142
(bkz: 30 eylül 2000 gençlerbirliği galatasaray maçı)
malumunuz ben sıradan bir ankaralı taraftar olduğum için öyle her maça gitmek imkansız gibi bir şey. hele ki 19 mayıs stadı eve uzak olunca biri olmadan gidemiyorsun. imdadıma abim yetişiyor, gel lan maça gidiyoruz diye. sevinçten deliye dönüyorum, hayatımda hagi'yi, taffarel'i, jardel'i filan ilk kez göreceğim. benim o zamanlar yaşım küçücük, cine 5 ve tele 10 mudur nedir, hani şu 90'ların sonunda şampiyonlar ligi maçlarımızı veren kanal, işte bu kanallarda hagi'yi izleyip mahalle maçlarında kendimi hagi yaptığım döneme denk geliyor benim için. aynı zamanda gene hagi olup 2-3 tane benim boylarımda dalı ulubatlı souness misali çimenlere dikip baraj yaparak üstünden iki ağaç arası boş kaleye nefis frikik golleri attığım dönemler.
neyse konuyu çok saptırdım, atkıları formaları poşete koyup 19 mayıs stadı'nın yolunu tutuyoruz. abimin bir gençlerbirliği maçı için atkı-forma gizleme sebebini bugün bile anlamıyorum. gişelerde bizden insanlar görüyoruz ve biz de elde ne var ne yok çıkarıp kalabalığın rengine karışıyoruz. stat bana o zaman inanılmaz büyük geliyor. * müthiş taraftara bakıyorum, onlar aslan gibi kükrerken ben incecik sesimle eşlik etmeye çalışıyorum. abim de sağolsun birkaç tüyo veriyor. re re re ra ra ra dışında tezahüratlar öğreniyorum o gün. oyuncular da nihayet geliyor ve evet o da var.. ilk defa canlı gözlerle gördüğüm hagi bizim tribüne gelirken inanılmaz heyecanlanıyorum. her zamanki frikik gollerinden birini istiyorum ondan. ayıpsın diyor, sen istersin de atmaz mıyız diyor. şaka tabi öyle nasıl desin. *
maç başlıyor, geriye düşüyoruz. moraller bozulmuyor nasıl olsa atarız diye. süper mario çok geçmeden cevabı veriyor. sonrasında da hagi benim hatrımı kırmıyor ve güzel bir frikik golü ile öne geçiyoruz. ikinci yarı jardel iki tane daha atıyor. eve mutlu dönüyoruz. abim de ilk gittiğim maçta mutlu olunca daha bir seviniyor. bu maç ise jardel'i gördüğüm ilk ve son an oluyor. hagi'yi yıllar sonra teknik direktörken, taffarel'i ise taaa 3. fatih terim dönemi'nde kaleci antrenörüyken tekrar göreceğim.
ertesi gün mahallede herkese havamı atıyorum. bak bak hagi böyle yaptı yaa diyerek milletin aklını çeliyorum. onlar sonradan doğal olarak maçı unutuyor ama ben unutabilir miyim? abim sağ olsun.
malumunuz ben sıradan bir ankaralı taraftar olduğum için öyle her maça gitmek imkansız gibi bir şey. hele ki 19 mayıs stadı eve uzak olunca biri olmadan gidemiyorsun. imdadıma abim yetişiyor, gel lan maça gidiyoruz diye. sevinçten deliye dönüyorum, hayatımda hagi'yi, taffarel'i, jardel'i filan ilk kez göreceğim. benim o zamanlar yaşım küçücük, cine 5 ve tele 10 mudur nedir, hani şu 90'ların sonunda şampiyonlar ligi maçlarımızı veren kanal, işte bu kanallarda hagi'yi izleyip mahalle maçlarında kendimi hagi yaptığım döneme denk geliyor benim için. aynı zamanda gene hagi olup 2-3 tane benim boylarımda dalı ulubatlı souness misali çimenlere dikip baraj yaparak üstünden iki ağaç arası boş kaleye nefis frikik golleri attığım dönemler.
neyse konuyu çok saptırdım, atkıları formaları poşete koyup 19 mayıs stadı'nın yolunu tutuyoruz. abimin bir gençlerbirliği maçı için atkı-forma gizleme sebebini bugün bile anlamıyorum. gişelerde bizden insanlar görüyoruz ve biz de elde ne var ne yok çıkarıp kalabalığın rengine karışıyoruz. stat bana o zaman inanılmaz büyük geliyor. * müthiş taraftara bakıyorum, onlar aslan gibi kükrerken ben incecik sesimle eşlik etmeye çalışıyorum. abim de sağolsun birkaç tüyo veriyor. re re re ra ra ra dışında tezahüratlar öğreniyorum o gün. oyuncular da nihayet geliyor ve evet o da var.. ilk defa canlı gözlerle gördüğüm hagi bizim tribüne gelirken inanılmaz heyecanlanıyorum. her zamanki frikik gollerinden birini istiyorum ondan. ayıpsın diyor, sen istersin de atmaz mıyız diyor. şaka tabi öyle nasıl desin. *
maç başlıyor, geriye düşüyoruz. moraller bozulmuyor nasıl olsa atarız diye. süper mario çok geçmeden cevabı veriyor. sonrasında da hagi benim hatrımı kırmıyor ve güzel bir frikik golü ile öne geçiyoruz. ikinci yarı jardel iki tane daha atıyor. eve mutlu dönüyoruz. abim de ilk gittiğim maçta mutlu olunca daha bir seviniyor. bu maç ise jardel'i gördüğüm ilk ve son an oluyor. hagi'yi yıllar sonra teknik direktörken, taffarel'i ise taaa 3. fatih terim dönemi'nde kaleci antrenörüyken tekrar göreceğim.
ertesi gün mahallede herkese havamı atıyorum. bak bak hagi böyle yaptı yaa diyerek milletin aklını çeliyorum. onlar sonradan doğal olarak maçı unutuyor ama ben unutabilir miyim? abim sağ olsun.