tabiri caizse millet olarak belçika'ya kazanmaya değil de, beraberliğe kenetlenmiştik maçtan önce. hatta doğru düzgün maçın havasına bile giremedik.
maçı kısaca şöyle özetlemek de mümkün olsa gerek izlemeyenler için;
maç başladı, çağlar n'aptın?, 'anneeeaa' + aslanım ardaa!!!(şu maçtaki arda, her takımda banko oynar.), iyi pas yapıyoruz, ahan da kaçırdı penaltıyı, oyuncu değişikliği yapsanaaa hoccaaa, çok defansa çekildik, birazdan golü yeriz, buna şükür, hem zaten beraberliğe gelmiştik.
n'oldu, ne bitti adam akıllı anlamadım vallahi. şip şak. tabi bunda, maçın ilk yarısında federer-djokovic maçıyla dönüşümlü izlemiş olmamın da etkisi vardı kuşkusuz, hiç izlenmeyecek maç değildi zaten federer-djokovic.
arda maça iyi başlamış, keza kazım öyle, burak desen formda, emre, selçuk inan ayağı iyi pas yapan isimler. defansta zaten ahım şahım pozisyon vermiyoruz.
şu durumda defansa çekilmek niye?
maçın son yarım saatinde, bu kadar defansa çekildiğimiz maçta, 431 isabetli pas yapmışız. bir ara, yaptığımız bol pastan dolayı belçika tribünleri ıslıklamak zorunda kaldı hatta.
hal böyle iken, çıkar s.şahin'i, (selçuk şahin yerine topal'ın ilk 11 başlamaması ayrı bi' olay) koy mehmet topal'ı, etti mi sana mehmet, emre, selçuk gibi teknik, ayağı pas yapan, oyunu 2 yönlü oynamayı bilen 3 mücadeleci orta saha? yine defans ön planda olsun tamam da, en azından adam gibi pozisyonlara girerdik sahadaki isimlerle ve bence, beraberlik için bu kadar yırtındığımız maçı, bu kadar zorlanmadan kazanabilirdik.
bunun yerine skoru korumak hedeflendi, başarılı da olundu fakat kaçan 1 penaltı ve selçuk'un çizgiden çıkardığı pozisyon dışında defansa çekildiğimiz dakikalardaki tehlikeler gözden kaçmasın.
kısacası, gerek yoktu bu kadar defansif oynamaya.
arda mecburiyetten çıktıktan sonra, semih girdi. ileride mehmet ekici, semih yan yana. iyi hoş da, topu ileriye kim taşıyacak? bi emre kaldı hücumu düşünen, arada kanatlardan sabri bindirdi bi' de o kadar. topal tamaamen defansif oynadı zaten. belçika da rahat rahat geldi.
kazanabileceğimiz bir maçtı belçika maçı fakat kazanmak yerine gereksiz biçimde defansa çekilip skora yatmayı tercih ettik. yine de, belki de, tarihimiz boyunca ilk defa skoru korumayı başarabildiğimiz bir maç olması, maçın sevindiren yönlerinden.
hiddink'i eleştirmek olmaz tabi ama sanki chelsea'ye gitmek istiyor gibi bir hava var, veyahut bana öyle geldi.
galatasaray tarihinin en kötü sezonunda milli takıma 6 futbolcu gönderdi geyiği dolaşıyor, selçuk inan'ı sayma, 5. kulağa bi' tuhaf geliyor evet fakat tek tek baktığında hangisini almazsınsınız şu takımda ilk 11'e?
bu arada, aynı ülkede, kimi futbolcuların milli forma için ölesiye oynayıp, kendi kulübünü arka plana atarken, kimi futbolcuların ise milli formayı arka plana atıp, kendi kulübünü ön plana alıyor olması, sinir bozucu.
saçmalamazsak, bu takım euro 2012'ye gider.
tekrarlıyorum, saçmalamazsak.
http://jaimelesport.blogspot.com/...ika-1-1-turkiye.html