25995
(gbkz: türkiye’de bir stoper sıkıntısı var. sen de müthiş sezon geçiriyorsun. fatih terim’in seni çağırmasını bekliyor musun? ya da sen hoca olsan yalçın ayhan’ı a milli takım’a alır mıydın?)
“ben kendimi kesin alırdım gibi bir şey demeyeyim. a milli takım çok hassas bir yer ve karar mercii de fatih terim. zaten kendisi de tüm oyuncuları takip ettiklerini söylüyor. beklentim elbette var. ancak bu sadece benim istememle olacak bir şey değil. kendimi hazır hissediyorum, görev verilmesi halinde fransa’da elimden gelenin fazlasını yaparım. bu sözlerimin arkasındayım, çünkü yeterliliğime inanıyorum, formdayım. 34 yaşındayım ama en iyi dönemimdeyim. ben hep a milli takım’ın yanında oldum. çağırılsak da çağırılmasak da kalbim orada, fransa’da olacak. açıkçası ay-yıldızlı formayı giymeyi çok arzuluyorum ve gerçekleşir umuduyla yaşıyorum. inşallah allah izin verir. o formayı giymeden futbol kariyerimi noktalamak istemiyorum.
“fenerbahçe için maç nasıl önemliyse bizim için de önemli maçtı. takım olarak çok inandık. rakibin zaaflarını iyi tespit ettik. sisteme bağlı kalıp kazandık. zaten yenilmesi zor olan bir takımız. bu her takıma karşı böyle. galibiyet bizim için sürpriz olmadı. iki senedir burada şampiyonluk kaybediyorlar. bir nevi onların belalısı olduk.”
(gbkz: yalçın ayhan deyince sporseverlerde ‘sert oyuncu’ algısı oluşuyor. hatta antalyaspor’da oynarken senin için rijkaard ‘kasap’ demişti. bundan yakınan rakipler oluyor mu?)
“suçlandığım şey jo pozisyonu galatasaray maçında. ben yokum orada, şenol can vardı herhalde. iftira atılıyor yani. o zamanlar biz çok ters geliyorduk galatasaray’a. rijkaard benim nereden bilecek geçmişte orada oynadığımı, eline kağıt veriliyor o da okuyordu. başarısızlığın suçu başkasında aranmamalı. çok sert oyuncu olsam bu sezon 2 sarı kart mı
görürdüm. oyunun kuralları içinde sert olmak zorundasınız. 300’ün üzerinde lig maçım var, gördüğüm kırmızı 3’ü geçmez. rakiplerden fazla ben sakatlanıyorum. 5 kez ameliyat oldum, 3 ufak operasyon geçirdim. sürekli bandaj ve sargıyla oynuyorum.”
(gbkz: geriye baktığımızda özellikle galatasaray maçlarında bir farklı oynuyorsun. ekstra bir motivasyonla mı çıkıyorsun?)
“belki de canımı çok acıttılar, yapmadığım şey yaptım gibi gösterildi, kasap denildi. her ayrılan oyuncu eski takımıyla karşılaştığında “buyur gol at” demez. o eski, bu eski oyuncu dersek, lig oynanmaz. anadolu kulüplerinde 3 büyüklerin formasını giymiş çok oyuncu var.
(gbkz: kasımpaşa ile sözleşmen bittiğinde katar’dan istediler. büyük bir teklif vardı. neden kaldın, çin’e ne diyorsun?)
“ben sadece 1 sene futbol oynayıp da, burada kazanacağımın iki katını alıp kariyerimi noktalamak istemedim. ben futbolu çok seviyorum ve uzun yıllar devam etmek istiyorum. ben sadece para olgusuyla hareket etmem. başakşehir’e gelmeden de bana anadolu’dan başakşehir’in iki katını teklif ettiler. burada huzurlu olacağımı ve kendimi geliştireceğimi düşündüm, geldim. para önceliğim olmadı ama mukavelem bittiğinde hakkımı hep sonuna kadar aradım. haddimi hep bildim. stoper olarak gidip de 2 milyon euro isteyecek halim yok. sözleşmem bitiyordu. 2 yıl daha uzattım. bana güvendiler. mutluyum. çin’i şimdilik düşünmüyorum. yarışmacı ligde devam etmeliyim. allah izin verirse 40’ıma kadar oynamak isterim.”
volkan demirel ile davalık olmuştunuz. hâlâ küs müsünüz?
