ilk yarısı itibariyle
artur boruc'un neden sıradan, vasat bir kaleci sınıfında kaldığını gösteren karşılaşma.
ilk golde bir değil iki hatası bulunuyor kendisinin. arkadaş
emre can, orta sahadan topu senin ceza sahana doğru kaldırmış, mane denen deli denyo da koşuya başlamış, belli ki savunma oyuncun da senin gibi uyuyor. kendisi öne iki adım atsa top sektiği anda, topu karşılayabilecek durumda olacak iken kalesinde kaldı. mane'nin son andaki topa temasında da dizini eğmese top yine bacağına çarpacak ama yok, illa bir pozisyon içinde iki kere saçmalayacak.
ikinci golde de "ilk golde kalemden çıkmadım, dur şuralarda bir dolaşayım neler varmış bakayım ?" dedi sanırım ya da üçgen takılı kaldı beyinde. madem oralara çıktın bir uçan tekme falan at origi'ye de bir anlamı olsun çıkışının. şimdi sen oraya niye çıktın ? neden çıktın ? bunu harbiden izaha gerek yok. beyin bedava çünkü belli yoksa 35 yaşına gelene kadar ha oldu ha olacak diyenleri üzmez, efsane olacağına kestane olmazdın.
divock origi de ilk yarıda clyne'nin kestiği topta altı pas üzerinde topa kullanmadığı "sol ayağıynan yabıştırsa" gol olacak iken sağ ayağını kullanmaya kalkınca az kalsın kale direğinde pekmezini akıtacaktı. boş kaleye attığı topu da türkiye'de bir çok futbolcu ya auta gönderir ya da son adama nişanlar.
edit: yolla'ya bastık. adamlar penaltı kazanıp gollerini attılar. skor 1-2. dakika 56.