• 4654
    çoğu kişi sinirlendi, kızdı, ancak 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında kazandıkları 1 puan, onların bugünlere düşmelerini sağladı. evet, bir maçta, hele ki bir iç saha derbisinde iki farklı öne geçtikten sonra kaybedilen iki puan can acıtıcı olur, eleştirileri size yöneltir, ancak bu durum fenerbahçe'ye daha fazla zarar verdi.

    koeman'ın ilk maçı olan bu derbide, 2-0'dan sonra reaksiyon verdiklerini sanıp, işi cocu'nun beceriksizliğine yordu herkes. halbuki başta galatasaray'ın zaafiyeti, sonrasında da hakemin şovu ile iş buralara gelmişti. yani muslera o pozisyonda bir adım önce veya sonra çıksa, veya belhanda taç çizgisinde keyif yapmasa iş buralara gelmeyecekti. sonrası zaten hakemin tek kişilik şovu. bundan sonra da her ne kadar kadroları kötü olsa da galatasaray-fenerbahçe maçının verdiği baskı ve ciddiyet ile bir şekilde maçtan puanla ayrılabildiler. aldıkları 1 puan kısa günün karı olsa da, aslında fenerbahçe'nin o günden sonra kaybettiği puanların da habercisiydi. eğer derbiyi kaybetseler, koeman ilk pazartesi günü görevinden alınacak, ersun yanal daha o zaman takımın başına getirilecekti.

    yani aslında derbide biz 2 puan kaybettik, ancak fenerbahçe 2'den fazla puan kaybetti.

    ali koç bocalıyor, çabalıyor, başarısız oluyor, ama sürekli deniyor. bu deneme yanılma yöntemi biraz da büyük takımda olmanın verdiği baskı ve riskten dolayı daha büyük başarı ve başarısızlık getiriyor. sene başında alınan futbolcular tamamen sükse ve başkanlığının verdiği taze özgüvenden dolayıydı. aziz yıldırım hiçbir zaman reyes ve ayew gibi başarısız olacağı bu derece bariz hatalar yapmazdı. her iki oyuncu da kronik sakatlık mağduru. daha önce yapmışlığı yok mu, elbette var; ancak son birkaç senedir edindiği tecrübe ile bunu yapmıyordu.* en kötü oyuncuları sayabileceğiniz isimler bile yine potansiyel tehditten öteye geçmiş, sahada şimdikilerden daha becerikli ve başarılı olmuşlardı. bunu zamanla öğrenir, hele ki yanına volkan ballı gibi tecrübeli ve havayı iyi koklayan bir idareci geldikten sonra.

    finansal fair play konusunda ise bence çaresizlikten öyle bir açıklama yaptı. euroleague'de avrupa'nın en formda ve şampiyonluğun favori takımı konumundalar. her ne kadar basketbol da olsa, avrupa maçlarının verdiği bu hava ve ekstra özgüveni futbolda da kaybetmek istemezler. öte yandan başka türlü bir seçenekleri de yok, çünkü takım rezalet. isla'dan, ismail'den, elif'ten, ayew'den falan medet umacak durumdalar. bunların da düştüğü pozisyon aşikar. ikinci yarı ersun yanal gazı ve idmanı ile bariz toparlanacaklardır, ancak ben hala ilk 4-5 için iddialı olduklarını sanmıyorum. bunu belli etmemeye çalışıyorlar, ancak ersun yanal birden fazla kez bu tarz senaryolara maruz kaldığı için* durumun vehametinin farkındadır.

    bence hala avrupa'ya gidip gitmeme tereddütü içerisindeler. bir tarafta takımı düzeltecek kısa vadede büyük transferler ve paralar, olası bir başarı; öteki tarafta avrupa'dan birden fazla sezonda men edilme durumunun getireceği acizlik.*

    bunun benzeri bir kritiğin galatasaray'da olacağını hiç sanmıyorum. yönetim bunu dile getirse camia ayaklanır, camia da buna destek verse, bu sefer taraftar ayaklanır. taraftarın da ayaklandığı yerde hiçbir yönetici değil koltukta oturmak, bir daha hiçbir şekilde kamuoyuna bile gelemez. galatasaray ve fenerbahçe arasındaki temel fark, işte bu kültür farkı işte.

    ersun yanal inadında hatalı olduğu barizdi elbette. cocu'yla, koeman'la falan hiç uğraşmayıp, ersun yanal'ı getirmeliydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın