36533
"şükür bize ki bu salonu yenilemek bize nasip oldu. özhan canaydın dendiğinde ben eskilere dönüyorum. kombineler sanırım 1994'te başlamıştı. sevgili özhan ağabey hemen benim iki sıra arkamda locadaydı. sevinçleri, hüzünleri beraber yaşadık. çok kaliteli ve büyük bir insandı. diğer bütün eski galatasaray başkanları gibi hem madden hem bedenen maalesef kendini çok yordu. onu hatırladığımda hep üzülürüm. alp başkanımdan, mehmet cansun başkanıma, özkan ağabeyden, adnan polat başkanımdan ünal aysal’a geldiğimde gerçekten bütün başkanlarımızın madden ve manen çok yorulduğunu görüyorum. manen ben de yoruluyorum ama inşallah madden yorulmam diye temenni ediyorum. dün evladı da buradaydı, hanımının da olmasını isterdim. biz özhan ağabeye gereken saygıyı gösterebildik mi bilmiyorum. çok değişik, çok farklı bir insandı. bu vesileyle ben bir kez daha rahmetle anıyorum. inşallah bütün eski başkanlarımızı böyle güzel anarız."
"idari ibrasızlığın geldi o anı, o geceyi hiç unutmuyorum. biz bir gönlün, bir sevdanın peşindeyiz. anadolu tabiriyle bu bir namus belası. bir hafta içerisinde 190 milyon tl'lik bir bedel ödememiz gerekiyordu. o gün yola çıktığım anda fatih hocam aradı, hatırlıyorum çok üzüntülüydüm. dışarıda kış varken içeride bahar olmaz. soba ne kadar ısıtırsa ısıtsın, kış oradadır. merak etme hocam hepsini halledeceğiz dedim. o tabii ki haklı olarak futbol takımının geleceğini düşünüyordu. o an kolaylıkla ayrılabilirdim, ayrılmadım. bana kaçtı demesinler diye ayrılmadım. tek nedenim bu. o gün ayrılsam bugün bana kaçtı diyeceklerdi. borcu bıraktı gitti diyeceklerdi. futbolcuların en az 10'unun serbest kalma durumu vardı. biz acıyı bal eyledik, içimize attık. bizi mahkeme sürecine götüren şey, 14 oyluk fark. o gün ibra oylamasında 27 oyluk bir fark vardı, yani 14 arkadaşımız tersi oy verse ibra edilecektik. peki kaç oyla gelmişiz? 2525 oyla. o günkü 3 adayın da toplamından fazla. seçimle gelenin seçimle gittiği bir ortamda, tüzükte sevgili adnan polat başkanımın zamanında yargıtay'ın 52 hakiminin oy birliğiyle reddettiği bir hukuksal idari ibrasızlığı benim kabul etmem mümkün değil. galatasaray benim sevdam. yaşım, geçmişim, misyonum belli. benim hedefim gelecek nesillere daha müreffeh bir galatasaray bırakmak peşindeyim. ali sami yen için de bu böyleydi. benden önceki tüm başkanlar da böyle. bu nedenle mücadeleye devam ettim. ayrıca hukuki temeli yok. bir de 14 oyluk bir farkla 2525 kişinin bana verdiği güvenoyunu reddetmek istemedim. ben mücadeleyi terk edecek insanlardan değilim. cepheyi, siperi bırakıp kaçacak insan değilim. süreci zorunlu olarak yargıya taşıdım. neden? çünkü alınmış bir karar var. daha önce söylediğim karar açık ve net olmasına rağmen buna ters kararlar da çıkabiliyor. adalet doğru olabilmek için ağır işliyor. bazen o ağır işleme insanı üzebiliyor. istinaf mahkemesi'nin 14 ekim'de seçim süreci hakkında aldığı kararı yeni öğrendik. dokuz tedbir kararından ikisine "hayır, seçime gitmelisiniz" diyor. idari ibrasızlığı kaldırmıyor ve tedbirin seçim hükmünü kaldırmıyor. ve bu muallakta bir karar. biz buna şaşırdık. biz adalete ve yargıtay'ın daha önce aldığı karara güvendik. ama yorumlama ya da hüküm verme yetkimiz yok. ben diyorum ki benim gündemimde seçim yok.”
“uğraştığım işler var, görüşmelerim var ki bu görüşmeler nedeniyle divan kurulu'na gidemedim. biz bu hukuki belirsizliği gidermek için kaan kançal'la ben müdahil olduk. bu konuda iki arkadaşın itirazları konusundaki kararları dikkate alıp yedi arkadaşın davaları hakkındaki hükümleri dikkate almamak yanlış. biz buna da aldırmadık. müdahil olduk, bu konuda mahkeme var yarın. mahkeme seçime giremeyeceğimi söylerse başım gözüm üstüne. o zaman taraftara diyeceğim ki elimden geleni yaptım, yargı izin vermedi. bazı arkadaşlarımız bizim seçime girmememiz için yargıda mücadele veriyor. bana seçime gir demiyorlar. biz mümkün olsa imza toplar, seçime girer, düelloya girişiriz. pusu kurmayız. seçime gitmek istiyorlar ama mustafa cengiz'siz bir seçime gitmek istiyorlar. buna da peki diyorum. ama ben bunu taraftarıma anlatamam. bunun için mücadele ediyorum. şahsım için vermiyorum. benim siyasi, ticari veya sosyal hiçbir hedefim yok. benim tanıyanlar biliyor. divan kurulu'nda yine bununla ilgili suçlamalar duydum, yüreğim sızladı ve kanadı. böyle bir suçlama olmaz. mahkeme ne karar verirse buna hazırım. hiç de beis duymam. ama taraftarıma bunu anlatmam gerekir. durum bu demem gerekir. bana bunun için utanmadan popülist diyorlar. evet, ben popülistim. ben taraftar popülistiyim. çünkü taraftar olmazsa ben yokum. belli bir taraftar grubunu kastetmiyorum. 30 milyon taraftarı kastediyorum. ben taraftarın gözünde o desteği görmezsem asla bu işte bulunmam. bizim seçime gitmeme nedenimiz taraftarın bize verdiği destek. gruplara saygı duyuyorum ama kastettiğim gruplar değil bütün galatasaray taraftarı. ben de yoruldum. ben galatasaray için hizmet etmeye çalışıyorum, mahkeme mahkeme dolaşmak istemiyorum. o gün neden direniyorsam bugün de o nedenle direniyorum. çünkü galatasaray bir yola girdi. ben görevi devraldığımda 22 mart itibarıyla transfer yasağı vardı. voleybol ve basketboldaki yük 65 milyonu aşkındı. biz bu yasakları kaldırdık. divan'da nasıl 147 milyon euro'luk zarardan kurtarıp 4 yıllık uzlaşma anlaşmasına getirdiniz diye bize kimse sormadı. biz bunu yaptık. biz uefa'ya kalkışa geçeceğiz dediğimizde onlar da bize inanmadı. ama nisan sonuna geldiğimizde bunu gördüler. bunun en büyük nedeni o popülist derken kastettiğiniz taraftarlar. bize bunu divan'da değil uefa'da sordular. suçlayıcı şekilde bizimle cebelleştiler, biz uefa'nın üst kurul hakemleriyle resmen kapıştık. yazışmalarımızdan kitap yazılır. uefa bunu izledi ve yeniden yargılanmamızı istedi. cas'a gittik ve türkiye tarihinde ilk defa bir türk takımı cas’ta dava kazandı. hiç kimse bize avukatlarımızı ve harcadığımız parayı sormadı. bizi izleyen rakibimiz 1,5 milyon euro harcadı. biz başlangıçta kulüpten hiçbir şey harcamadık, hepimiz parayı cebimizden verdik. ama cas'ta hakem heyetine karşı avukat tutmak zorunlu. buna da 35 isviçre frankı harcadık, kazanınca da 10 bin frank ödedik. kimlerin kimlere ne verdiğini az çok biliyoruz.”