“konuşmuyoruz ama kin de beslemiyorum. sadece hak etmediğin bir davranışla karşılaştığında üzülüyorsun, hele ki maç sonunda. adrenalin yüksek oluyor saha içinde, tartışma da sahada olur. ama duş aldıktan sonra tartışma olması hoş değil. biz futbolcuyuz, insanlara örnek olmak lazım. özellikle de gençlere. kavgalarla gündemde olmamalıyız.”
(gbkz: 4 sezonda ulaştığın gol sayısına 1 sezonda ulaştın. bu başarı tesadüf değil herhalde?)
“başakşehir’de duran toplardaki varyasyonlarımız önemli bir etki bu durumda. antrenmanlarda sürekli çalışıyoruz. herkesin başka pozisyonu var, hocamız da hava hakimiyeti iyi olan oyunculara sorumluluk veriyor. 6 gol atmak tabii ki mutluluk verici. hele ki stoperseniz.”
(gbkz: beşiktaş ile sözleşmen vardı, imzalar atıldı. kalsan garanti ücretini alırdın. ama karşı taraf son anda istemedi, sen de fesh ettin. içinde ukte kaldı mı. bilic’e kırgınlığın var mı?)
“allah hiçbir kulunun böyle zulüm görmesini istemez. ben zulüm gördüm, canım çok acıdı. bu yaşıma kadar beni en çok üzen şey buydu. başakşehir’e izin almadan kimse girip de idman izleyemez. ben ingiltere vizesi alıp kampa gittim. o vizenin de nasıl zor alındığını bilirsiniz. orada takımla uçağa bindim. yok ben kendi kafama göre gitmişim falan mümkün mü? iftiralar çok acıttı. yoksa transferde anlaşırsın, olmaz. ama insanlara iftira atmak, canını acıtmak yazık. bilic’in suçu yok. benim ailem var, çevrem var. kendi imkanlarımla nasıl gideyim ingiltere’ye. bunu söylüyorlar.”
“hiçbir futbolcunun böyle bir üzüntü yaşamasını istemem. ben beşiktaş altyapısında oynadım 1998’de, bununla da hep gurur duydum. beni en çok üzen iftiralar oldu. ben gaziosmanpaşa’da oturuyorum, mütevazı bir çevrem var. kimseye yalvarmadım beni al diye. ingiltere’ye kadar götürülüp, bir gün sonra dönmek canımı çok acıttı. ‘keşke gitmeseydim. keşke hiçbir şey başlamasaydı’ dedim.”
“zulümle karşılaştım diyorum. üzüntümü, canımın nasıl acıdığını kelimelerle tarif edemem. ingiltere’den dönerken uçakta sinirden ağladım. benim ailem var, çocuğum var. insanların yüzüne nasıl bakarım diye düşündüm. beşiktaş kampına gidiyorum diye vedalaşıyorsun, çevrendekiler bir gün sonra televizyondan gönderildiğini görüyor. bir bakıyorsun sosyal medya ayaklanmış. türk’ün türk’ten başka dostu da yok düşmanı da. birbirimizi aşağı çekmeyi çok iyi biliyoruz.”
“bu olay beni hırslandırdı. onların ne düşündüğünü bilemem ama allah’ın sevgili kuluyum diyorum. psikolojik olarak sıkıntılı dönemler geçirdim ve üstesinden geldim. yaradan da gördü ve yardım etti. başakşehir de bana kucak açtı. abdullah hoca ile çalışmayı çok istiyordum. performansıma bakınca doğru karar verdiğim ortada.”
