• 164
    galatasaraylıyım diyen herkesin amasız fakatsız 90 dakika boyunca durmadan takımımızı desteklemesi gereken maçtır. ben avrupa fatihi ünvanımıza inanıyorum kim ne derse desin, galatasaray büyük maçların, hedef maçların takımıdır. ömrümüz bu takımla geçti, şükür yeni galatasaraylı değiliz. kazanır mıyız bilmem ama bize yakışan şekilde oynayacağız eminim. allah yardımcımız olsun.
  • 176
    biz yenilmeyecek denilen takımları yene yene büyüdük.
    benim tribün hikayem 1992’de, ali sami yen’de italyan devi roma’yı devirdiğimiz gün başladı. o günden sonra hep bu renklerin peşinde koştum.

    sayısız deplasmana gittim. avrupa’da galatasaray’ın peşinden gittiğim her şehirde aynı duyguyu yaşadım: o şehri gezerken büyüsüne kapılır, ertesi gün sanki o şehrin yok olacağını hissederdim. çünkü biliyordum. 1 gün sonra o şehre galatasaray gelecek ve o şehir galatasarayın olacaktı.

    monte carlo sosyetesinin kalbinde, real madrid’i devirdiğimizde o şehir artık bizim olmuştu. monaco’da bu gerçeği herkese kabul ettirmek için tarihin en büyük lideri mustafa kemal atatürk’ün yatı savaronayı, arkasında dev türk bayrağı ve galatasaray bayrağıyla monaco limanına yanaştırdık. bu sadece bir maç değil, bir kudret gösterisiydi.

    londra’nın elit takımı arsenal’i, 10 kişi kalmışken, kolu kırık kaptanımızın inancıyla devirdik. zaferi kolay yoldan değil, destansı mücadeleyle kazandık.

    ve şimdi sıra geldi liverpool’a. şampiyonlar ligi’nin o şık atmosferine biraz kanun sesi katma zamanı geldi. inanıyorum: bugün yeni bir zafer kazanacağız. ingiltere premier lig şampiyonu olmaları umurumda değil. çünkü liverpool galatasaraydan büyük değil.

    çünkü biz gücümüzü dünyanın en güzel okulunun sıralarından, kültürün simgesi galatasaray lisesinden; beyoğlu’nun tarihi sokaklarından; ve efendisi olduğumuz istanbul’un güçlü dinamiklerinden alıyoruz.

    ilahi güç bizim yanımızda olsun. kazanacağız.
  • 49
    herkes twitter'da orada burada türlü türlü dizilişler ve kadrolar atıyor. fikir ve ifade özgürlüğü var elbette ama insanların kendilerini bu kadar yormasına anlam veremiyorum. şu maç için o kadar rahatım ki "bu dizilişle çıkmalıyız, şunu yapmalıyız" diye kafa yoramam.

    kaldı ki takımın başında çoğu zaman kimsenin düşünmediğini düşünüp cesur kararlar alan okan buruk var. 3'lü savunma veya sol kanatta önlü-arkalı jacobs-eren elmalı vs hangi dizilişle çıkarsak çıkalım, benim görmek istediğim tek bir dakika mücadeleyi bırakmadan insan üstü bir performans ortaya koymak. liverpool'a istanbul cehenneminde çelme takma istiyorsak en ufak bahanemiz olmamalı.

    göreyim benim aslanlarımı!
  • 165
    (bkz: bugün günlerden galatasaray)

    hadi oynayın, gösterin avrupa fatihi ruhunu. yaşatın bize efsane bir galatasaray gecesi daha, bu takım yaşattı en güzelini, yendi kralların takımını aldı süper kupayı. gösterin yine galatasaray ruhu nedir, hatırlasın avrupa tekrardan bunu. ama önce siz inanın, biz her zaman arkanızdayız.

    fatih hocanın tonundan ‘’ allah yardımcınız olsun ‘’
  • 816
    bu maçta liverpool'un çok güzel bir hücum oyunu var. isak'ın çaprazdan zayıf bir şutu olan pozisyonu hatırlayın. orta saha oyuncusu oyunu kuruyor, ekitike geriye gelip top alıyor ve o esnada isak geriden savunma arkasına koşuyor. ekitike ise topu aldığı adam geri veriyor ve o adam savunma arkasına sarkan isak'a atıyor. bunu ilk yarıda frimpong'u kaçırarak da yaptılar jakops kesmişti.

