hafta içi kupa maçında malatyaspor karşısında ne kadar tutuk ve silik oynadıysa galatasaray, cumartesi gecesi lig maçında bir o kadar arzulu ve istekliydi. özellikle maçın başlama vuruşunu yapan diagne topu doğrudan muslera'ya atıp, başarılı kalecinin de tüm arkadaşlarını rakip yarı sahaya yollayıp topu malatya ceza sahası içine göndermesi galatasaray'ın oyun planını açıkça ortaya koymaktaydı: "taktik maktik yok, bam bam bam..."
tabii, sadece arzulamadı sarı-kırmızılı topçular, bir de istekleri doğrultusunda gerekli çaba ve uğraşı gösterince deplasman takımı tam manasıyla "kenara sıkışmış boksör" misali kendi yarı sahasında hapsoldu ve gelen topları uzaklaştırmakla yetindi, gücü yettiğince... "ev yapacaksan tuğladan, kız alacaksan muğla'dan" diye bir söz vardır ya, martin linnes'in galatasaray'da geçirdiği yılları ve gösterdiği performansı gördükçe "topçu alacaksan kuzeyden" diyesi geliyor insanın. galatasaray'ın malatyaspor karşısında attığı üç golde de katkısı olan martin linnes, daha 5. dakika başladı "maçın adamı olmaya adayım" demeye. önce ortaladı feghouli vuramadı topa, iki dakika sonra ceza sahasında ara pas denedi son anda savunma araya girdi. dedik ya istekli ve arzuluydu galatasaray, soldan linnes'le sağdan mariano ile geliyordu akın akın renkdaşının üstüne. 12. dakikada mariano ortaladı diagne'nin kafa vuruşu auta gitti. geçmiş maçlara nazaran sarı-kırmızılılar diagne'yi daha fazla topla buluşturuyordu ki on dakika geçmeden bu kez emre akbaba'nın pasında golcü futbolcunun vuruşu az farkla auta gitti.
galatasaray gol için bastırırken deplasman ekibinin maç boyu yakaladığı iki ataktan ilk tehlikeli atağı 30. dakikada donald'la gerçekleşti de o pozisyonda da muslera başarılıydı. galatasaray o kadar konsantre ve istekliydi ki muslera'nın kurtardığı pozisyon sonrası hiç zaman kaybetmeden oyuna sokulan topta onyekuru'nun pasında diagne yine rakip ceza sahasında pozisyona giriyordu. galatasaray bastırdıkça bastırıyor, taraftarı da oyuna dahil ediyor, futbolcu-taraftar-yönetimin sami yen'de görmek istediği ortam oluşuyordu... ev sahibi golü bulacaktı da merak edilen kimin atacağı ve ne zaman olacağıydı... ve beklenilen gol yine linnes'in kişisel gayreti ve yaptığı asistle feghouli ile geldi ama var hakemleri tam olarak 3 ayrı pozisyona bakarak iptal gerekçesi buldular: ofsayt... oysa bakmadıkları, yayıncı kuruluşun tekrarını ekrana getirmediği galatasaray lehine bir penaltı anı vardı bütün bu pozisyonların başlangıcında, demek ki filmi o kadar geriye saramamışlardı, ya da sarmak işlerine gelmiyordu...
martin linnes'in yaptığı asist kayıtlara geçmemişti belki ama norveçli takımını galibiyete götürmeye niyetliydi, ilk devrenin uzatma dakikalarında henry onyekuru ile yaptığı ver-kaçta ceza sahasına girerken düşürüldü ve hakem tereddütsüz beyaz noktayı gösterdi. selçuk dışında "doğru dürüst" penaltıcısı olmayan galatasaray, diagne'nin gelişi ile bu eksiğini de tamamladı. sarı-kırmızılı forma ile daha önce trabzonspor ve bursaspor maçlarında penaltıdan fileleri sarsan diagne, malatyaspor karşısında da kullandığı ilk penaltıyı rahatça gole çevirdi.