"biz iki yılda iki kez ligi aldık, ikinci yılda almadık kupa bırakmadık. 3 kupayı birden aldık, iki yılda 4 kupa aldık. müthiş bir ivme yakaladık. gelirlerimiz türkiye tarihinde ilk defa 1 milyar tl barajını aştı. galatasaray camiasının desteğiyle bunu başardık. amatörlerde de çok düşük bütçelerle büyük başarılar elde ettik. biz ek bütçe için genel kurul yapmadık ki bu genellikle yapılırdı. biz denk bütçe yaptık. biz dayanabilirsek ve bazı kardeşlerimiz bize tahammül edebilirse bütçeyi artıya geçireceğiz. sadece sportif a.ş.’de değil. kulübü de er ya da geç artıya geçireceğiz kimse endişe duymasın. 30 yıldır ilk defa voleybolda kupa aldık. galatasaray ülkeye voleybolu getiren kulüp. baskette bizden 15-20 kat bütçeli rakibimizi 19 sayı farkla yendik. voleybolda da böyle keza. bizim kadın voleybol takımımızın toplam maliyeti, rakip takımın bir oyuncusunun maliyetinden daha düşük. bunun en büyük nedeni teknik ekip, uygun yönetim davranışı ve tabii ki oyuncularımızın davranışı. örneğin nedim özbey hocamız bir ekol, onun varlığı bir faktör. ataman güneyligil müthiş bir faktör. bir ivme yakaladılar. ben fırsat buldukça gitmeye çalışıyorum. profesyonelleşmiş bir sporda amatör bir ruhla çarpışıyorlar. basketbolda ertuğrul hocamız, efe hocamız harikalar yaratıyor. basketbolda 20 katlık bütçe farkıyla mücadele ediyoruz ve ilk üçteyiz. 2013-2014-2015 döneminde 30-35 milyon euro para harcadık baskete. bir kere şampiyon olduk, bir kere dördüncü olduk. bugün 3,5 milyon euro harcamayla ilk dörtteyiz. ve kesinlikle sıkı bütçe disiplini içindeyiz."
"hangi birini anlatalım? sutopunda iyik'i 38 farkla yendik, odtü'yü yine farklı yendik. tekerlekli basketbolda çok iyi gidiyoruz. amatör branşlarda biz dört kupa aldık. bize en büyük sorununuz iletişim diyorlar. ama kimse resmi sitemizi okumuyor, ben okuyorum. biz sosyal medyada ilk ikideyiz. dünya bizi sosyal medyadan takip ediyor, galatasaray artık bir dünya markası. yarıştığımız kulüplerin bütçeleri ise bizden kat kat fazla."
“mahkemenin kararına biz uyarız. ben seçime gitmesem de olur. taraftar bana kızmasın hiç. galatasaray’ın hayrına hangisiyse biz onu yaparız. 20 ayda 3. kez bu camiayı seçime sokmak bu camiaya yarar mı getirir zarar mı? %100 seçim olacak. ne zaman? bakacağız. şahsım olarak değil, yönetim kurulu olarak bakacağız. bizim yönetim kurulu üyeleri çok üzgün. görev dağılımı yapmıştık yusuf bey gidecekti divan’a ama hastalandı. ben savaşçı bir karaktere sahibim veya ben kendimi öyle görüyorum. divan'a katılmamanın iki büyük nedeni var. biri riva/florya projesi üstünde çalışmamız. bazı başka projelerdeki haklarımızla ilgili çalışıyorum. inanın ki bunlarla ilgili çalışmaktan başka şeylere zor fırsat buluyoruz. seçim stratejisi ya da baskın seçimi planlamak gibi şeyler aklımızda dahi yok. tüzük tadili için hazırlık yapıyorduk ama o da şimdi ikinci plana düştü. çünkü bu olaylar öne geçti. muhalefete de saygı duyuyorum, benim gitmemi istemeleri saygılı bir talep. çok hakaret ve küfür var. ilk nedeni bugün galatasaray'la ilgili yoğun çalışmam gerekiyordu. ikinci neden divan'da kalbimin ve arkadaşlarımın kalbinin çok kanatılması. maalesef divan başkanlığı buna izin veriyor. biz izin vermemesini istiyoruz. galatasaray başkanlığına kolaylıkla saldırıyorsanız, bunun yolu açılıyorsa yarın bu yol otoban olur. biz bunu istemiyoruz. ben hata yaptıysam bana her türlü şeyi imza toplayarak söyleyebilirsin ama galatasaray başkanlığı benim gözümde kutsal. keza divan başkanlığı da. ben böyle bir sürtüşme istemiyorum. bu konuda da çok şaşırdık. kimseye şu ana kadar çatmadık, herkese saygılıyız. bize çatılmadığı sürece de yanıt vermedik. ben burada divan kurulu'nu kastetmiyorum, divan başkanlığını kastediyorum. galatasaray başkanlığına hakaret yolunun açılması camiayı ayrışmaya götürür, buna izin verilmemesini istiyoruz. siz hem galatasaray başkanlığına hakaret edip parmak sallayıp tehdit edeceksin hem de kenetlenmekten bahsedecekseniz burada yaman bir çelişki vardır. ben divan başkanlığının tavrını düzeltmesini diliyorum. tabii düzeltmeyebilir. ben bugün varım, yarın yokum. fani olarak da yokum, camianın seçtiği bir görevli olarak da yarın olmayacağım. seçimle geldim, seçimle gideceğim. ama galatasaray başkanlığına konuşmacılar saygılı olmak zorunda. divan başkanı da bu saygısız konuşmaları durdurmak ve konuşturmamak zorunda. ben kamusal alanda divan başkanına veya başkanlık heyetine laf ettirmem. bu benim kalbimi kanatıyor. divan toplantılarına katılabilirim ama bu geldiğimiz nokta üzücü."
"riva ve florya bizim için çok önemli, kırmızı çizgilerimiz. inşaat sektörünün de durmasıyla riva'dan umulan hızda gelir elde edilemedi. bu olunca hem emlak konut hem galatasaray beklediği gelirleri alamadı. en önemlisi, florya. biz florya'dan çıkamadık. sanıldığı kadar kolay değil, bunun için gereken parayı bulsam galatasaray'ı zaten refaha kavuştururum. florya’yı da iki kere satın alırım. çok ciddi sorun var. kemerburgaz’daki arsada maden ruhsatlı tarafın çıkmasını başta sağlayamadık. daha sonra torba yasaya soktuk, neredeyse maden yasası değişti. bugün o ruhsat iptal edilmiş durumda. ama ruhsatın sahibi yürütmeyi durdurma kararı aldı. burada taraf olan artık devlet. hazinenin müdahil olup çıkarması gerekiyor ama çıkaramıyor. şu an arsanın tam ortasında fiziki olarak antrenman tesisleri yapma engeli var. şimdi önümüze bir fırsat çıktı: florya'yı geri almak. sağ olsun sayın bakanımız da aynı görüşe geldi. şimdi biz florya'yı kurtarmaya çalışıyoruz. günlük mesaimizin iki üç saatini buna ayırıyoruz. birtakım yanlış anlaşılmalar var. fesih süreci normal. çünkü süre bitmişti. projeye yatırım yapmış bir taraf var. o da yatırdığı bedel sebebiyle hakkını arıyor. 85 milyon tl yatırdı. ama biz de çıkamıyoruz, sokakta oynayamayız. futbol takımını alıp kemerburgaz'ın köşesine götüremeyiz. şu an geldiğimiz noktada florya'yı geri alacağız. 20 dönüm hazine arazisi var orayı 246 milyon tl’ye emlak konut aldı. biz o eski halini yani 80 dönüm araziyi eski haline getireceğiz. o mabedimiz orada durmaya devam edecek. madencinin çıkıp oraya tesis yapılması da devam edecek. tıpkı büyükçekmece ve sancaktepe'deki tesislerimiz gibi bizim için iyi bir yatırım olabilir. florya'yla ilgili süreç de henüz bitmedi. inşallah devletimizle, bankalarımızla birlikte hayırlı haberlerimiz var. denizbank ve ziraat bankası'yla bu konuda çalışmalarımız var. denizbank'a özel teşekkür ediyorum, henüz bitmedi.”
