• 226
    gayet ketum ve soğukkanlı açıklamalar yapan resmi kaynaklara göre dahi yaklaşık 10 milyon insanı doğrudan etkilediği söylenen deprem. bu bölgelerin yüksek göç oranını ve özellikle çalışmak için gurbette bulunan popülasyonun fazlalığını da düşününce belki 15 belki 20 milyon insanın hayatında kalıcı etkiler bıraktığını tahmin etmek çok da uçuk değil gibi görünüyor.

    20 milyon insanın sayısal büyüklüğü bir kenara, bu ülkedeki kayıtlı nüfusun dörtte birine denk düşüyor.

    yine sosyal medya sayesinde gördüklerimiz duyduklarımızın her biri yürek yakan sertlikte ve artık dayanamayacağımız fazlalıkta olsa da cebimizdeki telefona kadar gelebilen şeylerin buzdağının görünen kısmındaki bir çıkıntı kadar olabildiğini unutmamak gerekiyor.

    ilk gün en önemli sorun bilgi edinebilmekti. dün ve bugün enkaz altından insan çıkarabilmekti, birkaç gün sonra ne yazık ki cenazelere ulaşabilmek olacak. öte yandan artık üçüncü güne girerken sağ kalanların hayatlarını idame etmelerinin sağlanması, en temel hayati ihtiyaçlarının giderilmesi de en az enkaz aramaları kadar önem kazanmaktadır. 6-7 bin civarı enkazın eşelenip altındakilerin aranması, yaklaşık 10 milyon insanın elden doyurulması ve mobilizasyonlarla ihtiyaçlarının sağlanmasının yanında operasyonel büyüklük anlamında devede kulak kalmaktadır.

    insan sakin kafayla durup düşünebildikçe daha çok düşüncelere dalıyor. "bundan sonrası" gözünde daha çok büyüyor.

    umarım en azından bu konuda gerek resmi otorite gerek sivil toplum doğru organizasyonla azami desteği sağlayabilir...
  • 227
    bugün duyduğum ve en çok içimi acıtan yardım talebi şu şekilde oldu:

    --- alıntı ---
    üzülerek yazıyorum. maraş’tan bir arkadaşımız, orada kefen bulamadıklarını, yardım paketlerine kefende eklenmesini talep etti.

    --- alıntı ---

    söylenecek tek söz kalmadı. ağlayacak gözyaşı kalmadı. yüreğimizde bütün duygular karmakarışık. elimizden sadece birşeyler toparlayıp göndermek geliyor. böyle çaresiz izliyoruz.
  • 228
    islahiye’de yaşadım 3 sene. o bölgeyi karış karış gezdim. çok güzel günler geçirdim. bir sürü güzel insan tanıdım. antakya,iskenderun, samandağ, arsuz. bu bölgelere hala yeterli yardım olmadı. ulaşabildiğim arkadaşlarım öğrencilerim çok şükür sağlar. ama ulaşamadıklarım haber alamadıklarım. bugün bir hocamızın oğlunun vefat haberini aldım. malatya’da eski öğrencim voleybol takımıyla kaldığı otelde enkaz altında. islahiye’de kaldığım apartman yıkılmış. her yer yıkılmış. ve tek yapabildiğimiz yardım göndermek yardıma ihtiyacı olanları paylaşmak. canım çok yanıyor. enkaz altındaki insanlarımıza kardeşlerimize sağ salim ulaşılır hepsinin iyi haberlerini alırız inşallah. vefat eden vatandaşlarımız nurlar içinde yatsınlar. 1999 depreminden sonra bunu da yaşamak çok ağır geldi.
  • 231
    2 sene önce bu yaşanan depremin ancak %1'i izmir'de yaşandı. biz de bir depremzedeyiz. içim içimi yiyor. elden bir şey gelmiyor, üstüne korku da duyuyoruz tabi burada yine olacak mı diye. neyse şundan bahsetmek istiyorum. burada hala yıkılmayan yüzlerce bina var ağır hasarlı duruyor, evsiz yüzlerce insan mevcut. yıkılan binaların yerine yeni konutlar daha bitmedi ve dağın tepesine yapıldı. kimisi gider kimisi gitmez onlarca hayat mahvoldu. yani diyeceğim o ki yaşanan deprem öyle üç beş ayda sonuçlanacak, psikolojisi geçecek yıkıma sebep olmadı. binlerce insan toprak altına girdi. deprem olan bölgeler bir an önce izole olmalı. 3 aylık ohal falan hikaye. izliyoruz, haberleri alıyoruz hala daha el sürülmemiş yerler var. resmen bir katliam yaşandı. elleri kanlı olanlar buradan nasıl sıyıracak. o kadar çok şey var ki anlatmak istediğim paramparça anlamsız bir yazı oluyor. allah yardımcımız olsun.
  • 233
    (bkz: #3549900)

    güncel durumu anlatayım değerli arkadaşlar. sürekli bölgeden bilgi alıyorum.

