abdi ipekçi'nin rakip takıma ne derece ''cehennem'' olabileceğini bir kez daha gösterdik.
biletimi biletix internet sitesinden almıştım ve maç gününe kadar da gişeye uğrayamadığım için edinemememiştim, yani maç gününe kalmıştı bileti teslim almak. gişe önünde ise bir kargaşa vardı. biletlerin tükenmesinden ötürü taraftarlar biletix yetkililerine tepkilerini gösteriyorlardı. tabii salonun çevresinde karaborsa da gırla idi. bunun olacağını tahmin etmek çok zor olmasa gerek, bilet fiyatları 7 tl
* ve alınabilecek üst limit de 9 adet olunca karaborsacılar bu maçın biletlerine saldırı düzenlemişti. bu açıdan bu düzenleme bana pek mantıklı gelmedi; üst limit 5 adet olabilirdi. maç öncesi salonun önünde
galatasaray marşları çalan orkestraya da buradan teşekkürlerimizi iletelim.
maça gelecek olursak öncelikle salon dün full idi, ben bir tek pota arkalarının en üst koltuklarında birkaç tane boş koltuk görmüştüm, nasıl oldu ise oralar da doldu ki hemen belirtelim 1. ve 2. kat aralarında bulunan demirler de taraftarların maç izleme noktasına dönüşmüştü. ilk yarıyı da sözlüğün bulunduğu
bench arkası'nda yer olmadığından demirin oradan takip ettim. ikinci yarıda bench arkasına geçtim.
öncelikle
tribün harikaydı, tek kelime ile. çünkü daha fazla söyleyecek söz yok. taraftarları eleştiren yazılara katılmıyorum, hakemin her fenerbahçe lehine verdiği kararda gerek ıslık, gerek yuhalama ile anında tepki verdik. her fenerbahçe hücumunda
gürültü yaptık, gerek ıslık, gerek çığlık, gerek yuhalama ile. bunlar basketbol salonlarında rakip takımı ciddi derecede baskı altına alan ve sağlıklı karar vermesini engelleyen hareketler olduğu için galibiyette taraftar olarak büyük payımız olduğunu düşünüyorum. (burada parantez açayım, gerek son çeyreğin son bölümü, gerek uzatma bölümünde oyun riske girdiğinde ultraslan sustu, maç boyu yaptıkları tek hata da kendilerini maçın heyecanına kaptırıp destek vermeyi bu kritik anlarda kesmeleri oldu)
sahaya yabancı madde atan kişilere ise
taraftar diyemiyorum. hem tbf hem hakemler fenerbahçe safında yer alırken ve bizi yakmak için türlü bahaneler ararken ellerine böylesine koz vermememiz gerek. biraz daha
duyarlı olalım lütfen.
maç öncesi, kendi evimizdeki maçları kazanmak şartı ile şampiyonluk şansımızı son maça kadar taşıyabileceğimizi söylemiştim. bu bilinçte çıktık maça, seriye tutunmamız adına kritik bir virajdı, başarılı döndük. galibiyetimizde bana göre kilit nokta ise iki takımın uzunlarının ortaya koydukları:
kaya peker: 11 dakika, 0 sayı
oğuz savaş: 11 dakika, 2 sayı
ermal kuqo: 28 dakika, 20 sayı
luksa andric: 16 dakika, 10 sayı
takım olarak ve taraftar olarak ortaya koyduğumuz efor, hırs, azim ve kararlılık galibiyeti getiren noktalar oldu. terden yapış yapış oldum, sesim gitti, boğazım acıdı, hem havasızlıktan hem bağırmaktan bir ara midem bulandı
*; galibiyet geldiğinde ise bunu kutlamak bizim en büyük hakkımızdı.
rancik'in üçlüsünde ufak bir yığılma oldu ön sıralara doğru, neyse ki yaralanan olmadı.
*güzel başladı, güzel bitti. darısı
cumartesi'nin başına. yenilmez armada'ya, oktay mahmuti'ye, taraftara, tribüne gelen başkan'a ve yöneticilere ne kadar teşekkür etsek az. tüm bileşenlerin, aynı şekilde, aynı etkide cumartesi günü
* bir araya gelmesi dileği ile.