    çok basit ve etkili bir atak. biz de ilkay oyun kuran, osimhen sırtı dönük top alan, barış-sane geriden duraklamadan koşu atacak oyuncular olarak kurgulayabiliriz.
  • 120
    teknik heyetin önünde çok iyi bir crystal palace örneği var. 27 eylül 2025 crystal palace liverpool maçında ev sahibi ekip 3-4-3 formasyonuyla sahaya dizildi. stoper 3'lüsü ve kanat bekleri kendi mevkilerinde oynadı.

    fakat orta sahanın ortasında defansif orta saha olarak wharton oynarken yanında ise esasında forvet arkası olan kamada oynadı. önlerinde ise solda pino, sağda ismaila sarr ve santraforda da mateta oynadı. bu iki kanat sürekli içe deplase olup kanat beklerinin arkasına sarkmalarına izin verdi ve böylece savunma ile orta sahanın arasında konumlanarak rakibin orta sahasını geri çekti ve stoperlerini önde konumlandırma fırsatı buldu. ayrıca hızlarının sayesinde bek ile stoper arasındaki boşluklarda gol fırsatı ürettiler. mateta da rakibin hava üstünlüğünü bildiğinden sürekli ön ve arka direk koşuları yaptı ve geri gelerek hem top dağıttı hem de pino ve sarr'ın koşularına cevap üretti.

    maçın ilk yarısında adeta liverpool'u sürklase eden palace, 4 adet büyük şans kaçırdı. attığı golü ise kornerde oluşan karambolde buldu. ikinci yarıda oyunu dengeleyen liverpool goller kaçırdı. sonunda chiesa'nın el tartışmalarına sahne olan pozisyonunda gol kararı çıkarak beraberliği yakaladı. (bana kalırsa pozisyonda el vardı.) maçın bu skorla biteceğini beklerken oyuna sonradan giren nketiah'ın golüyle palace 3 puanı aldı.

    bu maç, orta sahayı savunma ağırlıklı oyuncularla doldurmadan, kanat beklerini 5'li gibi konumlandırmadan da liverpool'un yenilebileceğini gösterdi. sahaya doğru yerleşerek ve rakibin zaaflarına göre oyun planı çizerek bu maçtan istediğimiz sonucu alabiliriz. bu tür maçları iyi oynayan bir takımız. teknik heyetin de kendilerine yakışır planı kurmalarını beklemek en doğal hakkımız.
  • 767
    bütün bir hafta boyunca galatasaray'ın 8 yiyeceğini iddia eden rakip takım taraftarları ve hatta galatasaraylılar fazla maç izlemiyor bence. liverpool, özellikle slot döneminin bu son döneminde kimseyi farklı yenemiyordu ki. yarın pafosla falan oynasalar en fazla 3 atarlar.

    sonuç olarak; galatasaray da süperdi. yine kendisine inanmayanları utandırdı. başta hoca ve tüm takım olmak üzere herkesi kutlarım. yürüyelim arkadaşlar.
  • 47
    liverpool her ne kadar premier ligin son şampiyonu da olsa, devam eden ligde kayıpsız lider de olsa, sadece bu yaz ön bölgeye 500 milyon euro'ya yakın rekor paralar harcasa da yenilmeyecek bir takım değil. geçen sezon da şampiyonlar ligi'nde çok iyi bir derece alamadılar. hatta geçen hafta sahalarındaki ilk maçta formsuz atletico madrid'e karşı 2-0 öndeyken yakalanıp son dakikalarda gelen golle güç bela galip geldiler. ben takımıma inanıyorum ama bir şartla. galatasaray savunma yapmayı öğrenirse dünyada her takımı yenebilir. bu tezimi twitter'da da paylaştım. maalesef frankfurt deplasmanı hayatımızın en şanssız ve trajikomik maçlarından birini yaşadık. maçın hakkı kesinlikle o skor değildi. neyse geçti gitti.

    aylardır söylüyorum yine söyleyeyim: savunma, savunma, savunma. bugün de ( 22 eylül 2025 ) konyaspor karşısında görüldüğü üzere - hoş, konyaspor gerçek bir ölçü değil ama - galatasaray yürüse bile 3 gol atabiliyor sahasında. frankfurt'a karşı reaksiyon verdik ve dersimizi iyi çalıştığımız belliydi. maalesef kişisel hata ile gol yiyince takım kırıldı. belki rakip kendi becerisiyle, organize bir gol atsaydı gardımız bu kadar çabuk düşmezdi. velhasıl kelam, galatasaray önceliği savunmaya tanıyıp, ilkin liverpool'u durdurmak üzerine bir oyun kurgulamalıdır. yine 4-6-0 çıkmalıyız. yüksek tempo işimize gelmez. zor ama gol yemediğimiz her dakika maça olan inancımız artacaktır. lemina, wirtz tuvalete bile gitse peşinden ayrılmamalı. sol taraf elmalı - jacobs ikilisine bırakılmalı. salah'ı durdurmak için doğru seçenek bu. bütün duran topları etkili kullanmalıyız. liverpool oldukça fizikli bir takım da olsa gol bulma ihtimalimizin en yüksek olduğu hücum yönü yan toplar. bundan 13 sene evvel yine bir ingiliz devi manchester united'ı sahamızda kornerden burak yılmaz'ın kafa ile attığı bir kafa golü ile 1-0 yenmiştik. hayat bu, neden olmasın.
  • 818
    maçın biraz analizini yapalım.

