• 189
    son günlerde, özellikle özhan başkanın vefat etmesinden sonra farklı bakılmaya başlanan maçtır.
    bu tip fair play çağrılarının ali sami yen'deki maçtan önce yapılmasına şaşıran galatasaraylı kaldı mı acaba.

    mesela kanat atkaya demiş ki: efsane bir derbi olsun. onun istediği küfürsüz, gol atarsa fenerbahçe'nin alkışlanması falan.

    benim istediğim de efsane bir derbi olsun elbette. ama bunlara öyle bir çakalım ki, bir daha unutamasınlar. ne bileyim farklı bir galibiyet olur, son dakikada atılacak, hatta santrası bile yapılamayacak bir gol olur. unutulmaz olsun, mesela 16 dakika lafı geçince kiminin yüzünde gülücük, kiminin yüzünde mor oluşması gibi.

    bu medyadaki tipler, fenerlisi de galatasaraylısı da ne kadar meraklılar arkadaş ya bize feneri alkışlatmaya.
    kadıköy'de 10 senedir yeniliyoruz değil mi, 1 tane, 1 tek tane bizim topçulara, taraftara pislik yapılmayan maç göstersinler. kalecimize* bomba atan bunlar, topçumuza* yumurta atan bunlar***, hocamızın* alnını yaran bunlar, taraftarın oturacağı yere tezek* koyan bunlar, hakemin* kafasını yaranlar bunlar, ulan kafadan 5 tane vukuat saydım. muhakkak unuttuklarım da vardır.

    sonra, merhum özhan başkan için fenere iyi davranın, alkışlayın.

    yok ya, siz ne yediniz de güzelleştiniz.
  • 261
    tavuk domalırken horoz nasıl gömüyorsa aynen öyle koyalım şu fener'e. bu da 28 mart galatasaray fenerbahçe maçının sloganı olur.

    28 mart 2010'da fener defansı açık verdi, cimbom da gömmeyi esirgemedi deriz yıllar sonra.
    hatta öyle bir maç olsun ki dillere destan. utanmadan sıkılmadan kayalım. içimizin yağları erirken dondurup tekrar çakalım.

    arda, elano, sabri, jo... bunların hepsi gömüversin. bu arkadasların tatlıları benden birader. gece yarısından sonra kıracağız ayrıca. eve stokladık kilo kilo baklavayı. haydi, aynen bunları düşünerek koyalım. koyalım fenere, koyalım kartal'a şampiyooon olaaaalııııım.

    ıyyy, mıyyy yok arkadas. itici gelmesin bu yazdıklarım.
    bu fener'e öyle ya da böyle çakacağız artık. basına, medyaya sokkkayım afedersin. akşama gönüllerde kutlama var. gelmeyen göttür.
  • 418
    çok güzel başlayan bir günün can sıkıcı bir şekilde bitmesine sebep olmuştur.
    aslında benim için can sıkıcı bitmedi, eve geldim ve huzuru evde buldum.
    dün gece, maça gitme umutlarım bitmişti aslında. sabah hanım ve kız uyurken kalkıp ekmek, sigara, gazete, maça hazırlık olsun diye tuzlu fıstık ve bira aldım.
    geldiğimde kahvaltı hazırdı. kahvaltı sırasında birdfucker* aradı, "capo bilet hazır gel al beni" dedi. kahvaltıyı nasıl bitirdiğimi bilmiyorum. hatunla pazar kahvemizi içmeden çıktım evden apar topar.
    sokağa geldim hızla. sözlük yazarları oradaydı. eksik yazarım diye korktuğumdan yazmıyorum isimlerini. biralar içtik, benim kel kafama, kızların saçlarının arasına meşalelerin külleri doldu, şarkılar söyledik, fenere bol küfürlü.
    ıslandık yağmurda. sözlükten olmayan ama artık aynı tayfanın içine soktuğum arkadaşlar öyle beğeniyorlar ki muhabbetimizi, yakında yazar olurlar.

    maça gittik, kendi standardıma göre erkenden. takım ısınırken tribündeydik, elbette merdivende. ama artık alıştık di mi vurursa gol olur, barfly?
    özhan canaydın için koreografi yapıldı. dedim ki "ulan acaba ben öldüğümde böyle bir şey yapılır mı?". barfly, "abi en azından ben yaparım" dedi ya ben daha ne isterim, sağolsun var olsun.

    maç öncesi benden maç yazısı bekleyen arkadaşlar vardı. ne yazayım ki maç için. 2000 senesinde johnson'ın frikikten attığı gole benze bir golle yenildik fenere.
    ben aslında o maçta bırakmıştım fenerbahçe maçlarıyla ilgili stres yapmayı, takip etmeyi. ama olmuyor işte, takıyor insan kafaya.

