galatasaray-fenerbahçe maçı da olsa olimpiyat stadı'nın dolmasının ne kadar olağanüstü olduğunun kanıtı olan maç. 21:00'de başlayan maç için stadın dörtte biri ancak dolmuştu ki bunda olimpiyat stadı kadar uzun zaman sonra açık kanalda yayınlanan ilk derbi olmasının da payı vardır muhtemelen. maçı kanal d yayınlamış, ilker yasin anlatmış, ersun yanal yorumlamış; özellikle kral'ın coştuğu son 15 dakika ersun yanal'dan pek ses seda çıkmamıştı. 1998'deki tsyd kupası maçı ile birlikte hatırladığım en farklı fenerbahçe galibiyetidir kendi adıma. ama
#2278'de de söylediğim gibi çok kötü bir zamanda gelmişti benim için, neredeyse araya kaynayıp gitmişti. o bakımdan da içimde inceden bir ukdedir aslında bu maç. lisedeydim o zamanlar. maçın ertesi günü okulun hali inanılmazdı. sınıfımız okulun üst katındaydı ve aşağıya bakınca maç günü mecidiyeköy sokaklarından farksızdı okul. hani hocalar gıcıklığına vurup kıyafet kontrolü ayağına milletin üstündekini başındakini toplasa ufak çapta bir store açabilirlerdi. beni tanıyan herkes ne yapacağımı bekliyordu muhtemelen maçla ilgili, ama ben normal bir şekilde okula gidip gelmiş, birkaç muhabbet dışında hiçbirşey yapmayarak herkesi dumura uğratmıştım.
ribery ve necati'nin oyundan alınması ise 5-1 sonuçlanan bir maç için ilk bakışta şaşırtıcı gelse de o maç koşullarında gerekliydi çünkü fenerbahçe 5 gol yemesine rağmen "dalga dalga" olmasa da epey önemli ataklar yapıyordu ve elimizde iki gollük fark varken defansif güvenliği sağlamak akıllıca bir tercihti. hatta fenerbahçe kanadı hiç dillerinden düşürmedikleri 6 atakta 6 gol bulup kazandıkları 6-0'lık maçı bile unutmuş, biz oynadık siz kazandınız diyerek yine üste çıkmaya çalışmışlardı bu maçtan sonra
* *.
bu maçla ilgili unutulmaması gereken hadiselerden biri de maça birkaç saat kala
fenerbahçe.org'da yer alan
cimboma koymaya az kaldı manşetidir. hatta bu başlığın altındaki metinde "samandıra'da bir yandan eğlence bir yandan da kupa finali hazırlığı var" gibi bir ifade yer almıştı. düşüp düşebileceği en son yere düşmüştü artık ezeli rakibin resmi sitesi. hoş bu yazıyı yazacak kadar alçalan klavyeler yediği haltı sahiplenecek kadar yürekli olamamış, bu uğurda adam gibi korunması gereken resmi sitelerinin "kulüpleriyle hiçbir ilgisi olmayan şahıs ya da şahıslar tarafından" saldırıya uğradığını söylemeyi bile
* göze almışlardı ya...