"yapılandırma konusu imzalandı ama tamamlanmadı. bunların ikisi farklı şeyler, bitmemesinin sebebi de riva ve florya konusundaki belirsizlik. yapılandırma için aldığımız 250 milyonlarıyla borcumuzun bir kısmını temizledik. şu an çok iyi durumdayız. bir de faizini ödemek üzere 750 milyon lira aldık 5 yıllık. ilk 2 yılı ödemesiz, 6 aylık faizler halinde ödeyeceğiz. ikinci yıl %5, üçüncü yıl %5, dördüncü yıl %15, beşinci yıl %80. galatasaray bunun rahatlıkla altından kalkar. bu 1 milyar liranın da kefareti bende, sorumluluğu bende. başkanın her zaman taşı altına koyması gerekir. yarın başka bir gün bir kardeşim başkan olarak göreve geldiğinde bunu bilsin. bütün teminatlarımız temlik altında. bu nedenle bilet ve kombine gelirlerine çalışıyoruz. kombinede biz rekor kırdık, bu konuda avrupa'nın en çok gelişim gösteren dördüncü takımıyız. 39 bin rakamına sahibiz. uefa bizi bu konuda örnek gösteriyor. finansal olarak nasıl toparlanılıra örnek gösteriyor. 120 milyon liralık bir yeniden yapılandırmayla inşallah florya'yı yeniden elde edeceğiz. kemerburgaz’dan da vazgeçmiyoruz. ilgili taraflara tekrardan teşekkür ediyorum."
"bir divan kurulu'nda bir kardeşimin söylediği şey beni çok yaraladı. riva/florya sözleşmesinin mükemmel olduğunu söylediğimi iddia etti. ama ben böyle bir şey söylemedim. yalnızca sözleşmede hile olmadığını ve gizlilik maddesi olmasının gerekmediğini söyledim. bir de o gün hasta olduğum için yanıt veremedim ama buna cevap bulamadığım da iddia edildi. bu da beni yaraladı. bize özel bir gizlilik değil herkese böyle yapıyorlar. o gün o anlaşmaya mükemmel deseydim bugün anlaşmayı yeni bir hale getirmek için çalışmazdım. böyle videolarımı yapıp üzerimden tezler yazıyorlar. ben dağdan gelmiş, gayet normal bir insanım. bağdakileri rahatsız ettiysek de kusura bakmasınlar. ben buna çok üzüldüm. bize parmak sallanarak yapıldı, divan başkanım buna izin vermemeliydi. yiğidi öldürüp hakkını yememek gerekir. başkanlığı bana emanet ettiler, ben de emanetçisiyim. ben taraftarla iç içeyim, devamlı maçlardayım. deplasmanlara gidiyorum, amatör şubelerin maçlarına gidiyorum. sutopuna, judoya gitmek istiyorum vaktim yok. satranç turnuvasına gittim. 2 senedir yapıyoruz 10 kasım atatürk’ü anma satranç turnuvasını. o gün orada beşiktaş, fenerbahçe formalı çocuklar vardı. bizim bir tek ortak idolümüz var cumhuriyetimizin kurucusu mustafa kemal atatürk. 2 yıldır onun adına turnuva düzenliyoruz."
"teknik direktörümüz fatih terim'le aramızda bir sorun olduğu iddiası medyada sürekli besleniyor. aramızda bir sorun olsa ikimiz de açık açık birbirimize söyleriz. biz hocamızla her hafta oturup durumumuzu istişare ederiz. ben ona sorarım, o bana sorar. ben karakter olarak aramızda bir sorun olursa bunu açıkça söylerim. karakter olarak böyleyim. hoca da böyle bir insan. bu aynı şekilde tüm diğer branşlardaki hocalarımız için geçerli. ama hiçbirinin işine de karışmam. sadece ozan kabak konusunda bir ricam olmuştu. ama orada da kulübün çıkarları gereği beraber hareket ettik. yoksa ozan 7,5 milyon euro'ya italya'ya gidebilirdi. daha sonra almanya'dan 11 milyon euro'luk teklif geldi ve ffp gereği kabul etmemiz gerekiyordu. ffp'ye uygun hareket ederek o dönem eksideyken son iki dönemdir artı bakiyeye geçtik. şimdi savurgan politika içinde olduğumuz iddia ediliyor ama artıdayız. zaten savurgan olsak ffp'den ceza alırız. doğru bir politika mı izliyoruz? zaman gösterecek. ama şu an iki sezonda iki şampiyonluk elde ettik ve şu anda liderin iki puan gerisindeyiz. takımımızın daha iyi olması için de bir zaman gerekecek. son iki dönemde 19 oyuncu olduk, ha deyince takım uyum içinde oynamıyor. hocamız bunun için neredeyse 24 saatini veriyor. biz hocaya saygı duyuyoruz. hocamız şimdi bir oyuncumuzun kadroya alınamamasıyla ilgili eleştiriliyor. bu eleştiriler haklı da olabilir ama sonuçta izafi. belli bir anda, o ana göre karar alırken ne olacağını bilemiyorsunuz. andone'nin sakatlığı kimin aklına gelirdi? emre akbaba'nın ayağının kırılabileceğini kim bilebilirdi? teknik heyeti suçlayamayız, yönetimi eleştirebilirsiniz. biz alışkınız. ama biz teknik heyetimizi ve oyuncularımızı korumamız ve pamuklara sarmamız gerekiyor. sonraki iki yılda başarılı olmazsak zaten kimse burada durmaz. ama şu an mevcut durum ve elde ettiğimiz başarılar müthiş. hocamızın kredisi de çok fazla."
"galatasaray bir dünya takımı. her zaman kadrosunda 2-3 yıldız oyuncu olmalı. real madrid'ten 6 da yese bir adı var. bir mağlubiyetle o isim gitmez. örneğin galatasaray'ın 10 numarası türkiye'nin 1 numarası olur. maalesef bu aralar 10 numarayı tutturamadık. eleştiri anlamında söylemiyorum, sakatlıklar ve formsuzluklar anlamında söylüyorum. hocamızın geleceğe yatırım konusunda söylediğine %100 katılıyorum. gelecek gençlerde. 11 oyuncumuzdan çoğunun savaşçı olmasını isteriz. bizim harika bir seyircimiz var, savaşçı bir takım izlemek istiyor."
“falcao’ya 8,5 milyon euro garanti para teklif ediyor monaco, o da ben parada değilim artık diyor. o da sakatlandı bir ödem oluştu. ispanya’da kendi doktoruna gidip iyileşme sürecine girdi. bugün sorulmuş parası merak edilmesin kendi cebinden ödüyor. çok karakterli bir insan, az kaldı düzelecek.”
"beni hakemlere yaptığım konusunda ciddiye aldılar. bu nedenle bir galatasaray başkanına verilen en büyük cezayı aldım. biz o zaman var kayıtlarının açıklanmasını istedik. 5 dakikalık konuşmadan şüphelendik. bunu yapmadılar. biz o 3 hakemin askıya alınmasını istedik, bizi dinlemediler. şimdi o 3 hakem herkesi yakıyor. sonra da bir başkan hızını alamadı, yanlış taç veren hakemi kızağa çektiler. biz buna itiraz ettik, bunun yolunu açmayın dedik. başka bir hakemi yanlış faul kararı verdiler diye askıya aldılar. şimdi biz bekliyoruz, bir hakem puan kaybetmemize sebep olursa askıya alınmasını talep edeceğiz. bu 18 takım için de geçerli. adalet herkes için gerekli. birilerine ayrımcılık yaparsa bunun adı adalet değil ayrımcılıktır."
"vergi konusu önemli. iki yılda 287.9 milyon tl vergi ödemişiz. vergi ödemiyor denen galatasaray bu. biz bunu çok duyuyoruz. oysa bilmedikleri şey, 3 büyük kulüp de vergi ödüyor. bir vergi indirimi gelirse herkese geliyor. taksitlendirilmiş vergi miktarımız da 200 milyon. iki yılda vergi için harekete geçirdiğimiz meblağ 500 milyon tl. bunun içinde ödenen 104 milyon tl stopaj iadeleri. şu anda çıkan vergi yasası maalesef amatörlere devrim niteliğindeki bu desteği yok ediyor. ama biz devletimize bunu anlattık. bu 104 milyon tl'yle biz denk bütçeye ulaştık. hepsini de amatör şubelerimize ayırdık. bazı kulüpler bu nedenle branşlarını kapattı. ama bizim 14 branşta 1700 sporcumuz var. hepsini yetiştiriyoruz, altyapılarımız güçlü. futbol altyapısında da çok güçlüyüz. beş yaş grubunda birinciyiz. real madrid'i mağlup eden bir genç takımımız var. bu 104 milyonluk destek yok olursa biz amatörlere destek veremeyiz. devletin devrim niteliğindeki kararı almasını bekliyoruz. bir de futbolcu vergisini ödemediğinde kulübün sorumlu tutulmaması gerekir, o maddenin de değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. sonuçta sorumlu futbolcu, bunun kulübe yansımaması gerekir. bunu da hassaten rica ediyoruz."
