• 7
    “hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!” diyordu bugün ebediyete intikalinin yıl dönümünde saygı, özlem ve minnetle andığımız mustafa kemal atatürk... dün de kocaeli stadında oynanan maçtan önce topçular sahaya çıktıklarında bütün tribünler tek bir ağızdan "mustafa kemal'in askerleriyiz" diye bağırırken, galatasaraylı taraftarlar da deplasman tribününde açtıkları devasa pankart ve kartonlarla yaptıkları gösteri ile ulu önder'i anıyordu. tabii, ev sahibi taraftarların maç başı ve sonunda ettikleri küfürler bu güne gölge düşürürken, bu maçın bir de sami yen'de rövanşı olacağı bir kenara yazıldı.

    transfer döneminde taraftarlar "transfer şampiyonası" yaparcasına herkesi takıma kazandırmak ister, takımın sistemi ya da uyumu düşünülmeden "batan geminin malları" misali ne bulunursa transfer edilsin isterler. oysa ki bir çok hoca ise "az ve uz" oyuncu ekibiyle yarışta olmayı ister. galatasaray'ın elinde ıcardi, osimhen, sane gibi yıldızlar olunca, okan buruk da takım içindeki olumlu havayı korumak için tüm topçularına şans vermeyi isterken, uzun aradan sonra kocaeli deplasmanında ıcardi ve osimhen gibi iki forvetle başlıyordu. televizyon başındaki bizler için "gereksiz" bir fanteziydi ama bir gün önceki idmanın "mükemmel" geçtiğini belirtiyordu başarılı teknik adam. öte yandan bu tercih selçuk inan'a sorulduğunda "galatasaray'ın bütün oyun planlarını çalıştık ama en fazla çift forvetli oyun üzerine durduk" cevabı, oynanacak maç için içimizde bir endişe yaratmıyor değildi.

    iki takımın da istekli ve arzulu başladığı oyunda, galatasaraylılar alışık oldukları düzenden çıkınca, birbirlerinin yerlerini bulmaya çalışan acemiler gibi bolca pas hataları yaparken, koacelispor ise önce ikinci dakikada tayfur'un auta yolladığı kafa vuruşu ile taraftarını heyecanlandırıyor, ardından uğurcan'la karşı karşıya kaldığı pozisyonda sarı-kırmızılı file bekçisi "ahtapot gibi devleşiyordu". galatasaray daha kayda değer bir atak yapamazken, serdar dursun'un uzaktan şutu uğurcan'da kalırken, savunma arkasına atılan bir pasta sane topu mükemmel sürerken ceza sahası içine kadar, pası da bir o kadar kötü atıyordu. istenilen oyun oynanmayınca, hakem de sert oyunla faulsüzlüğü karıştırınca osimhen tepki veriyor, çağdaş altay da sarı kartı çıkarıyordu nijeryalıya... ilk devre biterken icardi'nin auta yolladığı kafa vuruşu dışında osimhen'in karambolde önüne düşen topa vuruşunda kalecinin kornere yollaması dışında galatasaray etkili olamazken, atılan bir aut atışında serdar dursun'un jakobs'u bozarak kafayla agyei'ye düşürmesi ve onun galatasaray savunmasını geçip uğurcan'ın tuttuğu köşeden fileleri havalandırması ile ev sahibi öne geçiyordu.
    jakobs'a yapılan müdahaleye düdük çalmamasına şaşmamak gerekir hakemin zira sanchez ceza sahası içinde yaka paça indirilmişken, oralı bile olmamıştı hem kendisi hem de var'daki ali şansalan. ama bu ikili maçın bitmesine 10 dakika kala galatasaray'ın osimhen ile bulduğu golde "kaza kaza" ofsayt kararı çıkarıyordu. herkes çekilen çizgiye takılmış, rakip savunma oyuncusunun ayağı kaleye daha yakın derken, kalecinin kalesinde olmadığı pozisyonda çizginin 2 numaralı savunma oyuncusundan değil belki de kaleciden ya da yanındaki savunmacıdan çekilmesi gerekiyordu. burada var o söz konusu çizgiyi yanlış çizerken, kalecinin arkasında "pasif" pozisyonda olan sara'nın kaleci ve savunmacıyı nasıl etkilediğini hala anlamış değilim. galatasaray'ın 8-10 puan önde götüreceği ligin "ekonomik" yandan bir getirisi olmayacağı gerçeği ile böyle ufak tefek müdahalelerle lig yarışını kızıştırmak istenildiği düşüncesi gelmiyor değil insanın aklına bu kararları gördükçe.

    maçın ikinci yarısına dönersek, galatasaray biraz daha derli toplu gözüküp, kocaelispor'un kalesini çok adamla koruduğu bir oyunda 48de sallai'nin uzun pasında osimhen kaleciyle karşı karşıya kalırken, şutu kornere çıkarken, 65'de ise osimhen'in paralel pasında barış'ın golünü önce kaleci sonra da tarkan çizgiden çıkarıyordu. ev sahibinin farkı arttıracak net pozisyonunda da sanchez savunmanın üçe bir yakalandığı bir anda can'a yerinde müdahale ederek, takımının maçın içinde kalmasını sağlıyordu.
    milli aradan önce kocaeli'de alınan yenilgi zirve yarışında fenerbahçe ile aranın bir puana inmesi anlamına gelirken, okan buruk ve ekibinin maçların olmadığı bu dönemde yapacakları analizler ile ulusal takımlara gitmeyen topçuların özel çalışmalarla daha güçlü dönecek olması, ki sane'nin başakşehir maçı hala akıllarda, ve sakatların iyileşecek olması gelecek maçlar için umudu korumamıza yetiyor...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-0galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın