543
yaşanan bunca kepazelikten sonra halen daha dekoderini iade etmemiş olan galatasaraylılara şaşıyorum.
verdikleri paraların kimlerin cebine girdiğini bildikleri halde nasıl böylesine tepkisiz kalabiliyorlar?
halbuki çok değil sadece bir sezon sırtlarını dönebilseler bu kirli düzene, bütün üç kağıtçıların süngüsünü düşürecekler. burada lig tv'den ziyade o kanaldan gelen yayın geliri için ellerini ovuşturan düzenbazları kastediyorum.
tapelerde gördüğümüz üzere, aynı kadınla yattıklarını birbirlerine ballandıra ballandıra anlatmak ve yayın gelirinden payına düşen 8-10 milyon dolar 'canlı'yı cebe indirmekten başka hiçbir numarası olmayan mafyözlerin
göz göre göre futbolseverleri kazıkladığı düzeni kastediyorum.
galatasaray, tarihinin en büyük başarılarına ulaşırken ne şimdilerdeki gibi bir bütçesi ne de borcu vardı. bütün başarılarını kendi yağında kavrularak elde etti.
eğer galatasaray ve galatasaraylılar ümitlerini ve müstakbel başarılarını kirli bir havuzdan gelecek paraya endekslemişse ne şikecilere ne de onların güdümündeki satılmışlara laf etmesin.
zira o havuzdaki solucanların çoğalıp hastalık saçan yaratıklara dönüşmesine, paralarıyla bilfiil kendileri katkıda bulunuyorlar.
bu simbiyotik ibneliği iflas ettirmenin tek yolu havuza giden parayı kesmektir. o para kesildiği gün bugünkü kulüpçülerin, birlikçilerin hiçbirisini takımlarının başında göremeyeceksiniz.
çünkü paranın olmadığı yerde onlar da olmaz.
verdikleri paraların kimlerin cebine girdiğini bildikleri halde nasıl böylesine tepkisiz kalabiliyorlar?
halbuki çok değil sadece bir sezon sırtlarını dönebilseler bu kirli düzene, bütün üç kağıtçıların süngüsünü düşürecekler. burada lig tv'den ziyade o kanaldan gelen yayın geliri için ellerini ovuşturan düzenbazları kastediyorum.
tapelerde gördüğümüz üzere, aynı kadınla yattıklarını birbirlerine ballandıra ballandıra anlatmak ve yayın gelirinden payına düşen 8-10 milyon dolar 'canlı'yı cebe indirmekten başka hiçbir numarası olmayan mafyözlerin
göz göre göre futbolseverleri kazıkladığı düzeni kastediyorum.
galatasaray, tarihinin en büyük başarılarına ulaşırken ne şimdilerdeki gibi bir bütçesi ne de borcu vardı. bütün başarılarını kendi yağında kavrularak elde etti.
eğer galatasaray ve galatasaraylılar ümitlerini ve müstakbel başarılarını kirli bir havuzdan gelecek paraya endekslemişse ne şikecilere ne de onların güdümündeki satılmışlara laf etmesin.
zira o havuzdaki solucanların çoğalıp hastalık saçan yaratıklara dönüşmesine, paralarıyla bilfiil kendileri katkıda bulunuyorlar.
bu simbiyotik ibneliği iflas ettirmenin tek yolu havuza giden parayı kesmektir. o para kesildiği gün bugünkü kulüpçülerin, birlikçilerin hiçbirisini takımlarının başında göremeyeceksiniz.
çünkü paranın olmadığı yerde onlar da olmaz.