“abdullah avcı 1999’da benim istanbulspor’da hocamdı. iki yıldır da çalışmak kısmet oldu. gelişime açık, çalışkan. asla oldum demez abdullah hoca. sürekli kendini geliştirir. akşam gelirsiniz, hoca hâlâ buradadır. başakşehir zaten sistem takımı. hoca sayesinde oluyor bu. her kulüpte bu düzen olmuyor.”
yalçın ayhan
“ben kendimi kesin alırdım gibi bir şey demeyeyim. a milli takım çok hassas bir yer ve karar mercii de fatih terim. zaten kendisi de tüm oyuncuları takip ettiklerini söylüyor. beklentim elbette var. ancak bu sadece benim istememle olacak bir şey değil. kendimi hazır hissediyorum, görev verilmesi halinde fransa’da elimden gelenin fazlasını yaparım. bu sözlerimin arkasındayım, çünkü yeterliliğime inanıyorum, formdayım. 34 yaşındayım ama en iyi dönemimdeyim. ben hep a milli takım’ın yanında oldum. çağırılsak da çağırılmasak da kalbim orada, fransa’da olacak. açıkçası ay-yıldızlı formayı giymeyi çok arzuluyorum ve gerçekleşir umuduyla yaşıyorum. inşallah allah izin verir. o formayı giymeden futbol kariyerimi noktalamak istemiyorum.
“fenerbahçe için maç nasıl önemliyse bizim için de önemli maçtı. takım olarak çok inandık. rakibin zaaflarını iyi tespit ettik. sisteme bağlı kalıp kazandık. zaten yenilmesi zor olan bir takımız. bu her takıma karşı böyle. galibiyet bizim için sürpriz olmadı. iki senedir burada şampiyonluk kaybediyorlar. bir nevi onların belalısı olduk.”
(gbkz: yalçın ayhan deyince sporseverlerde ‘sert oyuncu’ algısı oluşuyor. hatta antalyaspor’da oynarken senin için rijkaard ‘kasap’ demişti. bundan yakınan rakipler oluyor mu?)
“suçlandığım şey jo pozisyonu galatasaray maçında. ben yokum orada, şenol can vardı herhalde. iftira atılıyor yani. o zamanlar biz çok ters geliyorduk galatasaray’a. rijkaard benim nereden bilecek geçmişte orada oynadığımı, eline kağıt veriliyor o da okuyordu. başarısızlığın suçu başkasında aranmamalı. çok sert oyuncu olsam bu sezon 2 sarı kart mı
görürdüm. oyunun kuralları içinde sert olmak zorundasınız. 300’ün üzerinde lig maçım var, gördüğüm kırmızı 3’ü geçmez. rakiplerden fazla ben sakatlanıyorum. 5 kez ameliyat oldum, 3 ufak operasyon geçirdim. sürekli bandaj ve sargıyla oynuyorum.”
(gbkz: geriye baktığımızda özellikle galatasaray maçlarında bir farklı oynuyorsun. ekstra bir motivasyonla mı çıkıyorsun?)
“belki de canımı çok acıttılar, yapmadığım şey yaptım gibi gösterildi, kasap denildi. her ayrılan oyuncu eski takımıyla karşılaştığında “buyur gol at” demez. o eski, bu eski oyuncu dersek, lig oynanmaz. anadolu kulüplerinde 3 büyüklerin formasını giymiş çok oyuncu var.
(gbkz: kasımpaşa ile sözleşmen bittiğinde katar’dan istediler. büyük bir teklif vardı. neden kaldın, çin’e ne diyorsun?)
“ben sadece 1 sene futbol oynayıp da, burada kazanacağımın iki katını alıp kariyerimi noktalamak istemedim. ben futbolu çok seviyorum ve uzun yıllar devam etmek istiyorum. ben sadece para olgusuyla hareket etmem. başakşehir’e gelmeden de bana anadolu’dan başakşehir’in iki katını teklif ettiler. burada huzurlu olacağımı ve kendimi geliştireceğimi düşündüm, geldim. para önceliğim olmadı ama mukavelem bittiğinde hakkımı hep sonuna kadar aradım. haddimi hep bildim. stoper olarak gidip de 2 milyon euro isteyecek halim yok. sözleşmem bitiyordu. 2 yıl daha uzattım. bana güvendiler. mutluyum. çin’i şimdilik düşünmüyorum. yarışmacı ligde devam etmeliyim. allah izin verirse 40’ıma kadar oynamak isterim.”
volkan demirel ile davalık olmuştunuz. hâlâ küs müsünüz?
“konuşmuyoruz ama kin de beslemiyorum. sadece hak etmediğin bir davranışla karşılaştığında üzülüyorsun, hele ki maç sonunda. adrenalin yüksek oluyor saha içinde, tartışma da sahada olur. ama duş aldıktan sonra tartışma olması hoş değil. biz futbolcuyuz, insanlara örnek olmak lazım. özellikle de gençlere. kavgalarla gündemde olmamalıyız.”
(gbkz: 4 sezonda ulaştığın gol sayısına 1 sezonda ulaştın. bu başarı tesadüf değil herhalde?)
“başakşehir’de duran toplardaki varyasyonlarımız önemli bir etki bu durumda. antrenmanlarda sürekli çalışıyoruz. herkesin başka pozisyonu var, hocamız da hava hakimiyeti iyi olan oyunculara sorumluluk veriyor. 6 gol atmak tabii ki mutluluk verici. hele ki stoperseniz.”
(gbkz: beşiktaş ile sözleşmen vardı, imzalar atıldı. kalsan garanti ücretini alırdın. ama karşı taraf son anda istemedi, sen de fesh ettin. içinde ukte kaldı mı. bilic’e kırgınlığın var mı?)
“allah hiçbir kulunun böyle zulüm görmesini istemez. ben zulüm gördüm, canım çok acıdı. bu yaşıma kadar beni en çok üzen şey buydu. başakşehir’e izin almadan kimse girip de idman izleyemez. ben ingiltere vizesi alıp kampa gittim. o vizenin de nasıl zor alındığını bilirsiniz. orada takımla uçağa bindim. yok ben kendi kafama göre gitmişim falan mümkün mü? iftiralar çok acıttı. yoksa transferde anlaşırsın, olmaz. ama insanlara iftira atmak, canını acıtmak yazık. bilic’in suçu yok. benim ailem var, çevrem var. kendi imkanlarımla nasıl gideyim ingiltere’ye. bunu söylüyorlar.”
“hiçbir futbolcunun böyle bir üzüntü yaşamasını istemem. ben beşiktaş altyapısında oynadım 1998’de, bununla da hep gurur duydum. beni en çok üzen iftiralar oldu. ben gaziosmanpaşa’da oturuyorum, mütevazı bir çevrem var. kimseye yalvarmadım beni al diye. ingiltere’ye kadar götürülüp, bir gün sonra dönmek canımı çok acıttı. ‘keşke gitmeseydim. keşke hiçbir şey başlamasaydı’ dedim.”
“zulümle karşılaştım diyorum. üzüntümü, canımın nasıl acıdığını kelimelerle tarif edemem. ingiltere’den dönerken uçakta sinirden ağladım. benim ailem var, çocuğum var. insanların yüzüne nasıl bakarım diye düşündüm. beşiktaş kampına gidiyorum diye vedalaşıyorsun, çevrendekiler bir gün sonra televizyondan gönderildiğini görüyor. bir bakıyorsun sosyal medya ayaklanmış. türk’ün türk’ten başka dostu da yok düşmanı da. birbirimizi aşağı çekmeyi çok iyi biliyoruz.”
“bu olay beni hırslandırdı. onların ne düşündüğünü bilemem ama allah’ın sevgili kuluyum diyorum. psikolojik olarak sıkıntılı dönemler geçirdim ve üstesinden geldim. yaradan da gördü ve yardım etti. başakşehir de bana kucak açtı. abdullah hoca ile çalışmayı çok istiyordum. performansıma bakınca doğru karar verdiğim ortada.”
“abdullah avcı 1999’da benim istanbulspor’da hocamdı. iki yıldır da çalışmak kısmet oldu. gelişime açık, çalışkan. asla oldum demez abdullah hoca. sürekli kendini geliştirir. akşam gelirsiniz, hoca hâlâ buradadır. başakşehir zaten sistem takımı. hoca sayesinde oluyor bu. her kulüpte bu düzen olmuyor.”
yalçın ayhan