    maçın sonunda görülen şeylerden biri, galatasaray'da uzaktan şut atan adam yok. selçuk şahin bir şut attı 3 puanı aldı fenerbahçe. peki, bizim elano'muz, mehmet topal'ımız uzaktan iyi vuran adamlar değil mi, niye vurmuyorlar? rijkaard yasaklamadı ya, vursanıza abicim, zorlasanıza abicim çuval volkan'ı.
    fenerbahçe gelmiş beraberliğe, o kadar belli ki, kapanmışlar aynı manisa gibi, aynı belediye gibi. ama fener bu takımlardan daha iyi olduğu için yendi gitti.

    ligin sıkı takımlarına kaybetmeye devam ediyoruz. bu kaçıncı oldu bilmiyorum.

    captano için sezon kapanmıştır.

    sakin ol, hayat senin. şampiyonluk ?
  • 195
    yine bir ali sami yen maçı ve yine bir fair play ruhunun hortladığı maçtır. güya sözüm ona özhan canaydın için açmış olduğu pankartlar nedeniyle saygı duymamız ve fenerbahçelileri alkışlamamız gereken maçmış. hatta abartıp yan yana oturalım fikrinin de ortaya atılması da ayrı bir bombastik düşüncedir. ki öyle bir şey olacaksa ayakta kalanlara yer açmak babında benim konforlu kucağım bu işi için idealdir.

    bizden size tek alkış;
    http://i1003.hizliresim.com/2010/3/26/940.jpg

    (bkz: fair play ruhunun ali sami yen deki maçlarda hortlaması)
  • 436
    saat 1'de mecidiyeköy'deydik perezle.. 1 haftadır bu maçı konuşuyorduk, bu maçla yatıp kalkıyorduk, aslında 1 haftadan da fazlası ama.. kahvaltımızı yaptık sokağa geçtik 2 gibi, her şey o kadar güzeldi ki.. arifsadecekendiniatmazdi, ciga90 ve yeni yazar pejastojakovic katıldı aramıza 3 gibi, marşlar, karşı yakaya sataşmalar içinde bolca küfür barındıran, meşaleler ısınıyorduk maça, herkes ümitliydi, kesin alacağımızı konuşuyorduk, futbolcuları da bizim kadar gaza gelmiş, bu maçın önemini kavramış sayarak.. 5:30 gibi girdik stada, 6:15 gibi babamdan basketbol maçının son saniyelerini canlı dinleyerek kupayı kazandığımız haberi geldi, ilk sevinci yaşamıştık, sıra futbolda diyorduk.. maç başladı ve bitti..

    hiç bir şey yazmayacağım 90 dakikayla alakalı.. oturdum koltuğuma, maçın başında özhan abi koreografisiyle akan bir kaç damla gözyaşı, boşanmaya başladı gözlerimden.. hayır, fenerbahçe'ye yenildiğimiz için değildi bu.. ilk defa mı görüyor bu gözler fener mağlubiyeti, daha kaç tane görecek kimbilir.. ama isyanım sahada oynayan oyuncularımızaydı, kendi sahamızda karşı yakanın şovunu izlemeye mahkum bırakılmamızaydı.. hiç kimse mi anlatamamıştı bu maçın önemini onlara.. babamı düşündüm hemen, 10 senedir fener maçlarını izleyemez heyecandan, maç saatine denk gelen bir söyleşiye gitmişti, telini kapatmış benden haber bekliyordu maç sonunda, ne diyecektim şimdi ben ona.. soluma baktım, ciga90 da ağlıyor, kendi gözyaşlarımı silip onu teselli etmeye başladım, acaba şu bizim döktüğümüz gözyaşlarının onda birini dökmüşler miydi profesyonel, endüstriyel futbola ayak uydurmuş futbolcularımız, geçtim gözyaşını acaba kaçının umrundaydı o maç, o taraftarın hali 90 dakikanın bitiminde.. hoş zaten birazcık umurlarında olsa, birazcık anlasalar şu maçın önemini 90 dakika boyunca o ruhsuz, kişiliksiz futbolu oynamazlardı o sahada.. ezin feneri, 5 atın demiyorum, yine yenilin ama birazcık isteseydiniz be çocuklar, en azından arkanızdaki milyonları düşünüp birazcık verseydiniz o parçalının hakkını..