    ama önce şunu söylemek istiyorum şampiyonlar ligi iki ülkenin şampiyonu karşı karşıya gelince güzel. bu maç galatasaray liverpool maçı değildi sadece, premier lig şampiyonu ile super lig şampiyonunun maçıydı. şampiyonlar ligi'nde leverkusen ne alaka amk. ya da fenerbahçe'nin yeri şampiyonlar ligi mi? fenerbahçe olmadı benfica şampiyonlar ligi'nde. o da aynı bokun laciverti. zaten lacivertin adı da mourinho.

    maça gelirsek galatasaray başarmadı liverpool kaybetti propogandasının en büyük argümanı şu, szoboszlai sağ bek oynar mı? salah neden oynamadı? frimpong neden sağ açık oynadı?

    bir defa arne slot şunu düşünmüş, geçen sezonki tottenham maçını, manu, bayern maçını izleyen herkes görür ki galatasaray oyun kurmaya çalışan her takıma karşı çok etkili pres yapıyor. ama bu pres tek hatlık bir pres. tüm takımın yaptığı bir pres. bu presi kırdığında net bir geçiş hücumu yakalıyorsun. demiş ki adam ben szoboszlai'yi beke çekeyim, burda yapılan baskıyı güzelce kırayım, zaten almanya'da wing back oynamış dikine çok güzel giden frimpong'u da bu baskıyı kırdıktan sonra önde değerlendirip geçişte kullanayım, frimpong adam eksilttiğinde rakibin tüm defansını kırmış olurum. bakın bu hem bir önlemdir hem bir taktiktir. zamanında lahm bu işleri mükemmel yapardı. o nedenle mesela lahm'ın oynadığı takıma ağır ön alan presi yapmak çok ama çok zor olurdu. arne slot bana göre bunu oynamak istedi. yani galatasaray'ın ön alan presi, rakibi bu önlemi almaya ve bu taktiği uygulatmaya zorladı. rakip başka bir takım olsa liverpool'un sağ beki başka bir oyuncu olabilirdi. rakibin bu hamlesi her şeyden önce galatasaray'ın saldığı korkudur, galatasaray'ın başarısıdır.

    peki okan buruk ne yaptı buna karşı? baskıyı kalecinin ağzında değil de orta sahanın rakip yarı alana bakan kısmında yaptı ve bunu çok güzel bir tek hat halinde yaptı. ne rakibin araya sızmasına izin verdi, ne arkada boşluk bıraktı ne de boşluk bırakmayacağım diye kendi alanına gömüldü.

    böylece szoboszlai'nin oyun kurma becerisinin liverpool hücumlarına arzu edilen katkısı olmadığı gibi defansta da adamı yüz yüze barış'la bire bir bıraktı. tabi bu noktada sol koridorumuzun jakobs barış gibi iki dinamik oyuncudan oluşması çok önemliydi.

    rakibin sağ koridorunu ve hücum planını bu şekilde öldürdükten sonra sol tarafta da gakpo denen azmanı doğal ilacı singo ile durdurduk. gakpo ile bu şekilde eşleşip adamı pasifize edebilecek dünya üzerinde çok az bek vardır. misal prime boey size olarak bu adama bir gömlek küçük gelebilirdi. teknik adamın singo'ya güvenmesi ve singo'nun da müthiş performansı ile rakibin sol kanat aktivitesini de yok ettik.

    merkezde okan buruk ilkay'ı ofansif orta saha gibi kullanmayıp 8 numaraya çekerek 3'lü hat kurdu ve bu hattı da zaman zaman yunus zaman zaman barış ile kalabalıklaştırarak o bölgede de üstünlük sağladı. gravenberch gibi bir adama bir kere dripling imkanı vermemek şans ile açıklanamaz. rakip orta alanın yeteneklerini mükemmel şekilde analiz edip önlemini almak ile açıklanabilir. hatlar arasında yarım metre boşluk bulsa gravenberch o driplingi yapar savunma hattımızı kırardı. bu adamın şu dediğimi yapmadığı takım kalmadı son bir sene içerisinde.