    önce afad ekipleri geldi bakıp vinç olmadan çalışamayız dedi ve gittiler (suçlama gibi anlaşılmasın haklılar).

    bu dakikadan sonra vinç aramaya başladık civar illerden gerekirse kendimiz götürelim istedik. ankara'dan ben birlikte çalıştığım inşaat şirketlerini aradım. pek çoğu zaten bölgede olduğunu ya da yolda olduğunu belirttiler vinçlerin. vinç var , operator yok, operator var, mazot yok. yani anlayacağınız hepsi var ama bir araya getirecek bir organizasyon bulunmuyor.

    bugün azeri ekip geldi enkaz başına ve vinç bulundu çalışmaya başladılar fakat sağlık çalışanı aranıyor halen. zaten artık ümit kesildi tamamen.

    ancak bizlerin ömrümüzün sonuna kadar şu soru aklımızda olacak, erken organize edilebilse imkanlar kurtarılabilirler miydi?

    allahım bu travmatik depremi yaşayan ve geride kalan herkese sabır ve sağlık versin. yaşamın devamı da oldukça zor.

    son olarak bir tanım yapmak istiyorum ; twitter üzerinden halkın kendi kendine yönettiği ve organize ettiği bir felakettir. devlet ise yapması gereken tek şey olan organizasyon konusunda ortada yoktur.
  • 236
    6 şubat 2023 depremi sonrası ohal ilan edilen bölgelerde acilen sıkı yönetim de ilan edilmeli. asker sahaya komple inmeli. insanlar canlarını zor kurtardı, ısınma barınma anlamında askerden başka yardım edebilecek kapasitede kurum yok. kaldı ki yağma haberleri geliyor. bunların önüne geçmek için mutlaka asker sahaya inip güvenliği sağlamalı. hasarlı bölgelere ohal yetmez, sıkı yönetim şart. asker bizim, mermi bizim, çadır bizim, tulum bizim. sesimizi duyan var mı? askerlik yapan her birey bilir. askeriyenin alet edevatı çok fazla, kumanya çok fazla, hava aracı çok fazla. komando indirme bile yapılabilir girilmeyen yerlere. çok fazla aklı çalışan komutan mevcuttur. acil kurtarma planlarına eğitimli rütbeliler mevcuttur. inşallah bir an önce doğru adımlar atılır.
  • 237
    öyle bir felaket ki ne tadımız kaldı ne tuzumuz, zaten ülke coğrafyası olarak zor bir ülkede yaşıyoruz terörüydü, ekonomisiydi, yangınıydı derken şimdi de deprem haberiyle sarsıldık ve öyle bir deprem haberi ki yüzyılın felaketi deniyor.
    benim üzüldüğüm nokta gerçekten çok zor zamanlar geçiriyoruz bu yeni değil türk halkı olarak 4 yıldır sadece gündelik şeylerle mutlu oluyoruz sonra hemen yine hüzünlü ve karamsar ruh haline giriyoruz.
    hak ediyor muyuz belki de hak ediyoruz ama şu depremin yaralarını hak ediyoruz demekle nasıl örteceğiz ki.
    toparlanması çok zor bir döneme girdik.
    özellikle deprem geçiren bölge insanları deprem öncesi sonrası olarak 2 hayat yaşayacaklar zaten ülkece bozuk olan psikolojimiz daha da dibe inecek.

    artık birşeyleri değiştirelim demek istiyorum sonra hemen vazgeçiyorum, biz birşeyleri değiştirecek güce bile sahip değiliz.

    alışılmışlığın, kokuşmuşluğun içinde günden güne batıp gidiyoruz.

    bu deprem dahi zaman geçince hepimiz tarafından unutulacak, sözüm meclisten dışarı allahsız müteahhitler yine yönetmeliklerin yanından dolaşıp kağıttan evler yapacak ve bizler çok değil belki 5-10 yıl içinde bu ve bundan daha büyük bir depreme belki şahitlik edeceğiz belki maruz kalacağız.

    allah hepimizin yardımcısı olsun.
  • 246
    hayatımda yaşadığım en zor iki günü yaşamama neden olan afet. hayatımı bir ekmek gibi ortadan ikiye böldü.
    sahip olduğum hayat, konfor, imkanlar, zenginlikler, düzen o kadar çok ve cesitliymis ki ve bu bana o kadar olağan gelmiş ki, şimdi şu yaşadığım iki gün ancak rüya gibi hissettiriyor.