    hasan şaş geldi bir anda aklıma, sulu maçta eşorfmanlarıyla sahaya dalıp lugano'ya posta koyması, hagi'nin isyanını düşündüm, eliyle 5 yapışını fener taraftarına kadıköy'de, mondragon'u istedim bir anda sahada, henüz 2 ay önce türkiye'ye gelmiş neill'in çırpınışını bile gördüm çimlerde tek başına, bir de maç biter bitmez soyunma odasına kaçan mustafa sarp'ı, koşmaktan aciz, akılları kimbilir nerede olan diğer futbolcularımızı.. acaba hangisi utanmıştı dünkü futboldan, hangisinin umrundaydı 1500 tane adamın sesi ali sami yen'de çıkarken, sonradan gördüm volkan'ın yaptığı terbiyesizliği, düşündüm eski galatasaray olsa yapabilir miydi bu hareketi volkan, yoksa düşünür müydü bir kere "acaba ben bu hareketi yapsam başıma ne gelir" diye..

    babam aradı sesinde bir heyecan, benden galibiyet müjdesini bekleyerek, "olmadı baba" dedim.. sonra uzun uzun konuştuk, 52 yaşındaki adam sesi çatallaşıp konuşamayarak telefonu kapattı.. işte böyle bir derbi yaşadım ben dün gece..
  • 437
    o değil de en çok babama üzüldüğüm maçtır.. görevi nedeniyle hastanede nöbette olduğu bir akşamdı ve beni arayarak maçı takip etmek zorundaydı ara ara..işte öyle bir anda selçuk şahin in golünden sonra etrafta duyulan seslerden dolayı gol olduğunu anlamış ve telefona sarılmıştır...ondan sonra olaylar gelişir;
    baba- ne oldu olum cimbom mu attı
    ben-maalesef..fener attı..hem de öyle bir gol ki,telgraf çeksen 3 günde gidebilecek bir yerden,en alakasız kişi attı..tipik hayrettin demirbaş golüydü...
    baba-hadi ya..(ses boğuklaşır)
    ben-öyle..

    bir süre sessiz kalınır ve telefon kapanır..o değil de sana sevinçli haberi veremediğim için üzüldüm baba gerisi boş...
  • 471
    sözlükte muhtemelen unutulduğu için kimsenin hakkında son yıllarda bir şey yazmadığı eski fenerbahçe derbilerimizden biri. ben hatırlatmış olayım, bugün itibariyle üzerinden tam olarak 13 yıl geçmiş. vay be, zaman hakikaten de su gibi akıyor. bu maçın oynandığı zamanlarda futbolla pek ilgilenmiyordum (başka ilgi alanlarım vardı.). ama o seneleri daha dün gibi hatırlıyorum. futbol düzeni yine kirli olduysa da en azından şimdikine göre biraz daha temizdi (duyumlarım ve sonradan yaptığım araştırmalara göre şikenin de bir adabı vardı, 2011 yılı hariç hiç değilse maçlarda hakemler tarafından alenen ve göstere göstere yapılmıyordu.), eknomik yaşam daha rahattı, ülkede siyasi karışıklık günümüze göre çok daha azdı ve hatta toplumumuzda bile böylesine bir nefret ortamı, değerlerin yozlaşması gibi sorunlar yoktu. kısacası ülke daha yaşanılırdı. buna rağmen sonradan (futbolu ciddi olarak ilk 2015 şampiyonluğumuzun sezonunda takip etmeye başladım.) ülkedeki futbol geçmişine göz atarken şunu net olarak fark ettim: biz o sezon (turkcell süper lig 2009-2010 sezonu) özellikle hücum hattımıza * ve teknik kadroya* ciddi takviye yatırımları yapmıştık. yani biraz zaman gerektiren ve zahmetli bir futbol yapılanmasına girişmiştik. tamam, aynı zamanda baştan bir sistem inşa edecektik ama sonuç almak bu kadar da zor olmamalıydı. sözü şuraya bağlayacağım: bu maçın sonucu üç ihtimali barındırıyordu, favori değildik. ancak gene de buna rağmen bu maçta çoğu derbilerde olduğu gibi hakkımız yenilmiş. zaten bu haliyle biraz da şansızlığımızın etkisiyle pisi pisine kaybetsek de kazanmamıza sistematik olarak izin verilmediği evimizdeki fenerbahçe maçlarının en bilinenlerinden bir tanesi oluyor. aşağıya link olarak eklediğim özetten de bakabilirsiniz, maçta zaten istisnai bir gol yiyerek geriye düştüğümüz ve en az bir net pozisyon kaçırdığımız (ah dos santos ah!) gibi son dakikalarda net penaltımız verilmemiş ve bununla birlikte baros'a yapılan faule karşılık kendisine yanlış bir sarı kart verilmiş. eğer bunlar yaşanmasydı bu maçtan en azından berabere kalırdık. bu maçın zaten bir diğer anlamı o sezon şampiyonluğa bu maçla havlu atmak olmuş.(u: iyi ki son maçta şampiyonluğu bursaya kaybettiler, ilahi adalet anadolu'dan ikinci şampiyonu çıkarttı.) üstelik rijkaard ve ekibine duyulan güven ilk bu maçla beraber azalmış. ama berabere kalsaydık belki sezonu daha başarılı şekilde bitirebilirdik ve kendisiyle daha güzel günler görebilirdik. özellikle o ve ondan sonraki sezon öyle böyle hakkımız yenilmemiş şimdikiler kadar çok olmasa da. yani diyeceğim odur ki hakkımızın gasp edilişinin çaresizliğiyle mücadele etmişiz diğer rakiplerle yarışmak dışında. dün bu maçta cüneyt çakır tarafından sergilenen adaletsiz yönetim hele bir de puan farkının azalmasına göre bu sezonki son maçımızda (bkz: 21 mayıs 2023 galatasaray fenerbahçe maçı) başka bir hakem ve arkasındaki oluşum tarafından gene gerçekleşebilir. bunun için dikkatli olup önlem almak lazım olası masabaşı komplolara karşı. çünkü bu sezonun gidişatından da anlaşılacağı gibi çoğu maçta yaşanan adaletsiz yönetimlere karşı kazanılan liderliği son maçta elimizden alma ihtimalleri var bu kahpe düzenin. gene bu sezon o sezona benzer yapılan bir kadro planlaması ve teknik kadronun emeği şampiyonlukla taçlandıramazsak hem maddi hem de manevi anlamda takımımıza yazık olacak. maçın linki: https://www.youtube.com/watch?v=F-3GDiOjJgM
  • 17
    onların yaptığını aynen yapıp, kazanmamız gereken maç. onların yaptığından kastım futbol adına değil tribünler adına. 25 bin kişi hiç susmayacak. koreografi yapılacak. birazcık titretilip hataya zorlanacak. ikinci bir volkan-edu-nonda olayı olabilir. gerekirse kafes örülecek. futbolcular ısınırken tahrik edici şarkılar söylenecek. mesela those were the days gibi. tam lalala lay lay lay kısmına gelince şarkı susacak, tribünler o malum üç kelimeyi söyleyecek. sonra şarkı devam edecek. bunun gibi kışkırtıcı ama kavga zihniyetinden uzak bir ortam oluşturulacak. o zaman geldikleri gibi giderler.
  • 70
    maçtan önce ve kazandığımız taktirde maçtan sonra bu şarkının çalınmasını beklediğim maç. cuk diye oturur. yanına işaret koyacağım bölümler de taraftara bırakılırsa bağırması için, aman yarabbi..

