• 58
    eşek kadar adamlar olsak bile biz bunu askerde bir pazar günü oynamıştık ve zevki hala bakiydi amk. hankmoody devrem ve birkaç asker arkadaşımızla beraber. bulduğumuz topta tam oyunun ruhuna uygun olarak üstü soyulmuş, patlamaya ramak kalmış bir toptu. ben oyun boyunca en skorer adam olmama rağmen, stratejik oynamamam ve sürekli kaleye vole, kafa vuruşu vs. denememim ardından kız kardeş olmaktan kurtulamamıştım.(u: evet biraz cinsiyetçi ama oyunun jargonu böyle napalım :() üstümüz başımız toz toprak olmuştu ama 2 saatliğine çok eğlenmiştik. şimdi tabi kalmamıştır böyle oyunlar amk. zamane bebelerine sorsan, "o ne abi? play store'da var mı?" diye sorarlar. :(
  • 59
    çocukken oynardım hep bu oyunu.
    her ne kadar görme engelliler okulundayken arkadaşlarım beni zorla kaleye koysalar da, okul dışında futbol oynadığım zaman, görmediğim için doğal olarak kaleye geçmezdim.
    işte aylık oyununu da kaleye geçmeden oynar ve rahat rahat şut çekerdim.
    ne de olsa şutum dışarıya da gitse hiç kaleye geçmiyordum.
    hatta aut çizgisinin oralarda gezinir, dışarı çıkmakta olan topları içeri çevirerek, o an kalede olan kişinin kalede kalmaya devam etmesine neden olurdum bazen. :)
    o an kaleci olan arkadaşım her kimse bana kızar, diğer arkadaşlarım da bana destek verirlerdi. :)
    bu hep böyle kısır döngü şeklinde sürgit devam ederdi.
    kalecileri 9'a ulaştırmak için, nasıl olsa kaleye geçmeyeceğimi bildiğimden; çeşitli fanteziler denerdim.
    topu köşeye yuvarlayacakmış gibi yapıp; kaleci tam ayaklarını açınca aradan yuvarlar ve beşlik atardım.
    bir keresinde, yorulduğum için kenarda dinlenirken, arkadaşımın çektiği şut kaleciden sekip kafama çarpıp; yerden sekip hız kazanarak gol olmuştu ve bu golle kaleci 9'a ulaşmıştı sayemde. :)
    evet, şu an karar verdim.
    inşallah covid riski tam anlamıyla geçtikten sonra adam toplayıp; oynayacağım bu oyunu.
    ama yine geçmeyeceğim kaleye tabii ki. :)
    gerçekten çok özlüyorum çocukluğumu, hem de çok.
  • 39
    nasıl olur da kuralları bütün mahallelerde aynı olur diye düşündüğüm sokak futbolu oyunu.

    kuralların yazılı olduğu bir bildiri mi dağıtılıyordu mahallelere yoksa hakem heyetleri mahalleleri gezip eğitim mi veriyordu. kafayla gol atmanın 4 gol sayıldığı, havada tutulan topun farklı bir anlama geldiği, 9 gol yiyenin anne değil de başka bir şey olduğu bir mahalle var mıydı acaba?
  • 14
    silivri taraflarında bacakarasından atılınca beş sayılan (bkz: beşlik) kafayla atılınca 3 sayılan, mazallah kafa topu beşlikten geçip gol olursa birden 8 aylık olunduğu oyun. oyun sırasında en sık sorulan soru "sen kaç aylıktın?" sorusudur... çocuk doğurmayanın isterse 8 aylık olsun "baba" dendiği, ilk elenenin anne olduğu, ikinci elenen oyuncunun "kız kardeş" olduğu (?), ondan sonra elenen elemanın ise en azından "ağabey" olarak yırttığı; "freud görse neler derdi kim bilir?" diye düşündüren oyun.
  • 57
    bir nesle dört işlem yapmayı öğreten efsane oyun. mahallenin top tekniği iyi olan piç bebesi * sonuna kadar sektirip tek seferde bitirmesin diye genellikle 51 veya 101 aylık oynardık. ama aynı çocuk 20 kere kafayla 4-5 kere de topukla sektirip gene tek seferde bitirirdi. oyundan ilk çıkan elemanı "anneeağğ, anneaaağğ ehi ehi" diye kovalayıp darp ederdik.

    bunun bir de miraslı olanı vardı. onda da hepimiz ayrı ayrı saymak yerine skoru kaleye geçenin üstüne ekliyorduk. tam kaleciyi çıkartacakken topu dışarı atıp kaleye geçmenin verdiği gerilimi halen hiçbir gerilim filmi veremiyor.

    sonraları biz de alman oynamaya başladık da tek başına sektirip oyundan çıkartan piç bebelerin havası biraz olsun söndü.

    o değil de anne kavramını niye bu kadar ezdik halen anlamam. anne kutsaldır lan!
App Store'dan indirin Google Play'den alın