galatasaray – kdç karabükspor : 4-2 kolay mı zor mu bilmem ama
karabük düşme hattında hatta ligde kalırsa mucize olur. zayıf bir kadrosu var. galatasaray’ın bu takıma puan kaybetmemesi gerekirdi, kaybetmedi de. ama. illa bir ama olur. ama son 5 dakikaya 3-2 girince sinirlerimiz gerildi tabii.
kadro ve diziliş ve oyun şekli galatasaray maçı farklı kazanmak istiyor mesajını verdi. şampiyon olmak isteyen bir takım, evindeki bir maçta bol sayıda hücum düşünen oyuncuyla, hızlı bir oyunla oynamalıdır. sahaya bir çıkarsınız, maça bir başlarsınız ki; rakip ve düşmanlara korku, dosta güven verirsiniz. aynı şeyler deplasmanlar için de geçerli. siz hiç real madrid’in, barcelona’nın deplasmanda savunma yaptığını gördünüz mü? büyük takım hücum eder, bana ne rakip düşünsün der.
fatih terim’den sonra hamza hamzaoğlu’yla galatasaray yeniden bu kimliğini kazandı. bol hücum, geri dönen topları alıp tekrar hücum. burada hamit altıntop’un hakkını vermek lazım. orta saha göbeğinde tek başına savaştı.
gol gelmedi bir türlü. burak yılmaz’ın eksikliğini çok hissediyoruz. çok gol kaçıran, çok ofsayta düşen burak takımın hamza hocayla önde oynamaya başlamasından sonra verimliliği inanılmaz arttı. artık tek başına kalmıyor, pas yapabileceği çok yakınında adamlar buluyor. sneijder de daha dar bir alanda topla olan becerilerini gösterebilecek ortam buluyor.
takımın önde oynaması burak’ın da sneijder’in de verimini arttırdı. burak dişlisinin olmaması makinanın çalışmasını zorlaştırıyor.
gol de büyük bir kaleci hatasından geldi. aziz ceza sahası dışında topa kafayla vurdu (gözleri kapalı çıkmış topa) yasin’in önünde kaldı, vurdu gol oldu. fenerin ya da beşiktaşı’ın rakibi yapınca şike diyoruz, buna da dedim zaten twitterda. olmadığını bile bile.
yasin’den devam edelim. devre arasında gönderilmesi gündemdeydi. prandelli döneminde hiç şans bulamamıştı. gitti hamza hocayla konuştu, ben bu takımda kalmak istiyorum, verimli olacağım dedi. yufka yürekli hamza hoca da kabul etti. kupa maçlarında büyük performans gösterdi. ama zayıf takımlara karşı ben de burun kıvırmıştım. yasin yılmadı devam etti. şu anda galatasaray’ın hızını borçlu olduğu adam yasin öztekin. inancın ve çalışmanın zaferi bu işte. helal olsun sana yasin.
selçuk inan son maçlarda olduğu gibi yine fazlasıyla hücum hareketliliğinin içinde yer aldı. gol kovaladı, gol pası yapmaya çalıştı, kaleye şut attı. bariz şekilde görülüyor ki oynamaktan artık zevk almaya başladı. hep söylüyoruz ama ne yazık ki takıntılı bünyelere etki edemiyoruz. bir oyuncunun kötü oynaması için ille de sabote etmesi gerekmez. futbol sonuçta bir oyun, oynamaktan zevk almak ister futbolcu. selçuk gibi bir adamı geride hapsedersen adam mutlu olamaz. oyununa yansır. ha evet, hoca nerede derse orada oynayacak. oynar da mutlu olmaya zorlayamazsın adamı değil mi?