    ultraslan'a bildirilirse, belki yapılır maç günü..

    http://www.youtube.com/watch?v=YFGubHkuObg

    bugün bahar geldi aşikar
    beyazlar açtı
    güneş öptü sıcacık yanağımdan
    benimle oynaştı

    benim güzel kanaryam
    dokunmaya kıyamam ***
    ama bahardan yüz buldum ya
    öpmeden de bırakmam ***

    içim kıpır kıpır sevinçten
    muhabbet doluyum
    gökyüzü masmavi ışıl ışıl
    çok mutluyum

    benim güzel kanaryam
    dokunmaya kıyamam ***
    ama bahardan yüz buldum ya
    öpmeden de bırakmam***

    bir kuytuya çekmem lazım
    usul usul çökmem lazım
    başlayıp ayak ucundan
    boynuna çıkmam lazım.

    altına altın atlas
    yanına telkani tas
    parmaklarına elmas
    seni yaşatmam lazım

    benim güzel kanaryam
    dokunmaya kıyamam ***
    ama bahardan yüz buldum ya
    öpmeden de bırakmam ***
  • 264
    yok yok, bu böyle olmayacak, içimdeki o heyecanı, stresi, savaşı bekleyen askerdeki hırs misali yazmalıyım birşeyler. depola butonunu kullansam, eminim entry hırstan kendini patlatır, kalmaz yerinde içindeki o arzudan...

