pek çok kullanıcının yaşadığı bir problemi
26 ağustos 2021 galatasaray randers fc maçının bitiş düdüğünde yaşamış olan vecihi. 10 küsur yıldır bu sözlük var, 10 küsur yıldır ben de varım. insanlara "saniyesinde ilk aklınıza geleni yazmayın, maç izlerken mesajlaşma programına yazar gibi yazmayın, çok kendinize hakim olamıyorsanız biraz sakinleşip öyle yazın" demekten dilimizde tüy bitti. çok kereler, çok farklı şekillerde, çok farklı olaylarda tekrar tekrar bunları söylendi. pek çok yazar sadece bu basit kurala uyamadığı için yazarlığını kaybetti, bir kısmı moderasyon özelinde sözlüğü yerden yere vurdu sığındığı başka mecralarda.
chat diliyle yazmak, üstteki entrylere cevap niteliğinde yazmak zaten entry silme sebebi olarak tanımlanmış eylemler. zaten
ekşi sözlük'te yaşanan ve bugün "çöp" noktasına götüren önemli sorunlardan biri de bu kuralların delik deşik olması. sözlüğün yöneticilerinin de tasarrufuyla bir de "galatasaray güncesi/günlüğü" olma hedefi var olduğu için, özellikle yaşanan duygu/durumun kayda tutulabilmesi adına biraz gevşetilerek uygulanıyor bu kurallar aslında. ancak fazla taviz verilmediği durumlarda da "ayrımcılık" iddiaları havada uçuşuyor. oysa gevşek bırakılması da aynı ölçüde "ayrımcılık"...
bir de zaten son aylarda sözlükte inatla bir "truva" yakalama/teşhir etme sevdası var. bunu özellikle sürdüren bir grup, sürekli yeni birilerini hedef alıyor. özellikle maç saatlerinde aşırı tepki içeren pek çok entry sonrası birileri hakkında imalar yapılıyor ya da sorular soruluyor. bu noktada artık gerçeklik ve paranoya birbirine ciddi karışmış durumda. topa değmemiş futbolcunun göklere çıkarıldığı, 20 dakika önce övülen adama aynı kişilerin siktir git dediği de baki...
kaldı ki artık tepkiler o kadar fevri ve o kadar umarsızca ki sosyal medyada, taraftarlık dahi böyle bir platformda provokasyon yapmama yeter limiti olamaz. bunun geçerliliği için kendini "çok taraftar" olarak pazarlayanların, tüm kimliğini bunun üzerine kurmuş insanların sosyal medyada yazdıklarına şöyle bir bakmak yeterlidir. fatih terim'in dahi galatasaraylılığının sorgulanabildiği bir dünyadayız. bu dünyada kimsenin "benim galatasaraylılığım sorgulanamaz" deme hakkı yok malesef. aynı zamanda kimsenin provokasyon yapıp yapmayacağının da garantisi yok.
zaten öyle de bir noktaya geliyor ki iş, dışardan para karşılığı bu işlerin yapılmasına gerek kalmıyor. benim bile galatasaraylı diye özendiğim, bakarak galatasaraylı olduğum pek çok büyüğümün düşüncelerini burada biri entry olarak girse ortalık ayağa kalkar. bu konuda ayrım yapmak gerçekten zorlaşmış durumda.
özellikle bülent uslu ve candaş tolga ışık üzerinden dönen parayla hesap alma tarzı olaylar burada da dillendirilmeye başladı. ama imalarla, ama mesajlarla falan ciddi ciddi konuşuluyor artık. teknik olarak azami seviyede izlemesi yapılıyor aslında. bunun ötesine geçmesi de sözlüğü kocaman bir whatsapp grubuna çevirir. kaldı ki mevcut uygulamalarda bile bazen kitlesel tepki oluyor "çok abartıldığı" yönünde.
uzun lafın sonunda şunu da yazmak lazım. kullanıcılar tarafından öyle ya da böyle bir otokontrol olması, bir provokasyon ihtimaline karşı dahi bu kadar sert tepkiler olması aslında en geçerli ve efektif mücadele yönetimidir. hadi provokasyon da demeyeyim sivri bir entrydeki görüş birden beşe, beşten ona, ondan elliye doğru bilinçli olarak çoğaltılamıyor hala sözlükte. herkesin binbir şekilde kontrol edildiği(!) ama bu tarz olayların organize olarak yapılabildiği bir yapıdan çok daha sağlıklı bir durumdayız. burada en fazla yapılabilen şey bir arkadaş grubunun birbirini nick altında övmesiyse hala, kaba tabirle "o kadar da ölmedik" demektir...