562
12 yaşında nba 2003 ile tanıştım kendisiyle. hiç anlamazdım basketboldan ama iyi oynardım lakers ile. sonra aradan 2-3 yıl geçti ben kanalları gezerken 200 lü kanallara gelmişim ne oluyor lan derken bir de ne göreyim nba tv. hem de şifresiz o zamanda hiç bir yerde yokken ben ntv den premier league izleyeyim diye biss ayarlarıyla meğer onu da açmışım. tam 15 tatilin ilk günleri denk geldim ve son gününe kadar o kanal hiç kapanmadı. bir gün dediler ki lakersın maçını yayınlayacaz ben de hayatımda ilk defa lakers maçı izleyeceğim. maç sabah 5 te ve 5 e kadar bekleyip maçı izledim. malesef lakersın en berbat dönemlerinden biriydi ve kobe sakat olduğundan oynamıyordu. sonra eski maçlar videolar derken hazırlığın ilk döneminde alıştığım ve kendimi geliştirmeye başladığım voleyboldan dönüp basketbol oynamaya karar verdim. hiç eğitim almamış ve sadece izleyerek bir şeyler görmüş biri olarak bir anda basketbol tutkunu biri olmuştum. geliştirdikçe geliştirdim kendimi ve bir yaz programı sonrasında lise ikinci sınıfta okul takımı seçmelerinde hocadan şu soruyu almıştım. "sen geçen sene niye gelmedin seçmelere?". artık sadece nba takip ediyorum maç oldu mu kaçırmıyorum tv de. gözler pert bir şekilde okula gidip gelmeler dışında hayatıma bir sürü katkı vermişti bu olay. bildiğin okul takımında ilk 5 oynuyordum ve bu benim için bir rüyaydı. bu rüyayı ise sadece kobeyi izleyerek ve onun yolundan giderek gerçekleştirmiştim.
her rüya gibi bunun da sonu vardı ve bunun sonu benim eve getirdiğim karnemin takdir yada teşekkür belgesini soran babamla başladı. bölgesel lig için antrenmanlara bile çağrılmışken bir anda unumu eleğimi asmak zorunda kalmıştım. sadece kobeyi izleyerek basketbola doyuyordum artık. üniversiteyi kazandıktan sonra ev arkadaşlarımın benim sabahın beşine kadar bekleyip lakers maçlarını izlememden etkilenmeye başlamışlardı. öyle ki ben salonda uzanırken maç saatinde arkadaşlarım odadan boston celtics tezahüratlarıyla çıkarak maçı izlemeye geliyordu. maçta kobenin top ile yaptığı her hareketi detaylıca tekrar tekrar izliyordum.
2003 yılından beri her nba oyununda bana lakers'ı seçtiren adam. en büyük hayallerimden biri bir gün seni oynarken izlemek . ama ne yazık ki zaman daralıyor ve benim amerikaya gitme şansım yok denecek kadar az. o değil de sen atlayıp gelsene cimbomla maç yaparsınız. evi boşaltırım eşyalarını taşırım ama ne olur bir kez göreyim seni oynarken
her rüya gibi bunun da sonu vardı ve bunun sonu benim eve getirdiğim karnemin takdir yada teşekkür belgesini soran babamla başladı. bölgesel lig için antrenmanlara bile çağrılmışken bir anda unumu eleğimi asmak zorunda kalmıştım. sadece kobeyi izleyerek basketbola doyuyordum artık. üniversiteyi kazandıktan sonra ev arkadaşlarımın benim sabahın beşine kadar bekleyip lakers maçlarını izlememden etkilenmeye başlamışlardı. öyle ki ben salonda uzanırken maç saatinde arkadaşlarım odadan boston celtics tezahüratlarıyla çıkarak maçı izlemeye geliyordu. maçta kobenin top ile yaptığı her hareketi detaylıca tekrar tekrar izliyordum.
2003 yılından beri her nba oyununda bana lakers'ı seçtiren adam. en büyük hayallerimden biri bir gün seni oynarken izlemek . ama ne yazık ki zaman daralıyor ve benim amerikaya gitme şansım yok denecek kadar az. o değil de sen atlayıp gelsene cimbomla maç yaparsınız. evi boşaltırım eşyalarını taşırım ama ne olur bir kez göreyim seni oynarken