    çok ama çok umutluyum bu maçtan. yıkadım, astım odamın baş köşesine parçalı formamı; orada metin oktay var, göremesem de biliyorum. o şanlı armayı taşıyan her yerde bizleri izliyor metin oktay, hissedebiliyorum.

    uyku girmek bilmiyor gözlerime, içimde bir ateş var, futbol ateşi değil bu, başka bir şey. kadıköy'de takımını destklemeye giden bir avuç insana yapılan insanlık dışı muamelelere, sahadaki pis oyunlara, adaletsizliklere karşı oluşan bir ateş. çıksam sahaya, ben oynasam orada. doğru düzgün topa vuramasam bile yanımda olduğundan emin olduğum metin oktay ruhu ile savaşsam, mücadele etsem centilmence, fakat acımayarak...

    sanki vücudum büyüdü, üzerime formamı giysem yırtılacak... sığmıyor ruhum bedenime, mücadele etmek, rakibimi inim inim inletmek istiyor.amansız olmak bu, biliyorum. ve sahadaki biz diyoruz ya sizlere ey 11 aslan, sizlerin de benim gibi olduğunuzu biliyorum. zaman bile sabırsızlanmış olacak ki, 1 saat ileri atıverdi kendini.

    korkuyorlar, hem de çok. biliyorlar, bu defa kurtuluşları yok. kartını çıkarmaktan korkmayan bir hakem, sami yen'de son fenerbahçe derbisini izleyecek olan taraftar olacak bu defa. cehennem'i yaşayacaksınız. iliklerinize kadar yakacak sizi cehennem ateşi. metin oktay ruhu ile oynayan 11 aslan karşısında ayklarınız titreyecek. nefretiniz, büyüklüğümüz karşısında yok olup gidecek, yok olup gideceksiniz çimlerin arasından.

    ve işte o maç bittiğinde o zaman ağ-la-ya-cak-sı-nız. biz galibiyeti kutlarken ali sami yen, metin oktay, özhan canaydın, jupp derwall, hem sahadaki 11 aslan'ı hem de 25 milyon galatasaray taraftarını gönülden alkışlıyor olacak. ve biz, 18. şampiyonluğumuza giderken, siz kaosa sürükleneceksiniz. dönüm noktalarında yanınızda olup gerçeği gizleyen şansınız, bu sefer yanınızda olsa bile sizi kurtaramayacak.

    merak etmeyin, sizden çok daha fazla biz sabırsızlanıyoruz. ve emin olun buna fazlasıyla değecek.

    olacağınız bu:

    http://photos-g.ak.fbcdn.net/...3704794_742004_s.jpg *
  • 409
    bugünkü maçı farklı yollardan ele alalım. ilk yolda takıma değinelim. bu en kısası olacağından öncelikli olsun. transfer dönemlerinde yapılan onca yatırıma rağmen bugün karşımızdaki sıradan bir takımı yenemedik. çünkü bazı şeyler tamamlanmamıştı. ne biliyim ayranı yok içmeye limuzinle gider sıçmaya gibi bir şey işte. futbol basit bir oyun. iyi futbolcuyla oynanmaz. iyi futbolcularla oynanır. bizdeki lar kısmında biraz eksiklik var. umarız bu lar tamamlanır sene sonunda, ortasında bilmemneresinde. frank'a ise laf atılamaz. aynen barca'nın ilk sezonda atmadığı gibi. bugünkü maçı onun sistemi kazanamaz. sadece bunu öğrenmeli. yoksa o sistem yolunda aynen yürüsün. bugünkü maç için farklı şeyler gerekiyor. evet o penaltıyı verse bu farklı şeylerden birisi olurdu. bir de keita'nınki girer kazanırdık. ama asla bu maçı sistem kazanamazdı. o farklı şeyler elimizde olmasa seneye de kaybederiz. öbür sene de. ama otursun sistemine çalışsın, uygun adamlar aldırsın frank rijkaard. hadi leo'nun yerine ufuk var. tabi cesur olursa. olmalı mı? evet olmalı. o hatayı ufuk yapsın, yine kaybedelim. ama milyon eurolar kazanılıp o hatayı yapılmasın. takım böyle. önemli noktalar farklı.

    evet jo için, gio için elano için 90 lira lazım. karaborsacının araba modeli yükseltmesi için de bilet başı 250 lira lazım. her türlü de satılır o bilet. stad da dolar. bulutlu havada 11 tane yıldız. ama gökte değil. sahada. kasada 150 milyon euroluk anlaşma metni. kıbrıs'ta otel arazisi. evet güzel şeyler. biz de beğeniyoruz. ama böyle olmuyor işte. 32 maçı kazandırır o otel sana. ama 2 maçı kazandıramaz. o 2 maç için de 11 tane arda turan, 25.000 tane alpaslan dikmen lazım. alpaslan dikmen'ler dışarda. içerde hıncal uluç'lar. kendi futbolcusunu ıslıkladığı kadar rakibi ıslıklasa belki farklı olacak. tamam kötü kaleci anladık. ıslıklayın ona da laf yok. ama rakibi neden ıslıklamazsınız. ama suç onlarda değil ki. adam verir parasını kapalının orta yerine oturur peyman çekirdek aş'ye katkılarını yapar. zaten senede 2 maça gelir. biz diğer 32 maçı alsak da o 2 maça gelir, söver sayar, susar gider. ama o 2 maçı alamayız. diyoruz ya farklı şeyler. bu da onlardan birisi işte.