    --- deprem ---
    5 şubat pazar akşamı en son trabzonspor ile maçımız vardı. heyecan içinde maçı takip ettim. maçı kazandıktan sonra iş arkadaşımın doğum gününü kutlamak için malatya park avm'ye gittim. dnr'dan hediye beğenmek için kırk dakikami harcadım. nihayet bir hediyede karar kılıp galibiyetin verdiği keyifle entryleri okuyarak eve gittim. uykuluydum. telefonu şarja taktım. bir an evvel yarın olsun da arkadaşıma hediyesini vereyim diye düşüncelere dalarak uyudum.
    hala hatırlamadığım enteresan ve keyifsiz bir rüyadan uyandığımda bir şeylerin ters gittiğini hissettim. bir anda yer gürlemesi duydum. deprem olduğunu anladığım an kapıya koştum. giriş katta oturduğum için kapıya koşmak zor değildi ama son basamağa geldiğimde yere kapaklandim. üzerimde icligim ayağımda çoraplarımla karların üstüne basa basa sokağa fırladım. sokakta benden başka iki kişiyi daha gördüm. depremin sokakta bitmesini bekledim. deprem biter bitmez bilincim normale döndü hemen eve dönüp üstümü giyindim ve ailemle birlikte dışarı çıktık. o gün dışarıda yakılan ateşlerin etrafında sabahladık. henüz ne kadar büyük bir felaket yaşadığımızın bilincinde değildim. yakınlarımı aramaya başladım. herkes iyiydi. sabaha karşı yan binada oturan dayım ve kuzenlerimle birlikte yakında bir fırından simit aldık sabah bir çay ocağına gittik televizyondan olayın vehametini anlamaya başlamıştık. birlikte etrafı gezmeye başladık. eski köy garajınin karşısında ilk yıkımı gördük. avşar otel yerle bir olmuştu. elli metre kadar ilerisinde iki binanın daha yıkıldığını gördük. akpınar meydana kadar yürüdük. akpınardan yeni camine doğru gitmek istedik. yollar kapanmıştı. kocaman binalar ayaklarımızın dibine inmişti. sonra yeni caminin yıkıldığını gördük. birlikte ailemizin yanına döndük. sonra malatya'da yaşayan sivaslı bir arkadaşımla buluştuk. onunla birlikte toki evlerine doğru gitmeye karar verdik. giderken yolda ikinci depreme yakalandık. o depremin ne hissettiğini asla tarif edemiyorum. yol ayağımın altında denizin dalgası gibi dalgalanıyor yer resmen bağırıyordu. güç bela kendimizi kenara attık. o depremde kafamın içi değişti. neyle yüzyüze olduğumuzu o an anladım. arkadaşımla birlikte derhal ailemin yanına gittik. sümerpark'ta ali dayının yeri'ne geldik. afad'ın şeker fabrikası arazisinde çadırlar kurulacağını duydum. annem ve iki kız kardeşimle çadırlara geldik. ortada çadır yoktu. olanlara da insanlar hemen girmişlerdi. afad ekiplerine yardım etmeye başladım, birlikte çadırlar kurduk. annem ve kardeşlerimle birlikte bir çadıra yerleştik. ancak çadırları kuran afad ekipleri insanlara açıklama yapmadan ayrıldı. çadırın içinde üzerimize karlar yağarken dibi sulu kar olan o zeminde içinde iki odası olan elyaf çadırlarda üşümekten geceyi çadırda geciremeyecegimizi anladık. birlikte çadırdan çıkıp yakınlarda ateş yakan bir gruba yaklaştık. bir nebze ısınıp geceyi şeker fabrikası arazisi içerisinde bulunan 20 metre kare bir alanda yüzlerce insan yaşlı çocuk sadece ısınmak ve yaşamak için oradaydık. ortada yanan bir soba etrafında ısınmaya çalışan ihtiyaç hiyerarşisinin ilk basamagindaki bir sürü insan. sadece ısınmak ve yaşamak istiyorduk. saatler sonra susadım. su yok. yağan karı yiyerek su ihtiyacımı giderdim. kar suları siza sıza çoraplarıma yapışmış, ayaklarımı biraz olsun ısıtmak için ayaklarımı açıp, ısıtmak o an o kadar değerliydi ki. halbu ki ben o gün arkadaşımın doğum gününü kutlayacak, ona aldığım hediyeyi gösterecek şaka yapacaktım, maaş haftasında olduğumuz için primleri yapmamız lazımdı beraber ve hediyenin üzerinde "halledicem ama hangi birini" yazıyordu. şakasını yapacak, hangi birini halledicem diye takılacaktım. bütün her şeyim öylece kaldı sanki. o kadar önemli önemli yaptığımız işler bir köşede öylece kaldı. amaç sadece yaşamak. bir yerden bir yere giderken acaba deprem olur mu diye korkarak, binaların yanından geçerken acaba üzerime devrilecek mjdiyr düşünerek, yıkılmış binaları gördükçe üzüntüden hayret bile edemeden daha bir gün önce önünden geçerken yaşadıklarını düşünmek, bir gün sonra burada yasanacaklardan habersiz, ne rahat bir ne konforlu bir hayatmis meğer. ben o gece çadırda bana verdikleri elektrikli ısıtıcıları elektrik gelmeyen çadırda nasıl kullanacağımı düşünerek, bunları sorgulayarak bunlara kızarak 20 metre kare oda içerisinde yerden geçen sıcak kalorifer borusu üstüne sırtımı yaslayıp, ayaklarımı bağdaş kurup kulaklarımı tıkayarak uyumaya çalışarak geçirdim. sabah olduğunda çadırlardan ayrılıp ali dayının yeri'ne yeniden geldik. orada restoran sahibi