1615
bir dönemin efsanesi olarak akıllara kazındı ve "sıradışı" işler yaptı kesinlikle, buna kabulüm;
ancak ben de kendisinin ve oynattığı futbol şeklinin devrinin sonlandığı kanısındayım. mourinho'nun zaafı, dünyanın en ofansif camialarına defansif istikrar getirmeye çalışırken ortaya çıktı bence...
başarılı olduğu takımlara bakıyorum;
- avrupa'da haddini bilerek haddinin üstünde başarı sergileyen futbolcu fabrikası porto (başarılı oldukları senede bireysel yetenekler ofansı düzenlemiştir, mourinho'nun taktiksel katkısı defansiftir)
- dünyanın "defans laboratuvarı" olarak kabul edilen italya'nın simge takımı inter (kesinlikle defansiftirler - başarı yine sneijder ve kankalarının bireysel etkisiyle hücuma dönmüştür)
- premier lig'e abrahamovic'in finansıyla "savunma" dersi veren chelsea (evet, hegamonya, hem de dev bir hegamonya, santrforda şaka gibi bir drogba ve avrupa'nın en zeki savunma oyuncularıyla - defansiftir, tartışmayalım)
ancak? ne zaman ki camia kültürü ofansa dönmüş takımlara gitti, işler bozulmaya başladı;
- real madrid; kendi tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşayan, elinde cristiano ronaldo gibi bir fenomen bulunan dünyanın en pahalı kadrosu... en büyük hayal kırıklıklarından birini mourinho ile yaşadı, ha bunda guardiola etkisi de var tabi, ancak açıklamak için yetersiz, ancelotti aynı takıma şampiyonlar ligi kupası aldırdı,
- yeni chelsea; mourinho'nun gidişinden sonra defansiflikten ofansifliğe dönen chelsea, hazard'lı willian'lı falan değişik bir kadro kurdu, bu kadro uefa kupası falan kaldırdı, aynı kadro mourinho'nun gelişiyle trendi devam ettirdi ve şampiyon da oldu. ancak yeni sezon? aman allahım, sanırım chelsea'nin son 20 senedeki en kötü sezon başlangıcı olabilir. takımı tekrar kendi istediği kıvama getirmek isteyen mourinho pahalı transferlere rağmen müthiş bir hezimet yaşadı ve bu da onun kendini en ait hissettiği chelsea'deki sonunu getirdi,
- ve manchester united; nefes alalım ve doğruyu kabullenelim, manu, avrupa'da hücum futbolunun en yakıştığı camialardan birisidir. ferguson gittiğinden beri büyük bir kaostalar, moyes, van gaal derken takımın kimyası iyice çamurlaştı, ancak paraları vardı. şimdi bakıyoruz, mourinho takımın başında, elinde inanılmaz bir malzeme var portekizli hocanın, muazzam. ya her şey bir yana zlatan var... zlatan... yani aslında kenara çekil ve çay iç, takımı zlatan kursun ve sahaya çıkarsın, belli noktalara gelirsin, ancak? manu'nun bu sezona girişi hiç de hayra alamet değil.
eklemem gerek;
sezon başı hazırlık kampında zlatan'lı mourinho'lu manu galatasaray ile karşılaştı. 5-2 kaybettik maçı, hani şu bruma'nın müthiş bir kesme plase atarak golüne şapka çıkarttırdığı maç. arkadaşlar samimi söylüyorum, sezon başı kampında şimdiki takviyelerle oynuyor olsaydık, zaten 1-0'dan 2-1'e getirdiğimiz maçta, biraz da manu'nun adından çekinip ikinci yarı sinmesek o maçı manu'nun alması çok çok zordu.