"bugün dorukhan acar müthiş bir sunum yaptı. sponsorluk gelirlerinde diğer kulüplerden daha iyi durumda olduğunu gösterdi. inşallah daha da iyi hale gelecek, görüşmelerimiz var. galatasaray'ın önü aydınlık diyebilirim, hem kulüp hem şirket olarak."
"bir taraftar ve adaya giden birisi olarak galatasaray adası'nın durumuna çok üzüldüm. maalesef orası yıktırıldı. biz geldiğimizde taçspor'un için de yıkım emri vardı. biz o hafta hem ataşehir’e hem de kadıköy belediyesi’ne giderek yıkımı durdurduk. ama biz gereken hamleleri yaparak yıkımı durdurduk. bizim bundan sonraki görevimiz ada konusunu düzeltmek. ada konusundaki sorun da geldi bizi buldu. bunu çözmek için dört süren davanın yanına iki dava daha açtık. fakat nedense mahkemede kazanıyoruz, yargıtay'da kaybediyoruz. en son temerrüt davası açtık. 100 bin tl aidat ödemesi vardı. türkiye'de mahkemeler ve hakimler çok değiştiği için bu konu bir süreç içinde. yazın ada'da çalışmalar olduğunu haber aldık. havuzun doldurulduğunu gördük. ilgilileri uyardık. gerekli önlemler alındı. orada herhangi bir işletmecinin faaliyete geçmesini de durdurduk. işletmecinin zaten ruhsatı yok. er ya da geç, çok uzun olmayan bir süreç içinde galatasaray adası yeniden camiamızın hizmetine açılacaktır. hukuka intikal etmiş, yoğun uğraştığımız bir konu. camiamız bu konuda bize güvensin."
"11 bin kişiye yakın ayakta duran taraftarla kapasite artırabiliriz. koltukların siparişini verdik, gayet de sağlam koltuklar. türkiye bir bürokrasi ülkesi, süreç devam ediyor. gerekli onaylar gelecek, statta gerekli statik çalışmalar yapılıyor. bu durum henüz sadece süper lig'de olacak, uefa'da olmayacak. ama bunun da olması için çalışıyoruz. kapasite artışı bizim için çok önemli, çünkü özellikle büyük maçlarda bilet talebine yetişemiyoruz. bu sezona bir şekilde yetişmesi için çalışıyoruz. ayrıca 4 bine yakın koltuğu da yenileyeceğiz. bunlarla ilgili bir bedel de ödemiyoruz."
"buranın giydirilmesi ve boyanmasıyla ilgili stadın mimarı mete arat'tan istirham ediyoruz. çünkü kendisinin rızası olmadan bir şey yapamıyoruz. biz hazırız, sponsorlar hazır. kendisinin uygun verdiği tasarımla giydirme ve boyanması için çalışalım. mimar izni olmadan yalnızca ışıklandırma yapabiliyoruz. bunu da yaptık, çok güzel geri dönüşler aldık. istanbul ve galatasaray için güzellik haline geldi. yolları yapmaya çalışıyoruz. sponsorun yardımıyla bakım yapmaya çalışıyoruz. giderek hepsini düzeltmeye çalışıyoruz. mete arat bey bize boyama ve giydirme konusunda yardımcı olursa camia olarak kendisine minnettar kalırız."
"divan restoran'la vedalaşmamız konusunda eksik anlatılan bir şey vardı: divan'ın sahibi rakip camiamızdan olmayan biri de olabilirdi. biz divan'ın hizmetinden memnun olmamaya başladık. geldiğimizde 3 milyona yakın borç gördük. bu hizmet bedeli birikmiş ve bir alacak oluşmuş. biz geldiğimizde bu miktarı peyderpey ödemeye başladık. biz bunu yeniden ihaleye verip açık rekabet ortamına girmek istiyorduk. fakat bir de 500 bin dolarlık banka teminat mektubu verilmişti. biz sonunda bu borcu bayağı indirdik. bakiyenin tamamını sonunda ödedik. bu süreç devam ederken divan'ı fatih terim'in istemediği, taraftar gruplarının istemediği gibi haberler çıktı. oysa biz bu banka teminat mektubunun süresinin dolmasını bekliyorduk. bunun süresi bitince de ihtar verdik. stat açıldığından bu yana bu şirketle beraberdik ama yeni bir şirketle çalışmak istedik. konu bundan ibaret. şimdi kendileri de bu feshe itiraz ettiler, kendi eşyalarını almak istediklerini belirttiler. elbette gelip tespit edip eşyalarını alsınlar, kimsenin malında gözümüz yok. şimdi arkadaşlar yeni bir firmayla anlaşmak üzereler. bu tamamen ticari bir olay, kimseyle kavga etmeye niyetimiz yok."
"ben üyeliğim döneminde birçok başkanı eleştirdim, dozunu kaçırmış, pot kırmış da olabilirim ama hiçbir zaman bir başkana hakaret etmedim. hiçbir zaman disipline sevk edilmedim. başkan dursun özbek'in de yaptıklarını çok ağır eleştiriyordum ama hakaret edilmemesi gerektiğini de özellikle ben söylüyordum. hiçbir zaman bir başkana hakaret etmedim, şu an da etmem. ben birleştirici olmaya çalışıyorum ama kimse bize icraları, hacizleri sormuyor. camiamızın desteğiyle bunların hepsini aşarız ama daha önemlisi kalp kırmayalım. ben kalp kırmamaya çalışıyorum. divan başkanı konusunda da hep böyleydim.”
“galatasaray televizyonu’nun bağımsız bir platformda bütün dünyaya yayın yapmasını istiyoruz. galatasaray adıyla açamayacağınız bir kapı yok. tüm dileğim kendi bağımsız frekansımızla bağımsız uydu yayını yapacağız. youtube yayınını da en iyi şekilde yapacağız. taraftarımıza çok teşekkür ediyoruz. 1 milyon sayısını aşıp 1 milyon 400 bine ulaştık. sosyal medya hesaplarında bir numarayız. ben de bir taraftarım, ateşli bir taraftarım. galatasaray çok daha iyi günlere layık. ”
"yemin ederim özel hayatım diye bir şey kalmadı. hanımım hem mutlu hem mutsuz. o sosyal faaliyetlerinde. taraftarlık konusunda benden daha fenadır. oğlum o nedenle locaya gelmesin diye uğraşıyor. bir kere voleybol maçına götürdüm, sonra bir daha götürmem dedim. tepki veriyor, çok iyi bir galatasaraylı. oğlum evli, torunumu 15 günde bir ya görüyorum ya görmüyorum. ama ben bunu bilerek isteyerek yaptım. rahatsız oluyorum, yüreğim kanıyor diyorum ama bunu istedim. tabii kötülüğe talip olmadım ama manevi olarak gönül verdiğim takımın daha iyi olması için çalışıyorum. bu benim için namus belası. bizim arma aşkımız bu, kale arkasındaki taraftardan hiçbir farkım yok. keşke onların içinde olabilsem, onlar gibi maç izleyebilsem. çünkü ben de oralardan geldim. benim öğrenciliğimde, ankara'da, o zaman yedi takım vardı. biz haftada iki kere galatasaray'ı izlerdik. rahmetli metin oktay'ı izlerdik. çok büyük bir kuşaktı, onlar bize futbolu sevdirdi. özel hayatım açısındansa... benim artık rüyam yok. ya borçla ya harçla uğraşıyorum. rüyalarımın hiçbir estetik yönü kalmadı. bunu başkan olmak isteyen herkese söylüyorum. diğer kulüplerde de aynı olduğunu sanıyorum. başkanlık biraz kalecilik gibi, 1000 tane top kurtarsan da bir gol yanlış gol de yeseniz kusurunuz ortaya çıkıyor. bunu söylerken bir serzenişte bulunmuyorum tabii, böyle olacağını biliyordum. başkanlığı şu an bıraksam... arabayla seyahat etmeyi çok severim, onu yapardım. dostlarımı, kardeşlerimi arardım. insan dostlarıyla var. bir anlamda keyif insanıyım, oturup dostlarımla sohbet etmek isterdim. ama bunu yapamıyorum, başkanlıktan ayrıldığımda inşallah daha özgür bir insan olacağım."