fatih terim soyunma odasında diğer maçlara nazaran bu kez fazla konuşmamıştır "aynı oyuna devam" demiş ve soluklanmaları için bırakmıştır topçuları. kendisi de hasan, ümit, levent ve claudio hocalara birer kahve söyleyip, çıkarmışlardır ilk devrenin keyfini. galatasaraylı topçular da ikinci yarıya bıraktıkları yerden devam ettiler ve çok geçmeden marcao'nun başlattığı atakta linnes'in ortasında emre akbaba kafayı vurdu, diagne'ye çarpan top yönünü değiştirerek filelerle buluşuverdi. iki farklı öne geçmek ve skor olan rahatlamak, bir çok kişiyi bir hafta sonraki derbi için düşündürmeye başlamış ve ceza sınırındaki onyekuru, linnes ve marcao'nun kenara alınması fikrinde birleştirmişti. fatih terim de bunun bilincindeydi ama sahadaki topçular oynadıkları oyundan zevk alıyor, onları kenara almak hocanın içinden gelmiyordu. kart görmeden bitirebilirler miydi maçı? maalesef korkulan oluyor ve marcao rakibine yaptığı müdahale sonrası yaşar kemal uğurlu tarafından sarı kart ile cezalandırılıyor ve luyindama'dan sonra o da derbide oynama şansını kaybediyordu...
brezilyalı stoperin "ruhsal" olarak bittiği o andan sonra malatyaspor galatasaray kalesine daha cesurca gelmeye başlamıştı ki, bifouma'nın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topa muslera'dan önce müdahale eden linnes oluyordu. kendi kalesinde yüzde yüzlük golü kurtaran norveçli "duracell pil takmış" gibi durmaksızın koşmaya devam ederken maç boyunca, oyun bitmeden bir kez daha sol kanattan bindiriyor ve diagne'ye yaptığı ortada, golcü topçunun vuruşunu robin yalçın elle kesince, hakem var'a danışarak ikinci defa penaltı noktasını gösteriyordu. kasımpaşa'dan galatasaray'a transferi sonrası fatih terim yaptığı basın toplantısında takımın birinci penaltıcısının diagne olduğunu belirtmişti ve senegalli topu beyaz noktaya koyarken, belhanda vuruşu yapmak istedi ve "ufak" bir krize neden oldu. hakem dahil sahadaki herkes "vuruşu kim yapacak" diye merak ederken, fatih terim diagne'yi işaret etti ve siyahi topçu zor da olsa topu filelere yollayarak "hattrick" yapmış oldu. karşılaşmada her şeyini sahaya koyanlardan biri de belhanda'ydı, özellikle ilk devre kendisinden alışık olduğumuz üzere sadece top ayağındayken değildi maçta, topsuz oyunda da vardı, rakibe baskı yaparken de gördük kendisi. böyle başarılı bir maçta gol atmak istemesi doğal olarak karşılanabilir lakin konulmuş olan kurallar var ve onlara uydukça başarı gelir...
"linnes'in pişirdiği, diagne'nin afiyetle yediği, belhanda'nın hani bana hani bana" dediği maçtan üç gol ve üç puanla ayrılan galatasaray şampiyonluk iddiasını sürdürürken, şimdi gözler fenerbahçe derbisine çevrildi. kadıköy'den alınacak üç puan uzun süren galibiyet özlemini de giderecekken, başakşehir'in beşiktaş deplasmanında oynayacak ve kaybetme ihtimali galatasaray'ı şampiyonluk havasına sokacaktır... bakalım haftaya pazar neler olacak, neler...
bu arada karşılaşmadan önce galatasaray taraftarını havaya sokan, yüzlerini güldüren bir misafirleri vardı ali sami yen'de: didier drogba. fil dişili efsane eski günlerde olduğu gibi sahanın ortasında üçlü çektirerek taraftarı mest ederken, fatih terim'in de elini havaya kaldırıp tribünlere göstererek "işte gerçek efsane burada" mesajı yolladı...
kaynak ve maçtan fotoğraflar için link:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...eni-malatyaspor.html