534
taraflıdır tarafsızdır orasını bilmem de kafası oldukça karışık bir futbol adamı. teoride desen zehir gibi, pratik desen sallanmakta. her şeyi biliyormuş gibi konuşur, ama ortada icraat ya da orijinal bir düşünce yok. hakkını yemeyelim kendisi de durumunu itiraf ediyor. ben de dahil hiçbirimiz iyi antrenör, sportif direktör, yorumcu değiliz diyor. ama bunu söylerken de alt metin olarak bakın ne kadar da mütevazı, kendi eksiklerini kabullenen bir yapım var, sevin lan beni diyor sanki. tabi bu sadece benim kendisine karşı negatif bir önyargım olmasından kaynaklanıyor. bu önyargım da aziz yıldırım beni bitirmek istedi başaramadı gibi sözler söyleyerek bir gazeteciyi tehdit ettiği ses kaydına dayanıyor. bu ses kaydı olmasa en azından kendini iyi ifade eden ve ülke futboluyla ilgili sorunları analiz edebilen bir yorumcu olarak saygı duyardım kendisine.
emre özcan ile yaptıkları katılmıyorum isimli programın şu ana kadarki bölümlerini bir şeyler yaparken arka planda dinledim. sürekli olarak türk futbolunun aktörlerine sallıyor, sistem kötü, oyuncular kötü, antrenörler kötü, yöneticiler kötü, hakemler daha az suçlu ama onlar da kötü. bunları biz de biliyoruz ya da okan koç'a da sorsak bunları anlatır. çok kötü anlatır ama ana fikri aynı olur. programın çoğu bizde sistem çok kötü diyerek geçiyor ve bu kısımlarda biraz gavur yapmış yeğenim tadı alıyorum. türk halkının çoğunda olan biz yapamayız biz gavur gibi olamayız ezik psikolojisi seziyorum. genelde her bölümün sonunda emre özcan, ilker canikligil'in yaptığı gibi bölümün konusuyla ilgili peki hocam ne yapalım diye kendisine soruyor. bu bölümler hem çok kısa sürüyor, hem de kaydadeğer bir çözüm önerisi, orijinal bir fikir gelmiyor kendisinden. mesela futbolcu yetişmiyor ne yapalım önder hocam sorusuna federasyon her yere saha yapsın cevabı geliyor. sportif direktörlük teklifi alsanız kabul eder misiniz sorusuna biraz daha tatmin edici cevabı var. sportif direktörlüğü kabul etmem önce arge yaparım. kulübün yapısına uygun oyuncu seçme algoritması kurar, gerekli profesyonelleri istihdam eder, bir kaç sene sonra sportif direktör olarak başlarım diyor. yani mantıksız diyemeyiz ama fazlasıyla sürrealist. bunu kimse kabul etmez diye kendisi de diyor.
sonuç olarak kendisini çok farklı ifade etse de ben önder özen'e baktığımda ben neler yapardım da imkan vermediler. sistem çok kötü yoksa ben uçardım kaçardım diyen bir insan görüyorum. artık ortaya bir şey koyamayacağının o da farkında, bu nedenle teorinin güvenli sularında takılmaya devam ediyor. youtube yorumları falan da kendisini pohpohluyor, keyifler yerinde. bence beşiktaştan daha düşük profil bir takımda sportif direktörlük işinde bir deneme daha yapsın, bir kaç yıl daha ara verirse geri dönmesi mümkün olmayabilir.
emre özcan ile yaptıkları katılmıyorum isimli programın şu ana kadarki bölümlerini bir şeyler yaparken arka planda dinledim. sürekli olarak türk futbolunun aktörlerine sallıyor, sistem kötü, oyuncular kötü, antrenörler kötü, yöneticiler kötü, hakemler daha az suçlu ama onlar da kötü. bunları biz de biliyoruz ya da okan koç'a da sorsak bunları anlatır. çok kötü anlatır ama ana fikri aynı olur. programın çoğu bizde sistem çok kötü diyerek geçiyor ve bu kısımlarda biraz gavur yapmış yeğenim tadı alıyorum. türk halkının çoğunda olan biz yapamayız biz gavur gibi olamayız ezik psikolojisi seziyorum. genelde her bölümün sonunda emre özcan, ilker canikligil'in yaptığı gibi bölümün konusuyla ilgili peki hocam ne yapalım diye kendisine soruyor. bu bölümler hem çok kısa sürüyor, hem de kaydadeğer bir çözüm önerisi, orijinal bir fikir gelmiyor kendisinden. mesela futbolcu yetişmiyor ne yapalım önder hocam sorusuna federasyon her yere saha yapsın cevabı geliyor. sportif direktörlük teklifi alsanız kabul eder misiniz sorusuna biraz daha tatmin edici cevabı var. sportif direktörlüğü kabul etmem önce arge yaparım. kulübün yapısına uygun oyuncu seçme algoritması kurar, gerekli profesyonelleri istihdam eder, bir kaç sene sonra sportif direktör olarak başlarım diyor. yani mantıksız diyemeyiz ama fazlasıyla sürrealist. bunu kimse kabul etmez diye kendisi de diyor.
sonuç olarak kendisini çok farklı ifade etse de ben önder özen'e baktığımda ben neler yapardım da imkan vermediler. sistem çok kötü yoksa ben uçardım kaçardım diyen bir insan görüyorum. artık ortaya bir şey koyamayacağının o da farkında, bu nedenle teorinin güvenli sularında takılmaya devam ediyor. youtube yorumları falan da kendisini pohpohluyor, keyifler yerinde. bence beşiktaştan daha düşük profil bir takımda sportif direktörlük işinde bir deneme daha yapsın, bir kaç yıl daha ara verirse geri dönmesi mümkün olmayabilir.