20
çok uzatıyoruz bu mevzuyu.
gereğinden fazla tartışıyoruz.
anlamlandıramıyorum.
başarılı bir sporcu, bir kulübün efsanesi olmak zorunda değildir.
ki, bana kalırsa, efsane statüsü de kısmen görecelidir.
örneğin, hakan şükür, eğer ki çok gol atmış ve birçok rekor kırmış işe,
ve sırf bundan dolayı kulüp efsanesi ilan edilmiş ise,
saygı duyarım; ancak bu demek değildir ki, o benim için efsanedir...
benim için efsanelik statüsü, hem başarı, hem de kişilik ile ilgilidir.
karşılaştırmalı bir örnek ile anlatayım.
illa başarılı olmak, efsane statüsü için yeterliyse, uefa şampiyonu kadrodaki emre belözoğlu da efsane midir yani?
çubuklu tosunu, efsane mi ilan edelim, sırf o kadroya ve futbola emek verdi diye?
peki arda turan?
aynı formayı giymek dışında, arada 7 fark bulamazsın emre abisiyle...
sırf, hagi'nin attığı frikik golü sırasında, arkada sevinen küçük çocuk olduğu için, şikespor'un kankası bu arkadaş, bizim için efsane olmak zorunda mı?
o, atletico madrid'in efsanesi olabilir ancak, bizim değil...
siyasete girmek istemiyorum, ancak duruş da efsanelik için önemlidir.
cenk akyol, gezi'de körleri oynayan ntv'nin mikrofonunu yere attığı andan itibaren benim için bir başkadır.
herkes o'na düşmanken, sen sahipleneceksin!
tüm tbf yönetimini ve zamanın milli takım koçunu, kendi düğününe gelmeyecekleri kadar kızdırdığı için bile, benim için ölümsüzdür.
ama sen sevmeyebilirsin,
ancak şunu unutmayacaksın,
bu kuralı ne ben koyarım, ne de sen koyarsın.
hakan şükür diye, arda turan diye burda birbirimizi yemeyelim.
onları, efsane diye bana dikte ettiremezsin.
gel, büyük kaptan bülent korkmaz'da buluşalım.
suat kaya'yı hatırlayalım.
arif erdem'i unutmayalım.
gheorghe hagi, bizi birleştirsin.
taffarel, henry'nin kafa vuruşunu çizgiden çıkardığı sırada, omuz omuza ağlayalım heyecandan.
ışıl'ımız bizi hep yanında hissetsin.
metin kurt, cevad prekazi, metin oktay ve diğerleri...
ama bana dayatmayın kardeşim.
acun'un, iktidarın, cemaatlerin kankalarını, bu kulübün efsaneleri diye dayatmayın.
senin efsanen olabilir onlar, ama benim değiller.
kulüpteki başarıları ya da başarısızlıkları da, herhangi birilerini efsane yapmaya yetmeyecektir.
önce başarı, sonra duruş gelmelidir.
dediğim gibi, bunlar da görecelidir.
mide ve genişlik meselesidir...
gereğinden fazla tartışıyoruz.
anlamlandıramıyorum.
başarılı bir sporcu, bir kulübün efsanesi olmak zorunda değildir.
ki, bana kalırsa, efsane statüsü de kısmen görecelidir.
örneğin, hakan şükür, eğer ki çok gol atmış ve birçok rekor kırmış işe,
ve sırf bundan dolayı kulüp efsanesi ilan edilmiş ise,
saygı duyarım; ancak bu demek değildir ki, o benim için efsanedir...
benim için efsanelik statüsü, hem başarı, hem de kişilik ile ilgilidir.
karşılaştırmalı bir örnek ile anlatayım.
illa başarılı olmak, efsane statüsü için yeterliyse, uefa şampiyonu kadrodaki emre belözoğlu da efsane midir yani?
çubuklu tosunu, efsane mi ilan edelim, sırf o kadroya ve futbola emek verdi diye?
peki arda turan?
aynı formayı giymek dışında, arada 7 fark bulamazsın emre abisiyle...
sırf, hagi'nin attığı frikik golü sırasında, arkada sevinen küçük çocuk olduğu için, şikespor'un kankası bu arkadaş, bizim için efsane olmak zorunda mı?
o, atletico madrid'in efsanesi olabilir ancak, bizim değil...
siyasete girmek istemiyorum, ancak duruş da efsanelik için önemlidir.
cenk akyol, gezi'de körleri oynayan ntv'nin mikrofonunu yere attığı andan itibaren benim için bir başkadır.
herkes o'na düşmanken, sen sahipleneceksin!
tüm tbf yönetimini ve zamanın milli takım koçunu, kendi düğününe gelmeyecekleri kadar kızdırdığı için bile, benim için ölümsüzdür.
ama sen sevmeyebilirsin,
ancak şunu unutmayacaksın,
bu kuralı ne ben koyarım, ne de sen koyarsın.
hakan şükür diye, arda turan diye burda birbirimizi yemeyelim.
onları, efsane diye bana dikte ettiremezsin.
gel, büyük kaptan bülent korkmaz'da buluşalım.
suat kaya'yı hatırlayalım.
arif erdem'i unutmayalım.
gheorghe hagi, bizi birleştirsin.
taffarel, henry'nin kafa vuruşunu çizgiden çıkardığı sırada, omuz omuza ağlayalım heyecandan.
ışıl'ımız bizi hep yanında hissetsin.
metin kurt, cevad prekazi, metin oktay ve diğerleri...
ama bana dayatmayın kardeşim.
acun'un, iktidarın, cemaatlerin kankalarını, bu kulübün efsaneleri diye dayatmayın.
senin efsanen olabilir onlar, ama benim değiller.
kulüpteki başarıları ya da başarısızlıkları da, herhangi birilerini efsane yapmaya yetmeyecektir.
önce başarı, sonra duruş gelmelidir.
dediğim gibi, bunlar da görecelidir.
mide ve genişlik meselesidir...