    bir diğer önemli konu sonunda sane'nin yedeğe çekilebilmesi oldu. bu sayede hücumda neredeyse hiç top kaybı yapmadık. her atağı sonlandırdık. sane olur mu olmaz mı bilmiyorum ama ben bu tarz transferlere hep karşı durmuş bir insanım. bizim gibi takımlar atletizm ve oyun aklına yatırım yapmalı. tekniğe ve inceciliğe değil. yine de sane ekstraları fazla olan bir adam. liverpool maçı'ndan sonra formayı kapmak için fazlasını yapmak zorunda olduğunu biliyor. adapte olabilirse çok şey kazandırır.

    aslında henüz form tutmamış bir galatasaray ile henüz form tutmamış bir liverpool eşleşmesi vardı. teknik direktör başarısı, stad atmosferi ve oyuncuları camia ile bütünleştiren galatasaray sinerjisinin yarattığı ölümüne mücadele bize iki takım arasındaki yaklaşık 900 milyon eu'luk piyasa bedeli farkını kapattırdı.

    osimhen milli maçta sakatlanmamış olsa muhtemelen frankfurt deplasmanından da puan alırdık bu maçta sakat olmayan bir osimhen sahada olsa fark 1'den yüksek de olurdu. osimhen basit bir eksik değil. geçen sezon rodri sakatlandı city darmadağın oldu. galatasaray city gibi zengin bir takım değil. city kadar alternatifli kadrosu da yok. dolayısıyla osimhen oyun gücümüzü doğrudan etkileyen bir oyuncu. muadili yok. 75 milyon eu'luk maliyetinin her bir kuruşunu sahaya yansıtabilen bir oyuncunun eksikliğini de görmezden gelemezsiniz. bu açıdan son 2 şampiyonlar ligi maçını yarım osimhen ile oynamasına rağmen 3 puan alabilen okan buruk alkışlanmalıdır.

    galatasaray bundan sonra bana göre bocalamaya ve kötü maçlar oynamaya devam edebilir. çünkü dediğim gibi takımda formsuz oyuncu sayısı hala yüksek. sakatlık sorunu var. bu hem kronik olarak bu kadar maçı kaldıramayacak oyuncular sebebiyle, hem orta saha rotasyonumuzun zayıflığı nedeniyle hem de sakatlıktan dönme aşamasındaki oyuncular nedeniyle çok hızlı aşamayacağımız bir problem.

    galatasaray taraftarına tavsiyem sosyal medyanın gazına çok gelmeyin. misal eski açıktaki kıyıcı gibi car car lemina geriye gitti nerede geçen sezonki lemina nerede bu sezonki lemina, okan buruk idmanı diye bağırıp olmayan yerde yangın çıkaran manipülatörleri sallamayın. bunlar hit almak uğruna galatasaray'a düşmanlık eden insanlar. lemina galatasaray'a transfer olduğunda neredeyse ligin ilk devresinde hiç idman yapmamış ve kadro dışı bir oyuncuydu. kısa sürede onu bu fizik kaliteye okan buruk getirdi.

    galatasaray hep ilk devrenin sonlarına doğru form tutan bir takım oldu okan buruk ile. dolayısıyla 3-4 hafta daha bu sallantı devam eder. umudum 22 ekim'deki bodo glimt maçına takımın hazır olması. zira o maç bozmayı seven takımla bozmayı seven takımın maçı olacak. bizim oynamayı hiç beceremediğimiz bir tarz bu. bodo norveç ligi'nin final haftalarında bu maça geleceğinden formunun zirvesinde bir takımla sahaya çıkacak. bence şampiyonlar ligi serüvenimizin şeklini de bu maç belirleyecek. galibiyet halinde üst tur için büyük avantaj sağlayacağız. hem artık tam formda bir takımla kalan maçlarımızı oynayacağız hem de 3 maçta 2 galibiyet almış olacağız.

    velhasıl galatasaray form tutana kadar minimum kayıpla gitmeyi umalım ve okan buruk'u destekleyelim. zaten en fazla bir sezon daha bizimle kalır ve sonra premier lig yolunu tutar diye düşünüyorum. o arada da arda turan kendini galatasaray'a hazırlayacaktır zaten...
  • 187
    dün kızım okulda çok hoplayıp zıpladığı için bileğini incitmiş, gece inlemekten uyuyamayınca eşimle yanımıza aldık. bu sefer de ben uyuyamadım ve mecbur -her baba gibi- salondaki kanepeye gittim. arada derede uyurken rüyamda 9-1 yenildiğimizi gördüm. bir sinirle uyandım ki günleri karıştırmışım. hemen telefona bakıp sözlüğe girdim. maçın bugün olduğunu görünce bir nefes aldım. sonra biraz daha uyumuşum.

    (bkz: yaşasın ruh hastası galatasaraylılar)
App Store'dan indirin Google Play'den alın