436
saat 1'de mecidiyeköy'deydik perezle.. 1 haftadır bu maçı konuşuyorduk, bu maçla yatıp kalkıyorduk, aslında 1 haftadan da fazlası ama.. kahvaltımızı yaptık sokağa geçtik 2 gibi, her şey o kadar güzeldi ki.. arifsadecekendiniatmazdi, ciga90 ve yeni yazar pejastojakovic katıldı aramıza 3 gibi, marşlar, karşı yakaya sataşmalar içinde bolca küfür barındıran, meşaleler ısınıyorduk maça, herkes ümitliydi, kesin alacağımızı konuşuyorduk, futbolcuları da bizim kadar gaza gelmiş, bu maçın önemini kavramış sayarak.. 5:30 gibi girdik stada, 6:15 gibi babamdan basketbol maçının son saniyelerini canlı dinleyerek kupayı kazandığımız haberi geldi, ilk sevinci yaşamıştık, sıra futbolda diyorduk.. maç başladı ve bitti..
hiç bir şey yazmayacağım 90 dakikayla alakalı.. oturdum koltuğuma, maçın başında özhan abi koreografisiyle akan bir kaç damla gözyaşı, boşanmaya başladı gözlerimden.. hayır, fenerbahçe'ye yenildiğimiz için değildi bu.. ilk defa mı görüyor bu gözler fener mağlubiyeti, daha kaç tane görecek kimbilir.. ama isyanım sahada oynayan oyuncularımızaydı, kendi sahamızda karşı yakanın şovunu izlemeye mahkum bırakılmamızaydı.. hiç kimse mi anlatamamıştı bu maçın önemini onlara.. babamı düşündüm hemen, 10 senedir fener maçlarını izleyemez heyecandan, maç saatine denk gelen bir söyleşiye gitmişti, telini kapatmış benden haber bekliyordu maç sonunda, ne diyecektim şimdi ben ona.. soluma baktım, ciga90 da ağlıyor, kendi gözyaşlarımı silip onu teselli etmeye başladım, acaba şu bizim döktüğümüz gözyaşlarının onda birini dökmüşler miydi profesyonel, endüstriyel futbola ayak uydurmuş futbolcularımız, geçtim gözyaşını acaba kaçının umrundaydı o maç, o taraftarın hali 90 dakikanın bitiminde.. hoş zaten birazcık umurlarında olsa, birazcık anlasalar şu maçın önemini 90 dakika boyunca o ruhsuz, kişiliksiz futbolu oynamazlardı o sahada.. ezin feneri, 5 atın demiyorum, yine yenilin ama birazcık isteseydiniz be çocuklar, en azından arkanızdaki milyonları düşünüp birazcık verseydiniz o parçalının hakkını..
hasan şaş geldi bir anda aklıma, sulu maçta eşorfmanlarıyla sahaya dalıp lugano'ya posta koyması, hagi'nin isyanını düşündüm, eliyle 5 yapışını fener taraftarına kadıköy'de, mondragon'u istedim bir anda sahada, henüz 2 ay önce türkiye'ye gelmiş neill'in çırpınışını bile gördüm çimlerde tek başına, bir de maç biter bitmez soyunma odasına kaçan mustafa sarp'ı, koşmaktan aciz, akılları kimbilir nerede olan diğer futbolcularımızı.. acaba hangisi utanmıştı dünkü futboldan, hangisinin umrundaydı 1500 tane adamın sesi ali sami yen'de çıkarken, sonradan gördüm volkan'ın yaptığı terbiyesizliği, düşündüm eski galatasaray olsa yapabilir miydi bu hareketi volkan, yoksa düşünür müydü bir kere "acaba ben bu hareketi yapsam başıma ne gelir" diye..
babam aradı sesinde bir heyecan, benden galibiyet müjdesini bekleyerek, "olmadı baba" dedim.. sonra uzun uzun konuştuk, 52 yaşındaki adam sesi çatallaşıp konuşamayarak telefonu kapattı.. işte böyle bir derbi yaşadım ben dün gece..
hiç bir şey yazmayacağım 90 dakikayla alakalı.. oturdum koltuğuma, maçın başında özhan abi koreografisiyle akan bir kaç damla gözyaşı, boşanmaya başladı gözlerimden.. hayır, fenerbahçe'ye yenildiğimiz için değildi bu.. ilk defa mı görüyor bu gözler fener mağlubiyeti, daha kaç tane görecek kimbilir.. ama isyanım sahada oynayan oyuncularımızaydı, kendi sahamızda karşı yakanın şovunu izlemeye mahkum bırakılmamızaydı.. hiç kimse mi anlatamamıştı bu maçın önemini onlara.. babamı düşündüm hemen, 10 senedir fener maçlarını izleyemez heyecandan, maç saatine denk gelen bir söyleşiye gitmişti, telini kapatmış benden haber bekliyordu maç sonunda, ne diyecektim şimdi ben ona.. soluma baktım, ciga90 da ağlıyor, kendi gözyaşlarımı silip onu teselli etmeye başladım, acaba şu bizim döktüğümüz gözyaşlarının onda birini dökmüşler miydi profesyonel, endüstriyel futbola ayak uydurmuş futbolcularımız, geçtim gözyaşını acaba kaçının umrundaydı o maç, o taraftarın hali 90 dakikanın bitiminde.. hoş zaten birazcık umurlarında olsa, birazcık anlasalar şu maçın önemini 90 dakika boyunca o ruhsuz, kişiliksiz futbolu oynamazlardı o sahada.. ezin feneri, 5 atın demiyorum, yine yenilin ama birazcık isteseydiniz be çocuklar, en azından arkanızdaki milyonları düşünüp birazcık verseydiniz o parçalının hakkını..
hasan şaş geldi bir anda aklıma, sulu maçta eşorfmanlarıyla sahaya dalıp lugano'ya posta koyması, hagi'nin isyanını düşündüm, eliyle 5 yapışını fener taraftarına kadıköy'de, mondragon'u istedim bir anda sahada, henüz 2 ay önce türkiye'ye gelmiş neill'in çırpınışını bile gördüm çimlerde tek başına, bir de maç biter bitmez soyunma odasına kaçan mustafa sarp'ı, koşmaktan aciz, akılları kimbilir nerede olan diğer futbolcularımızı.. acaba hangisi utanmıştı dünkü futboldan, hangisinin umrundaydı 1500 tane adamın sesi ali sami yen'de çıkarken, sonradan gördüm volkan'ın yaptığı terbiyesizliği, düşündüm eski galatasaray olsa yapabilir miydi bu hareketi volkan, yoksa düşünür müydü bir kere "acaba ben bu hareketi yapsam başıma ne gelir" diye..
babam aradı sesinde bir heyecan, benden galibiyet müjdesini bekleyerek, "olmadı baba" dedim.. sonra uzun uzun konuştuk, 52 yaşındaki adam sesi çatallaşıp konuşamayarak telefonu kapattı.. işte böyle bir derbi yaşadım ben dün gece..