"camia bize biraz daha katlanırsa yönetim olarak galatasaray'ın iyi gideceğine eminim. şu an dahi galatasaray'daki yapının %5'ine, 10'una dahi hakim değiliz henüz. sistemi oturtmamız gerek, kolay değil. süre yeterli mi? hayır, değil. ama hiçbir başkan için yeterli değildi. bizim şansımız şampiyonluklar ve taraftarın desteği. bizim hedefimiz galatasaray'ı devamlı olarak kar eden bir yapıya oturtmak. bunu sağlarsak ben rahatlıkla geri çekilirim. ben yarın yaptığım hiçbir şeyin eleştirilmemesi, başladığım hiçbir işin yarım kalmaması için çalışıyorum."
mustafa cengiz
"idari ibrasızlığın geldi o anı, o geceyi hiç unutmuyorum. biz bir gönlün, bir sevdanın peşindeyiz. anadolu tabiriyle bu bir namus belası. bir hafta içerisinde 190 milyon tl'lik bir bedel ödememiz gerekiyordu. o gün yola çıktığım anda fatih hocam aradı, hatırlıyorum çok üzüntülüydüm. dışarıda kış varken içeride bahar olmaz. soba ne kadar ısıtırsa ısıtsın, kış oradadır. merak etme hocam hepsini halledeceğiz dedim. o tabii ki haklı olarak futbol takımının geleceğini düşünüyordu. o an kolaylıkla ayrılabilirdim, ayrılmadım. bana kaçtı demesinler diye ayrılmadım. tek nedenim bu. o gün ayrılsam bugün bana kaçtı diyeceklerdi. borcu bıraktı gitti diyeceklerdi. futbolcuların en az 10'unun serbest kalma durumu vardı. biz acıyı bal eyledik, içimize attık. bizi mahkeme sürecine götüren şey, 14 oyluk fark. o gün ibra oylamasında 27 oyluk bir fark vardı, yani 14 arkadaşımız tersi oy verse ibra edilecektik. peki kaç oyla gelmişiz? 2525 oyla. o günkü 3 adayın da toplamından fazla. seçimle gelenin seçimle gittiği bir ortamda, tüzükte sevgili adnan polat başkanımın zamanında yargıtay'ın 52 hakiminin oy birliğiyle reddettiği bir hukuksal idari ibrasızlığı benim kabul etmem mümkün değil. galatasaray benim sevdam. yaşım, geçmişim, misyonum belli. benim hedefim gelecek nesillere daha müreffeh bir galatasaray bırakmak peşindeyim. ali sami yen için de bu böyleydi. benden önceki tüm başkanlar da böyle. bu nedenle mücadeleye devam ettim. ayrıca hukuki temeli yok. bir de 14 oyluk bir farkla 2525 kişinin bana verdiği güvenoyunu reddetmek istemedim. ben mücadeleyi terk edecek insanlardan değilim. cepheyi, siperi bırakıp kaçacak insan değilim. süreci zorunlu olarak yargıya taşıdım. neden? çünkü alınmış bir karar var. daha önce söylediğim karar açık ve net olmasına rağmen buna ters kararlar da çıkabiliyor. adalet doğru olabilmek için ağır işliyor. bazen o ağır işleme insanı üzebiliyor. istinaf mahkemesi'nin 14 ekim'de seçim süreci hakkında aldığı kararı yeni öğrendik. dokuz tedbir kararından ikisine "hayır, seçime gitmelisiniz" diyor. idari ibrasızlığı kaldırmıyor ve tedbirin seçim hükmünü kaldırmıyor. ve bu muallakta bir karar. biz buna şaşırdık. biz adalete ve yargıtay'ın daha önce aldığı karara güvendik. ama yorumlama ya da hüküm verme yetkimiz yok. ben diyorum ki benim gündemimde seçim yok.”
“uğraştığım işler var, görüşmelerim var ki bu görüşmeler nedeniyle divan kurulu'na gidemedim. biz bu hukuki belirsizliği gidermek için kaan kançal'la ben müdahil olduk. bu konuda iki arkadaşın itirazları konusundaki kararları dikkate alıp yedi arkadaşın davaları hakkındaki hükümleri dikkate almamak yanlış. biz buna da aldırmadık. müdahil olduk, bu konuda mahkeme var yarın. mahkeme seçime giremeyeceğimi söylerse başım gözüm üstüne. o zaman taraftara diyeceğim ki elimden geleni yaptım, yargı izin vermedi. bazı arkadaşlarımız bizim seçime girmememiz için yargıda mücadele veriyor. bana seçime gir demiyorlar. biz mümkün olsa imza toplar, seçime girer, düelloya girişiriz. pusu kurmayız. seçime gitmek istiyorlar ama mustafa cengiz'siz bir seçime gitmek istiyorlar. buna da peki diyorum. ama ben bunu taraftarıma anlatamam. bunun için mücadele ediyorum. şahsım için vermiyorum. benim siyasi, ticari veya sosyal hiçbir hedefim yok. benim tanıyanlar biliyor. divan kurulu'nda yine bununla ilgili suçlamalar duydum, yüreğim sızladı ve kanadı. böyle bir suçlama olmaz. mahkeme ne karar verirse buna hazırım. hiç de beis duymam. ama taraftarıma bunu anlatmam gerekir. durum bu demem gerekir. bana bunun için utanmadan popülist diyorlar. evet, ben popülistim. ben taraftar popülistiyim. çünkü taraftar olmazsa ben yokum. belli bir taraftar grubunu kastetmiyorum. 30 milyon taraftarı kastediyorum. ben taraftarın gözünde o desteği görmezsem asla bu işte bulunmam. bizim seçime gitmeme nedenimiz taraftarın bize verdiği destek. gruplara saygı duyuyorum ama kastettiğim gruplar değil bütün galatasaray taraftarı. ben de yoruldum. ben galatasaray için hizmet etmeye çalışıyorum, mahkeme mahkeme dolaşmak istemiyorum. o gün neden direniyorsam bugün de o nedenle direniyorum. çünkü galatasaray bir yola girdi. ben görevi devraldığımda 22 mart itibarıyla transfer yasağı vardı. voleybol ve basketboldaki yük 65 milyonu aşkındı. biz bu yasakları kaldırdık. divan'da nasıl 147 milyon euro'luk zarardan kurtarıp 4 yıllık uzlaşma anlaşmasına getirdiniz diye bize kimse sormadı. biz bunu yaptık. biz uefa'ya kalkışa geçeceğiz dediğimizde onlar da bize inanmadı. ama nisan sonuna geldiğimizde bunu gördüler. bunun en büyük nedeni o popülist derken kastettiğiniz taraftarlar. bize bunu divan'da değil uefa'da sordular. suçlayıcı şekilde bizimle cebelleştiler, biz uefa'nın üst kurul hakemleriyle resmen kapıştık. yazışmalarımızdan kitap yazılır. uefa bunu izledi ve yeniden yargılanmamızı istedi. cas'a gittik ve türkiye tarihinde ilk defa bir türk takımı cas’ta dava kazandı. hiç kimse bize avukatlarımızı ve harcadığımız parayı sormadı. bizi izleyen rakibimiz 1,5 milyon euro harcadı. biz başlangıçta kulüpten hiçbir şey harcamadık, hepimiz parayı cebimizden verdik. ama cas'ta hakem heyetine karşı avukat tutmak zorunlu. buna da 35 isviçre frankı harcadık, kazanınca da 10 bin frank ödedik. kimlerin kimlere ne verdiğini az çok biliyoruz.”
"biz iki yılda iki kez ligi aldık, ikinci yılda almadık kupa bırakmadık. 3 kupayı birden aldık, iki yılda 4 kupa aldık. müthiş bir ivme yakaladık. gelirlerimiz türkiye tarihinde ilk defa 1 milyar tl barajını aştı. galatasaray camiasının desteğiyle bunu başardık. amatörlerde de çok düşük bütçelerle büyük başarılar elde ettik. biz ek bütçe için genel kurul yapmadık ki bu genellikle yapılırdı. biz denk bütçe yaptık. biz dayanabilirsek ve bazı kardeşlerimiz bize tahammül edebilirse bütçeyi artıya geçireceğiz. sadece sportif a.ş.’de değil. kulübü de er ya da geç artıya geçireceğiz kimse endişe duymasın. 30 yıldır ilk defa voleybolda kupa aldık. galatasaray ülkeye voleybolu getiren kulüp. baskette bizden 15-20 kat bütçeli rakibimizi 19 sayı farkla yendik. voleybolda da böyle keza. bizim kadın voleybol takımımızın toplam maliyeti, rakip takımın bir oyuncusunun maliyetinden daha düşük. bunun en büyük nedeni teknik ekip, uygun yönetim davranışı ve tabii ki oyuncularımızın davranışı. örneğin nedim özbey hocamız bir ekol, onun varlığı bir faktör. ataman güneyligil müthiş bir faktör. bir ivme yakaladılar. ben fırsat buldukça gitmeye çalışıyorum. profesyonelleşmiş bir sporda amatör bir ruhla çarpışıyorlar. basketbolda ertuğrul hocamız, efe hocamız harikalar yaratıyor. basketbolda 20 katlık bütçe farkıyla mücadele ediyoruz ve ilk üçteyiz. 2013-2014-2015 döneminde 30-35 milyon euro para harcadık baskete. bir kere şampiyon olduk, bir kere dördüncü olduk. bugün 3,5 milyon euro harcamayla ilk dörtteyiz. ve kesinlikle sıkı bütçe disiplini içindeyiz."