galatasaray epey gol kaçırdı. umut bulut gol de attı ama çok pozisyon ezdi. bir zamanlar hakan şükür’ün yaşadığı soruna benziyor. o kadar çok gol pası alıyor ki, kısıtlı kapasitesiyle ancak çok azını değerlendirebiliyor. hakan şükür’le benzetmeyi inşallah anlamışsınızdır. neyse açayım biraz da, küfür yemeyelim durduk yere. hakan şükür’e o kadar çok gol pası geliyordu ki, hagi, suat, arif, ergün, hasan şaş, okan say say bitmez. çok gol atmasına rağmen çok da kaçırıyordu. anladikos :)
bu arada takımın çıkarken top kaptırma rahatsızlığı devam ediyor. melo varken de böyleydi yokken de böyle. kimin oynadığının önemi yok. kritik yerde bizim takım çok top kaybediyor. maçın başlarında takım zinde olduğu için başımıza dert olmuyor ama son bölümlerdeki kayıplar işi zora sokuyor. yine benzeri oldu. son 5 dakika kala 3-0’dan 3-2’ye geldi maç. tamamen konsantrasyon eksikliği, laubalilik artık ne derseniz adına. oyuncuların zihinsel bir problemi bu, bir an önce çözülmeli. gerekirse yardım alınmalı.
gelelim diğer gündem maddemize. dün gece fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı yapıldı. birileri taş dedi, birileri silah. saçma sapan bir şey. muamma çözülmüş değil. otobüs şoförüne geçmiş olsun, allah şifa versin. fenerbahçe kafilesine de geçmiş olsun, kimsenin burnu kanamamış çok şükür.
nedenlerini tartışmak olayın kriminal durumunu tartışmaktan daha önemli. 3 temmuz 2011’den beri türkiye’de futbol adalet sağlanamadığı için can çekişiyor. dünyada ne kadar kurum varsa fenerbahçe ve beşiktaş’a şike cezası verdi, tff hariç. diğer muhatap trabzonspor’du. fenerbahçe kaptanı emre belözoğlu ırkçılık yüzünden mahkemece ceza aldı, ertelendi. yani, suçlu bulundu. tff yine ceza vermedi. diğer muhatap o zaman trabzonspor futbolcusu zokora’ydı. emre birçok kez hakemlere, rakip oyunculara küfür etti, son icraatı biliç’e küfür etmek oldu. bütün görüntülere rağmen yine ceza almadı. volkan demirel milli takımda ısınırken çıkıp evine gitti. ceza? milli takıma alınmadı. resmi ceza nerede? emre de volkan da gittikleri her şehirde, her stadda protesto ediliyor. neden acaba? fenerbahçe hiçbir yerde sevilmiyor, neden acaba? ha evet, fenerbahçe çok büyük olduğu için sevilmiyor. bunları yıllarca bu yalanla kandırdılar. bu kibir yüzünden kimseye saygı göstermiyorlar işte ve yine de saygı bekliyorlar.
adalet sağlanamadığı zaman herkesin tepkisi farklı olur. kimi futbolu takip etmeyi bırakır, kimi küfür eder. ama bazı ruh hastaları gidip takım otobüsüne ateş eder. herkes bir değil ki.
bugün galatasaray maçı oynanırken fenerbahçe’nin salı günkü kupa ve hafta sonu lig maçının ertelendiğini öğrendik. neden? sorun güvenlikse türkiye’deki bütün maçları hem de spor ayırmaksızın ertelersin. fenerbahçe’ye özel uygulama ne demek? insanlar tweet atıyor, diyorlar ki: “kuyt, egemen, gökhan, meireles, alves sakat iyileşene kadar müsaade”. gördün mü? sen güveni zedelersen sana kimse inanmaz yalancı çoban.
bir de mahmut uslu ve benzerleri var tabii. beyefendi “15 yıldır susuyoruz, bundan sonra bizi kimse susturamaz” demiş. biz neden görmedik sustuklarını acaba? daha birkaç hafta önce aziz yıldırım özgür yankaya için "yankaya bizim maça bir daha gelemez. gelse de o stadyumdan çıkamaz” dedi be kardeşim.
sonra dilolar soruyor: bu fenerbahçe nefreti nedir?
cevabı veriyoruz ama kulaklarını tıkayıp lay lay lay şarkı söylüyorlar duymamak için.
neyse, bu takım bu sene söke söke şampiyon.
*