    evet başkan bildiğiniz yoldan gidin. çünkü doğru yoldasınız. çok daha iyi zamanlar gelecek. evet frank bildiğin sistemin üstüne git. ama çok revizyon yapman gerekecek. sen yine de aynı yolda git. daha güzel günler göreceğiz 32 maç boyunca. ama o 2 maç için farklı şeyler gerekiyor. frank bu 2 maç için hiçbir şey yapamaz. insiyatif tamamen futbolcularda. yönetim bilet fiyatlarını bu seviyede tutmayarak ve biletixden vazgeçerek yardımcı olabilir. bir de farklı şeyler lazım. onları ise kimse bilmiyor. her maç değişiyor çünkü.

    galibiyetinle düşmedik ki peşine,mağlubiyetinde terk edelim.en kötü gün buysa,
    bugün de galatasaraylıyız !

    http://armaninpesindeyiz.blogspot.com/...-0-1-fenevbahce.html
  • 204
    kim ne derse desin, sezonun en önemli maçıdır. diğer anadolu klüpleriyle olan maçlarımızla hatta diğer istanbul takımlarıyla olan maçlarımızla anca puantaj olarak aynı seviyededir onun dışında tamamıyle özeldir adı üzerinde derbidir, beşiktaş maçı da derbidir ama fener maçı kadar heyecan yaratmaz kimsede o yüzden kimse kimseyi kandırmasın. galatasaray-fenerbahçe maçı yüzküsür yıldır her zaman bu topraklarda en önemli maçtır. kim bu maçın stresini yaşamıyorsa, üzerine düşüncelere dalmıyorsa, bir önceki gece yatağında bir sağa bir sola dönmüyorsa, haftasonu yaklaşırken tatlı bir heyecan kaplamıyorsa içini, midede heyecandan kaynaklı sızıyı duymuyorsa bu da onun problemidir. fikstürü ilk eline aldığında yada arkadaşlarınla fikstür çekilmiş hacım muhabbeti yaptığında ilk baktığın maç hangisidir arkadaş manisaspor maçı mı eskişehir maçı mı yoksa direk fenerbahçe maçlarımı? 20 senedir her fener maçında yerimi aldım ve hep aynı heyecanı duydum bu sene de bu değişmeyecek. bu maç sadece puanla alakalı değildir, fenerbahçenin temsil ettiği değerlere karşı bir duruştur. o yüzden hiçbir zaman puantaj hesabının çok önemi olmadı ve olmayacak da. mesele şampiyonluğu kaybetmek, kazanmak vs değildir. 50 puan önde de olsak fenerbahçe maçı bizim için, galatasaray maçı fenerbahçe için önemlidir. ben daha hiç puan olarak çok öndeyiz oyüzden yedeklerle çıkalım yenilsek de farketmez denilen bir fenerbahçe maçı görmedim. beşiktaş maçı gördüm ama.

    konsantrasyon diyerek bekliyoruz haftasonunu.
  • 440
    kronolojik sırayla özetleyecek olursam:

    sevindim; sözlük yazarlarını zirvede az da olsa tanıma fırsatı bulduğum için.
    duygulandım; eski açıkta özhan başkanın portresi açılınca.
    gurur duydum; bir nevi özhan başkanın vasiyetini yerine getirip, fenerliler sahaya çıkarken onları alkışlarla karşılayınca. bugüne kadarki en asil hareketlerimizden biriydi.
    coştum; maç başlayınca.
    "heh tamam, bu sefer olacak" dedim; daha ilk saniyelerde %100`lük pozisyona girince.
    sinirlendim; hakemin saçma sapan kararlarına. pozisyonlarda objektif olmadığı ve fenere sarı kart konusunda oldukça cimri davrandığı için mesela..
    kahroldum; gio o golü kaçırınca.
    utandım; sahaya yabancı madde ve alexe su şişesi atılınca. sanırım hiç akıllanmıcaz, ne çok seviyoruz seyircisiz maç oynatıp takımımızı bizden, bizi takımımızdan mahrum bırakmayı..
    daha da utandım; atılan su şişesine tepki gösteriliceğine destek verildiğini görünce.
    yıkıldım; dünyanın en yeteneksiz adamından öyle bir gol yiyince.
    küfrettim; geldiğinden bu yana bir tane maç kurtaracak hareket yapamayan leo francoya..
    biraz daha küfrettim; geldiğinden bu yana birden çok maçta bizi yakan leo francoya.
    hayalkırıklığına uğradım; taraftarımızın böyle bir maçtaki organizasyon ve iletişim eksikliğine. hiç organize değildik, maç boyu doğru düzgün tezahürat yaptığımız anlar sayılıydı. (u: alpaslan abi nerdesin?)
    mahçup oldum, anlam veremedim; yediğimiz golden sonra susup fener tribününün şovuna izin vermemize. oysa ki sahaya pet şişe atarak değil, 90 dakika adımıza yakışır bir şekilde kükrercesine tezahürat yaparak cehenneme çevirmeliydik ali sami yeni, eskiden yaptığımız gibi.
    anladım; fener balının dünyadaki en etkili bal olduğunu, bize gol atmaları için gol pozisyonuna hatta doğru düzgün şuta bile ihtiyaç duymadıklarını. bu nasıl iştir arkadaş?!