depremzedelere yemek çıkarmıştı, ortam sıcacıktı insanlar hiç değilse güvenle barınıyordu. sonra 2. ordu'nun depremzedelere kapılarını açtığı haberini alıp bir umut belki aileme daha iyi olanaklar bulabilirim diye, ayağımda botum vura vura kar sularını çeke çeke, daha güvenli olduğu için çevre yolunu kullanarak, yaklaşık bir saatten fazla yürüyüp 2. orduya geldim, heyhat imkânlar aynıydı, çadır vardı ama ısınma imkanı yoktu. yola çıkarkennkendimde bulduğum umut yerini hayal kırıklığına ve korkuya bıraktı. dönerken önünden geçtim her bina tedirginlik vergiciydi. bir gün önce keyifle hayallerle yürüdüğüm yoldan, bir gün sonra korku telaş ve üzüntüyle geçiyor, bir yandan da kendi kendime moral vermeye çalışıyordum. yol boyunca sağlı sollu yıkılmış binaları gördükçe, ağlamaklı oldum. alışveriş ettiğimiz mağazalar, selam verdiğimiz esnaflar, yemek yediğimiz mekânlar yıkılmış dökülmüş, adeta o günler çok geride kaldı diye haykırdı bana. aileme yaklaştıkça gerginliğim yerini rahatlığa bıraktı. sadece sağ salim ailemin yanına kavusabilgidim için gelen bir rahatlık hissi...
    ailemle bir araya geldiğimde bütün yaşadıklarım gözümün önünden geçti. sinirlerim boşaldı. hüngür hüngür ağladım. bize reva görülenler öyle canımı yaktı ki.
    hıçkıra hıçkıra ağladım.
    --- deprem ---
    şimdi bir kaç gün önce yaşadığım hayat da tıpkı 7.7 büyüklüğünde kırılan fay gibi kırıldı. o kadar uzak ki. herkes bir şekilde şehirden tahliye olma yolunda. evsiz kalan yığınla tanıdığım var. fabrikalar üretimleri durdurdu. insanlara barınma ve yemek sağlamakla meşguller. ne kadar daha böyle süreceğine dair en ufak fikrim yok.
    ne yapacağız bilmiyorum. ne zaman sonraki pazartesiye sahip olacağız bilmiyorum. ne zaman yeniden işimle gücümle meşgul olup bir galatasaray maçı sonrası keyifle entryleri okuyacağım bilmiyorum. çok yoruldum. sadece bütün bunlar bitsin istiyorum. bitsin ve bir daha yaşamayalım, hiç ama hiç kimse yaşamasın. kimseye bir daha afet uğramasın.
  • 247
    yaklaşık 22 saatlik yolculuktan sonra 7 şubat 2023 saat 22.30 gibi afad gönüllüleri olarak osmaniye'ye ulaştık. ilk gece görevlendirme yapılmadı; otobüste kalmamız söylendi ama içimiz rahat etmediği için tren garının oradaki devasa enkazda sabaha kadar yardım çalışmasına katıldık. bugün bu saat itibariyle 3 kepçe, 1 vinç, akut ve afad ekipleri ile enkazda hala çalışma devam ediyor. 8 şubat itibariyle yardım kamyonları gelmeye başladı. ilk günlerdeki erzak ve malzeme sıkıntısı kalmadı. çadırkentler kurulmuş ve yardım ekipleri çalışmalarını yapıyor. ekipten iki arkadaş hatay'a gitmek için ayrıldı ama onları kırıkhan'a yönlendirmişler. biraz önce irtibat kurduk ve ciddi bir malzeme ve insan ihtiyacından bahsettiler. yarın bir gönüllü ekibi oluşturup desteğe gitmeyi düşünüyoruz. milletimiz seferber olmuş durumda ancak organizasyon eksikliği nedeniyle sahadaki malzeme ve insan kaynağı yeterince verimli kullanılamıyor. elbirliğiyle yaraları sarmak için mücadeleye devam edelim. herkese kolaylıklar.
  • 248
    hatay'ın defne ilçesinin gültepe mahallesinde akrabalarımızla birlikte 5 şubat 2023 galatasaray - trabzonspor maçını izleyip onların evinde kalmaya karar verip (hava soğuk ve sağanak yağışlıydı) o gece yakalandığım cehennem. apartmanın birinci katında olmamızdan dolayı onlar balkona doğru kaçmaya çalıştılar, ben evin kapısı sıkıştığı için açamadım ve onların yanına koştum derken yetişemeyeceğimi anlayınca son 2 saniyelik bir anda koridordaki beyaz eşyayı görüp yanına kapanarak mucizevi bir şekilde hayatta kaldım. ellerimde birkaç ufak tefek sıyrıklar var o kadar. 6 saat kadar enkaz altında kaldıktan sonra 10:30 sularında çevredeki komşuların yardımlarıyla sürüne sürüne çıktım o yıkıntıdan. çıkar çıkmaz akrabalarımı sordum zira 2'sinin sesini deprem bittikten sonra duymuştum ama yanılmışım. dün akşam üzeri adana'ya yola çıkmadan önce üçünün de (annemin amcası, yengesi ve onların çocuklarının en küçüğü olan 1999 doğumlu kuzeni) cenazelerini çıkarttılar. benim neredeyse ikizim gibi olan çocuğun omurgası kırılmış, vücudu ikiye katlanmış ve kafatası ezilmişti. canlı canlı gördüm cenazesini.
    deprem sonrasında o yağmurda yayan olarak gidip aileme ulaştım, kurtulmuşlar.
    öyle bir felaketti ki yaşayanlar için duyduğunuz sevinç ile ölenler için duyduğunuz üzüntü aynı anda içinizde yaşanıyor. bunları da ancak şu sıralar doğru düzgün şebeke bulduktan sonra yazabildim. komşunun aracında uyuklarken biraz radyo dinleyerek bazı ayrıntılara ulaşabildim zira nasıl bir deprem olduğuyla alakalı bir fikrim yoktu.