"hangi birini anlatalım? sutopunda iyik'i 38 farkla yendik, odtü'yü yine farklı yendik. tekerlekli basketbolda çok iyi gidiyoruz. amatör branşlarda biz dört kupa aldık. bize en büyük sorununuz iletişim diyorlar. ama kimse resmi sitemizi okumuyor, ben okuyorum. biz sosyal medyada ilk ikideyiz. dünya bizi sosyal medyadan takip ediyor, galatasaray artık bir dünya markası. yarıştığımız kulüplerin bütçeleri ise bizden kat kat fazla."
“mahkemenin kararına biz uyarız. ben seçime gitmesem de olur. taraftar bana kızmasın hiç. galatasaray’ın hayrına hangisiyse biz onu yaparız. 20 ayda 3. kez bu camiayı seçime sokmak bu camiaya yarar mı getirir zarar mı? %100 seçim olacak. ne zaman? bakacağız. şahsım olarak değil, yönetim kurulu olarak bakacağız. bizim yönetim kurulu üyeleri çok üzgün. görev dağılımı yapmıştık yusuf bey gidecekti divan’a ama hastalandı. ben savaşçı bir karaktere sahibim veya ben kendimi öyle görüyorum. divan'a katılmamanın iki büyük nedeni var. biri riva/florya projesi üstünde çalışmamız. bazı başka projelerdeki haklarımızla ilgili çalışıyorum. inanın ki bunlarla ilgili çalışmaktan başka şeylere zor fırsat buluyoruz. seçim stratejisi ya da baskın seçimi planlamak gibi şeyler aklımızda dahi yok. tüzük tadili için hazırlık yapıyorduk ama o da şimdi ikinci plana düştü. çünkü bu olaylar öne geçti. muhalefete de saygı duyuyorum, benim gitmemi istemeleri saygılı bir talep. çok hakaret ve küfür var. ilk nedeni bugün galatasaray'la ilgili yoğun çalışmam gerekiyordu. ikinci neden divan'da kalbimin ve arkadaşlarımın kalbinin çok kanatılması. maalesef divan başkanlığı buna izin veriyor. biz izin vermemesini istiyoruz. galatasaray başkanlığına kolaylıkla saldırıyorsanız, bunun yolu açılıyorsa yarın bu yol otoban olur. biz bunu istemiyoruz. ben hata yaptıysam bana her türlü şeyi imza toplayarak söyleyebilirsin ama galatasaray başkanlığı benim gözümde kutsal. keza divan başkanlığı da. ben böyle bir sürtüşme istemiyorum. bu konuda da çok şaşırdık. kimseye şu ana kadar çatmadık, herkese saygılıyız. bize çatılmadığı sürece de yanıt vermedik. ben burada divan kurulu'nu kastetmiyorum, divan başkanlığını kastediyorum. galatasaray başkanlığına hakaret yolunun açılması camiayı ayrışmaya götürür, buna izin verilmemesini istiyoruz. siz hem galatasaray başkanlığına hakaret edip parmak sallayıp tehdit edeceksin hem de kenetlenmekten bahsedecekseniz burada yaman bir çelişki vardır. ben divan başkanlığının tavrını düzeltmesini diliyorum. tabii düzeltmeyebilir. ben bugün varım, yarın yokum. fani olarak da yokum, camianın seçtiği bir görevli olarak da yarın olmayacağım. seçimle geldim, seçimle gideceğim. ama galatasaray başkanlığına konuşmacılar saygılı olmak zorunda. divan başkanı da bu saygısız konuşmaları durdurmak ve konuşturmamak zorunda. ben kamusal alanda divan başkanına veya başkanlık heyetine laf ettirmem. bu benim kalbimi kanatıyor. divan toplantılarına katılabilirim ama bu geldiğimiz nokta üzücü."
"riva ve florya bizim için çok önemli, kırmızı çizgilerimiz. inşaat sektörünün de durmasıyla riva'dan umulan hızda gelir elde edilemedi. bu olunca hem emlak konut hem galatasaray beklediği gelirleri alamadı. en önemlisi, florya. biz florya'dan çıkamadık. sanıldığı kadar kolay değil, bunun için gereken parayı bulsam galatasaray'ı zaten refaha kavuştururum. florya’yı da iki kere satın alırım. çok ciddi sorun var. kemerburgaz’daki arsada maden ruhsatlı tarafın çıkmasını başta sağlayamadık. daha sonra torba yasaya soktuk, neredeyse maden yasası değişti. bugün o ruhsat iptal edilmiş durumda. ama ruhsatın sahibi yürütmeyi durdurma kararı aldı. burada taraf olan artık devlet. hazinenin müdahil olup çıkarması gerekiyor ama çıkaramıyor. şu an arsanın tam ortasında fiziki olarak antrenman tesisleri yapma engeli var. şimdi önümüze bir fırsat çıktı: florya'yı geri almak. sağ olsun sayın bakanımız da aynı görüşe geldi. şimdi biz florya'yı kurtarmaya çalışıyoruz. günlük mesaimizin iki üç saatini buna ayırıyoruz. birtakım yanlış anlaşılmalar var. fesih süreci normal. çünkü süre bitmişti. projeye yatırım yapmış bir taraf var. o da yatırdığı bedel sebebiyle hakkını arıyor. 85 milyon tl yatırdı. ama biz de çıkamıyoruz, sokakta oynayamayız. futbol takımını alıp kemerburgaz'ın köşesine götüremeyiz. şu an geldiğimiz noktada florya'yı geri alacağız. 20 dönüm hazine arazisi var orayı 246 milyon tl’ye emlak konut aldı. biz o eski halini yani 80 dönüm araziyi eski haline getireceğiz. o mabedimiz orada durmaya devam edecek. madencinin çıkıp oraya tesis yapılması da devam edecek. tıpkı büyükçekmece ve sancaktepe'deki tesislerimiz gibi bizim için iyi bir yatırım olabilir. florya'yla ilgili süreç de henüz bitmedi. inşallah devletimizle, bankalarımızla birlikte hayırlı haberlerimiz var. denizbank ve ziraat bankası'yla bu konuda çalışmalarımız var. denizbank'a özel teşekkür ediyorum, henüz bitmedi.”
"yapılandırma konusu imzalandı ama tamamlanmadı. bunların ikisi farklı şeyler, bitmemesinin sebebi de riva ve florya konusundaki belirsizlik. yapılandırma için aldığımız 250 milyonlarıyla borcumuzun bir kısmını temizledik. şu an çok iyi durumdayız. bir de faizini ödemek üzere 750 milyon lira aldık 5 yıllık. ilk 2 yılı ödemesiz, 6 aylık faizler halinde ödeyeceğiz. ikinci yıl %5, üçüncü yıl %5, dördüncü yıl %15, beşinci yıl %80. galatasaray bunun rahatlıkla altından kalkar. bu 1 milyar liranın da kefareti bende, sorumluluğu bende. başkanın her zaman taşı altına koyması gerekir. yarın başka bir gün bir kardeşim başkan olarak göreve geldiğinde bunu bilsin. bütün teminatlarımız temlik altında. bu nedenle bilet ve kombine gelirlerine çalışıyoruz. kombinede biz rekor kırdık, bu konuda avrupa'nın en çok gelişim gösteren dördüncü takımıyız. 39 bin rakamına sahibiz. uefa bizi bu konuda örnek gösteriyor. finansal olarak nasıl toparlanılıra örnek gösteriyor. 120 milyon liralık bir yeniden yapılandırmayla inşallah florya'yı yeniden elde edeceğiz. kemerburgaz’dan da vazgeçmiyoruz. ilgili taraflara tekrardan teşekkür ediyorum."
