4624
ömer faruk yurtseven ve cedi osman ile birlikte kıbrıs'ın güneyindeki faşistlerin soytarılığına kendi rızaları haricinde dahil edilmeye çalışılmış olan koç. maç oynanırken açılan pankartı görünce kendi kendine sahadan çıkması her şeyden önce sporun ruhu adına doğru olan bir hareketti.
kıbrıs'ın güney tarafında, halkın genel yaklaşımından ayrı olarak, ne yazık ki böyle bir güruh var. "milli" günlerde kendi kendilerine resmi geçit yapan, resmi herhangi bir teşkilat şeması altında görünmeseler de askeri üniforma diktirecek kadar gerçeklikten kopmuş, ancak gerek anakara yunanistan'da gerek kıbrıs'ın güneyinde yükselen faşizme yamanarak neredeyse meclise girme eşiğini yakalamış bir güruh.
gerek maddi gerek manevi güçlerini kiliseden alırlar. 2024'ün sonuna geldiğimiz günlerde hala daha 1821 mora adası hikayelerini, 1922 büyük izmir yangınını ve anadolu yenilgisini falan ilahi diye dinleye dinleye büyümektedirler. canları eser gider sınır kapılarını oturarak kapatırlar, canlı çeker yolda belde kıstırdıkları türk plakalı bir arabayı taciz ederler. iki toplumlu barışçıl bir etkinlik oldu mu etrafta akbaba gibi tur atarlar, gözleri keserse fiziki saldırıdan da çekinmezler. bir türkiye takımı'nın yolu güney kıbrıs'a geçmeyedursun, bir anda tribünde belirirler.
muhtemelen 16 eylül 2024 tarihinde oynanan maçta da çok önceden içeri sokup katladıkları set pankartını bir boşlukta çevirip açmışlardır.
bütün bu ırkçı düşüncelerine, tribüne askeri üniforma giyip eline oyuncak silah verdikleri çocuğu bayrak gibi sallama tarzı manyaklıklarına rağmen ne kadar tehlikelidirler derseniz; zamanında iki toplumlu bir şiir dinletisi etkinliğine meydanı boş zannedip saldırmış, etkinlikteki +50 yaş üstü barışçıl aktivistler ve bir avuç "hippi" tarzı benimsemiş gençten meydan dayağı yemişleri falan vardır.
8 aralık 2011 apollon galatasaray kadın voleybol maçında, bizim taraftan 200 bilet ayrıldığını duyunca 600 kişi toplanmışlardı salona. çeşitli sebeplerden dolayı, kuzeyden sadece 30 kişi gitmiştik. bunlar müthiş sayısal üstünlüğe ve özellikle ilk anlardaki yetersiz polis gücüne rağmen üzerimize bozuk para atmaktan başka bir şey yapamamışlardı.
muhtemelen türk taraftarlar sebebiyle polis molis gelmeseydi, sahaya inip bir düzine kadın sporcuya saldırırlardı ama.
kenarımın faşistleri...
kıbrıs'ın güney tarafında, halkın genel yaklaşımından ayrı olarak, ne yazık ki böyle bir güruh var. "milli" günlerde kendi kendilerine resmi geçit yapan, resmi herhangi bir teşkilat şeması altında görünmeseler de askeri üniforma diktirecek kadar gerçeklikten kopmuş, ancak gerek anakara yunanistan'da gerek kıbrıs'ın güneyinde yükselen faşizme yamanarak neredeyse meclise girme eşiğini yakalamış bir güruh.
gerek maddi gerek manevi güçlerini kiliseden alırlar. 2024'ün sonuna geldiğimiz günlerde hala daha 1821 mora adası hikayelerini, 1922 büyük izmir yangınını ve anadolu yenilgisini falan ilahi diye dinleye dinleye büyümektedirler. canları eser gider sınır kapılarını oturarak kapatırlar, canlı çeker yolda belde kıstırdıkları türk plakalı bir arabayı taciz ederler. iki toplumlu barışçıl bir etkinlik oldu mu etrafta akbaba gibi tur atarlar, gözleri keserse fiziki saldırıdan da çekinmezler. bir türkiye takımı'nın yolu güney kıbrıs'a geçmeyedursun, bir anda tribünde belirirler.
muhtemelen 16 eylül 2024 tarihinde oynanan maçta da çok önceden içeri sokup katladıkları set pankartını bir boşlukta çevirip açmışlardır.
bütün bu ırkçı düşüncelerine, tribüne askeri üniforma giyip eline oyuncak silah verdikleri çocuğu bayrak gibi sallama tarzı manyaklıklarına rağmen ne kadar tehlikelidirler derseniz; zamanında iki toplumlu bir şiir dinletisi etkinliğine meydanı boş zannedip saldırmış, etkinlikteki +50 yaş üstü barışçıl aktivistler ve bir avuç "hippi" tarzı benimsemiş gençten meydan dayağı yemişleri falan vardır.
8 aralık 2011 apollon galatasaray kadın voleybol maçında, bizim taraftan 200 bilet ayrıldığını duyunca 600 kişi toplanmışlardı salona. çeşitli sebeplerden dolayı, kuzeyden sadece 30 kişi gitmiştik. bunlar müthiş sayısal üstünlüğe ve özellikle ilk anlardaki yetersiz polis gücüne rağmen üzerimize bozuk para atmaktan başka bir şey yapamamışlardı.
muhtemelen türk taraftarlar sebebiyle polis molis gelmeseydi, sahaya inip bir düzine kadın sporcuya saldırırlardı ama.
kenarımın faşistleri...