120
tarihimizdeki ilk hollandalı teknik direktör. sanırım ilk zenci hocamız aynı zamanda, ben başka hatırlamıyorum şahsen.
gerek futbolculuk kariyeri gerekse de teknik direktörlük kariyerinde oldukça başarılı bir isim olduğu bir gerçek. genç bir teknik direktör olması da bizim için ayrı bir avantaj. ancak "hem futbol bilgisi, hem de karizması ve duruşu ile uzun yıllar hasretini çektiğimiz teknik direktör sorununa çare olabilmesi için hiçbir neden yok" diyemiyorum maalesef.
evet görünürde herşey uygundur, şahsi görüşüm de rijkaard ve galatasaray'ın birbirleri için biçilmiş kaftan olduğu yönünde. bu durum hem rijkaard açısından hem de galatasaray açısından böyle bana kalırsa. ancak bu durumda araya türkiye şartlarının girdiğini unutamadan gerekli analizleri de buna göre yapmak gerekli sanırım.
öncelikle taraftarda oluşan bu büyük sevinç, heyecan ve beklentiyi normal karşılasam da henüz rijkaard sahaya inmeden başarılı olmuş, özlediğimiz ve istediğimiz futbolu oynatıp başarıdan başarıya koşmuşuz şeklinde oluşan havayı da açıkçası anlamakta zorlanıyorum.
dediğim gibi ülke şartlarını göze almadan değerlendirme yapmak maalesef ileride büyük hayal kırıklıklarının yaşanmasına neden olabilir. tıpkı del bosque'de veya aragones'te olduğu gibi.
rijkaard'ın önünde ciddi problemler olduğunu unutmamak lazım, peki nedir bunlar?
- öncelikle en büyük sorun "sabır".
gerek taraftar gerek yönetim rijkaard'a gereken zamanı tanıyabilecek mi? gerekli sabrı gösterebilecek mi? işte en büyük soru işareti burada. eğer birkaç başarısızlıkta taraftar isyan ederse yönetimin bu baskıya ne derece dayanabileceği en büyük soru. aslında burada en büyük görev yönetime düşecek, işler kötü gittiği zaman hatta en kötü gittiği zaman dahi hocanın arkasında durabilmeliler. hatta hoca "yok kardeşim olmuyor, gidiyorum" dese dahi bırakmamalılar. tabi burada asıl sabretmesi gereken biz taraftarlarız desem de ne yazık ki en ufak başarısızlıkta onu bunu istifaya davet eden sadece ama sadece başarıya endeksli taraftar profili faktörünü gözardı edemiyorum.
- son yıllardaki başarısızlığın şahsım adına en büyük nedeni olan futbolcuya dayalı düzen.
eğer rijkaard bu düzeni değiştirebilirse en büyük engeli aşmış olur ki bunu da tek başına yapmasına imkan yok. burada en önemli görev yine yönetime düşüyor. eğer yönetim bu konuda hocanın arkasında durmazsa sezonu başka bir hoca ile kapatmamız maalesef ihtimaller dahilinde.
- adnan sezgin faktörü.
evet bu da en önemli faktörlerden biri. ne hikmetse adnan sezgin geldiğinden beri hiç bir teknik direktör sezonu bitiremedi. kaldı ki galatasaray'ın prensiplerinden olan lig bitmeden teknik direktör değiştirilmez kuralı son yıllarda defalarca bozulur oldu. adnan polat'ın adnan sezgin konusundaki ısrarının anlayabilmiş değilim, üstelk bir de maaş ödüyoruz ya onu hiç anlamıyorum.
- kulübün mali durumu, rijkaard'a verilecek transfer bütçesi, yapılacak transferler.
rijkaad mutlaka yonetimden bazı oyuncular isteyecektir, acaba bu oyuncuların ne kadarı transfer edilebilecek. özellikle kulübün içinde bulunduğu maddi durumu göz önüne alırsak bu da ciddi bir problem olabilir.
- medya , hakemler , federasyon.
bu konuda fazla birşey yazmama gerek yok. al birini vur ötekine
velhasıl-ı kelam rijkaard geldi ancak şu söz sanırım burası için çok uygun olacaktır; "rijkaard'ın elinde sihirli değnek yok" evet çok klasik ama gerçek bu maalesef. elinde sihirli bir değnek olmadığı gibi çözülmesi gereken birçok sorun olduğu.
eğer başarı istiyorsak sanırım bu sezon ve hatta önümüzdeki sezon için anahtar kelimemiz "sabır" olacak. takımdan bir hatta iki sezon şampiyon olmasını beklemeden takıma ve hocaya destek olmadan başarı beklemek maalesef hayalcilik olur.
umarım galatasarayımız için hayırlı olur ve inşallah uzun seneler takımın başında kalıp büyük başarılara imza atar.
gerek futbolculuk kariyeri gerekse de teknik direktörlük kariyerinde oldukça başarılı bir isim olduğu bir gerçek. genç bir teknik direktör olması da bizim için ayrı bir avantaj. ancak "hem futbol bilgisi, hem de karizması ve duruşu ile uzun yıllar hasretini çektiğimiz teknik direktör sorununa çare olabilmesi için hiçbir neden yok" diyemiyorum maalesef.
evet görünürde herşey uygundur, şahsi görüşüm de rijkaard ve galatasaray'ın birbirleri için biçilmiş kaftan olduğu yönünde. bu durum hem rijkaard açısından hem de galatasaray açısından böyle bana kalırsa. ancak bu durumda araya türkiye şartlarının girdiğini unutamadan gerekli analizleri de buna göre yapmak gerekli sanırım.
öncelikle taraftarda oluşan bu büyük sevinç, heyecan ve beklentiyi normal karşılasam da henüz rijkaard sahaya inmeden başarılı olmuş, özlediğimiz ve istediğimiz futbolu oynatıp başarıdan başarıya koşmuşuz şeklinde oluşan havayı da açıkçası anlamakta zorlanıyorum.
dediğim gibi ülke şartlarını göze almadan değerlendirme yapmak maalesef ileride büyük hayal kırıklıklarının yaşanmasına neden olabilir. tıpkı del bosque'de veya aragones'te olduğu gibi.
rijkaard'ın önünde ciddi problemler olduğunu unutmamak lazım, peki nedir bunlar?
- öncelikle en büyük sorun "sabır".
gerek taraftar gerek yönetim rijkaard'a gereken zamanı tanıyabilecek mi? gerekli sabrı gösterebilecek mi? işte en büyük soru işareti burada. eğer birkaç başarısızlıkta taraftar isyan ederse yönetimin bu baskıya ne derece dayanabileceği en büyük soru. aslında burada en büyük görev yönetime düşecek, işler kötü gittiği zaman hatta en kötü gittiği zaman dahi hocanın arkasında durabilmeliler. hatta hoca "yok kardeşim olmuyor, gidiyorum" dese dahi bırakmamalılar. tabi burada asıl sabretmesi gereken biz taraftarlarız desem de ne yazık ki en ufak başarısızlıkta onu bunu istifaya davet eden sadece ama sadece başarıya endeksli taraftar profili faktörünü gözardı edemiyorum.
- son yıllardaki başarısızlığın şahsım adına en büyük nedeni olan futbolcuya dayalı düzen.
eğer rijkaard bu düzeni değiştirebilirse en büyük engeli aşmış olur ki bunu da tek başına yapmasına imkan yok. burada en önemli görev yine yönetime düşüyor. eğer yönetim bu konuda hocanın arkasında durmazsa sezonu başka bir hoca ile kapatmamız maalesef ihtimaller dahilinde.
- adnan sezgin faktörü.
evet bu da en önemli faktörlerden biri. ne hikmetse adnan sezgin geldiğinden beri hiç bir teknik direktör sezonu bitiremedi. kaldı ki galatasaray'ın prensiplerinden olan lig bitmeden teknik direktör değiştirilmez kuralı son yıllarda defalarca bozulur oldu. adnan polat'ın adnan sezgin konusundaki ısrarının anlayabilmiş değilim, üstelk bir de maaş ödüyoruz ya onu hiç anlamıyorum.
- kulübün mali durumu, rijkaard'a verilecek transfer bütçesi, yapılacak transferler.
rijkaad mutlaka yonetimden bazı oyuncular isteyecektir, acaba bu oyuncuların ne kadarı transfer edilebilecek. özellikle kulübün içinde bulunduğu maddi durumu göz önüne alırsak bu da ciddi bir problem olabilir.
- medya , hakemler , federasyon.
bu konuda fazla birşey yazmama gerek yok. al birini vur ötekine
velhasıl-ı kelam rijkaard geldi ancak şu söz sanırım burası için çok uygun olacaktır; "rijkaard'ın elinde sihirli değnek yok" evet çok klasik ama gerçek bu maalesef. elinde sihirli bir değnek olmadığı gibi çözülmesi gereken birçok sorun olduğu.
eğer başarı istiyorsak sanırım bu sezon ve hatta önümüzdeki sezon için anahtar kelimemiz "sabır" olacak. takımdan bir hatta iki sezon şampiyon olmasını beklemeden takıma ve hocaya destek olmadan başarı beklemek maalesef hayalcilik olur.
umarım galatasarayımız için hayırlı olur ve inşallah uzun seneler takımın başında kalıp büyük başarılara imza atar.