"bir divan kurulu'nda bir kardeşimin söylediği şey beni çok yaraladı. riva/florya sözleşmesinin mükemmel olduğunu söylediğimi iddia etti. ama ben böyle bir şey söylemedim. yalnızca sözleşmede hile olmadığını ve gizlilik maddesi olmasının gerekmediğini söyledim. bir de o gün hasta olduğum için yanıt veremedim ama buna cevap bulamadığım da iddia edildi. bu da beni yaraladı. bize özel bir gizlilik değil herkese böyle yapıyorlar. o gün o anlaşmaya mükemmel deseydim bugün anlaşmayı yeni bir hale getirmek için çalışmazdım. böyle videolarımı yapıp üzerimden tezler yazıyorlar. ben dağdan gelmiş, gayet normal bir insanım. bağdakileri rahatsız ettiysek de kusura bakmasınlar. ben buna çok üzüldüm. bize parmak sallanarak yapıldı, divan başkanım buna izin vermemeliydi. yiğidi öldürüp hakkını yememek gerekir. başkanlığı bana emanet ettiler, ben de emanetçisiyim. ben taraftarla iç içeyim, devamlı maçlardayım. deplasmanlara gidiyorum, amatör şubelerin maçlarına gidiyorum. sutopuna, judoya gitmek istiyorum vaktim yok. satranç turnuvasına gittim. 2 senedir yapıyoruz 10 kasım atatürk’ü anma satranç turnuvasını. o gün orada beşiktaş, fenerbahçe formalı çocuklar vardı. bizim bir tek ortak idolümüz var cumhuriyetimizin kurucusu mustafa kemal atatürk. 2 yıldır onun adına turnuva düzenliyoruz."
"teknik direktörümüz fatih terim'le aramızda bir sorun olduğu iddiası medyada sürekli besleniyor. aramızda bir sorun olsa ikimiz de açık açık birbirimize söyleriz. biz hocamızla her hafta oturup durumumuzu istişare ederiz. ben ona sorarım, o bana sorar. ben karakter olarak aramızda bir sorun olursa bunu açıkça söylerim. karakter olarak böyleyim. hoca da böyle bir insan. bu aynı şekilde tüm diğer branşlardaki hocalarımız için geçerli. ama hiçbirinin işine de karışmam. sadece ozan kabak konusunda bir ricam olmuştu. ama orada da kulübün çıkarları gereği beraber hareket ettik. yoksa ozan 7,5 milyon euro'ya italya'ya gidebilirdi. daha sonra almanya'dan 11 milyon euro'luk teklif geldi ve ffp gereği kabul etmemiz gerekiyordu. ffp'ye uygun hareket ederek o dönem eksideyken son iki dönemdir artı bakiyeye geçtik. şimdi savurgan politika içinde olduğumuz iddia ediliyor ama artıdayız. zaten savurgan olsak ffp'den ceza alırız. doğru bir politika mı izliyoruz? zaman gösterecek. ama şu an iki sezonda iki şampiyonluk elde ettik ve şu anda liderin iki puan gerisindeyiz. takımımızın daha iyi olması için de bir zaman gerekecek. son iki dönemde 19 oyuncu olduk, ha deyince takım uyum içinde oynamıyor. hocamız bunun için neredeyse 24 saatini veriyor. biz hocaya saygı duyuyoruz. hocamız şimdi bir oyuncumuzun kadroya alınamamasıyla ilgili eleştiriliyor. bu eleştiriler haklı da olabilir ama sonuçta izafi. belli bir anda, o ana göre karar alırken ne olacağını bilemiyorsunuz. andone'nin sakatlığı kimin aklına gelirdi? emre akbaba'nın ayağının kırılabileceğini kim bilebilirdi? teknik heyeti suçlayamayız, yönetimi eleştirebilirsiniz. biz alışkınız. ama biz teknik heyetimizi ve oyuncularımızı korumamız ve pamuklara sarmamız gerekiyor. sonraki iki yılda başarılı olmazsak zaten kimse burada durmaz. ama şu an mevcut durum ve elde ettiğimiz başarılar müthiş. hocamızın kredisi de çok fazla."
"galatasaray bir dünya takımı. her zaman kadrosunda 2-3 yıldız oyuncu olmalı. real madrid'ten 6 da yese bir adı var. bir mağlubiyetle o isim gitmez. örneğin galatasaray'ın 10 numarası türkiye'nin 1 numarası olur. maalesef bu aralar 10 numarayı tutturamadık. eleştiri anlamında söylemiyorum, sakatlıklar ve formsuzluklar anlamında söylüyorum. hocamızın geleceğe yatırım konusunda söylediğine %100 katılıyorum. gelecek gençlerde. 11 oyuncumuzdan çoğunun savaşçı olmasını isteriz. bizim harika bir seyircimiz var, savaşçı bir takım izlemek istiyor."
“falcao’ya 8,5 milyon euro garanti para teklif ediyor monaco, o da ben parada değilim artık diyor. o da sakatlandı bir ödem oluştu. ispanya’da kendi doktoruna gidip iyileşme sürecine girdi. bugün sorulmuş parası merak edilmesin kendi cebinden ödüyor. çok karakterli bir insan, az kaldı düzelecek.”
"beni hakemlere yaptığım konusunda ciddiye aldılar. bu nedenle bir galatasaray başkanına verilen en büyük cezayı aldım. biz o zaman var kayıtlarının açıklanmasını istedik. 5 dakikalık konuşmadan şüphelendik. bunu yapmadılar. biz o 3 hakemin askıya alınmasını istedik, bizi dinlemediler. şimdi o 3 hakem herkesi yakıyor. sonra da bir başkan hızını alamadı, yanlış taç veren hakemi kızağa çektiler. biz buna itiraz ettik, bunun yolunu açmayın dedik. başka bir hakemi yanlış faul kararı verdiler diye askıya aldılar. şimdi biz bekliyoruz, bir hakem puan kaybetmemize sebep olursa askıya alınmasını talep edeceğiz. bu 18 takım için de geçerli. adalet herkes için gerekli. birilerine ayrımcılık yaparsa bunun adı adalet değil ayrımcılıktır."
"vergi konusu önemli. iki yılda 287.9 milyon tl vergi ödemişiz. vergi ödemiyor denen galatasaray bu. biz bunu çok duyuyoruz. oysa bilmedikleri şey, 3 büyük kulüp de vergi ödüyor. bir vergi indirimi gelirse herkese geliyor. taksitlendirilmiş vergi miktarımız da 200 milyon. iki yılda vergi için harekete geçirdiğimiz meblağ 500 milyon tl. bunun içinde ödenen 104 milyon tl stopaj iadeleri. şu anda çıkan vergi yasası maalesef amatörlere devrim niteliğindeki bu desteği yok ediyor. ama biz devletimize bunu anlattık. bu 104 milyon tl'yle biz denk bütçeye ulaştık. hepsini de amatör şubelerimize ayırdık. bazı kulüpler bu nedenle branşlarını kapattı. ama bizim 14 branşta 1700 sporcumuz var. hepsini yetiştiriyoruz, altyapılarımız güçlü. futbol altyapısında da çok güçlüyüz. beş yaş grubunda birinciyiz. real madrid'i mağlup eden bir genç takımımız var. bu 104 milyonluk destek yok olursa biz amatörlere destek veremeyiz. devletin devrim niteliğindeki kararı almasını bekliyoruz. bir de futbolcu vergisini ödemediğinde kulübün sorumlu tutulmaması gerekir, o maddenin de değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. sonuçta sorumlu futbolcu, bunun kulübe yansımaması gerekir. bunu da hassaten rica ediyoruz."
"bugün dorukhan acar müthiş bir sunum yaptı. sponsorluk gelirlerinde diğer kulüplerden daha iyi durumda olduğunu gösterdi. inşallah daha da iyi hale gelecek, görüşmelerimiz var. galatasaray'ın önü aydınlık diyebilirim, hem kulüp hem şirket olarak."