özetle;
mourinho - manu aşısı tutmadı ve tutmayacak gibi geliyor bana - kaldı ki - mourinho'nun da bundan sonra o şaşalı günlerine döneceğini hiç zannetmiyorum.
futbol 4-5 yılda bir kabuk değiştiriyor, eski kabuğun oluşmasına sebep olanlardan birisi mourinho'ydu, artık yeni bir kabuk var - ki bu kabuğun mimarı da guardiola sanırım, bu mantalitede mourinho'nun ekolünün şansı çok çok az.
ancak ben de kendisinin ve oynattığı futbol şeklinin devrinin sonlandığı kanısındayım. mourinho'nun zaafı, dünyanın en ofansif camialarına defansif istikrar getirmeye çalışırken ortaya çıktı bence...
başarılı olduğu takımlara bakıyorum;
- avrupa'da haddini bilerek haddinin üstünde başarı sergileyen futbolcu fabrikası porto (başarılı oldukları senede bireysel yetenekler ofansı düzenlemiştir, mourinho'nun taktiksel katkısı defansiftir)
- dünyanın "defans laboratuvarı" olarak kabul edilen italya'nın simge takımı inter (kesinlikle defansiftirler - başarı yine sneijder ve kankalarının bireysel etkisiyle hücuma dönmüştür)
- premier lig'e abrahamovic'in finansıyla "savunma" dersi veren chelsea (evet, hegamonya, hem de dev bir hegamonya, santrforda şaka gibi bir drogba ve avrupa'nın en zeki savunma oyuncularıyla - defansiftir, tartışmayalım)
ancak? ne zaman ki camia kültürü ofansa dönmüş takımlara gitti, işler bozulmaya başladı;
- real madrid; kendi tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşayan, elinde cristiano ronaldo gibi bir fenomen bulunan dünyanın en pahalı kadrosu... en büyük hayal kırıklıklarından birini mourinho ile yaşadı, ha bunda guardiola etkisi de var tabi, ancak açıklamak için yetersiz, ancelotti aynı takıma şampiyonlar ligi kupası aldırdı,
- yeni chelsea; mourinho'nun gidişinden sonra defansiflikten ofansifliğe dönen chelsea, hazard'lı willian'lı falan değişik bir kadro kurdu, bu kadro uefa kupası falan kaldırdı, aynı kadro mourinho'nun gelişiyle trendi devam ettirdi ve şampiyon da oldu. ancak yeni sezon? aman allahım, sanırım chelsea'nin son 20 senedeki en kötü sezon başlangıcı olabilir. takımı tekrar kendi istediği kıvama getirmek isteyen mourinho pahalı transferlere rağmen müthiş bir hezimet yaşadı ve bu da onun kendini en ait hissettiği chelsea'deki sonunu getirdi,
- ve manchester united; nefes alalım ve doğruyu kabullenelim, manu, avrupa'da hücum futbolunun en yakıştığı camialardan birisidir. ferguson gittiğinden beri büyük bir kaostalar, moyes, van gaal derken takımın kimyası iyice çamurlaştı, ancak paraları vardı. şimdi bakıyoruz, mourinho takımın başında, elinde inanılmaz bir malzeme var portekizli hocanın, muazzam. ya her şey bir yana zlatan var... zlatan... yani aslında kenara çekil ve çay iç, takımı zlatan kursun ve sahaya çıkarsın, belli noktalara gelirsin, ancak? manu'nun bu sezona girişi hiç de hayra alamet değil.
eklemem gerek;
sezon başı hazırlık kampında zlatan'lı mourinho'lu manu galatasaray ile karşılaştı. 5-2 kaybettik maçı, hani şu bruma'nın müthiş bir kesme plase atarak golüne şapka çıkarttırdığı maç. arkadaşlar samimi söylüyorum, sezon başı kampında şimdiki takviyelerle oynuyor olsaydık, zaten 1-0'dan 2-1'e getirdiğimiz maçta, biraz da manu'nun adından çekinip ikinci yarı sinmesek o maçı manu'nun alması çok çok zordu.
özetle;
mourinho - manu aşısı tutmadı ve tutmayacak gibi geliyor bana - kaldı ki - mourinho'nun da bundan sonra o şaşalı günlerine döneceğini hiç zannetmiyorum.
futbol 4-5 yılda bir kabuk değiştiriyor, eski kabuğun oluşmasına sebep olanlardan birisi mourinho'ydu, artık yeni bir kabuk var - ki bu kabuğun mimarı da guardiola sanırım, bu mantalitede mourinho'nun ekolünün şansı çok çok az.