• 557
    1996 senesine dönelim...

    o sene kadromuzu oluşturan başlıca isimler hayrettin demirbaş, volkan kilimci, bülent korkmaz, hakan ünsal, vedat inceefe, iulian filipescu, ergün penbe, tugay kerimoğlu, suat kaya, okan buruk, gheorghe hagi, hakan şükür, arif erdem ve adrian ilie idi...
    başımızda fatih terim vardı...
    o güne kadar toplamda 10 kez şampiyon olmuş, 10 kez de türkiye kupasını kaldırmıştık...
    ezeli rakibimiz fenerbahçe ise sezona lazaroni önderliğinde rüştü, uche, saffet, kemalettin, högh, okocha, ilker, bolicve kostadinovgibi kalburüstü oyunculardan kurulu güçlü bir kadro ile başlamıştı. onların ise o güne kadar 13 lig, 4 de türkiye kupası şampiyonlukları vardı...
    o günler büyük bir kırılmanın başlangıcına tanıklık etti... bu kırılma hem galatasaray, hem de türk futbolu için bir milat teşkil eden 1996'dan başlayıp ta 2001'e kadar uzanacak uzunca bir dönüm süreciydi...
    bu beş yıla 4 lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası, uefa kupası, süper kupa ve şampiyonlar ligi'nde çeyrek final başarısı sığdırdı galatasaray...
    ve bugün...
    eğer galatasaray türkiye'nin en büyük ve en başarılı kulübü ise bunun temeli 1996'ya dayanır...
    o günlere kadar hararetli bir tartışma konusu olan fenerbahçe-galatasaray rekabeti istatistiksel ve genel başarı anlamında daha o günlerde tarihe karışmaya başlamıştır... ve bu durumu sindiremeyen bazı fenerbahçeliler kulüpleri başarı olarak galatasaray'ı domine edemediği için hınçla, hırsla ve kıskançlıkla o sürecin bitmesini beklemişlerdir. 2001'den sonra başgösteren gereğinden fazla abartılan bir 6-0 muhabbeti, her galatasaray galibiyetinden alınan büyük haz, daha başarılı olup çıtayı daha yukarı çıkartmaktan ziyade her sene kadıköy'de galatasaray'a tecavüz etme arzusuyla yanıp tutuşan taraftarlar ve antu zihniyeti de bunun sonucudur. galatasaray taraftarının "insan", olgun ve duygusal duruşu, buna karşılık birçok fenerbahçe taraftarının sahip olduğu "meyve veren ağacı" taşlamak isteyen zihniyet bundandır hiç şüphesiz. benim gözümde galatasaray-fenerbahçe kapışması artık sadece eğlenceli yerel bir rekabettir. galatasaray futbol kulübü'nün misyonu en temelde yabancı takımları yenmek, ülkemizi gururla temsil etmek ve başarılı olmaktır. olmuştur ve olacaktır da. buna inancım tam...
    galatasaray 1996-2001 arasında ne olduysa işte bu yüzden hiç tartışmasız türkiye'nin en büyük ve en başarılı kulübüdür... ve bir bilseniz ya ya ya şa şa şa'lar ile, lefter'ler rıdvan'lar, lig şampiyonlukları ile büyümüş kocaman bir nesil, milyonlarca çocuk, genç ve yetişkin, futbol için çok ta uzun bir süre olmayan 5 yılda üst üste gelen bu başarılardan dolayı o kadar mutsuz, o kadar kıskanç, o kadar hınç dolu ki... ve aslında söylenecek daha o kadar çok söz var ki...

    peşindeyiz
App Store'dan indirin Google Play'den alın