1053
ıslıklanma sebebi sadece bir macta veya birkac macta kotu oynaması degil "galatasaray kaptanı" sıfatını hak edecek hicbir sey yapmaması olan oyuncu.
formayı operek artistik yapacak olan adam "dısarıda seyirci var mı ehehehhehehe" diye gelmez agustos ayında avrupa kupalarına veda edince.. bugun formayı opecek adam o gun en onde cıkar dısarıda taraftar olup olmadıgını sormadan ve takımı olası protestoya karsı korumaya gayret eder, sorumluluk alır kaptan olarak. oyle artist gibi herkese forma operek degerli olan her bir saniyeyi calarak kenara gelmez.
forma opecek adam derbi oncesi "aman tepki gormeyeyim kadıkoy'de kotu oynayıp da" diye kart cezalısı durumuna dusmek icin rakibe tekme sallamaz, kart gormeyip gogsunu gere gere takımın kaptanı olarak cıkmayı dusunur.
hala yok yası gecmis oynuyormus da bilmem neymis de.. yası gectiyse oynamıyorum diyecek arkadas, kadroda duruyorsa elbet teknik direktor bu kaos ortamında herkesten yararlanacak.
kendisini yas argumanıyla savunma gayretindekiler cıkıp da bir zahmet emre asık'a baksınlar. 37 yasında 17'lik enerjiyle ve 50 yıllık birikimi varmıs gibi oynadı, bırakana kadar bir kisi de cıkıp demedi "emre sen bittin rezilsin" diye. en kotu macında bile ayakta alkıslanarak cıktı, kadıkoy'de kendi kalesine gol attıktan sonra bile kimsenin gonlunde ve kalbinde bir parca bile azalmadı sevgisi. biliyorduk cunku emre o golu attıktan sonra sahadaki bazı gamsızlar gibi degil, tribundeki bizler gibi kahrolmustu, rol yapmıyordu, gozleri gercekten doluyordu.
ve emre asık hic cıkıp sormadı elendikten kaybettikten sonra "taraftar var mı protesto eden?" diye.. ya da bir derbi oncesi rakibi hakemin gozu onunde kosturmadı tekmeyi yumrugu hazır edip..
emre asık fizik ve mental olarak ayhan'dan cok daha kotu durumdayken bile mucadelesiyle ayakta alkıslandı kazansak da kaybetsek de. demek ki adam gibi oynadıktan, bu takımdaki kaptanlıgın degerini bildikten sonra kotu de iyi de oynasan o yuregine o hak ettigini alkısı veriyorlar, gerisi bos laf..
formayı operek artistik yapacak olan adam "dısarıda seyirci var mı ehehehhehehe" diye gelmez agustos ayında avrupa kupalarına veda edince.. bugun formayı opecek adam o gun en onde cıkar dısarıda taraftar olup olmadıgını sormadan ve takımı olası protestoya karsı korumaya gayret eder, sorumluluk alır kaptan olarak. oyle artist gibi herkese forma operek degerli olan her bir saniyeyi calarak kenara gelmez.
forma opecek adam derbi oncesi "aman tepki gormeyeyim kadıkoy'de kotu oynayıp da" diye kart cezalısı durumuna dusmek icin rakibe tekme sallamaz, kart gormeyip gogsunu gere gere takımın kaptanı olarak cıkmayı dusunur.
hala yok yası gecmis oynuyormus da bilmem neymis de.. yası gectiyse oynamıyorum diyecek arkadas, kadroda duruyorsa elbet teknik direktor bu kaos ortamında herkesten yararlanacak.
kendisini yas argumanıyla savunma gayretindekiler cıkıp da bir zahmet emre asık'a baksınlar. 37 yasında 17'lik enerjiyle ve 50 yıllık birikimi varmıs gibi oynadı, bırakana kadar bir kisi de cıkıp demedi "emre sen bittin rezilsin" diye. en kotu macında bile ayakta alkıslanarak cıktı, kadıkoy'de kendi kalesine gol attıktan sonra bile kimsenin gonlunde ve kalbinde bir parca bile azalmadı sevgisi. biliyorduk cunku emre o golu attıktan sonra sahadaki bazı gamsızlar gibi degil, tribundeki bizler gibi kahrolmustu, rol yapmıyordu, gozleri gercekten doluyordu.
ve emre asık hic cıkıp sormadı elendikten kaybettikten sonra "taraftar var mı protesto eden?" diye.. ya da bir derbi oncesi rakibi hakemin gozu onunde kosturmadı tekmeyi yumrugu hazır edip..
emre asık fizik ve mental olarak ayhan'dan cok daha kotu durumdayken bile mucadelesiyle ayakta alkıslandı kazansak da kaybetsek de. demek ki adam gibi oynadıktan, bu takımdaki kaptanlıgın degerini bildikten sonra kotu de iyi de oynasan o yuregine o hak ettigini alkısı veriyorlar, gerisi bos laf..