şimdi şöyle oluyor;
kendisi ali sami yen stadyum'unda seyrettiğim ilk maçtır. üniversiteye gideli bir hafta olmuşken fanatik fenerbahçeli olan babam sebebiyle daha önce gönderilmemiştim ali sami yen'e ancak üniversiteye adım atıp özgürlüğüme kavuştuğumda kozasından yeni çıkmış kelebek gibi stada uçmuştum bir arkadaş ile.
maç ramazan ayı içerisindeydi, ben üzerinize afiyet niyetliydim, yanımdaki arkadaşım ise o gün değildi. istanbul'u bilmem etmem, sabahın köründe vardık istanbul'a. istanbul denince akla ilk gelenlerden olan ortaköy-kumpir ikilisini yaptı arkadaşım, ben ise onun yediği kumpirden birgün 80 tane yiyeceğim diye ant içtim(aylar sonra gelen edit: iki de tıkandım). ayrıntıya takılmaya gerek yok, maç saati gelmeye yakın oldu, ezan okundu.
cevahir mc donald's'ta iftarımı açtım(biliyorum büyük bir ironi ama öyle). kalabalık nedeni ile yanımıza 30 yaşlarında bir adam geldi, kendisi de maça gelmiş, bilmem ne bankasının bilmem neyiymiş, ''her zaman kapalıda izledim, ilk defa eski açığa geliyorum bakalım ne olacak'' dedi ve ayrıldık.
stada girerken inanılmaz bir izdiham vardı. inleyen kızlar, ağlayan bebekler, ağızlarında sigaraları ile izdihamda ilerlemeye çalışan erkekler vs. derken, tam isyana başlayacakken stada girdim ve sadece durdum. seyrettim, içime çektim, bütünleştim, göz yaşı dökdüm, hıçkırıklarımın boğazımda düğümlenmesinden öyle bir haz aldım ki anlatmam imkansız.
maç başladı, sesim kısıldı. ardından yukarıdan aşağıya doğru bir insan çığı gelmeye başladı, herkes birbirinin üzerinde. öylece bakakalmışken en altta ezilen kişinin mcdonald's'ta tanıştığım eleman olduğunu görünce gülme krizine girdim.
kendi kıytırık mevzum ilgi çekmemiş olabilir ancak
kral'ı gördükten sonraki saygı duruşu pozisyonum ve
kral'ın topsuz alandaki futbolu görülmeye değerdi. meğer ne büyük futbolcuymuşsun sen be kral!