1091
(bkz: #2279930)
türkiye'de üç büyükler arasında bir politik rekabet yok. yani hayat görüşleri benzer iki insanın biri galatasaraylı, diğeri de fenerbahçeli olabiliyor çok rahatlıkla. her türlü siyasi görüşe mensup insanlar var yani kulüplerde.
bunun konuyla alakası ne diye sorulacak olursa, anıtkabir'e giderken insanlar galatasaraylı, fenerbahçeli, beşiktaşlı titriyle gitmiyor yani. gitmeyi de doğru bulmuyorum. fenerbahçe ve beşiktaşlılar'ın bazılarının galatasaray'dan daha fazla anıtkabir'i ziyaret ediyor görünmesi, veya bu konuda daha aktif olmalarının böyle yorumlanmasını ben kalıplaşmış önyargılara bağlıyorum. yıllardır süregelen bir önyargı var, atatürk'ün 3 büyükler içinde en sevmediği takım galatasaray diye. hepsi demiyorum gerçekten samimi olanları var ama bazıları sırf işte biz fenerliler olarak buradayız diğerleri yok, galatasaraylılar yok manasına getiriyor olayı. şu biz atatürk'ün takımıyız siz fransız takımısınız muhabbeti gibi bir şey yani. bunun da sebebi, sportif başarıları bizimkinin yanında devede kulak kalacağı için rekabete katacakları unsur arayışı. tıpkı kadıköy serisinin abartılması gibi bir şey bence bu atatürk hangi takımlıydı olayı. tutmaz tabi ki bu aşı, milyonlarca atatürkçü veya atatürk'ü seven galatasaraylı var, birkaç fanatik fbli bjkli dışında oluşmaz tabi ki bu algı.
beni atatürk'ün hangi takımı tuttuğu, ayakkabı numarasının ne olduğu, özel hayatı vb. hiç ilgilendirmiyor. bana o'nun akılalmaz askeri dehası ve politikaları lazım, onun çağdaş türkiye cumhuriyeti vizyonu lazım, ortaya koyduğu ilkelerin anlaşılması, gösterdiği, işaret ettiği yolun anlaşılması lazım. bunlar klişe gelebilir ama gerçekten önemli olan bu. anıtkabir'e gittiğimde de bunları düşünerek, ortaya bunları koymuş bir türk büyüğünü anmak için gidiyorum, galatasaraylı olduğum için değil. doğru olanın, olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum. galatasaray, galatasaraylı olmak veya tam tersi fenerli olmak vb. elbette sadece futbol değil, bir aidiyettir ama bu tarz konularda daha önemli şeyler olduğu kanaatindeyim.
türkiye'de üç büyükler arasında bir politik rekabet yok. yani hayat görüşleri benzer iki insanın biri galatasaraylı, diğeri de fenerbahçeli olabiliyor çok rahatlıkla. her türlü siyasi görüşe mensup insanlar var yani kulüplerde.
bunun konuyla alakası ne diye sorulacak olursa, anıtkabir'e giderken insanlar galatasaraylı, fenerbahçeli, beşiktaşlı titriyle gitmiyor yani. gitmeyi de doğru bulmuyorum. fenerbahçe ve beşiktaşlılar'ın bazılarının galatasaray'dan daha fazla anıtkabir'i ziyaret ediyor görünmesi, veya bu konuda daha aktif olmalarının böyle yorumlanmasını ben kalıplaşmış önyargılara bağlıyorum. yıllardır süregelen bir önyargı var, atatürk'ün 3 büyükler içinde en sevmediği takım galatasaray diye. hepsi demiyorum gerçekten samimi olanları var ama bazıları sırf işte biz fenerliler olarak buradayız diğerleri yok, galatasaraylılar yok manasına getiriyor olayı. şu biz atatürk'ün takımıyız siz fransız takımısınız muhabbeti gibi bir şey yani. bunun da sebebi, sportif başarıları bizimkinin yanında devede kulak kalacağı için rekabete katacakları unsur arayışı. tıpkı kadıköy serisinin abartılması gibi bir şey bence bu atatürk hangi takımlıydı olayı. tutmaz tabi ki bu aşı, milyonlarca atatürkçü veya atatürk'ü seven galatasaraylı var, birkaç fanatik fbli bjkli dışında oluşmaz tabi ki bu algı.
beni atatürk'ün hangi takımı tuttuğu, ayakkabı numarasının ne olduğu, özel hayatı vb. hiç ilgilendirmiyor. bana o'nun akılalmaz askeri dehası ve politikaları lazım, onun çağdaş türkiye cumhuriyeti vizyonu lazım, ortaya koyduğu ilkelerin anlaşılması, gösterdiği, işaret ettiği yolun anlaşılması lazım. bunlar klişe gelebilir ama gerçekten önemli olan bu. anıtkabir'e gittiğimde de bunları düşünerek, ortaya bunları koymuş bir türk büyüğünü anmak için gidiyorum, galatasaraylı olduğum için değil. doğru olanın, olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum. galatasaray, galatasaraylı olmak veya tam tersi fenerli olmak vb. elbette sadece futbol değil, bir aidiyettir ama bu tarz konularda daha önemli şeyler olduğu kanaatindeyim.