    antakya diye bir yer kalmadı artık. parası olan, gücü olan, destek imkanı olan arkadaşlar varsa hatay'a özellikle jeneratör, ısıtıcı, su, mobil şebeke sağlayıcı göndersinler en çok bunlara ihtiyaçları var zira iletişim sıfıra yakın.

    herkese geçmiş olsun diyorum ve baş sağlığı diliyorum. yaşadıklarımızın şokunu hala atlatabilmiş değiliz...

    edit: mesaj gönderen herkese teşekkür ederim. hepimize tekrar tekrar geçmiş olsun, kaybı olanların tekrar başı sağolsun.
  • 249
    çok sevdiğim bir arkadaşımın anne ve babası enkaz altındaymış. enkaz altından insan sesleri geliyormuş. kamera ile bakmışlar 5 kişinin ısısına ulaşmışlar. profesyonel ekip ve vinç gerekiyormuş. belki sözlükten biri oradadır ve birilerini oraya yönlendirebilir.

    ürgen paşa mahallesi, 75. yıl bulvarı, mavi saray apartmanı no:17 antakya (doğtaş'ın yanındaki bina)

    iletişim: 0532 296 03 76 (yaşar ural)
  • 250
    gis firması olan başarsoft'un hangi adresler ve enkazdan yardım talep edildiğine ilişkin yaptığı haritaya aşağıdaki linkten ulaşılabilir. sağ alttaki mavi renkli +'ya tıklanarak yeni bir adres girilebiliyor. twitter'da görülmeyi beklemektense bu adres sayesinde ilgili ekiplerin doğrudan adreslere ulaşımı kolaylaştırılabilir.

    http://deprem.basarsoft.com.tr/
App Store'dan indirin Google Play'den alın