    ve özledim; bir fener galibiyetini..
    nokta.
  • 466
    büyük umutlarla girdiğimiz sezondaki hayal kırıklıklarından biridir. rijkaard, transferler vs. derken herkes şampiyonluktan emindi ve avrupadan umutluydu. sezon başı fırtına gibi başlamış fakat sonra durulmuş ve baros'un sakatlığı ile kötü bir dönem geçirmiştik. sonra toparlansak da sezon başı gibi olmadık hiçbir zaman. ali sami yen'de o sezon 3 kupada 3 kritik maç yaptık ve hepsi yıkım yarattı. ilk başta atletico maçında verilmeyen penaltı ve son dakika golüyle kaybetmemiz ve avrupa'ya vedamız olmuştu. sonra antalyaspor bizi mabedimizde türkiye kupası'ndan elemişti.
    artık elimizde lig kalmıştı ve fenerin 5 puan önüne geçmiş, lider olmuştuk. fakat 21 mart 2010'da trabzon deplasmanında kaybetmiş ve bu maç daha kritik bir hal almıştı. maça iyi başlamış peş peşe pozisyonlar bulmuştuk. ikinci yarıda dos santos çok net pozisyonda topu dışarı atmıştı. yani becerikli olsak maç 60lı dakikalarda 2-0 olacaktı. daha sonra selçuk saçma sapan bir gol attı ve maçı kaybettik. fener her zamanki gibi bir galatasaray maçıyla toparlanmıştı ve biz o gün göremesek de sezonu bir anlamda kapatmıştık. daha sonra sivas'ta son dakika golüyle berabere kalıp kayıplara devam etmiştik ve daha kötüsü şampiyonlar ligi'nden bile mahrum kalacaktık.
  • 426
    kim ne derse desin taraftara yapılanın ayıp edildiğini gösteren kaşılaşmadır. bu kadar sene bu takıma karşı kaybedildiği aşikar ve galatasaray yöneticilerinin işe el koyup maç haftasında son yıllarda taraftarın yaşadığı bu durumu oyunculara aktarmaşını hayretle izledim. karşı yakada yöneticiler nerdeyse tesislerde oyuncularla yatıp kalkıp motivasyona yönelik katkı sağlıyorlar. benim oyuncum çıkıp ruhuyla oynamadığı zaman ben yabancı oyuncumun geçmiş son beş sezonda fenerbahçe'ye nasıl bir kaydımız olduğunun bilgisinden şüphe ederim. özet olarak, bllinçsiz ve rahat futbolcular istemiyorum ben takımımda. şut çekildiğinde arkasını dönüp eşilmeden kendini siper eden, omuzu koyduğunda rakibine elimine eden, uzaktan şut geldiğinde aklı selim kurtarışını rahatça yapan ve o giydiği parçalının asaletini hisseden futbolcu istiyorum takımımda. fazla mı bu isteğim? florya'ya gidip sahtekarsınız demem, bir oyuncumu yüceltmem ne de istifa yaygarası koparırım. herkesin sorumluluğunu bilmesi tek isteğim ve bu sorumlulukları alan futbolcuları da benim galatasaray'da görmem hakkım. son olarak ise ali sami yen katılımcılarına birkaç lafım var. 2005'den sonra ben stadımızda rakibi boğacak baskıyı göremiyorum. eskiden söylenmeye başlandığında en az 8 dakika yerleri inleten re re re ra ra ra bile yok bugün. ben özellikle bugünkü maçta homurdanmadan başka kendini belirgin eden tezahürat neredeyse duyamadım. taraftar takımın ne durumda olduğuna çok dikkat eder ama galatasaray'ı zaten galatasaray yapan da sadece o olguya bağlı kalmamaktı. maldini maçtan sonra eğer 'beni kimse ali sami yen'de 25,000 bin civarı taraftar olduğuna inandiramaz' demişse bu kabbulenilmiş bir gerçektir. ben hala hepsinize ve şampiyonluğua inanıyorum. asaletin yeter..
  • 237
    beni derin düşüncelere gark eden maçtır, şimdi biraz geriye, fenerbahçe taraftarı tarafından hani şu "üçü bir arada" veya "art arda 10 kere" diye lanse edilen 25 ekimdeki maça dönelim. takımımıza güveniyorduk değil mi? herşey farklı olacaktı, takviyeler yapılmıştı, bu sefer yenecektik, güçlenmiştik, kıracaktık şeytanın bacağını vesaire...ne oldu, yine yenildik, sahada olaylar çıktı, baros maç başında, keita ise ortasında nakavt oldu. falan filan. uzatmanın alemi yok. yeterince yazılıp çizildi zaten bilmeyen yoktur olan biteni.

