ın maçta yaptıklarına gelince,*salonda seyredilmesi gereken şeyin maç olduğunu bilmesi beni dumura uğrattı. hemen yanımızda şarkılarla, tezahratlarla salonu inleten taraftara bakmayıp dikkatlice maçı seyretmesi ve hatta arada bir skorboarda bakması müthiş hoşuma gitti. bir ara ayağa kalkmayan fenerli olsun diye bağırıldı, bizimki sanki anlıyor gibi ayaklanmaya çalıştı. maçın sonunda ise dayanamdı ve uyuya kaldı.

    ilk periyodda yanımıza gelip can'ı yiyip yutan toka ve devre arasında can'ı görmeye gelen naked man, absurd, lari, essgi, cracks ve tcoskun'u gördüğüme sevinirken, yanımıza uğramayan wasabi'ye laflar hazırladım.

    böyle olmaz görüntü isteriz diyenler de aşağıya buyursun:

    http://img521.imageshack.us/gal.php?g=1004705.jpg
  • 46
    maçla ilgili aklımda kalan bir ayrıntı yine basketbol seyirciliği ile ilgili. maç öncesi, devre arası ve sonrası çalınan marşlar ve şarkılar buram buram futbol kokuyor. "şampiyonluk nağmeleri inletiyor sami yen'i" nedir ya? "ne beşiktaş, ne fener ne de trabzon" olayına girmek bile istemiyorum. basketbola özel şarkılarımız marşlarımız yoksa çalmayın maçtan önce birşey, komik oluyor zira...
App Store'dan indirin Google Play'den alın