"bir taraftar ve adaya giden birisi olarak galatasaray adası'nın durumuna çok üzüldüm. maalesef orası yıktırıldı. biz geldiğimizde taçspor'un için de yıkım emri vardı. biz o hafta hem ataşehir’e hem de kadıköy belediyesi’ne giderek yıkımı durdurduk. ama biz gereken hamleleri yaparak yıkımı durdurduk. bizim bundan sonraki görevimiz ada konusunu düzeltmek. ada konusundaki sorun da geldi bizi buldu. bunu çözmek için dört süren davanın yanına iki dava daha açtık. fakat nedense mahkemede kazanıyoruz, yargıtay'da kaybediyoruz. en son temerrüt davası açtık. 100 bin tl aidat ödemesi vardı. türkiye'de mahkemeler ve hakimler çok değiştiği için bu konu bir süreç içinde. yazın ada'da çalışmalar olduğunu haber aldık. havuzun doldurulduğunu gördük. ilgilileri uyardık. gerekli önlemler alındı. orada herhangi bir işletmecinin faaliyete geçmesini de durdurduk. işletmecinin zaten ruhsatı yok. er ya da geç, çok uzun olmayan bir süreç içinde galatasaray adası yeniden camiamızın hizmetine açılacaktır. hukuka intikal etmiş, yoğun uğraştığımız bir konu. camiamız bu konuda bize güvensin."
"11 bin kişiye yakın ayakta duran taraftarla kapasite artırabiliriz. koltukların siparişini verdik, gayet de sağlam koltuklar. türkiye bir bürokrasi ülkesi, süreç devam ediyor. gerekli onaylar gelecek, statta gerekli statik çalışmalar yapılıyor. bu durum henüz sadece süper lig'de olacak, uefa'da olmayacak. ama bunun da olması için çalışıyoruz. kapasite artışı bizim için çok önemli, çünkü özellikle büyük maçlarda bilet talebine yetişemiyoruz. bu sezona bir şekilde yetişmesi için çalışıyoruz. ayrıca 4 bine yakın koltuğu da yenileyeceğiz. bunlarla ilgili bir bedel de ödemiyoruz."
"buranın giydirilmesi ve boyanmasıyla ilgili stadın mimarı mete arat'tan istirham ediyoruz. çünkü kendisinin rızası olmadan bir şey yapamıyoruz. biz hazırız, sponsorlar hazır. kendisinin uygun verdiği tasarımla giydirme ve boyanması için çalışalım. mimar izni olmadan yalnızca ışıklandırma yapabiliyoruz. bunu da yaptık, çok güzel geri dönüşler aldık. istanbul ve galatasaray için güzellik haline geldi. yolları yapmaya çalışıyoruz. sponsorun yardımıyla bakım yapmaya çalışıyoruz. giderek hepsini düzeltmeye çalışıyoruz. mete arat bey bize boyama ve giydirme konusunda yardımcı olursa camia olarak kendisine minnettar kalırız."
"divan restoran'la vedalaşmamız konusunda eksik anlatılan bir şey vardı: divan'ın sahibi rakip camiamızdan olmayan biri de olabilirdi. biz divan'ın hizmetinden memnun olmamaya başladık. geldiğimizde 3 milyona yakın borç gördük. bu hizmet bedeli birikmiş ve bir alacak oluşmuş. biz geldiğimizde bu miktarı peyderpey ödemeye başladık. biz bunu yeniden ihaleye verip açık rekabet ortamına girmek istiyorduk. fakat bir de 500 bin dolarlık banka teminat mektubu verilmişti. biz sonunda bu borcu bayağı indirdik. bakiyenin tamamını sonunda ödedik. bu süreç devam ederken divan'ı fatih terim'in istemediği, taraftar gruplarının istemediği gibi haberler çıktı. oysa biz bu banka teminat mektubunun süresinin dolmasını bekliyorduk. bunun süresi bitince de ihtar verdik. stat açıldığından bu yana bu şirketle beraberdik ama yeni bir şirketle çalışmak istedik. konu bundan ibaret. şimdi kendileri de bu feshe itiraz ettiler, kendi eşyalarını almak istediklerini belirttiler. elbette gelip tespit edip eşyalarını alsınlar, kimsenin malında gözümüz yok. şimdi arkadaşlar yeni bir firmayla anlaşmak üzereler. bu tamamen ticari bir olay, kimseyle kavga etmeye niyetimiz yok."
"ben üyeliğim döneminde birçok başkanı eleştirdim, dozunu kaçırmış, pot kırmış da olabilirim ama hiçbir zaman bir başkana hakaret etmedim. hiçbir zaman disipline sevk edilmedim. başkan dursun özbek'in de yaptıklarını çok ağır eleştiriyordum ama hakaret edilmemesi gerektiğini de özellikle ben söylüyordum. hiçbir zaman bir başkana hakaret etmedim, şu an da etmem. ben birleştirici olmaya çalışıyorum ama kimse bize icraları, hacizleri sormuyor. camiamızın desteğiyle bunların hepsini aşarız ama daha önemlisi kalp kırmayalım. ben kalp kırmamaya çalışıyorum. divan başkanı konusunda da hep böyleydim.”
“galatasaray televizyonu’nun bağımsız bir platformda bütün dünyaya yayın yapmasını istiyoruz. galatasaray adıyla açamayacağınız bir kapı yok. tüm dileğim kendi bağımsız frekansımızla bağımsız uydu yayını yapacağız. youtube yayınını da en iyi şekilde yapacağız. taraftarımıza çok teşekkür ediyoruz. 1 milyon sayısını aşıp 1 milyon 400 bine ulaştık. sosyal medya hesaplarında bir numarayız. ben de bir taraftarım, ateşli bir taraftarım. galatasaray çok daha iyi günlere layık. ”
"yemin ederim özel hayatım diye bir şey kalmadı. hanımım hem mutlu hem mutsuz. o sosyal faaliyetlerinde. taraftarlık konusunda benden daha fenadır. oğlum o nedenle locaya gelmesin diye uğraşıyor. bir kere voleybol maçına götürdüm, sonra bir daha götürmem dedim. tepki veriyor, çok iyi bir galatasaraylı. oğlum evli, torunumu 15 günde bir ya görüyorum ya görmüyorum. ama ben bunu bilerek isteyerek yaptım. rahatsız oluyorum, yüreğim kanıyor diyorum ama bunu istedim. tabii kötülüğe talip olmadım ama manevi olarak gönül verdiğim takımın daha iyi olması için çalışıyorum. bu benim için namus belası. bizim arma aşkımız bu, kale arkasındaki taraftardan hiçbir farkım yok. keşke onların içinde olabilsem, onlar gibi maç izleyebilsem. çünkü ben de oralardan geldim. benim öğrenciliğimde, ankara'da, o zaman yedi takım vardı. biz haftada iki kere galatasaray'ı izlerdik. rahmetli metin oktay'ı izlerdik. çok büyük bir kuşaktı, onlar bize futbolu sevdirdi. özel hayatım açısındansa... benim artık rüyam yok. ya borçla ya harçla uğraşıyorum. rüyalarımın hiçbir estetik yönü kalmadı. bunu başkan olmak isteyen herkese söylüyorum. diğer kulüplerde de aynı olduğunu sanıyorum. başkanlık biraz kalecilik gibi, 1000 tane top kurtarsan da bir gol yanlış gol de yeseniz kusurunuz ortaya çıkıyor. bunu söylerken bir serzenişte bulunmuyorum tabii, böyle olacağını biliyordum. başkanlığı şu an bıraksam... arabayla seyahat etmeyi çok severim, onu yapardım. dostlarımı, kardeşlerimi arardım. insan dostlarıyla var. bir anlamda keyif insanıyım, oturup dostlarımla sohbet etmek isterdim. ama bunu yapamıyorum, başkanlıktan ayrıldığımda inşallah daha özgür bir insan olacağım."
"camia bize biraz daha katlanırsa yönetim olarak galatasaray'ın iyi gideceğine eminim. şu an dahi galatasaray'daki yapının %5'ine, 10'una dahi hakim değiliz henüz. sistemi oturtmamız gerek, kolay değil. süre yeterli mi? hayır, değil. ama hiçbir başkan için yeterli değildi. bizim şansımız şampiyonluklar ve taraftarın desteği. bizim hedefimiz galatasaray'ı devamlı olarak kar eden bir yapıya oturtmak. bunu sağlarsak ben rahatlıkla geri çekilirim. ben yarın yaptığım hiçbir şeyin eleştirilmemesi, başladığım hiçbir işin yarım kalmaması için çalışıyorum."
mustafa cengiz