    ben, futbolun her zaman en başta bir bilim ve en başta yetenek veya fizikten ziyade zeka gerektiren bir zanaat olduğuna inanırım. o maçtan beri servet ve gökhan zan'dan oluşan efsane defansımızın yerini emre güngör ve lucas neill aldı. emre ve lucas'ı takdim etme veya servet - gökhan ile kıyaslama gereği bile duymuyorum. o dönemde alışma sürecinde olan elano blumer takıma adapte oldu. orta sahanın kilit isimlerinden biri şu an. baros iyileşti, gayet de güzel döndü, yanına bir de jo hayvanı* geldi. keita ümit ediyorum kart görmeden tamamlayacak maçı, ve bir de dos santos var kanatlara alternatif olarak, açıldığında gördük neler yapabildiğini. arda evinde rahat oynar, ikinci yarıda hareket getirir belki, maçı çevirir, buna yürekten inanıyorum. bunlara ek olarak frank rijkaard da daha iyi biliyordur artık rakibinin kim olduğunu. tek dezavantajımız harry kewell'in hala sakat olması. canın sağ olsun oz büyücüsü. varlığın bile yeter.

    alex aynı alex, emre aynı emre, güiza aynı güiza. ve daum aynı daum... bir sürü de sakat verdiler üstüne. ayrıca hem bizden hem de ilk yarıdaki durumlarından kat kat formsuz ve kötü bir durumda fenerbahçe. derbide istatistiklerden yola çıkarak çıkarım yapmak çok sağlıklı olmaz biliyorum ama tüm bunların üstüne bir de ali sami yen'deki son derbi maçımız olduğu bilgisini ekliyorum, evimizdeki tüm maçlarda gösterdiğimiz performansı ve namağlup pozisyonumuzu hatırlatıyor ve bitiriyorum;

    vallahi de billahi de sıçarım derbisine arkadaş, bu maçta da acayip şeyler olursa futbola olan inancımı sorgulayacağım!!!
  • 427
    daha 10 uncu saniyede bitecekti maç, ya da bitti? mustafa sarp soldan daldığında keita'ya çıkarmak yerine kaleye yuvarlasa, volkan zaten üzerinden atlayacaktı topun.

    maça istekli başlayan her zamanki gibi aslanlarımızdı. daha bismillah demeden tehlike yaratan da. sezon başından beri ilk defa savunmamız hatasız oynuyordu belki de. pozisyon vermeden topu ayağımızda tutarak boş bir anını kolluyorduk kuşların. fena da gitmiyordu hani. her an gol gelecek gibiydi. gio topu içeri yuvarlayabilseydi...

    tam bu sıralarda şom ağzımdan şu kelimeler döküldü: "allahtan derbilerin golcüsü selçuk bugün çok kötü." cümlemi bitirmemle lafımı gırtlağıma kadar soktu adam. büyüksün abi! o ana kadar yere yatmayan leo franco bir yattı pir yattı. anti-leoculara koz verdi. bu konuyu leo başlığında tartışalım lütfen, burası yeri değil.

    son dakikalarda lugano'nun gio'yu çekmesine de hakem seyirci kalınca, ligin ilk 4 sırasında yer yerinden oynamış oldu. maçın sonunda götüyle top durduran volkan'a bir bedduam var naçizane, kabul ederse; umarım merdivenden düşer de kırarsın çanağı.

    netice itibariyle sökülmüş gözün davası olmaz. fenerbahçe'nin ceza sahamıza girmeden, tek golle üç puanı alıp gittiği benim hatırladığı üçüncü maç oldu bu. var bir cenabetlik ama ben çözemedim, çözebilen beri gelsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın