maçın daha birinci dakikası biterken üç puan alacağımızdan emindim. çünkü önde basıyor ve topu alınca savunma arkasına koşuyorduk, türkiye ligi'nde bu oyunla (derbiler hariç) iki gol yesek üç tane atardık. elbette kafasından geçenleri bilemeyiz ama bence fatih hoca nagatomo, babel, mariano ve feghouli gibi yaşlı oyuncuların durağan oyunlarının bir süre sonra düzeleceğini zannetti. bu yüzden onlara tekrar tekrar fırsat verdi, bir süre sonra onların formsuzluğunun biteceğini umdu. fakat bu oyuncular dinamizmlerini geri döndürülemez biçimde kaybetmişlerdi, bundan dolayı bütün denemeler olumsuz sonuçlandı ve takım lig yarışında çok puan kaybetti. şampiyonlar ligi'nde neler kaybettiğimizi ise ancak yeni kadronun oynayacağı brugge maçından sonra
* görebileceğiz.
şimdi galatasaray eski dinamizmini tekrar yakalıyor ve dinamik oyuna cevap veren bütün oyuncularından faydalanması gerekiyor. buna, kişiliğini ne kadar sevmesem de belhanda ve babel de dahil. bize düşen sezon sanki yeni başlamış gibi düşünerek bütün oyunculara karşı hoşgörülü ve babacan yaklaşmak. çünkü üç aylık kayıp süreçten sonra galatasaray için sezon gerçekten de yeni başlıyor. kasım ayı itibariyle yeni bir 11 ve yeni bir sisteme geçiyoruz.
önceden küfür ettiğimiz, "beş para etmez bu" dediğimiz oyuncular bu yeni sistemde parlayabilir. iki ay önce çöp gözüyle bakılan ömer bayram'ın mevkisi değişince ne kadar iyi oynadığına hepimiz şahit olduk. bu yüzden babel'in, belhanda'nın veya ahmet çalık'ın 3-5-2 veya 4-4-2 dizilişinde faydalı olma ihtimalini göz önünde bulundurmak ve bu oyunculara forma verilirse kıyameti koparmamak lazım diye düşünüyorum. bırakalım yeni sistemde herkes yapabileceğini ortaya koysun.